Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 172. Yollardan (Gelip Geçeni) Rahatsız Eden Engelleri Kaldırmanın Fazileti

5242- Abdullah b. Büreyde dedi ki: Ben babam Büreyde'yi şöyle derken işittim:

" Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim:

İnsanda 360 eklem vardır. (Bu nedenle insan oğlunun) üzerine (hergün için) kendisinde bulunan her eklem karşılığında sadaka vermek borçtur."

(Hazret-i Büreyde sözlerine şöyle devam etti. Orada hazır bulunanlar):

Ey Allah’ın elçisi, buna kim güç yettirebilir? diye sordular. (Hazret-i Peygamber de:)

Mesciddeki balgamı toprağın altına gömersin. (Bu bir sadakadır. Gelip geçenleri) rahatsız edici şey (leri) yoldan kaldırırsın. (Bu da bir sadakadır). Eğer (sadaka yerine geçen böyle yapılacak başka bir iyilik) bulamazsan (bu eklemlere karşılık bir sadaka olmak üzere) iki rekat bir kuşluk namazı (kılman) sana yeter.

Müslim, zekat 54; Ahmed b. Hanbel; V, 354, 359.

5243- Hazret-i Ebû Zer'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Âdemoğlunun her eklemine karşı (üzerine düşen) bir sadaka (borcu) vardır. (Bununla beraber Âdemoğlunun) karşılaştığı bir kimseye vermiş olduğu selâm sadakadır, iyiliğe çağırması bir sadakadır, kötülük(ler)den men'etmesi bir sadakadır. Eşiyle cinsi münasebette bulunması bir sadakadır" (Hazret-i Ebû Zer, sözlerine devam ederek şunları söyledi): Orada bulunanlar:

Ey Allah'ın Resulü (bir insanın) şehvetine uyması da mı, onun için sadaka oluyor?" diye sordu da (Hazret-i Peygamber):

Pekiyi onu gayr-i meşru bir yerde tatmin etseydi günah işlemiş olmayacak mıydı? Ne dersin? (Bununla beraber) bu eklemlerin hepsine birden (sadaka olarak sadece) iki rekat kuşluk namazı da yeter" buyurdu.

Buharî, sulh II, cihad 72, 128; Müslim, müsafirin 84, zekât 56; Ebû Dâvûd, tetavvu 12; Ahmed b..Hanbel, 11,316,328.

Ebû Dâvûd dedi ki: Hammad bu hadisi (rivâyet ederken) iyiliğe çağırma ile kötülükten men etmeyi zikretmedi.

5244- Hazret-i Ebû Zer'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şu (bir önceki) hadisi (yaptığı bir konuşmanın) arasında dile getirmiştir.

5245- Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(İman etmekten başka) hiçbir hayır işlememiş olan bir adam bir diken dalını yoldan kaldırdı. Bu diken ya bir ağaçta idi de (gelip geçeni rahatsız edeceği için) onu çekip (zarar vermeyeceği bir yere) atmıştı. Yahutta (yol üzerine) konulmuştu da onu (yoldan) kaldırdı. Bu yüzden (yüce) Allah onu affedip cennete koydu."

Müslim, birr 127.

١٧٢ - بَاب فَي إِمَاطَة الْأَذَى عَن الْطَّرِيْق

٥٢٤٢ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن مُحَمَّد الْمَرْوَزِي قَال: حَدَّثَنِي عَلِي بْن حُسَيْن قَال: حَدَّثَنِي أَبِي قَال: حَدَّثَنِي عَبْد الْلَّه بْن بُرَيْدَة قَال: سُمِعَت أَبِي بُرَيْدَة يَقُوْل:

سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (فِي الْإِنْسَان ثَلَثِمِائَة وَسِتُّوْن مُفَصَّلَا، فَعَلَيْه أَن يَتَصَدَّق عَن كُل مَفْصِل مِنْه بِصَدَقَة) قَالُوْا: وَمَن يُطِيْق ذَلِك يَا نَبِي الْلَّه؟ قَال: (الْنُّخَاعَة فِي الْمَسْجِد تَدْفِنُهَا، وَالْشَّىْء تُنَحِّيَه عَن الْطَّرِيْق، فَإِن لَم تَجِد فَرَكْعَتَا الْضُّحَى تُجْزِئُك).

