بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
10- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Vefat Ettiğinde Üzerinde Nasıl Bir Elbise Vardı?
1837- Ebû Bürde (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Âişe (radıyallahü anha) bize eskimiş bir elbise ile kaba kumaştan yapılmış bir elbise çıkararak dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ruhu bu iki elbise içinde iken kabzolundu.” (Ebû Dâvûd, Libas: 5)
Tirmizî: Bu konuda Ali ve İbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Âişe hadisi hasen sahihtir.
1838- İbn Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Rabbi kendisiyle konuştuğu gün, Mûsâ’nın üzerinde yün elbise, yünden bir külah, yün cübbe, yünden bir şalvarı vardı. Ayakkabıları ise ölmüş bir eşeğin derisindendi.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Humeyd’in, A’reç’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Humeyd Ali’nin oğlu olup Küfelidir.
Tirmizî: Muhammed’den işittim diyordu ki: Humeyd b. Ali el A’reç’in hadisleri münker olup pek itibara alınmaz Humeyd b. Ali el A’rec el Mekkî ise Mücahîd’in arkadaşı olup güvenilen bir kişidir.
“Kümmetü” küçük külah demektir.
١٠ - باب مَا جَاءَ فِي لُبْسِ الصُّوفِ
١٨٣٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ، عَنْ أَبِي بُرْدَةَ، قَالَ أَخْرَجَتْ إِلَيْنَا عَائِشَةُ كِسَاءً مُلَبَّدًا وَإِزَارًا غَلِيظًا فَقَالَتْ قُبِضَ رُوحُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي هَذَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِي الْبَابِ عَنْ عَلِيٍّ وَابْنِ مَسْعُودٍ . وَحَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
١٨٣٨ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، حَدَّثَنَا خَلَفُ بْنُ خَلِيفَةَ، عَنْ حُمَيْدٍ الأَعْرَجِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ، عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( كَانَ عَلَى مُوسَى يَوْمَ كَلَّمَهُ رَبُّهُ كِسَاءُ صُوفٍ وَجُبَّةُ صُوفٍ وَكُمَّةُ صُوفٍ وَسَرَاوِيلُ صُوفٍ وَكَانَتْ نَعْلاَهُ مِنْ جِلْدِ حِمَارٍ مَيِّتٍ ). قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ حُمَيْدٍ الأَعْرَجِ . وَحُمَيْدٌ هُوَ ابْنُ عَلِيٍّ الْكُوفِيُّ . قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ حُمَيْدُ بْنُ عَلِيٍّ الأَعْرَجُ مُنْكَرُ الْحَدِيثِ وَحُمَيْدُ بْنُ قَيْسٍ الأَعْرَجُ الْمَكِّيُّ صَاحِبُ مُجَاهِدٍ ثِقَةٌ . وَالْكُمَّةُ الْقَلَنْسُوَةُ الصَّغِيرَةُ .