Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Borç Konusunda Şiddet Göstermek

3343- Semüre (b. Cündeb) (radıyallahü anh)'den şöyle rivâyet edilmiştir. Derki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize hitab edip:

" Filan oğullarından burada kimse var mı?" diye sordu. Kimse cevap vermedi. Sonra tekrar;

" Filan oğullarından burada kimse var mı?" dedi. Yine kimse cevap vermedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üçüncü defa tekrar;

" Filan oğullarından burada kimse var mı?" buyurdu. Bu sefer bir adam kalkıp:

Ben varım Ya Resûlallah! dedi. Hazret-i Peygamber:

" Önceki iki seferde niçin cevap vermedin? Şüphesiz ben sizin için sadece hayır anarım. Arkadaşınız, borcuna mukabil hapsedildi (cennete sokulmadı)" buyurdu.

(Semüre der ki:)

O adamı, arkadaşının bütün borçlarını öderken gördüm. Öyle ki, artık ondan bir şey isteyen hiç kimse kalmadı.

Ebû Dâvûd şöyle dedi: (Hadisi Semüre'den nakleden Sem'ân), " Müşennec'in oğlu Sem'an'dır.

Nesâî, buyu 98; Ahmed b. Hanbel, V, 20.

3344- Ebû Mûse'l-Eş'arî (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

" Allah katında; nehyettiği büyük günahlardan sonraki en büyük günah; kişinin ödeyecek mal bırakmadan, borçlu olduğu halde Allah'ın karşısına çıkmasıdır."

Ahmed b. Hanbel, IV, 392.

3345- Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir; der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), borçlu olarak ölenin cenazesini kılmazdı. (Bir gün) bir cenaze getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Onun borcu var mı?" diye sordu.

Evet, iki dinar borcu var, dediler.

" Arkadaşınızın namazını kılınız" buyurdu. Bunun üzerine, Ensar'dan olan Ebû Katâde;

O iki dinarı ben yükleniyorum, Ya Resûlallah, dedi. Hazret-i Peygamber de adamın namazını kıldı.

Allah (celle celâluhu), Rasûlü'ne fetihler müyesser buyurunca Efendimiz:

" Ben her mü'mine kendi nefsinden daha evlâyım. Her kim borç bırakırsa (borçlu ölürse) onu ödemek bana aittir. Kim de mal bırakırsa vârislerine aittir" buyurdu.

Buharî, ferâiz 15; Müslim, ferâiz 16; Tirmizî, cenâiz 69; İbn Mâce, mukaddime 11, sadakat 13; Nesâî, cenâiz 67, ıydeyn 22.

3346- İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edilmiştir; der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kafileden, yanında parası olmadığı halde bir dana satın aldı. Danaya kâr verildi, Resûlüllah da sattı. Kârı, Abdülmuttalib oğullarının muhtaç kadınlarına dağıttı ve:

" Bundan sonra yanımda parası olmadan hiçbir şey satın almayacağım" buyurdu.

Ahmed b. Hanbel, I, 235, 323.

٩ - باب فِي التَّشْدِيدِ فِي الدَّيْنِ

٣٣٤٣ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ، عَنِ الشَّعْبِيِّ، عَنْ سَمْعَانَ، عَنْ سَمُرَةَ، قَالَ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ هَا هُنَا أَحَدٌ مِنْ بَنِي فُلاَنٍ ‏) . فَلَمْ يُجِبْهُ أَحَدٌ ثُمَّ قَالَ ‏(‏ هَا هُنَا أَحَدٌ مِنْ بَنِي فُلاَنٍ ‏) . فَلَمْ يُجِبْهُ أَحَدٌ ثُمَّ قَالَ ‏(‏ هَا هُنَا أَحَدٌ مِنْ بَنِي فُلاَنٍ ‏) . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا مَنَعَكَ أَنْ تُجِيبَنِي فِي الْمَرَّتَيْنِ الأُولَيَيْنِ أَمَا إِنِّي لَمْ أُنَوِّهْ بِكُمْ إِلاَّ خَيْرًا إِنَّ صَاحِبَكُمْ مَأْسُورٌ بِدَيْنِهِ ‏) . فَلَقَدْ رَأَيْتُهُ أَدَّى عَنْهُ حَتَّى مَا بَقِيَ أَحَدٌ يَطْلُبُهُ بِشَىْءٍ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ سَمْعَانُ بْنُ مُشَنَّجٍ ‏.‏

