Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 155. Ayağa Kalkma Hakkında (Gelen Hadisler)

5215- Hazret-i Ebû Said el-Hudrî'den (rivâyet edildiğine göre) Kureyza'hlar Hazret-i Sa'd'ın hakemliğine (razı olarak kalelerinden inince) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(gelip hakemlik yapması için) Hazret-i Sa'd'a (bir haberci) gönderdi. Bunun üzerine Hazret-i Sa'd, bir eşek üzerinde oraya geldi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)(Hazret-i Sa'd'ın geldiğini görünce):

" Haydi kalkınız efendinize!" yahutta;

" en hayırlınıza!" buyurdu. (Hazret-i Sa'd da) hayvanından indi ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına gelip oturdu.

Buhârî, ıtk 17, istizan 26; Ahmed b. Hanbel, III, 22, 71, V1-I42; Müslim, cihad. 64.

5216- Şu (bir önceki hadis,) Şu'be'den de (rivâyet edilmiştir). Bu hadisi Şu'be şöyle rivâyet etti: (Hazret-i Peygamber) mescidin yakınında idi. Ensara (hitaben):

" Haydi kalkınız efendinize" buyurdu.

5217- Mü'minlerin annesi Âişe (radıyallahü anhâ)'dan (rivâyet edilmiştir): Dedi ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şekil, davranış ve hal bakımından Hazret-i Fatima (radıyallahü anhâ)'den daha çok benzeyen birini görmedim."

(Ebû Dâvûd'un diğer şeyhi) el-Hasen (b. Ali, bu cümleyi): - Söz ve konuşma bakımından , (daha çok benzeyen birini görmedim, diye) rivâyet etti. " Yol ve davranış bakımından" kelimelerini rivâyet etmedi. (Bu hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a rivâyet eden el-Hasen b. Ali ve İbn Beşşâr isimli şeyhleri hadisin kalan kısmını şu şekilde rivâyet ettiler):

" Hazret-i Fatima, Hazret-i Peygamber'in yanına girdiği zaman (Hazret-i Peygamber) onun için ayağa kalkar, elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu."

(Hazret-i Peygamber de) Hazret-i Fatima'nın yanına girdiği zaman Hazret-i Fatima hemen Onun ayağa kalkar, elinden tutar, O'nu öper, kendi yerine oturdu."

Buharî Fezailüssahabe 27, edeb 70; Tirmizî, menakıb 37, 60.

١٥٥ - بَاب مَا جَاء فِي الْقِيَام

٥٢١٥ - حَدَّثَنَا حَفْص بْن عُمَر، ثَنَا شُعْبَة، عَن سَعْد بْن إِبْرَاهِيْم، عَن أَبِي أُمَامَة بْن سَهْل بْن حُنَيْف عَن أَبِي سَعِيْد الْخُدْرِي أَن أَهْل قُرَيْظَة لَمَّا نَزَلُوْا عَلَى حُكْم سَعْد أَرْسَل إِلَيْه الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَجَاء عَلَى حِمَار أَقْمَر ، فَقَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (قُوْمُوْا إِلَى سَيِّدِكُم) أَو (إِلَى خَيْرِكُم) فَجَاء حَتَّى قَعَد إِلَى رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم.

٥٢١٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن بَشَّار، ثَنَا مُحَمَّد بْن جَعْفَر، عَن شُعْبَة بِهَذَا الْحَدِيْث قَال: فَلَمَّا كَان قَرِيْبَا مِن الْمَسْجِد قَال لِلْأَنْصَار: (قُوْمُوْا إِلَى سَيِّدِكُم).

٥٢١٧ - حَدَّثَنَا الْحَسَن بْن عَلِي وَابْن بَشَّار قَالَا: ثَنَا عُثْمَان بْن عُمَر، أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيْل، عَن مَيْسَرَة بْن حَبِيْب، عَن الْمِنْهَال بْن عَمْرو، عَن عَائِشَة بِنْت طَلْحَة، عَن أُم الْمُؤْمِنِيْن عَائِشَة رَضِي الْلَّه عَنْهَا أَنَّهَا قَالَت: مَا رَأَيْت أَحَدَا كَان أَشْبَه سَمْتَا وَهَدْيَا وَدَلا، وَقَال الْحَسَن: حَدِيْثا وَكَلَامِا، وَلَم يَذْكُر الْحَسَن الْسَّمْت وَالْهَدْي وَالْدَّل بِرَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم مِن فَاطِمَة كَرَّم الْلَّه وَجْهَهَا: كَانَت إِذَا دَخَلَت عَلَيْه قَام إِلَيْهَا فَأَخَذ بِيَدِهَا وَقَبَّلَهَا وَأَجْلَسَهَا فِي مَجْلِسِه، وَكَان إِذَا دَخَل عَلَيْهَا قَامَت إِلَيْه فَأَخَذَت بِيَدِه فَقَبَّلَتْه وَأَجْلَسَتْه فِي مَجْلِسِهَا.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 154. Kucaklaşma

5214- Aneze (kabilesin) den (olan) bir adamdan (rivâyet edildiğine göre) kendisi Hazret-i Ebû Zer'e Şam'dan sürgün edildiği zaman:

Ben sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hadislerinden bir hadisi sormak istiyorum, demiş. Hazret-i Ebû Zer de:

(Hazret-i Peygamber'in) sır(ların)dan değilse ben de sana haber veririm, cevabım vermiş. (Aneze kabilesinden olan bu adam rivâyetine şöyle devam etti:) Ben de:

(Hazret-i Peygamberin sırlarından) bir sır değildir. Kendisiyle karşılaştığınız zaman, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sizinle müsafaha eder miydi? (Bunu sormak istiyorum), dedim.

