بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
76. Cemaatın İmama Uyması Gereken Yerler
619- Muâviye b. Ebî Süfyân (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki;
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
" Rükû ve secdeye benden önce varmayınız. Çünkü ben rükû'a vardığım zaman sizden önce (rükû ve sücûdda) edâ etmiş olduğum kısmı siz (başımı) kaldırdığım zaman telâfi etmiş olursunuz. Çünkü ben yaşlandım."
İbn Mâce, ikâme 41; Dârimî, salât 72; Ahmed b. Hanbel, IV, 92, 98, 176; VI, 264.
620- Ebû İshak'dan nakledilmiştir ki;
Ben, Abdullah İbn Yezîdi'l-Hatmı'yi halka hitab ederken dinledim. Şöyle diyordu:
" Bize asla yalancı olmayan el-Bera'(nın) haber verdi(ğine göre); kendileri (Hazret-i Peygamberle namaz kılarlarken) rukû'dan başlarını Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le beraber kaldırdıkları zaman ayakta beklerlermiş. O'nun secdeye vardığı zaman secdeye varırlarmış."
Buhari, ezan 191; Müslim, salat 200; Ahmed b. Hanbel, IV, 284, 286.
621- el-Berâ (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki:
" Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte namaz kılardık da (Hazret-i Peygamberin alnım yere) koyduğu görülünceye kadar bizden hiç bir kimse belini eğmezdi."
Buhâri, ezan 52, 133; Müslim, salat 197, 198, 200, 201; Tirmizi, salât 92; Ahmed b. Hanbel, IV, 300, 304.
622- Muhârib b. Disâr (şöyle) demiştir:
Abdullah b. Yezîd'i minber üzerinde şöyle konuşurken dinledim:
" Bana el-Berâ rivâyet etti ki, kendileri Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikte namaz kılarlarmış. O rükû etti mi onlar da rükû' ederlermiş. (Berâ sözlerine şöyle devam etmiştir:) " Semiallahü limen hamideh" dediği vakit, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın alnını yere koyduğunu görünceye kadar ayakta dikilirdik. Sonra (bütün cemaat secdeye vararak) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e uyardık.
Müslim, salât 199; Nesâi, imame 38.
٧٦ - باب مَا يُؤْمَرُ بِهِ الْمَأْمُومُ مِنَ اتِّبَاعِ الإِمَامِ
٦١٩ - حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، حَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ، عَنِ ابْنِ مُحَيْرِيزٍ، عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ أَبِي سُفْيَانَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لاَ تُبَادِرُونِي بِرُكُوعٍ وَلاَ بِسُجُودٍ فَإِنَّهُ مَهْمَا أَسْبِقْكُمْ بِهِ إِذَا رَكَعْتُ تُدْرِكُونِي بِهِ إِذَا رَفَعْتُ إِنِّي قَدْ بَدَّنْتُ ) .
٦٢٠ - حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ يَزِيدَ الْخَطْمِيَّ، يَخْطُبُ النَّاسَ قَالَ حَدَّثَنَا الْبَرَاءُ، - وَهُوَ غَيْرُ كَذُوبٍ - أَنَّهُمْ كَانُوا إِذَا رَفَعُوا رُءُوسَهُمْ مِنَ الرُّكُوعِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَامُوا قِيَامًا فَإِذَا رَأَوْهُ قَدْ سَجَدَ سَجَدُوا .
٦٢١ - حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ، وَهَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ، - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبَانَ بْنِ تَغْلِبَ، - قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا الْكُوفِيُّونَ، أَبَانُ وَغَيْرُهُ - عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى، عَنِ الْبَرَاءِ، قَالَ كُنَّا نُصَلِّي مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَلاَ يَحْنُو أَحَدٌ مِنَّا ظَهْرَهُ حَتَّى يَرَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَضَعُ .
٦٢٢ - حَدَّثَنَا الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ، حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ، - يَعْنِي الْفَزَارِيَّ - عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ، قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ يَزِيدَ، يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ حَدَّثَنِي الْبَرَاءُ، أَنَّهُمْ كَانُوا يُصَلُّونَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَإِذَا رَكَعَ رَكَعُوا وَإِذَا قَالَ ( سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ) . لَمْ نَزَلْ قِيَامًا حَتَّى يَرَوْهُ قَدْ وَضَعَ جَبْهَتَهُ بِالأَرْضِ ثُمَّ يَتَّبِعُونَهُ صلّى اللّه عليه وسلّم .