Kaba (Dokunmuş) Elbise (Giymek)
7. Kaba (Dokunmuş) Elbise (Giymek)
4038- Ebû Bürde'den, şöyle dediği rivâyet edilmiştir:
Âişe (radıyallahü anhâ)'nın yanına girdim. Bize Yemen'de yapılan kalın bir peştemal ile mülebbede diye isimlendirilen bir giysi çıkardı ve;
" Allah'a yemin ederim ki, Resûlüllah şu iki elbisenin içinde vefat etti" dedi.
Müslim, libas 34.
4039- Abdullah b. Abbâs'ın şöyle dediği rivâyet olunmuştur:
(Kendilerine) Hârûriyye (isim verilen Haricîler, Hazret-i Ali ile savaşmak üzere yola) çıktıklarında ben Ali (radıyallahü anh)'ın yanına vardım. (Beni Hârûrilerle görüşmekle görevlendirip:)
(Haydi) şu topluluğa gidip (onlarla bir görüş), dedi. Ben de Yemen kumaşlarımın en güzelini giydim (ve yola koyuldum).
Ebû Zümeyl, (hadisin burasında) " İbn Abbâs, güzel ve görkemli bir adam idi" demiştir.
(İbn Abbâs, sözlerine şöyle devam etti): Onların yanına vardım. (Bana), " Merhaba ey Abbâs'ın oğlu!" dediler. (İbn Abbâs da onlara):
" Beni (bu elbiselerden dolayı) niçin ayıplıyorsunuz? Ben elbiselerin en güzelini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın üzerinde gördüm" cevabını verdi.
Ebû Dûvud dedi ki: Ebû Zümeyl'in adı, Simak b. el-Velid el-Hanefi'dir.
٧ - باب لِبَاسِ الْغَلِيظِ
٤٠٣٨ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، ح وَحَدَّثَنَا مُوسَى، حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ، - يَعْنِي ابْنَ الْمُغِيرَةِ - الْمَعْنَى - عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ، عَنْ أَبِي بُرْدَةَ، قَالَ دَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ - رضى اللّه عنها - فَأَخْرَجَتْ إِلَيْنَا إِزَارًا غَلِيظًا مِمَّا يُصْنَعُ بِالْيَمَنِ وَكِسَاءً مِنَ الَّتِي يُسَمُّونَهَا الْمُلَبَّدَةَ فَأَقْسَمَتْ بِاللَّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قُبِضَ فِي هَذَيْنِ الثَّوْبَيْنِ .
٤٠٣٩ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ خَالِدٍ أَبُو ثَوْرٍ الْكَلْبِيُّ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ بْنِ الْقَاسِمِ الْيَمَامِيُّ، حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا أَبُو زُمَيْلٍ، حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ، قَالَ لَمَّا خَرَجَتِ الْحَرُورِيَّةُ أَتَيْتُ عَلِيًّا - رضى اللّه عنه - فَقَالَ ائْتِ هَؤُلاَءِ الْقَوْمَ . فَلَبِسْتُ أَحْسَنَ مَا يَكُونُ مِنْ حُلَلِ الْيَمَنِ - قَالَ أَبُو زُمَيْلٍ وَكَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ رَجُلاً جَمِيلاً جَهِيرًا - قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَأَتَيْتُهُمْ فَقَالُوا مَرْحَبًا بِكَ يَا ابْنَ عَبَّاسٍ مَا هَذِهِ الْحُلَّةُ قَالَ مَا تَعِيبُونَ عَلَىَّ لَقَدْ رَأَيْتُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَحْسَنَ مَا يَكُونُ مِنَ الْحُلَلِ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ اسْمُ أَبِي زُمَيْلٍ سِمَاكُ بْنُ الْوَلِيدِ الْحَنَفِيُّ .