Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 15. Gölge İle Güneş Arasında Oturmak

4821- Hazret-i Ebû HureyreResûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (şöyle) buyurduğunu söylemiştir:

" Biriniz güneşte iken - Mahled (bu cümleyi) gölgede iken, diye rivâyet etti - kendisinden gölge çekilip bir kısmı güneşte bir kısmı da gölgede kalacak olursa, hemen (oradan) kalksın (Her tarafı güneş ya da her tarafı gölge olan yere gidip oraya otursun)."

4822- Kays (İbn Abdi Avf el Haris’in) babasından (rivâyet edildiğne göre bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hutbe okurken bu zat gelmiş (biraz sonra yerini yavaş yavaş gölgeye terk edecek olan) güneş(lik bir yer)e durmuş (ve Hazret-i Peygamberi dinlemeye başlamış. Hazret-i Peygamber onu bu halde görünce biraz sonra güneşle gölge arasında kalacağını anladığı için ona tamamen gölgeye çekilmesini) emretmiş, o zat da (bu emre uyarak) gölgeye çekilmiştir."

١٥ - بَاب فِي الْجُلُوْس بَيْن الْظِّل وَالْشَّمْس

٤٨٢١ - حَدَّثَنَا ابْن الْسَّرْح وَمَخْلَد بْن خَالِد قَالَا: ثَنَا سُفْيَان، عَن مُحَمَّد بْن الْمُنْكَدِر قَال: حَدَّثَنِي مَن سَمِع أَبَا هُرَيْرَة يَقُوْل: قَال أَبُو الْقَاسِم صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: ( إِذَا كَان أَحَدُكُم فِي الْشَّمْس" وَقَال مَخْلَد: "فِي الْفَيْء" فَقَلَص عَنْه الظِّل وَصَار بَعْضُه فِي الْشَّمْس، وَبَعْضُه فِي الْظِّل فَلْيَقُم).

٤٨٢٢ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا يَحْيَى، عَن إِسْمَاعِيْل قَال: حَدَّثَنِي قَيْس، عَن أَبِيْه أَنَّه جَاء رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَخْطُب، فَقَام فِي الْشَّمْس فَأَمَر بِه فَحُوِّل إِلَى الْظِّل.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 14. Meclisin Geniş Olması

4820- Ebû Said el Hudri'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurmuştur:

" Meclislerin en hayırlı olanı (oturanlara nisbetle) en geniş olanıdır."

Ebû Dâvûd der ki: (Senedde geçen Abdurrahman b. Ebi Amra el-Ensari'den maksat), Abdurrahman İbn Amr İbn Ebi Amra el-Ensarî'dir.

١٤ - بَاب فِي سَعَة الْمَجْلِس

٤٨٢٠ - حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِي، ثَنَا عَبْد الْرَّحْمَن بْن أَبِي الْمَوَالِي، عَن عَبْد الْرَّحْمَن بْن أَبِي عَمْرَة الْأَنْصَارِي، عَن أَبِي سَعِيْد الْخُدْرِي قَال:

سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (خَيْر الْمَجَالِس أَوْسَعُهَا).

قَال أَبُو دَاوُد: هُو عَبْد الْرَّحْمَن بْن عَمْرِو بْن أَبِي عَمْرَة الْأَنْصَارِي.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 13. (Halkın Gelip Geçtiği) Yollarda Oturmak

4815- Ebû Said el-Hudri'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Yollarda oturmaktan sakınınız" buyurmuştur da orada bulunan sahabileri:

Ey Allah'ın Resulü, oralarda oturup konuşmamız bizim için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır, demişler.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'da:

" Eğer mutlaka orada oturmamız gerekiyorsa (oturunuz; fakat) yola da hakkını veriniz" buyurmuştur.

 (Bu sefer sahabilef):

Ey Allah'ın rasulü yolun hakkı nedir? diye sormuşlar. (Efendimiz de):

(Bakılması helâl olmayan şeylere karşı) gözleri kapamak, (gelip geçenleri) rahatsız etmekten sakınmak, selâm almak, iyiliğe çağırıp, kötülükten sakındırmaktır" buyurmuş.

Buharî istizan 2; Müslim, Libas 1 14, selâm V3, Ahmed b. Hanbel. 111-36-47.

4816- Hazret-i Ebû Hureyre, şu (bir önceki hadiste söz konusu edilen) hâdiseye ilaveten Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (şu sözü de) rivâyet etmiştir:

(Yolun haklarından biri de yolunu şaşıranlara): yol göstermektir."

4817- İbn Huceyr el-Adevî Ömer İbn el Hattab vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (şu (4815) numaralı hadiste anlatılan) hadiseye ilaveten (şu sözleri de) rivâyet etmiştir:

(Yolların haklarından biri de oradan geçenlerden) yardıma muhtaç olan müslümanlara yardım etmeniz ve yolunu şaşıranlara da yol göstermenizdir."

