Azgınlık (Haddini Aşmak) Yasaklanmıştır
51. Azgınlık (Haddini Aşmak) Yasaklanmıştır
4901- Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
" İsrail oğullarının içinde biri hayra diğeri de şerre yönelmiş iki kişi vardı. Birisi günah işlemekle, diğeri de ibadetle meşguldü. İbadetle meşgul olan devamlı olarak diğerini günah işlerken görür ve (her tefasında da ona):
" Vazgeç" derdi. (Yine) birgün (onu böyle) günah üzerinde bulup ona " vazgeç" dedi o da:
Benim karşımdan çekil, benim Rabbim seni benim üzerime bir gözetleyici olarak mı gönderdi? diye cevap verdi. Bunun üzerine (beriki):
Allah'a yemin olsun ki (böyle devam edersen) Allah seni affetmez yahutta seni cennete sokmaz, dedi. Bir süre sonra ikisi de vefat ettiler ve alemlerin rabbi huzurunda bir araya geldiler. (Yüce Allah) şu ibadete düşkün olana:
Sen beni (m kullarıma nasıl muamele yapacağımı kesinlikle) biliyor muydun, yahut benim elimde olan (tasarruf imkanın)a sahip miydin, (de kulum hakkında benim adıma böyle kesin bir hüküm verebildin) dedi.
Günahkâr olana:
Git rahmetimle cennet(im)e gir, buyurdu. Diğeri için de:
" Bunu cehenneme götürün" emrini verdi.
Hazret-i Ebû Hüreyre dedi ki:
" Varlığım elinde olana zata yemin olsun ki (sözü geçen âbid adam diğeri için böyle kesin bir hüküm vermekle) öyle bir söz söylemiş oldu ki, (bu kelime) (kendi) dünyasını da âhiretini de helak etti."
4902- Ebû Bekre'den (şöyle dediği rivâyet edilmiştir): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
" Ahirete ertelenecek cezası ile beraber, sahibi için zulüm ve akrabayı ziyareti terk kadar, Allah'ın cezalandırmayı çabuklandırmasına layık olan bir günah yoktur."
İbn Mâce. zühd 23; Tirmizî. kıyame 57.
٥١ - بَاب فِي الْنَّهْي عَن الْبَغْي
٤٩٠١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن الصَّبَّاح بْن سُفْيَان، ثَنَا عَلِي بْن ثَابِت، عَن عِكْرِمَة بْن عَمَّار قَال: حَدَّثَنِي ضَمْضَم بْن جَوْس قَال: قَال أَبُو هُرَيْرَة: سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: ( كَان رَجُلَان فِي بَنِي إِسْرَائِيْل مُتَوَاخِيَيْن، فَكَان أَحَدُهُمَا يُذْنِب وَالْآخَر مُجْتَهِد فِي الْعِبَادَة فَكَان لَا يَزَال الْمُجْتَهِد يَرَى الْآَخَر عَلَى الْذَّنْب فَيَقُوْل: أَقْصِر، فَوَجَدَه يَوّمَا عَلَى ذَنْب فَقَال لَه: أَقْصِر، فَقَال: خَلِّنِي وَرَبِّي، أَبُعِثْت عَلَي رَقِيْبا؟ فَقَال: وَاللَّه لَا يَغْفِر الْلَّه لَك أَو لَا يُدْخِلُك الْلَّه الْجَنَّة فَقَبَض أَرْوَاحَهُمَا، فَاجْتَمَعَا عِنْد رَب الْعَالَمِيْن، فَقَال لِهَذَا الْمُجْتَهِد: أَكُنْت بِي عَالِمَا؟ أَو كُنْت عَلَى مَا فِي يَدِي قَادِرَا؟ وَقَال لِلْمُذْنِب: اذْهَب فَادْخُل الْجَنَّة بِرَحْمَتِي، وَقَال لِلْآَخَر: اذْهَبُوْا بِه إِلَى الْنَّار: قَال أَبُو هُرَيْرَة: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِه لَتَكَلَّم بِكَلِمَة أَوْبَقَت دُنْيَاه وَآَخِرَتَه. )
٤٩٠٢ - حَدَّثَنَا عُثْمَان بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا ابْن عُلَيَّة، عَن عُيَيْنَة بْن عَبْد الْرَّحْمَن، عَن أَبِيْه، عَن أَبِي بَكْرَة قَال:
قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (مَا مِن ذَنْب أَجْدَر أَن يُعَجِّل الْلَّه تَعَالَى لِصَاحِبِه الْعُقُوْبَة فِي الْدُّنْيَا، مَع مَا يَدَّخِر لَه فِي الْآَخِرَة مِثْل الْبَغْي وَقَطِيْعَة الْرَّحِم).