Vefa Gösterilmesi Emredilen Adak
27. Vefa Gösterilmesi Emredilen Adak
3314- Amr b. Şu'ayb'ın, babası vasıtasıyla dedesinden rivâyet ettiğine göre:
Bir kadın Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip;" Ya Resûlallah, ben senin huzurunda def çalmayı adadım" dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
" - Nezrini yerine getir" buyurdu. Kadın:
Ben, -cahiliye ehlinin kurban kestikleri yeri işaret ederek- şöyle şöyle bir yerde kurban kesmeyi adadım, dedi.
Resûlüllah:
" Resim şeklindeki bir put için mi?"
Hayır.
" Heykelden bir put için mi?"
Hayır.
" Nezrini yerine getir"
Tirmizî, menâkıb 17; Ahmed b. Hanbel, V, 353, 356.
3315- Sabit b. Dahhâk (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir. Der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir adam, Büvâne'de bir deve kesmeyi adadı. Hazret-i Peygamber'e gelip:
Ben Büvâne'de bir deve kurban etmeyi adadım, dedi. Hazret-i Peygamber:
" Orada cahiliye putlarından tapınılan bir put var mı?" dedi.
Sahâbîler: Hayır, dediler. Hazret-i Peygamber:
" Orada onların bayramlarından bir bayram var mı?" Sahâbîler: Hayır, dediler. Hazret-i Peygamber, adama:
" Adağını yerine getir. Şüphesiz Allah'a isyan konusundaki ve insanoğlunun malik olmadığı şeydeki adağa vefa yoktur." buyurdu.
3316- Meymûne binti Kerdem'in şöyle dediği rivâyet edilmistir: Hazret-i Peygamber'in (veda) haccında babamla birlikte çıktım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı gördüm. İnsanların " Resûlüllah" dediklerini duydum. Gözümle onu takibe başladım. Babam kendisine yaklaştı. Resûlüllah devesinin üzerinde idi. Elinde öğretmenlerin sopası gibi (ince) bir sopa vardı. Bedevilerin ve insanların " Tab, tab" dediklerini duydum.
Babam ona (iyice) yaklaştı, ayağını tuttu. Hazret-i Peygamber buna ses çıkarmadı, durup babamı dinledi. Babam:
Ya Resûlallah, ben bir erkek çocuğum dünyaya gelirse, Büvâne (dağı)'nin tepesinde dik yokuşlu yollarda birkaç koyun kurban etmeyi adadım, dedi. -Abdullah b. Zeyd:
" Tam bilmiyorum ama, galiba elli koyun demişti" dedi.- Resûlüllah:
" Orada putlardan bir şey var mı?" diye sordu. Babam:
Hayır, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Allah için adadığın şeyi yerine getir" buyurdu. Meymûne devamla şöyle dedi:
Babam koyunları toplayıp kesmeye başladı. Koyunlardan biri kurtulup kaçtı. Babam;
" Ey Allah'ım, benim adağımı ödet" diyerek onu aradı. Buldu ve kesti.
İbn Mâce, keffârât 18 (bir bölümü).
3317- Amr b. Şu'ayb, Meymûne binti Kerdem b. Süfyân kanalıyla babası Kerdem'den, önceki hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Bu rivâyet öbüründen biraz muhtasardır.
(Bu rivâyete göre) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Orada put veya cahiliye bayramlarından bir bayram var mı?" dedi.
Kerdem:
Hayır, dedi. (Kerdem der ki):
Benim şu annemin yürüme adağı borcu var, onu ödeyeyim mi? İbn Beşşâr bazan, " onu ödeyelim mi?" derdi- dedim; (Resûlüllah:)
" Evet" buyurdu.
٢٧ - باب مَا يُؤْمَرُ بِهِ مِنَ الْوَفَاءِ بِالنَّذْرِ
٣٣١٤ - حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ عُبَيْدٍ أَبُو قُدَامَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ الأَخْنَسِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، : أَنَّ امْرَأَةً، أَتَتِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي نَذَرْتُ أَنْ أَضْرِبَ عَلَى رَأْسِكَ بِالدُّفِّ . قَالَ : ( أَوْفِي بِنَذْرِكِ ) . قَالَتْ : إِنِّي نَذَرْتُ أَنْ أَذْبَحَ بِمَكَانِ كَذَا وَكَذَا، مَكَانٌ كَانَ يَذْبَحُ فِيهِ أَهْلُ الْجَاهِلِيَّةِ . قَالَ : ( لِصَنَمٍ ) . قَالَتْ : لاَ . قَالَ : ( لِوَثَنٍ ) . قَالَتْ : لاَ . قَالَ : ( أَوْفِي بِنَذْرِكِ ) .
٣٣١٥ - حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ، حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ إِسْحَاقَ، عَنِ الأَوْزَاعِيِّ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو قِلاَبَةَ، قَالَ حَدَّثَنِي ثَابِتُ بْنُ الضَّحَّاكِ، قَالَ : نَذَرَ رَجُلٌ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَنْحَرَ إِبِلاً بِبُوَانَةَ، فَأَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ : إِنِّي نَذَرْتُ أَنْ أَنْحَرَ إِبِلاً بِبُوَانَةَ . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( هَلْ كَانَ فِيهَا وَثَنٌ مِنْ أَوْثَانِ الْجَاهِلِيَّةِ يُعْبَدُ ) . قَالُوا : لاَ . قَالَ : ( هَلْ كَانَ فِيهَا عِيدٌ مِنْ أَعْيَادِهِمْ ) . قَالُوا : لاَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( أَوْفِ بِنَذْرِكَ، فَإِنَّهُ لاَ وَفَاءَ لِنَذْرٍ فِي مَعْصِيَةِ اللَّهِ وَلاَ فِيمَا لاَ يَمْلِكُ ابْنُ آدَمَ ) .
٣٣١٦ - حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ بْنِ مِقْسَمٍ الثَّقَفِيُّ، مِنْ أَهْلِ الطَّائِفِ قَالَ حَدَّثَتْنِي سَارَّةُ بِنْتُ مِقْسَمٍ الثَّقَفِيِّ، أَنَّهَا سَمِعَتْ مَيْمُونَةَ بِنْتَ كَرْدَمٍ، قَالَتْ : خَرَجْتُ مَعَ أَبِي فِي حَجَّةِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَرَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَسَمِعْتُ النَّاسَ يَقُولُونَ : رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَجَعَلْتُ أُبِدُّهُ بَصَرِي، فَدَنَا إِلَيْهِ أَبِي وَهُوَ عَلَى نَاقَةٍ لَهُ مَعَهُ دِرَّةٌ كَدِرَّةِ الْكُتَّابِ، فَسَمِعْتُ الأَعْرَابَ وَالنَّاسَ يَقُولُونَ : الطَّبْطَبِيَّةَ الطَّبْطَبِيَّةَ، فَدَنَا إِلَيْهِ أَبِي فَأَخَذَ بِقَدَمِهِ قَالَتْ : فَأَقَرَّ لَهُ وَوَقَفَ فَاسْتَمَعَ مِنْهُ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي نَذَرْتُ إِنْ وُلِدَ لِي وَلَدٌ ذَكَرٌ أَنْ أَنْحَرَ عَلَى رَأْسِ بُوَانَةَ فِي عَقَبَةٍ مِنَ الثَّنَايَا عِدَّةً مِنَ الْغَنَمِ . قَالَ : لاَ أَعْلَمُ إِلاَّ أَنَّهَا قَالَتْ خَمْسِينَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( هَلْ بِهَا مِنَ الأَوْثَانِ شَىْءٌ ) . قَالَ : لاَ . قَالَ : ( فَأَوْفِ بِمَا نَذَرْتَ بِهِ لِلَّهِ ) . قَالَتْ : فَجَمَعَهَا فَجَعَلَ يَذْبَحُهَا فَانْفَلَتَتْ مِنْهَا شَاةٌ فَطَلَبَهَا، وَهُوَ يَقُولُ : اللَّهُمَّ أَوْفِ عَنِّي نَذْرِي . فَظَفِرَهَا فَذَبَحَهَا .
٣٣١٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْحَنَفِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ مَيْمُونَةَ بِنْتِ كَرْدَمِ بْنِ سُفْيَانَ، عَنْ أَبِيهَا، نَحْوَهُ مُخْتَصَرٌ مِنْهُ شَىْءٌ قَالَ : ( هَلْ بِهَا وَثَنٌ أَوْ عِيدٌ مِنْ أَعْيَادِ الْجَاهِلِيَّةِ ) . قَالَ : لاَ . قُلْتُ : إِنَّ أُمِّي هَذِهِ عَلَيْهَا نَذْرٌ وَمَشْىٌ أَفَأَقْضِيهِ عَنْهَا وَرُبَّمَا قَالَ ابْنُ بَشَّارٍ : أَنَقْضِيهِ عَنْهَا قَالَ : ( نَعَمْ ) .