بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
1. Mühür (Yüzük) Edinme Konusundaki Hadisler
4216- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bazı yabancılara mektup yazmak istedi. Kendisine, " Onlar mühürsüz mektubu okumazlar" denildi, bunun üzerine gümüşten yüzük bir mühür edindi. Ve ona (Muhammedün Resûlüllah) Muhammed Allah'ın Resulu'dür" cümlesini kazıttı.
Buharî, Libas 49. 52; Müslim, Libas 56; Tirmizî, İstizan 25.
4217- Vehb b. Bakiyye, Halid'den; o, Said'den; Said, Katade'den; Katade'de Enes'ten, Îsa b. Yunus hadisini rivâyet etmiştir. (Halid rivâyetinde) şunları da ilâve etmiştir:
O yüzük, Rasülullab vefat edinceye kadar elinde idi. (Daha sonra) vefat edinceye kadar Ebûbekir'in elinde, Ondan sonra vefat edinceye kadar Ömer'in elinde idi. Sonra Hazret-i Osman'ın elinde idi, fakat Osman bir kuyunun yanında iken kuyuya düşüverdi. Kuyunun suyunun boşaltılmasını emretti ve boşaltıldı, fakat onu bulamadı.
Buhari, Libas 50.
4218- Enes (radıyallahü anh); şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yüzüğü gümüşten kaşı da Habeş işi idi.
Müslim Libas 61, 62; Tirmizî, Libas 14.
4219- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'dan; şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yüzüğünün tamamı gümüştendi.
Buhari, Libas 48; Tirmizî. Libas 15; Nesai, Zinet 47. Ahmet/3-266.
4220- İbn Ömer (radıyallahü anh) demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) altından bir yüzük edindi. Kaşını avucunun içine denk getirdi. Kaşa " Muhammedun Resûlüllah" cümlesini kazıttı. Bunun üzerine sahabîler de altın yüzükler edindiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların altın yüzük edindiklerini görünce, onu attı (bıraktı) ve " Artık onu ebediyyen takmayacağını" buyurdu. Daha sonra gümüşten bir yüzük edindi ve ona " Muhammedun Resûlüllah" ibaresini nakşettirdi. Efendimiz'den sonra o yüzüğü Ebû Bekir ondan sonra, Ömer; Ömer'den sonra da Eriş kuyusuna düşünceye kadar Osman taktı.
Ebû Davûd der ki: Yüzük kuyuya düşünceye kadar, İnsanlar Hazret-i Osman'a karşı çıkmadılar.
Buharî, Libas. 53; Müslîm, Libas, 55, 57; Tirmizî, Libas 16; Nesai Zinet 33, 34; Mâlik, Sıfatını- Nebî 37.
4221- Bize Osman b. Ebî Şeybe haber verdi, Bize Eyyûb b. Mûsâ'dan naklen Sufyân b. Uyeyne haber verdi. Eyyûb, Nâfi'den o da İbn Ömer'den bu (yukarıdaki) haberi nakledip; şöyle dedi:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona " Muhammedün rasulullah" sözünü kazıttı ve " Benim bu yüzüğümün nakşı üstüne (bunun benzerini) kimse kazıtmasın" buyurdu.
Ravî sonra hadîsi şevketti.
Müslim. Libas 5: Nesaî. Zinet 50; İbn Mâce, Libas 39.
4222- Bize Muhammed b. Yahya b. Faris haber verdi. (Dedi ki) bize Muğîra b. Ziyâd'dan naklen Ebû Asım haber verdi. Ebû Asım, Nâfî'den; Nâfî'de İbn Ömer kanalıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu haberi rivâyet etti. (Bu rivâyette) Ravî şöyle dedi:
Sâhâbiler, o (kuyuya düşen) yüzüğü aradılar, ama bulamadılar. Bunu üzerine, Osman bir yüzük yaptırdı ve üzerine " Muhammedün Resûlüllah" sözünü kazıttı. Hazret-i Osman onu takınırdı.