Kendisiyle her karşılaştığımda benimle mutlaka müsafaha ederdi. Birgün (beni huzuruna çağırmak üzere) bana (bir adam) göndermiş. Ben de evimde yoktum. (Eve) gelince Resûlüllah'ın bana (bir adam) gönderdiğini haber aldım. Bunun üzerine (doğru) kendisine vardım. Makamında bulunuyordu. Beni (görünce) hemen kucakladı; bu çok, pek çok daha güzeldi.

Ahmed b. Hanbel, V, 162, 168.

١٥٤ - بَاب فِي الْمُعَانَقَة

٥٢١٤ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، أَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْن يَعْنِي خَالِد بْن ذَكْوَان عَن أَيُّوْب بْن بُشَيْر بْن كَعْب الْعَدَوِي، عَن رَجُل مِن عَنَزَة أَنَّه قَال لِأَبِي ذَر حَيْث سُيِّر مِن الْشَّام:

إِنِّي أُرِيْد أَن أَسْأَلَك عَن حَدِيْث مِن حَدِيْث رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: إِذَا أَخْبَرَك بِه إِلَا أَن يَكُوْن سِرا، قُلْت: إِنَّه لَيْس بِسِر، هَل كَان رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يُصَافِحُكُم إِذَا لَقِيْتُمُوه؟ قَال: مَا لَقِيْتُه قَط إِلَّا صَافَحَنِي، وَبَعَث إِلَي ذَات يَوْم وَلَم أَكُن فِي أَهْلِي، فَلَمَّا جِئْت أُخْبِرْت أَنَّه أَرْسَل إِلَي، فَأَتَيْتُه وَهُو عَلَى سَرِيْرِه فَالْتَزَمَنِي، فَكَانَت تِلْك أَجْوَد وَأَجْوَد.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 153. Mûsâfaha (El Sıkışma)

5211- el-Berâ b. Azib'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" İki müslüman karşılaştıklarında el sıkışır, azîz ve celîl olan Allah'a hamd eder ve birbirlerine (günahlarının bağışlanması için) af dilerlerse (günâhları) bağışlanır.

5212- el-Berâ b. Azib'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" İki müslüman karşılaşırlar da el sıkışırlarsa daha ayrılmadan önce (mutlaka) bağışlanmış olurlar."

Tirmizi, istizan 31; Ahmed b. Hanbel, IV, 289, 303; İbn Mâce, edeb 15.

5213- Hazret-i Enes b. Mâlik'den demiştir ki: Yemenliler (Medine'ye Hazret-i Peygamberle görüşmek üzere) gelince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (onlar hakkında ashabına) şöyle dedi:

" Size Yemen halkı geldi. Onlar ilk müsafaha ilk yapan kimselerdir."

Buharî, megazî 74; Müslim, iman 82, 84, 89; Tirmizî menakıb 71; Darimî, mukaddime 14; Ahmed b. Hanbel, II, 235, 252,258, 267,277, 380, 474, 480, 488, 502,541, III, 105, 155, 18, 212,223,251,262, IV-154.

١٥٣ - بَاب فِي الْمُصَافَحَة

٥٢١١ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْن عَوْن، أَخْبَرَنَا هُشَيْم، عَن أَبِي بَلْج، عَن زَيْد أَبِي الْحَكَم الْعَنَزِي، عَن الْبَرَاء بْن عَازِب قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَان فَتَصَافَحَا، وَحَمَّاد الْلَّه [عَز وَجَل] وَاسْتَغْفَرَاه غُفِر لَهُمَا).

٥٢١٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا أَبُو خَالِد وَابْن نُمَيْر، عَن الْأَجْلَح، عَن أَبِي إِسْحَاق، عَن الْبَرَاء قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (مَا مِن مُسْلِمَيْن يَلْتَقِيَان فَيَتَصَافَحَان إِلَا غُفِر لَهُمَا قَبْل أَن يَفْتَرِقَا).

٥٢١٣ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، ثَنَا حُمِيَد، عَن أَنَس بْن مَالِك قَال:

لِّمَا جَاء أَهْل الْيَمَن قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (قَد جَاءَكُم أَهْل الْيَمَن وَهُم أَوَّل مَن جَاء بِالْمُصَافَحَة).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget