بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
53. La'net Etmenin Hükmü
4905- Hazret-i Ebû'd-Derdâ, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu söylemiştin
" Kul bir şeye lanet ettiği zaman o lanet semaya yükselir. Fakat (lanet çok korkunç bir hadise olduğundan) gök kapıları (korkularından onu kabul etmek istemezler de) hemen onun önünde kapanıverirler. Sonra yere iner; (fakat) onun önünde yer kapıları da kapanır. Sonra (gidecek bir yer bulamadığından) sağa-sola meyletmeye başlar. (Sağa ya da sola gitmek için de) bir izin bulamayınca (gerçekten lanet edilmeye lâyık) ise lanet edilen kimseye döner. (Lâyık) değilse lanet edene döner."
Ebû Dâvûd der ki, Mervan, Muhammed, senedinde bulunan Velid b. Rebah'ın aslında Rebah b. Velid olduğunu ve bu hadisi Nemraridan işittiğini söyledi. Yahya İbn Hassan (ondan Velid İbn Rebah diye) bahsetmekle yanılmıştır.
Tirmizî, birr 48.
4906- Semure İbn Cündeb'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
" Birbirinize Allah'ın lânetiyie, gazabıyla ve cehennem ateşiyle lanet etmeyin"
Tirmizî, birr 48; Ahmed b. Hanbel, V, 15.
4907- Ebû'd Derdâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
" Lânetçiler, kıyamet gününde ne şefaatçi olabilirler, ne şâhid olabilirler"
Müslim, birr 84.
4908- İbn Abbâs'dan (rivâyet edildiğine göre); Bir adam rüzgâra lanet etti- (Bu hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a rivâyet eden diğer râvi) Müslim (ise bu hadisi) şöyle rivâyet etti:
" Hazret-i Peygamber zamanında rüzgâr bir adamın etekliğini vücudundan çekip aldı. Adam da rüzgâra lanet etti." Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Ona, lanet etme! Çünkü o emirle hareket eder ve bir kimse lânete ehil olmayan bir şeye lanet edecek olursa o lanet kendisine döner" buyurdu.
Tirmizî, birr 48.
٥٣ - بَاب فِي الْلَّعْن
٤٩٠٥ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن صَالِح، ثَنَا يَحْيَى بْن حَسَّان، ثَنَا الْوَلِيِّد بْن رَبَاح قَال: سُمِعَت نِمْرَان يَذْكُر عَن أُم الْدَّرْدَاء قَالَت: سُمِعَت أَبَا الْدَّرْدَاء يَقُوْل:
قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِن الْعَبْد إِذَا لَعَن شَيْئا صَعِدَت الْلَّعْنَة إِلَى الْسَّمَاء فَتُغْلَق أَبْوَاب الْسَّمَاء دُوْنَهَا، ثُم تَهْبِط إِلَى الْأَرْض فَتُغْلَق أَبْوَابُهَا دُوْنَهَا، ثُم تَأْخُذ يَمِيْنَا وَشَمَالا فَإِذَا لَم تَجِد مَسَاغا رَجَعَت إِلَى الَّذِي لُعِن، فَإِن كَان لِذَلِك أَهْلَا وَإِلَّا رَجَعَت إِلَى قَائِلِهَا).
قَال أَبُو دَاوُد: قَال مَرْوَان بْن مُحَمَّد: هُو رَبَاح بْن الْوَلِيّد سَمِع مِنْه، وَذَكَر أَن يَحْيَى بْن حَسَّان وَهِم فِيْه.
٤٩٠٦ - حَدَّثَنَا مُسْلِم بْن إِبْرَاهِيْم، ثَنَا هِشَام، ثَنَا قَتَادَة، عَن الْحَسَن، عَن سَمُرَة بْن جُنْدُب،
عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (لَا تَلَاعَنُوا بِلَعْنَة الْلَّه وَلَا بِغَضَب الْلَّه وَلَا بِالْنَّار).
٤٩٠٧ - حَدَّثَنَا هَارُوْن بْن زَيْد بْن أَبِي الزَّرْقَاء، ثَنَا أَبِي، ثَنَا هِشَام بْن سَعْد، عَن أَبِي حَازِم وَزَيْد بْن أَسْلَم، أَن أَم الْدَّرْدَاء قَالَت: سُمِعَت أَبَا الْدَّرْدَاء قَال:
سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (لَا يَكُوْن اللَّعَّانُون شُفَعَاء وَلَا شُهَدَاء).
٤٩٠٨ - حَدَّثَنَا مُسْلِم بْن إِبْرَاهِيْم، ثَنَا أَبَان، ح وَثَنا زَيْد بْن أَخْزَم الْطَّائِي، ثَنَا بِشْر بْن عُمَر، ثَنَا أَبَان بْن يَزِيْد الْعَطَّار، ثَنَا قَتَادَة، عَن أَبِي الْعَالِيَة، قَال زَيْد:
عَن ابْن عَبَّاس أَن رَجَلَا لَعَن الرِّيَح، وَقَال مُسْلِم: أَن رَجُلَا نَازَعَتْه الرِّيَح رِدَاءَه عَلَى عَهْد الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَلَعَنَهَا، فَقَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (لَا تَلْعَنْهَا فَإِنَّهَا مَأْمُوْرَة، وَإِنَّه مَن لَعَن شَيْئا لَيْس لَه بِأَهْل رَجَعَت الْلَّعْنَة عَلَيْه).