4818- Hazret-i Enes'den (şöyle) dedifği rivâyet edilmiştir): Bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi de:

Ey Allah'ın Resulü, benim sana (arz etmem gereken) bir ihtiyacım var, dedi,

(Hazret-i Peygamber de) ona:

" Ey falancanın annesi! (şu) sokağın arzu ettiğin tarafında otur. (Senin bu maruzatını dinlemek ve ihtiyacını temin etmek üzere) seninle birlikte ben de oturacağım" buyurdu. Bunun üzerine (kadın sokaktan arzu ettiği bir yere) oturdu (Ona yardımcı olmak gayesiyle) yanına (Hazret-i Peygamber de) oturdu. Nihayet (Hazret-i Peygamberin yardımıyla kadın) ihtiyacını karşıladı.

(Bu hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a rivâyet eden iki raviden birisi olan) İbn Îsa (metinde geçen):

" İhtiyacını karşıladı" sözünü rivâyet etmedi.

(Bu sözü diğer râvi Kesir Ihtı Ubeyd rivâyet eni. Ayrıca bu hadisi İbn Isa, Humeyd'den haddesena sözüyle rivâyet ettiği halde) Kesir: An Humayd an Enes tabiriyle (muan'an olarak) rivâyet etmiştir.

4819- Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre);

" Bir kadının aklında biraz (noksanlık) varmış" (Hazret-i Enes hadisin bundan sonraki kısmında bir önceki hadisin) manasını (rivâyet etmiş.)

Müslim, fedail 76.

١٣ - بَاب فِي الْجُلُوْس فِي الْطُّرُقَات

٤٨١٥ - حَدَّثَنَا عَبْد الْلَّه بْن مَسْلَمَة، ثَنَا عَبْد الْعَزِيْز يَعْنِي ابْن مُحَمَّد عَن زَيْد يَعْنِي ابْن أَسْلَم عَن عَطَاء بْن يَسَار، عَن أَبِي سَعِيْد الْخُدْرِي،

أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (إِيَّاكُم وَالْجُلُوْس بِالْطُّرُقَات) قَالُوْا يَارَسُوْل الْلَّه، مَا بُد لَنَا مِن مَجَالِسِنَا نَتَحَدَّث فِيْهَا فَقَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِن أَبَيْتُم فَأَعْطُوا الْطَّرِيْق حَقَّه) قَالُوْا: وَمَا حَق الْطَّرِيْق يَارَسُوْل الْلَّه؟ قَال: (غَض الْبَصَر، وَكَف الْأَذَى، وَرُد الْسَّلَام، وَالْأَمْر بِالْمَعْرُوْف وَالْنَّهْي عَن الْمُنْكَر).

٤٨١٦ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا بِشْر يَعْنِي ابْن الْمُفَضَّل ثَنَا عَبْد الْرَّحْمَن بْن إِسْحَاق، عَن سَعِيْد الْمَقْبُرِي، عَن أَبِي هُرَيْرَة،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فِي هَذِه الْقِصَّة، قَال: (وَإِرْشَاد الْسَّبِيل).

٤٨١٧ - حَدَّثَنَا الْحَسَن بْن عِيْسَى الْنَّيْسَابُوْرِي، أَخْبَرَنَا ابْن الْمُبَارَك، أَخْبَرَنَا جَرِيْر بْن حَازِم، عَن إِسْحَاق بْن سُوَيْد، عَن ابْن حُجَيْر الْعَدَوِي قَال سَمِعْت عُمَر بْن الْخَطَّاب، عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فِي هَذِه الْقِصَّة قَال: (وَّتُغِيْثُوْا الْمَلْهُوْف، وَتَهْدُوا الْضَّال).

٤٨١٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن عِيْسَى بْن الطَّبَّاع وَكَثِيْر بْن عُبَيْد قَالَا: ثَنَا مَرْوَان، قَال ابْن عِيْسَى قَال: ثَنَا حُمِيَد، عَن أَنَس قَال:

جَاءَت امْرَأَة إِلَى رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَقَالَت: يَارَسُوْل الْلَّه إِن لِي إِلَيْك حَاجَة، فَقَال لَهَا: (يَا أُم فُلَان، اجْلِسِي فِي أَي نَوَاحِي السِّكَك شِئْت حَتَّى أَجْلِس إِلَيْك) قَال: فَجَلَسْت فَجَلَس الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم إِلَيْهَا حَتَّى قَضَت حَاجَتُهَا.

لَم يُذْكَر ابْن عِيْسَى (حَتَّى قَضَت حَاجَتُهَا) وَقَال كَثِيْر: عَن حُمَيْد، عَن أَنَس.

٤٨١٩ - حَدَّثَنَا عُثْمَان بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا يَزِيْد بْن هَارُوْن، ثَنَا حَمَّاد بْن سَلَمَة، عَن ثَابِت، عَن أَنَس أَن امْرَأَة كَان فِي عَقْلِهَا شَىْء بِمَعْنَاه.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget