Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 72. Mina'da Ne Zaman Hutbe Okunur?

1954- Bekroğullarından iki kişiden; demişlerdir ki: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i teşrik günlerinin ortasında hutbe okurken gördük. Biz onun hayvanının yanında idik. Bu hutbe Resûlüllah'ın Minâ'da irad ettiği hutbe idi.

Beyhaki, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 151.

1955- Câhiliyye döneminde (puthanelerden) bir evin sahibesi olan Serrâ bint Nebhân dedi ki: Başlar gününde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe irad ederek " bu hangi gündür" dedi. Biz de:

Allah ve Resûlüllaha iyi bilir, dedik. (Bunun üzerine):

" Teşrik günlerinin ortası değilimdir?" buyurdu.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Ebû Harre er-Rekâşî'nin amcası da aynı şekilde (Resûlüllah bize:) " Teşrik günlerinin ortasında hutbe irad etti" diye rivâyet etti.

Ahmet b. Hanbel, 72; Beyhaki, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 151.

٧٢ - باب أَىِّ يَوْمٍ يَخْطُبُ بِمِنًى

١٩٥٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ، حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي نَجِيحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ رَجُلَيْنِ، مِنْ بَنِي بَكْرٍ قَالاَ رَأَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَخْطُبُ بَيْنَ أَوْسَطِ أَيَّامِ التَّشْرِيقِ وَنَحْنُ عِنْدَ رَاحِلَتِهِ وَهِيَ خُطْبَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الَّتِي خَطَبَ بِمِنًى .

١٩٥٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، حَدَّثَنَا رَبِيعَةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حِصْنٍ، حَدَّثَتْنِي جَدَّتِي، سَرَّاءُ بِنْتُ نَبْهَانَ - وَكَانَتْ رَبَّةَ بَيْتٍ فِي الْجَاهِلِيَّةِ - قَالَتْ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمَ الرُّءُوسِ فَقَالَ ‏(‏ أَىُّ يَوْمٍ هَذَا ‏) . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ قَالَ ‏(‏ أَلَيْسَ أَوْسَطَ أَيَّامِ التَّشْرِيقِ ‏) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَلِكَ قَالَ عَمُّ أَبِي حُرَّةَ الرَّقَاشِيِّ إِنَّهُ خَطَبَ أَوْسَطَ أَيَّامِ التَّشْرِيقِ .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 71. Mina’da Konaklama (Yerleri)

1953- Ashab'dan birinin şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Minâ'da halka bir hutbe irad edip onları (Kendileri için tayin ettiği) yerlerine yerleştirdi (ve yine bu maksatla kıble (cihet)nin sağına işaret ederek,

" Muhacirler buraya konsun" ;

Kıble (ciheti)nin soluna işaret ederek:

" Ensâr da buraya konsun, (diğer) halk onların çevresine yerleşsinler" buyurdu.

Ahmet b. Hanbel, IV, 61.

٧١ - باب النُّزُولِ بِمِنًى

١٩٥٣ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ، عَنْ حُمَيْدٍ الأَعْرَجِ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِيِّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مُعَاذٍ، عَنْ رَجُلٍ، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ خَطَبَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم النَّاسَ بِمِنًى وَنَزَّلَهُمْ مَنَازِلَهُمْ فَقَالَ ‏(‏ لِيَنْزِلِ الْمُهَاجِرُونَ هَا هُنَا ‏) . وَأَشَارَ إِلَى مَيْمَنَةِ الْقِبْلَةِ ‏(‏ وَالأَنْصَارُ هَا هُنَا ‏) . وَأَشَارَ إِلَى مَيْسَرَةِ الْقِبْلَةِ ‏(‏ ثُمَّ لْيَنْزِلِ النَّاسُ حَوْلَهُمْ ‏) .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 70. Arafat'ta Vakfeye Yetişemeyen Kimse

1951- Abdurrahman b. Ya'mur ed-Deyl(em)î'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Arafat'ta iken yanına varmıştım. Necid halkından da bazı kimseler -Yahut bir grup- geldiler. (İçlerinden) birine (Hazret-i Peygamber'e hacla ilgili sorular sormasını) emrettiler. (O da) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, (Arafat'ta vakfeye yetişemeyen kimsenin) hacc(ı) nasıldır? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de birisine emretti. (O adam da aldığı emre uyarak)

" Hac, hac, Arafe günü (vakfe yapmak) demektir, kim Müzdelife gecesi sabah olmadan (Arafat'a) gelirse haccı tamdır. Minâ günleri üçtür, kim acele eder de iki gün de (Mekke'ye dönerse) ona bir günah yoktur. (Minâ'da) geciken de günahkâr olmaz" diye yüksek sesle bağırdı. Sonra (o bağıran adamın) arkasından bir başka adam gönderdi. O da aynı şeyleri yüksek sesle ilân etmeye başladı.