٥٢٤٣ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا حَمَّاد بْن زَيْد، ح، وَثَنَا أَحْمَد بْن مَنِيْع، عَن عَبَّاد بْن عَبَّاد، وَهَذَا لَفْظُه وَهُو أَتَم، عَن وَاصِل، عَن يَحْيَى بْن عُقَيْل، عَن يَحْيَى بْن يَعْمَر، عَن أَبِي ذَر، عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: ( يُصْبِح عَلَى كُل سُلَامَى مِن ابْن آَدَم صَدَقَة، تَسْلِيْمِه عَلَى مَن لَقِي صَدَقَة، وَأَمْرُه بِالْمَعْرُوْف صَدَقَة، وَنَهْيِه عَن الْمُنْكَر صَدَقَة، وَإِمَاطَتُه الْأَذَى عَن الْطَّرِيْق صَدَقَة، وَبُضْعَتُه أَهْلَه صَدَقَة) قَالُوْا: يَارَسُوْل الْلَّه يَأْتِي شَهْوَتَه وَتَكُوْن لَه صَدَقَة؟ قَال: (أَرَأَيْت لَو وَضَعَهَا فِي غَيْر حَقِّهَا أَكَان يَأْثَم؟) قَال: (وَيُجْزِىء مِن ذَلِك كُلِّه رَكْعَتَان مِن الْضُّحَى).

قَال أَبُو دَاوُد: لَم يَذْكُر حَمَّاد الْأَمْر وَالْنَّهْي.

٥٢٤٤ - حَدَّثَنَا وَهْب بْن بَقِيَّة، أَخْبَرَنَا خَالِد، عَن وَاصِل، عَن يَحْيَى بْن عُقَيْل، عَن يَحْيَى بْن يَعْمَر، عَن أَبِي الْأَسْوَد الْدِّيْلِي، عَن أَبِي ذَر بِهَذَا الْحَدِيْث، وَذَكَر الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فِي وَسْطِه.

٥٢٤٥ - حَدَّثَنَا عِيْسَى بْن حَمَّاد، أَخْبَرَنَا الْلَّيْث، عَن مُحَمَّد بْن عَجْلَان، عَن زَيْد بْن أَسْلَم، عَن أَبِي صَالِح، عَن أَبِي هُرَيْرَة، عَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم أَنَّه قَال: (نَزَع رَجُل لَم يَعْمَل خَيْرَا قَط غُصْن شَوْك عَن الْطَّرِيْق، إِمَّا كَان فِي شَجَرَة فَقَطَعَه وَأَلْقَاه، وَإِمَّا كَان مَوْضُوعَا فَأَمَاطَه فَشَكَر الْلَّه لَه بِهَا فَأَدْخَلَه الْجَنَّة).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 171. Arabistan Kirazı Ağacını Kesmenin Hükmü

5239- Abdullah b. Hubşiyy'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Her kim arabistan kirazı ağacını keserse, Allah onu başı üzeri cehenneme atsın."

Ebû Dâvûd'a bu hadisin manası soruldu da:

" Bu hadis muhtasardır (kısaltılmıştır); her kim çölde yolcuların ve hayvanların gölgelendiği bir Arabistan kirazı ağacını boş yere, haksız olarak keserse Allah onun başını cehenneme atsın, manasına gelmektedir" cevabını verdi.

5240- Bir önceki hadisin (senedi) Hazret-i Peygamber'e kadar ulaştırıldığı gibi Ureve b. ez-Zübeyr de bu hadisi(n senedini) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e kadar ulaştırmıştır.

5241- Hassan b. İbrahim dedi ki:

" Ben Hişam b. Urve'ye (babası) Urve'nin köşküne dayanmış bir halde iken arabistan kirazı ağaçlarını kesmenin hükmünü sordum da (bana):

Şu kapıları ve kanatlan görüyor musun? İşte onlar(ın maddesi) Urve'nin arabistan kirazı ağaçlarıdır. Urve onu kendi arsasından keser ve bunda bir sakınca yoktur- derdi.

(Mûsânnif Ebû Dâvûd'a bu hadisi rivâyet eden) Humeyd (b. Mesade bu rivâyete şunları da) ekledi: Bunun üzerine (Hişam bu soruyu kendisine soran Hassan'a):

Ey Iraklı! Sen (bana bid'at (bir mesele) getirdin" dedi. (Hadisin kalan kısmını Hassan) şöyle anlattı. Ben de Hişam'a

" Bid'at sizin tarafınızdan (geldi)(çünkü) ben Mekke'de bir kimseyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Arabistan kirazı ağacını kesen kimseye lanet etti" derken işittim (sizse onu kesmenin caiz olduğunu söylüyorsunuz)" dedim. Sonra (Hassan bir önceki hadisin) manasını rivâyet etti.