٣٣٤٤ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِيُّ، أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ، حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ أَبِي أَيُّوبَ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا عَبْدِ اللَّهِ الْقُرَشِيَّ، يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا بُرْدَةَ بْنَ أَبِي مُوسَى الأَشْعَرِيَّ، يَقُولُ عَنْ أَبِيهِ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ قَالَ ‏(‏ إِنَّ أَعْظَمَ الذُّنُوبِ عِنْدَ اللَّهِ أَنْ يَلْقَاهُ بِهَا عَبْدٌ - بَعْدَ الْكَبَائِرِ الَّتِي نَهَى اللَّهُ عَنْهَا - أَنْ يَمُوتَ رَجُلٌ وَعَلَيْهِ دَيْنٌ لاَ يَدَعُ لَهُ قَضَاءً ‏)‏ ‏.‏

٣٣٤٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلاَنِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لاَ يُصَلِّي عَلَى رَجُلٍ مَاتَ وَعَلَيْهِ دَيْنٌ فَأُتِيَ بِمَيِّتٍ فَقَالَ ‏(‏ أَعَلَيْهِ دَيْنٌ ‏) . قَالُوا نَعَمْ دِينَارَانِ . قَالَ ‏(‏ صَلُّوا عَلَى صَاحِبِكُمْ ‏) . فَقَالَ أَبُو قَتَادَةَ الأَنْصَارِيُّ هُمَا عَلَىَّ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ فَصَلَّى عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَلَمَّا فَتَحَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أَنَا أَوْلَى بِكُلِّ مُؤْمِنٍ مِنْ نَفْسِهِ فَمَنْ تَرَكَ دَيْنًا فَعَلَىَّ قَضَاؤُهُ وَمَنْ تَرَكَ مَالاً فَلِوَرَثَتِهِ ‏)‏ ‏.‏

٣٣٤٦ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ شَرِيكٍ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، رَفَعَهُ - قَالَ عُثْمَانُ وَحَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ شَرِيكٍ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، - عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِثْلَهُ قَالَ اشْتَرَى مِنْ عِيرٍ تَبِيعًا وَلَيْسَ عِنْدَهُ ثَمَنُهُ فَأُرْبِحَ فِيهِ فَبَاعَهُ فَتَصَدَّقَ بِالرِّبْحِ عَلَى أَرَامِلِ بَنِي عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَقَالَ لاَ أَشْتَرِي بَعْدَهَا شَيْئًا إِلاَّ وَعِنْدِي ثَمَنُهُ ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Hazret-i Peygamberin, " Ölçek Medine'nin Ölçeğidir" Sözü

3342- İbn ömer (radıyallahü anhümâ)'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın;

" Vezin (ağırlık ölçüsü) Mekkelilerin vezni, ölçekse Medinelilerin ölçeğidir" dediğini rivâyet etmiştir.

Ebû Dâvûd şöyle dedi:

Bu hadisi, Feryabî ve Ebû Ahmed; Süf yân’dan aynı şekilde rivâyet etmişlerdir. (İbn Dükeyn), onlara (Feryâbî ve Ebû Ahmed'e isnadda değil) metinde muvafakat etmiştir.

Ebû Ahmed, İbn Ömer'in yerine,’İbn Abbâs'dan" demiştir.

Yine bu hadisi, Velid b. Müslim, Hanzala'dan;

" Medine'nin vezni, Mekke'nin ölçeği" demiştir, şeklinde rivâyet etmiştir.

Yine Ebû Dâvûd şöyle der:

Mâlik b. Dinar'ın, bu konuda Atâ vasıtasıyla Resûlüllah'tan rivâyet ettiği hadisin metninde ihtilâf edilmiştir.

Nesâî, zekât 44, büyü 54.

٨ - باب فِي قَوْلِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الْمِكْيَالُ مِكْيَالُ الْمَدِينَةِ ‏)‏

٣٣٤٢ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا ابْنُ دُكَيْنٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ حَنْظَلَةَ، عَنْ طَاوُسٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الْوَزْنُ وَزْنُ أَهْلِ مَكَّةَ وَالْمِكْيَالُ مِكْيَالُ أَهْلِ الْمَدِينَةِ ‏) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَا رَوَاهُ الْفِرْيَابِيُّ وَأَبُو أَحْمَدَ عَنْ سُفْيَانَ وَافَقَهُمَا فِي الْمَتْنِ وَقَالَ أَبُو أَحْمَدَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ مَكَانَ ابْنِ عُمَرَ وَرَوَاهُ الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ حَنْظَلَةَ قَالَ ‏(‏ وَزْنُ الْمَدِينَةِ وَمِكْيَالُ مَكَّةَ ‏) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَاخْتُلِفَ فِي الْمَتْنِ فِي حَدِيثِ مَالِكِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي هَذَا ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7. Tartıyı Ağır Tutmak (Ve Ücretle Tartmak)

3338- Süveyd b. Kays (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilir: Mahrafe Bu isim bazı nüshalarda " Mahreme" şeklindedir. el-Abdî ile birlikte Hecer'den bez alıp, Mekke'ye getirdik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yürüyerek yanımıza geldi ve bizimle bir iç don pazarlığı yaptı. Orada ücretle tartan bir adam vardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu adama:

" Tart ve (biraz) ağir tut" buyurdu.

Tirmizî, büyü 66; İbn Mâce, ticârâl 34; Nesâî, büyü 54; Dârimî, büyü 47; Ahmed b. Hanbel, IV, 352.

3339- Ebû Safvân b. Umeyra'nın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Hicretten önce, Mekke'de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldim...

(Ravi), bu (önceki) hadisi söyledi, " ücretle tartan" ı anmadı.

Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisi, Kays da Süfyân’in dediği gibi rivayeî etti. Söz Süfyân’ın sözüdür, (doğrusu Süfyân'ın rivâyetidir)

Nesâî, büyü 54; İbn Mâce, ticârât 34.

3340- Ebû Rizme der ki: Babamı şöyle derken işittim:

Bir adam Şu'be'ye:

" Safvân sana muhalefet etti" dedi. Şu'be de, " Bu başımı yardı" karşılığını verdi.

Bana, Yahya b. Maîn'in:

" Her kim Süfyân'a muhalefet ederse (önemsizdir) söz, Süfyân'ın sözüdür." dediği ulaştı.

3341- Ahmed b. Hanbel, Vekî vasıtasıyla Şu'be'nin, " Süfyân’ın hafızası benim hafızamdan daha sağlamdır." dediğini nakletmiştir.

٧ - باب فِي الرُّجْحَانِ فِي الْوَزْنِ وَالْوَزْنِ بِالأَجْرِ

٣٣٣٨ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ، حَدَّثَنِي سُوَيْدُ بْنُ قَيْسٍ، قَالَ جَلَبْتُ أَنَا وَمَخْرَمَةُ الْعَبْدِيُّ، بَزًّا مِنْ هَجَرَ فَأَتَيْنَا بِهِ مَكَّةَ فَجَاءَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَمْشِي فَسَاوَمَنَا بِسَرَاوِيلَ فَبِعْنَاهُ وَثَمَّ رَجُلٌ يَزِنُ بِالأَجْرِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ زِنْ وَأَرْجِحْ ‏)‏ ‏.‏

٣٣٣٩ - حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ، وَمُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، - الْمَعْنَى قَرِيبٌ - قَالاَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ، عَنْ أَبِي صَفْوَانَ بْنِ عُمَيْرَةَ، قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمَكَّةَ قَبْلَ أَنْ يُهَاجِرَ بِهَذَا الْحَدِيثِ وَلَمْ يَذْكُرْ يَزِنُ بِالأَجْرِ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ قَيْسٌ كَمَا قَالَ سُفْيَانُ وَالْقَوْلُ قَوْلُ سُفْيَانَ ‏.‏

٣٣٤٠ - حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي رِزْمَةَ، سَمِعْتُ أَبِي يَقُولُ، قَالَ رَجُلٌ لِشُعْبَةَ خَالَفَكَ سُفْيَانُ . قَالَ دَمَغْتَنِي . وَبَلَغَنِي عَنْ يَحْيَى بْنِ مَعِينٍ قَالَ كُلُّ مَنْ خَالَفَ سُفْيَانَ فَالْقَوْلُ قَوْلُ سُفْيَانَ ‏.‏

٣٣٤١ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ شُعْبَةَ، قَالَ كَانَ سُفْيَانُ أَحْفَظَ مِنِّي ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget