Hastaya Had Uygulamak
34. Hastaya Had Uygulamak
4474- Ebû Ümame b. Seni b. Huneyf Ensar'dan Resûlüllah'ın bir sahabisinden şöyle rivâyet etmiştir:
Ensardan bir adam hastalandı, öyle ki bitkin düşüp bir deri bir kemik haline geldi. Ensardan birisinin cariyesi adamın yanına girdi; adam onu arzulayıp cinsel ilişki kurdu. Kavminden bazı adamlar ziyaret için yanına girdiklerinde olup biteni onlara anlattı ve:
" Ben yanıma giren bir cariye ile ilişki kurdum. Benim için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bunun hükmünü bir soruverin" dedi. Adamlar bunu Resûlüllah'a haber verdiler ve:
" İnsanlardan onun kadar sıkıntıda olan birini görmedik. Eğer onu yüklenip sana getirseydik kemikleri dökülürdü. O sadece bir deri bir kemik" dediler.
Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yüz tane hurma salkımı sapı almalarım ve ona bir defa vurmalarını emretti.
4475- Ali (radıyallahü anh) demiştir ki:
Resûlüllah'ın ailesine ait bir cariye zina etmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Ya Ali git ona haddi tatbik et" buyurdu. Gittim bir de ne göreyim! Kadından devamlı kan gidiyor. Resûlüllah'a geldim. Efendimiz:
" İşi bitirdin mi ya Ali?" dedi.
" Kadına gittim, kendisinden kan gidiyordu" dedim.
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Onu kanı kesilinceye kadar bırak, sonra haddi uygula. Sahibi olduğunuz kölelere (ve cariyelere) hadleri uygulayınız" buyurdu.
Ebu Davûd şöyle dedi: Ebû’l-Ahvas da Abdü'l-A'la’dan aynen bu şekilde rivâyet etti. Şu'be, Abdü'l-A'la’dan rivâyet edip şöyle dedi: Resûlüllah:
" Doğuruncaya kadar ona vurma" buyurdu. Ancak birincisi daha sahihtir.
٣٤ - باب فِي إِقَامَةِ الْحَدِّ عَلَى الْمَرِيضِ
٤٤٧٤ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْهَمْدَانِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنِي يُونُسُ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو أُمَامَةَ بْنُ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ، أَنَّهُ أَخْبَرَهُ بَعْضُ، أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنَ الأَنْصَارِ أَنَّهُ اشْتَكَى رَجُلٌ مِنْهُمْ حَتَّى أُضْنِيَ فَعَادَ جِلْدَةً عَلَى عَظْمٍ فَدَخَلَتْ عَلَيْهِ جَارِيَةٌ لِبَعْضِهِمْ فَهَشَّ لَهَا فَوَقَعَ عَلَيْهَا فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ رِجَالُ قَوْمِهِ يَعُودُونَهُ أَخْبَرَهُمْ بِذَلِكَ وَقَالَ اسْتَفْتُوا لِي رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَإِنِّي قَدْ وَقَعْتُ عَلَى جَارِيَةٍ دَخَلَتْ عَلَىَّ . فَذَكَرُوا ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَالُوا مَا رَأَيْنَا بِأَحَدٍ مِنَ النَّاسِ مِنَ الضُّرِّ مِثْلَ الَّذِي هُوَ بِهِ لَوْ حَمَلْنَاهُ إِلَيْكَ لَتَفَسَّخَتْ عِظَامُهُ مَا هُوَ إِلاَّ جِلْدٌ عَلَى عَظْمٍ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَأْخُذُوا لَهُ مِائَةَ شِمْرَاخٍ فَيَضْرِبُوهُ بِهَا ضَرْبَةً وَاحِدَةً .
٤٤٧٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ، أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيلُ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، عَنْ أَبِي جَمِيلَةَ، عَنْ عَلِيٍّ، رضى اللّه عنه قَالَ فَجَرَتْ جَارِيَةٌ لآلِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( يَا عَلِيُّ انْطَلِقْ فَأَقِمْ عَلَيْهَا الْحَدَّ ) . فَانْطَلَقْتُ فَإِذَا بِهَا دَمٌ يَسِيلُ لَمْ يَنْقَطِعْ فَأَتَيْتُهُ فَقَالَ ( يَا عَلِيُّ أَفَرَغْتَ ) . قُلْتُ أَتَيْتُهَا وَدَمُهَا يَسِيلُ . فَقَالَ ( دَعْهَا حَتَّى يَنْقَطِعَ دَمُهَا ثُمَّ أَقِمْ عَلَيْهَا الْحَدَّ وَأَقِيمُوا الْحُدُودَ عَلَى مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَلِكَ رَوَاهُ أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ الأَعْلَى وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ الأَعْلَى فَقَالَ فِيهِ ( لاَ تَضْرِبْهَا حَتَّى تَضَعَ ) . وَالأَوَّلُ أَصَحُّ .