Devlet Başkanı (Savaşta Ve) Barışta Kendisine Sığınılan Bir Kalkandır
163. Devlet Başkanı (Savaşta Ve) Barışta Kendisine Sığınılan Bir Kalkandır
2759- Ebû Hureyre'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buluştur:
" Devlet başkanı bir kalkandır, savaşa ancak onunla girilir."
Buhari, cihad 109, Müslim, imare 43; Nesâî, beyat 30.
2760- Ebû Rafı dedi ki: Kureys (halkı) beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (elçi olarak) gönderdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görünce kalbime İslâm (a girme arzusu) düştü. Bunun üzerine " Ey Allah'ın Rasûlü, Allah'a yemin olsun ki ben Kureyşlilere asla bir daha dönmeyeceğim" dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " Ben ahdimi bozmam ve (bana gelen) elçilere baskı yapmam. Fakat sen (Kureyşe) geri dön. Eğer şu anda kalbine gelen (İslâm'a girme arzusu orada yine) kalbine gelecek olursa (o zaman buraya) dön gel" buyurdu. Bunun üzerine (gerisin geriye Mekke'ye) gittim. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (tekrar) geldim ve müslüman oldum. (Bu hadisin ravilerinden) Bekir dedi ki: (Hasen b. Ali) bana Ebû Rafi nin (islam'a girmeden önce) kipti olduğunu bildirdi.
Ebû Dâvûd der ki: Bu (hüküm, Hazret-i Peygamberin yaşadığı) zamanda (geçerli) idi. Bu gün (için bu hüküm) uygun değildir.
Ahmed b. Hanbel, VI, 8.
١٦٣ - باب فِي الإِمَامِ يُسْتَجَنُّ بِهِ فِي الْعُهُودِ
٢٧٥٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَزَّازُ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي الزِّنَادِ، عَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ بِهِ ) .
٢٧٦٠ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنِي عَمْرٌو، عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِيِّ بْنِ أَبِي رَافِعٍ، أَنَّ أَبَا رَافِعٍ، أَخْبَرَهُ قَالَ بَعَثَتْنِي قُرَيْشٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَلَمَّا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أُلْقِيَ فِي قَلْبِيَ الإِسْلاَمُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي وَاللَّهِ لاَ أَرْجِعُ إِلَيْهِمْ أَبَدًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنِّي لاَ أَخِيسُ بِالْعَهْدِ وَلاَ أَحْبِسُ الْبُرُدَ وَلَكِنِ ارْجِعْ فَإِنْ كَانَ فِي نَفْسِكَ الَّذِي فِي نَفْسِكَ الآنَ فَارْجِعْ ) . قَالَ فَذَهَبْتُ ثُمَّ أَتَيْتُ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَسْلَمْتُ . قَالَ بُكَيْرٌ وَأَخْبَرَنِي أَنَّ أَبَا رَافِعٍ كَانَ قِبْطِيًّا . قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا كَانَ فِي ذَلِكَ الزَّمَانِ فَأَمَّا الْيَوْمَ فَلاَ يَصْلُحُ .