Tirmizî, hac 57, tefsir sûre (2), 22; İbn Mâce, menâsik 57; Nesâî, menâsik 211, Ahmed b. Hanbel IV, 309-310, 335; Beyhakî, es- Sünenu’l-kübrâ, V, 116; Hâkim, el-Müstedrek, I, 464; İbn Hıbbân, Sahih, VI, 76.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Mihrân da Süfyân'dan (hac kelimesini) –iki defa tekrarlayarak- " Hac, hac (Arafat'ta durmaktır)" dedi, (şeklinde) rivâyet etti. Yahya b. Safd el-Kattân ise Süfyân’dan (hac kelimesini) bir kerre (söyleyerek) " hac (Arafat'ta durmaktır) ded" , (şeklinde rivâyet etti).

1952- Urve b. Mudarris et-Tâî'den nakledilmiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldim (ve):

Ya Resûlallah, ben Tayy dağlarından geliyorum. Hayvanımı da kendimi de yordum. Vallahi (yol boyunca) üzerinde vakfe yapmadık tek bir kum yığını bırakmadım. Benim için hacdan (bir nasib) var mıdır? dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Kim bizimle beraber şu (sabah) namaz(ın)a yetişecek olursa ve bundan önce de gündüzün veya geceleyin Arafat'a gelmiş olursa, haccı tamam olur ve (ihramdan çıkış) temizliğini yapar." buyurdu.

Tirmizî, hac 57; nesaî, hac 211; İbn Mâce, menâsik 57; Ahmet b. Hanbel, IV, 15, 261, 262.

٧٠ - باب مَنْ لَمْ يُدْرِكْ عَرَفَةَ

١٩٥١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، حَدَّثَنِي بُكَيْرُ بْنُ عَطَاءٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي يَعْمَرَ الدِّيلِيِّ، قَالَ أَتَيْتُ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ بِعَرَفَةَ فَجَاءَ نَاسٌ - أَوْ نَفَرٌ - مِنْ أَهْلِ نَجْدٍ فَأَمَرُوا رَجُلاً فَنَادَى رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَيْفَ الْحَجُّ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم رَجُلاً فَنَادَى ‏(‏ الْحَجُّ الْحَجُّ يَوْمُ عَرَفَةَ مَنْ جَاءَ قَبْلَ صَلاَةِ الصُّبْحِ مِنْ لَيْلَةِ جَمْعٍ فَتَمَّ حَجُّهُ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثَةٌ فَمَنْ تَعَجَّلَ فِي يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ ‏) . قَالَ ثُمَّ أَرْدَفَ رَجُلاً خَلْفَهُ فَجَعَلَ يُنَادِي بِذَلِكَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَلِكَ رَوَاهُ مِهْرَانُ عَنْ سُفْيَانَ قَالَ ‏(‏ الْحَجُّ الْحَجُّ ‏) . مَرَّتَيْنِ وَرَوَاهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ عَنْ سُفْيَانَ قَالَ ‏(‏ الْحَجُّ ‏) . مَرَّةً .

١٩٥٢ - حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا عَامِرٌ، أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ بْنُ مُضَرِّسٍ الطَّائِيُّ، قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِالْمَوْقِفِ - يَعْنِي بِجَمْعٍ قُلْتُ جِئْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مِنْ جَبَلِ طَيِّئٍ أَكْلَلْتُ مَطِيَّتِي وَأَتْعَبْتُ نَفْسِي وَاللَّهِ مَا تَرَكْتُ مِنْ جَبَلٍ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ فَهَلْ لِي مِنْ حَجٍّ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ أَدْرَكَ مَعَنَا هَذِهِ الصَّلاَةَ وَأَتَى عَرَفَاتٍ قَبْلَ ذَلِكَ لَيْلاً أَوْ نَهَارًا فَقَدْ تَمَّ حَجُّهُ وَقَضَى تَفَثَهُ ‏) .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget