Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 228. İmamın Hutbe Esnasında Bir Başkası İle Konuşması

1093- Câbir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Cuma günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minbere oturunca (cemaate):

" Oturunuz" buyurdu. 

İbn Mes'ud bunu duyunca mescidin kapısına oturuverdi. Resûlüllah onu görüp:

" Ey Abdullah b. Mes'ûd (buraya) gel" buyurdu.

Beyhakî, es-Sünenül-kübrâ, III, 218; Hâkim, el-Müstedrek, I, 286.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis mürsel olarak bilinir. Çünkü insanlar bunu sadece Ata kanalıyle (Câbir'i zikretmeden) Resûlüllah'dan rivâyet etmişlerdir. (Mahled ise, onlara muhalefet etmiş ve mevsûl olarak rivâyet etmiştir). Mahled de (rivâyeti, tetkik edilmek üzere kabul ve kaydedilen) bir râvî (şeyh)dir.

٢٢٨ - باب الإِمَامِ يُكَلِّمُ الرَّجُلَ فِي خُطْبَتِهِ

١٠٩٣ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ كَعْبٍ الأَنْطَاكِيُّ، حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ يَزِيدَ، حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ لَمَّا اسْتَوَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمَ الْجُمُعَةِ قَالَ ‏(‏ اجْلِسُوا ‏) . فَسَمِعَ ذَلِكَ ابْنُ مَسْعُودٍ فَجَلَسَ عَلَى بَابِ الْمَسْجِدِ فَرَآهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ تَعَالَ يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ ‏) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا يُعْرَفُ مُرْسَلاً إِنَّمَا رَوَاهُ النَّاسُ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَمَخْلَدٌ هُوَ شَيْخٌ ‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 227. Cuma Gününde Ezan

1089- es-Sâib b. Yezid (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahü anh)'in devirlerinde cuma günü ilk ezan, imam minbere oturduğu zaman (okunur) idi. Osman (radıyallahü anh), halife olup da insanlar (Medine'de) çoğalınca Osman, cuma gününde üçüncü bir ezam emretti. Bunun üzerine Zevrâ'da bir ezan daha okun(maya başla)dı ve cuma ezam bu şekilde kaldı.

Buhârî, cuma 25; Nesâî, cuma 15; Tirmizî, cuma 20; İbn Mâce, ikâme, 97.

1090- Sâib b. Yezid (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki:

Cuma günü ezan, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) minbere çıktıkları zaman huzurlarında caminin kapısında okunurdu. Ebû Bekr ve Ömer (radıyallahü anh) zamanlarında da (bu böyleydi).

Muhammed b. İshâk hadisin kalanını Yûnus'un rivâyet ettiği (bir önceki hadis) gibi nakletti.

1091- Sâib (b. Yezîd)'den nakledilmiştir ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın sadece bir müezzini vardı. O da Bilâl'dı.

Buharî, Cum'a 22; Nesâî, Cum'a 15; İbn Mâce, ikâme 97; Ahmed b. Hanbel, III, 449. Bundan sonra Muhammed b. îshâk, Yûnus'un hadisindeki mânâyı nakletti.

1092- Nemir'in kızkardeşinin oğlu Sâib b. Yezid'den rivâyet edilmiştir. Şöyle der:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın sadece bir müezzini vardı." (Salih b. Keysân) bütünüyle olmasa da (Yunus'un) hadisi(ni) nakletmiştir.

Bk. bir önceki kaynaklar.

٢٢٧ - باب النِّدَاءِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ

١٠٨٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ الْمُرَادِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، عَنْ يُونُسَ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَخْبَرَنِي السَّائِبُ بْنُ يَزِيدَ، أَنَّ الأَذَانَ، كَانَ أَوَّلُهُ حِينَ يَجْلِسُ الإِمَامُ عَلَى الْمِنْبَرِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فِي عَهْدِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَبِي بَكْرٍ وَعُمَرَ - رضى اللّه عنهما - فَلَمَّا كَانَ خِلاَفَةُ عُثْمَانَ وَكَثُرَ النَّاسُ أَمَرَ عُثْمَانُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ بِالأَذَانِ الثَّالِثِ فَأُذِّنَ بِهِ عَلَى الزَّوْرَاءِ فَثَبَتَ الأَمْرُ عَلَى ذَلِكَ .

١٠٩٠ - حَدَّثَنَا النُّفَيْلِيُّ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ، قَالَ كَانَ يُؤَذَّنُ بَيْنَ يَدَىْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذَا جَلَسَ عَلَى الْمِنْبَرِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ عَلَى بَابِ الْمَسْجِدِ وَأَبِي بَكْرٍ وَعُمَرَ . ثُمَّ سَاقَ نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ .

١٠٩١ - حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، حَدَّثَنَا عَبْدَةُ، عَنْ مُحَمَّدٍ، - يَعْنِي ابْنَ إِسْحَاقَ - عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنِ السَّائِبِ، قَالَ لَمْ يَكُنْ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِلاَّ مُؤَذِّنٌ وَاحِدٌ بِلاَلٌ ثُمَّ ذَكَرَ مَعْنَاهُ .

١٠٩٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ، حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ صَالِحٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّ السَّائِبَ بْنَ يَزِيدَ ابْنَ أُخْتِ، نَمِرٍ أَخْبَرَهُ قَالَ وَلَمْ يَكُنْ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم غَيْرُ مُؤَذِّنٍ وَاحِدٍ . وَسَاقَ هَذَا الْحَدِيثَ وَلَيْسَ بِتَمَامِهِ .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 226. Cuma Namazının Vakti

1086- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cumayı güneş (batıya) yöneldiği zaman kılardı.

Buhârî, cuma 16; Tirmizî, cuma 9.

1087- İyâs b. Seleme, babası Seleme b. el-Ekvâ, şöyle dediğini haber vermiştir:

Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte cumayı kılar, ve (henüz) duvarların gölgesi yokken (mescitten) ayrılırdık.

Müslim, cuma 32; Nesâî, cuma 14; İbn Mâce, ikâme 84; Dârimî, salât 194; Ahmed b. Hanbel, IV, 46, 54.

1088- Sehl b. Sa'd'den nakledilmiştir ki:

Biz cumadan sonra kaylûle yapar ve kahvaltı ederdik.

Buhârî, cuma 40; Müslim, cuma 30; Tirmizî, cuma 26; İbn Mâce, ikâme 84; Ahmed b. Hanbel, V, 336; Darekutnî, sünen, II, 20.

٢٢٦ - باب فِي وَقْتِ الْجُمُعَةِ

١٠٨٦ - حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ، حَدَّثَنِي فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ، حَدَّثَنِي عُثْمَانُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ التَّيْمِيُّ، سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ، يَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يُصَلِّي الْجُمُعَةَ إِذَا مَالَتِ الشَّمْسُ .

١٠٨٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ، حَدَّثَنَا يَعْلَى بْنُ الْحَارِثِ، سَمِعْتُ إِيَاسَ بْنَ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ، قَالَ كُنَّا نُصَلِّي مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الْجُمُعَةَ ثُمَّ نَنْصَرِفُ وَلَيْسَ لِلْحِيطَانِ فَىْءٌ .

١٠٨٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ، أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي حَازِمٍ، عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ، قَالَ كُنَّا نَقِيلُ وَنَتَغَدَّى بَعْدَ الْجُمُعَةِ .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget