Kişinin Bütün Malını Sadaka Olarak Vermesi (Caiz midir?)
40. Kişinin Bütün Malını Sadaka Olarak Vermesi (Caiz midir?)
1675- Câbir b. Abdullah el-Ensârî (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanındaydık, bir adam yumurta kadar bir altın getirip şöyle dedi:
Ya Resûlallah! Bunu maden ocağında buldum. Al, bu sadakadır. Bundan başka bir şeyim yok.
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ondan yüz çevirdi. Sonra o adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sağ tarafından geldi, aynı şeyleri söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine ondan yüz çevirdi. Sonra ona sol tarafından geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine ondan yüz çevirdi. Sonunda arkasından geldi bu sefer Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onu aldı ve adama attı. Eğer ona değseydi incitirdi veya yaralardı. Arkasından Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
" Biriniz, sahib olduğu şeyi getirip:
" -Bu sadakadır" diyor, sonra da oturup insanlara avuç açıyor. Sadakanın en faziletlisi, fazla maldan verilenidir."
Hâkim, el-Müstedrek, I, 413.
1676- Bir önceki hadisi Abdullah b. İdris, Muhammed b. İshak'tan aynı sened ve mana ile rivâyet etmiş ve (Resûlüllah'ın sözüne):
" Bizden malını al, bizim ona ihtiyacımız yok" ibaresini ilâve etmiştir.
1677- Abdullah b. Sa'd'dan rivâyet edildiğine göre Ebû Said el-Hudrî'yi şöyle söylerken işitmiştir:
Bir adam mescide girdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oradakilere elbise tasadduk etmelerini emretti. Onlar da tasaddukta bulundular. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), o adama onlardan ikisinin verilmesini emretti, sonra sadaka vermeye teşvik etti. O adam da gelip iki elbiseden birini tesadduk etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona bağırdı ve:
" Elbiseni al" dedi.
Nesâî, zekât 55.
1678- Ebû Hüreyre'den nakledilmiştir ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Sadakanın en hayırlısı, geride zenginlik bırakan -veya bol maldan verilen- sadakadır. Tasadduka, bakmakla yükümlü olduğun kimselerden başla." diye buyurmuştur.
Buhârî, zekât 18, nafakât 2; Müslim, zekât 95; Nesâî, zekât 53, 60; Dârimî, zekât 21, 22.
٤٠ - باب الرَّجُلِ يَخْرُجُ مِنْ مَالِهِ
١٦٧٥ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ، عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِيِّ، قَالَ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذْ جَاءَ رَجُلٌ بِمِثْلِ بَيْضَةٍ مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَصَبْتُ هَذِهِ مِنْ مَعْدِنٍ فَخُذْهَا فَهِيَ صَدَقَةٌ مَا أَمْلِكُ غَيْرَهَا . فَأَعْرَضَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ثُمَّ أَتَاهُ مِنْ قِبَلِ رُكْنِهِ الأَيْمَنِ فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ أَتَاهُ مِنْ قِبَلِ رُكْنِهِ الأَيْسَرِ فَأَعْرَضَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ثُمَّ أَتَاهُ مِنْ خَلْفِهِ فَأَخَذَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَحَذَفَهُ بِهَا فَلَوْ أَصَابَتْهُ لأَوْجَعَتْهُ أَوْ لَعَقَرَتْهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( يَأْتِي أَحَدُكُمْ بِمَا يَمْلِكُ فَيَقُولُ هَذِهِ صَدَقَةٌ ثُمَّ يَقْعُدُ يَسْتَكِفُّ النَّاسَ خَيْرُ الصَّدَقَةِ مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى ) .
١٦٧٦ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ، عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ، بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ زَادَ ( خُذْ عَنَّا مَالَكَ لاَ حَاجَةَ لَنَا بِهِ ) .
١٦٧٧ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعْدٍ، سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ، يَقُولُ دَخَلَ رَجُلٌ الْمَسْجِدَ فَأَمَرَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم النَّاسَ أَنْ يَطْرَحُوا ثِيَابًا فَطَرَحُوا فَأَمَرَ لَهُ مِنْهَا بِثَوْبَيْنِ ثُمَّ حَثَّ عَلَى الصَّدَقَةِ فَجَاءَ فَطَرَحَ أَحَدَ الثَّوْبَيْنِ فَصَاحَ بِهِ وَقَالَ ( خُذْ ثَوْبَكَ ) .
١٦٧٨ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ خَيْرَ الصَّدَقَةِ مَا تَرَكَ غِنًى أَوْ تُصُدِّقَ بِهِ عَنْ ظَهْرِ غِنًى وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ ) .