١٧١ - بَاب فِي قَطْع الْسِّدْر

٥٢٣٩ - حَدَثَا نَصْر بْن عَلِي، أَخْبَرَنَا أَبُو أُسَامَة، عَن ابْن جُرَيْج، عَن عُثْمَان بْن أَبِي سُلَيْمَان، عَن سَعِيْد بْن مُحَمَّد بْن جُبَيْر بْن مُطْعِم، عَن عَبْد الْلَّه بْن حُبْشِي قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (مَن قَطَع سِدْرَة صَوَّب الْلَّه رَأْسَه فِي الْنَّار).

سُئِل أَبُو دَاوُد عَن مَعْنَى هَذَا الْحَدِيْث فَقَال: هَذَا الْحَدِيْث مُخْتَصَر، يَعْنِي مَن قَطَع سِدْرَة فِي فَلَاة يَسْتَظِل بِهَا ابْن الْسَّبِيل وَالْبَهَائِم عَبَثَا وَظُلْمَا بِغَيْر حَق يَكُوْن لَه فِيْهَا صَوَّب الْلَّه رَأْسَه فِي الْنَّار.

٥٢٤٠ - حَدَّثَنَا مَخْلَد بْن خَالِد وَسَلَمَة يَعْنِي ابْن شَبِيْب قَالَا: ثَنَا عَبْد الْرَّزَّاق، أَخْبَرَنَا مَعْمَر، عَن عُثْمَان بْن أَبِي سُلَيْمَان، عَن رَجُل مِن ثَقِيْف، عَن عُرْوَة بْن الْزُّبَيْر يَرْفَع الْحَدِيْث إِلَى الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم نَحْوَه.

٥٢٤١ - حَدَّثَنَا عُبَيْد الْلَّه بْن عُمَر بْن مَيْسَرَة وَحُمَيْد بْن مَسْعَدَة قَالَا: ثَنَا حَسَّان بْن إِبْرَاهِيْم قَال:

سَأَلْت هِشَام بْن عُرْوَة عَن قَطْع الْسِّدْر وَهُو مُسْتَنِد إِلَى قَصْر عُرْوَة فَقَال: أَتَرَى هَذِه الْأَبْوَاب وَالْمَصَارِيْع؟ إِنَّمَا هِي مِن سِدْر عُرْوَة، كَان عُرْوَة يَقْطَعُه مِن أَرْضِه وَقَال: لَا بَأْس بِه، زَاد حُمَيْد فَقَال: هِّي يَا عِرَاقِي جِئْتَنِي بِبِدْعَة قَال: قُلْت: إِنَّمَا الْبِدْعَة مِن قِبَلِكُم، سُمِعَت مِن يَقُوْل بِمَكَّة: لَعَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم مَن قَطَع الْسِّدْر، ثُم سَاق مَعْنَاه.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 170. Yüksek Kat Yaptırmanın Hükmü

5238- Dükeyn b. Said el-Müzeynî'den demiştir ki:

Biz (dört yüz kişi kadar bir topluluk) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e varıp kendisinden yiyecek istedik. (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'de Hazret-i Ömer b. Hattab'a:)

Ey Ömer! git bunlara (yemek) ver" buyurdu.

Bunun üzerine, Ömer bizi (alıp) yüksek bir kata çıkardı ve kemerinin altından bir anahtar alıp (onunla bize içi çeşitli erzak dolu bir odanın kapısını) açtı.

Ahmed b. Hanbel, V, 445.

١٧٠ - بَاب فِي اتِّخَاذ الْغُرَف

٥٢٣٨ - حَدَّثَنَا عَبْد الْرَّحِيْم بْن مُطَرِّف الْرُّؤَاسِي، ثَنَا عِيْسَى، عَن إِسْمَاعِيْل، عَن قَيْس، عَن دُكَيْن بْن سَعِيْد الْمُزَنِي قَال:

أَتَيْنَا الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَسَأَلْنَاه الْطَّعَام فَقَال: (يَا عُمَر اذْهَب فَأَعْطِهِم) فَارْتَقَى بِنَا إِلَى عُلِّيَّة فَأَخَذ الْمِفْتَاح مِن حُجْرَتِه فَفَتَح.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget