İhramlı Bir Kimsenin Hizmetçisini Te'dibi
31. İhramlı Bir Kimsenin Hizmetçisini Te'dibi
1820- Esma bint Ebî Bekr (radıyallahü anhâ)’dan nakledilmiştir ki: Biz hac maksadıyla Resûlüllah'la birlikte (yola) çıkmıştık. Arç (denilen yer)e varınca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (hayvanından) indi. Biz de indik. Âişe (radıyallahü anhâ) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına oturdu, ben de babamın yanına oturdum. Ebû Bekr (radıyallahü anh) ile Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (ortaklaşa kullandıkları) bir tek yük hayvanı vardı. Ebû Bekr (radıyallahü anh)'a ait bir hizmetçinin yanında bulunuyordu. Ebû Bekr oturdu, hizmetçisinin (hayvanıyla birlikte) gelmesini bekliyordu. Derken çıkageldi ve yanında yük hayvanı yoktu.
Hayvanın nerede? diye sordu. (O da): -Dün gece onu kaybettim, dedi. Ebû Bekr (radıyallahü anh):
(Zaten) bir tane hayvan (vardı) sen de onu kayıp (mı) ettin? dedi. Ve ona vurmaya başladı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gülümseyerek (şöyle) diyordu:
" Şu ihramlıya bakın ne yapıyor?"
İbn Ebû Rizme dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gülümseyerek " şu ihramlıya bakın ne yapıyor?" dedi; (Bundan) fazla bir tepki göstermedi.
İbn Mâce, menâsik 21; Ahmed b. Hanbel, VI, 344; Beyhakî, es-Sünnenu’l-kübrâ, V,68.
٣١ - باب الْمُحْرِمِ يُؤَدِّبُ غُلاَمَهُ
١٨٢٠ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ أَبِي رِزْمَةَ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ، أَخْبَرَنَا ابْنُ إِسْحَاقَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِي بَكْرٍ، قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حُجَّاجًا حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْعَرْجِ نَزَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَنَزَلْنَا فَجَلَسَتْ عَائِشَةُ - رضى اللّه عنها - إِلَى جَنْبِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَجَلَسْتُ إِلَى جَنْبِ أَبِي وَكَانَتْ زِمَالَةُ أَبِي بَكْرٍ وَزِمَالَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَاحِدَةً مَعَ غُلاَمٍ لأَبِي بَكْرٍ فَجَلَسَ أَبُو بَكْرٍ يَنْتَظِرُ أَنْ يَطْلُعَ عَلَيْهِ فَطَلَعَ وَلَيْسَ مَعَهُ بَعِيرُهُ قَالَ أَيْنَ بَعِيرُكَ قَالَ أَضْلَلْتُهُ الْبَارِحَةَ . قَالَ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ بَعِيرٌ وَاحِدٌ تُضِلُّهُ قَالَ فَطَفِقَ يَضْرِبُهُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَتَبَسَّمُ وَيَقُولُ ( انْظُرُوا إِلَى هَذَا الْمُحْرِمِ مَا يَصْنَعُ ) . قَالَ ابْنُ أَبِي رِزْمَةَ فَمَا يَزِيدُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى أَنْ يَقُولَ ( انْظُرُوا إِلَى هَذَا الْمُحْرِمِ مَا يَصْنَعُ ) . وَيَتَبَسَّمُ .