١ - باب مَا جَاءَ فِي اتِّخَاذِ الْخَاتَمِ
٤٢١٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ مُطَرِّفٍ الرُّؤَاسِيُّ، حَدَّثَنَا عِيسَى، عَنْ سَعِيدٍ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ أَرَادَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَكْتُبَ إِلَى بَعْضِ الأَعَاجِمِ فَقِيلَ لَهُ إِنَّهُمْ لاَ يَقْرَءُونَ كِتَابًا إِلاَّ بِخَاتَمٍ فَاتَّخَذَ خَاتَمًا مِنْ فِضَّةٍ وَنَقَشَ فِيهِ ( مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ) .
٤٢١٧ - حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ، عَنْ خَالِدٍ، عَنْ سَعِيدٍ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسٍ، بِمَعْنَى حَدِيثِ عِيسَى بْنِ يُونُسَ زَادَ فَكَانَ فِي يَدِهِ حَتَّى قُبِضَ وَفِي يَدِ أَبِي بَكْرٍ حَتَّى قُبِضَ وَفِي يَدِ عُمَرَ حَتَّى قُبِضَ وَفِي يَدِ عُثْمَانَ فَبَيْنَمَا هُوَ عِنْدَ بِئْرٍ إِذْ سَقَطَ فِي الْبِئْرِ فَأَمَرَ بِهَا فَنُزِحَتْ فَلَمْ يُقْدَرْ عَلَيْهِ .
٤٢١٨ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، وَأَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنِي يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَنَسٌ، قَالَ كَانَ خَاتَمُ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ وَرِقٍ فَصُّهُ حَبَشِيٌّ .
٤٢١٩ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ، حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كَانَ خَاتَمُ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ فِضَّةٍ كُلُّهُ فَصُّهُ مِنْهُ .
٤٢٢٠ - حَدَّثَنَا نُصَيْرُ بْنُ الْفَرَجِ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ اتَّخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَاتَمًا مِنْ ذَهَبٍ وَجَعَلَ فَصَّهُ مِمَّا يَلِي بَطْنَ كَفِّهِ وَنَقَشَ فِيهِ ( مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ) . فَاتَّخَذَ النَّاسُ خَوَاتِمَ الذَّهَبِ فَلَمَّا رَآهُمْ قَدِ اتَّخَذُوهَا رَمَى بِهِ وَقَالَ ( لاَ أَلْبَسُهُ أَبَدًا ) . ثُمَّ اتَّخَذَ خَاتَمًا مِنْ فِضَّةٍ نَقَشَ فِيهِ ( مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ) . ثُمَّ لَبِسَ الْخَاتَمَ بَعْدَهُ أَبُو بَكْرٍ ثُمَّ لَبِسَهُ بَعْدَ أَبِي بَكْرٍ عُمَرُ ثُمَّ لَبِسَهُ بَعْدَهُ عُثْمَانُ حَتَّى وَقَعَ فِي بِئْرِ أَرِيسَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَلَمْ يَخْتَلِفِ النَّاسُ عَلَى عُثْمَانَ حَتَّى سَقَطَ الْخَاتَمُ مِنْ يَدِهِ .
٤٢٢١ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ مُوسَى، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، فِي هَذَا الْخَبَرِ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنَقَشَ فِيهِ ( مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ) . وَقَالَ ( لاَ يَنْقُشْ أَحَدٌ عَلَى نَقْشِ خَاتَمِي هَذَا ) . ثُمَّ سَاقَ الْحَدِيثَ .
٤٢٢٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ، حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ زِيَادٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، بِهَذَا الْخَبَرِ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ فَالْتَمَسُوهُ فَلَمْ يَجِدُوهُ فَاتَّخَذَ عُثْمَانُ خَاتَمًا وَنَقَشَ فِيهِ ( مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ) . قَالَ فَكَانَ يَخْتِمُ بِهِ أَوْ يَتَخَتَّمُ بِهِ .