Hayız Bittikten Sonra Gusül Etmek Gerekir
134- Hayız Bittikten Sonra Gusül Etmek Gerekir
202- Kureyşin Benî Esed kabilesinden Fatıma binti Kays (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle diyor: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve hayız günleri dışında kan gördüğümü söyledim, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de bana:
(Bu damardan gelen bir kandır, hayız kanı başladığı zaman namazı bırak hayız kanı bittiği zaman ise üzerindeki kanı yıka ve namaz kılmaya başla) buyurdu. (Buhârî, Hayz: 29; İbn Mâce, Tahara: 115)
203- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Hayız kanı başladığı zaman namazı bırak, kan kesildiği zaman guslet ve namaza başla.) (Buhârî, Hayz: 9)
204- Yine Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
(Ümmü Habibe binti Cahş’tan yedi sene özür kanı gelmişti. Durumundan şikayetçi olup, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yakındı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Bu hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır, gusledip namazını kıl) buyurdular. (Buhârî, Hayz: 27; İbn Mâce, Tahara: 115)
205- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Zeyneb binti Cahş’ın kız kardeşi, Abdurrahman b. Avf’ın karısı Ümmü Habibe binti Cahş’tan hayız kanı dışında özür kanı geliyordu. Durumu hakkında bilgi edinmek için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de ona:
(Bu hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır. Hayız kanın bittiği zaman guslet ve namazını kıl. Hayız başladığında ise namaz kılmayı bırak) buyurdular. Âişe diyor ki:
(Ümmü Habibe her vakit namaz kılacağında guslederdi. Bazen Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında kardeşi Zeyneb’in çamaşır leğeninde yıkanırdı. Kanın kırmızılığı suyu kıpkırmızı yaptığı halde çıkar Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte namaz kılardı bu özür kanı onu namazından alıkoymazdı.) (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 27)
206- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in baldızı ve Abdurrahman b. Avf’ın karısı Ümmü Habibe‘den hayız kanı dışında yedi sene özür kanı gelmişti bu konuda, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)‘e fetva için sordu; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Bu kan hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır. Guslet ve namazlarını kıl) buyurdular. (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
207- Âişe (radıyallahü anha) anlatıyor: Ümmü Habibe binti Cahş; hayız kanı dışında da kan geldiğini söyleyerek, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den fetva istemişti O da:
(Bu kan damardan gelen bir kandır. Guslet ve namazlarını kıl) buyurdu. O günden sonra Ümmü Habibe her namaz için guslederdi. (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
208- Yine Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Ümmü Habibe Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hayız kanı dışındaki gelen kanın hükmünü sordu. Âişe’de dedi ki:
(Onun yıkandığı leğenin kandan dolayı kıpkırmızı olduğunu gördüm. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle cevap verdi:
(Normal hayız müddetin kadar bekle, o müddet dolunca guslet. (ve namazlarını kıl)) (İbn Mâce, Tahara: 116; Müslim, Hayz: 14)
209-
210- Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan aktarılmıştır: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir kadından devamlı kan geliyordu. Ümmü Seleme bu konuyu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sormuştu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle cevap vermişti:
(Bu rahatsızlıktan önceki ay içinde kaç gün kaç gece hayız gördüğüne baksın ve bir aydan o kadar gün namaz kılmayı bıraksın. Bu belirli günlerinden sonra da kan gelmeye devam ederse, yıkansın kanın akmasını önleyecek bir bez kullansın ve namazlarını kılsın.) (İbn Mâce, Tahara: 116; Müslim, Hayz: 14)
١٣٤ - باب ذِكْرِ الاِغْتِسَالِ مِنَ الْحَيْضِ
٢٠٢ - أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ يَزِيدَ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعَدَوِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ، مِنْ بَنِي أَسَدِ قُرَيْشٍ أَنَّهَا أَتَتِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَذَكَرَتْ أَنَّهَا تُسْتَحَاضُ فَزَعَمَتْ أَنَّهُ قَالَ لَهَا ( إِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحَيْضَةُ فَدَعِي الصَّلاَةَ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْسِلِي عَنْكِ الدَّمَ ثُمَّ صَلِّي ) .
٢٠٣ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ هَاشِمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( إِذَا أَقْبَلَتِ الْحَيْضَةُ فَاتْرُكِي الصَّلاَةَ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْتَسِلِي ) .
٢٠٤ - أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ يَزِيدَ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا الزُّهْرِيُّ، عَنْ عُرْوَةَ، وَعَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتِ اسْتُحِيضَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِنْتُ جَحْشٍ سَبْعَ سِنِينَ فَاشْتَكَتْ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ هَذِهِ لَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ وَلَكِنْ هَذَا عِرْقٌ فَاغْتَسِلِي ثُمَّ صَلِّي ) .
٢٠٥ - أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ بْنِ دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ، قَالَ حَدَّثَنَا الْهَيْثَمُ بْنُ حُمَيْدٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي النُّعْمَانُ، وَالأَوْزَاعِيُّ، وَأَبُو مُعَيْدٍ - وَهُوَ حَفْصُ بْنُ غَيْلاَنَ - عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ، وَعَمْرَةُ بِنْتُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتِ اسْتُحِيضَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِنْتُ جَحْشٍ امْرَأَةُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَهِيَ أُخْتُ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ فَاسْتَفْتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ هَذِهِ لَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ وَلَكِنْ هَذَا عِرْقٌ فَإِذَا أَدْبَرَتِ الْحَيْضَةُ فَاغْتَسِلِي وَصَلِّي وَإِذَا أَقْبَلَتْ فَاتْرُكِي لَهَا الصَّلاَةَ ) . قَالَتْ عَائِشَةُ فَكَانَتْ تَغْتَسِلُ لِكُلِّ صَلاَةٍ وَتُصَلِّي وَكَانَتْ تَغْتَسِلُ أَحْيَانًا فِي مِرْكَنٍ فِي حُجْرَةِ أُخْتِهَا زَيْنَبَ وَهِيَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حَتَّى أَنَّ حُمْرَةَ الدَّمِ لَتَعْلُو الْمَاءَ وَتَخْرُجُ فَتُصَلِّي مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَمَا يَمْنَعُهَا ذَلِكَ مِنَ الصَّلاَةِ .
٢٠٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، وَعَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ أُمَّ حَبِيبَةَ، - خَتَنَةَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَتَحْتَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ - اسْتُحِيضَتْ سَبْعَ سِنِينَ اسْتَفْتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي ذَلِكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ هَذِهِ لَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ وَلَكِنْ هَذَا عِرْقٌ فَاغْتَسِلِي وَصَلِّي ) .
٢٠٧ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتِ اسْتَفْتَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِنْتُ جَحْشٍ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي أُسْتَحَاضُ . فَقَالَ ( إِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ فَاغْتَسِلِي وَصَلِّي ) . فَكَانَتْ تَغْتَسِلُ لِكُلِّ صَلاَةٍ .
٢٠٨ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ عِرَاكِ بْنِ مَالِكٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ أُمَّ حَبِيبَةَ، سَأَلَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الدَّمِ - قَالَتْ عَائِشَةُ رضى اللّه عنها رَأَيْتُ مِرْكَنَهَا مَلآنَ دَمًا - فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( امْكُثِي قَدْرَ مَا كَانَتْ تَحْبِسُكِ حَيْضَتُكِ ثُمَّ اغْتَسِلِي ) .
٢٠٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، مَرَّةً أُخْرَى وَلَمْ يَذْكُرْ جَعْفَرًا .
٢١٠ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، تَعْنِي أَنَّ امْرَأَةً، كَانَتْ تُهَرَاقُ الدَّمَ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَاسْتَفْتَتْ لَهَا أُمُّ سَلَمَةَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( لِتَنْظُرْ عَدَدَ اللَّيَالِي وَالأَيَّامِ الَّتِي كَانَتْ تَحِيضُ مِنَ الشَّهْرِ قَبْلَ أَنْ يُصِيبَهَا الَّذِي أَصَابَهَا فَلْتَتْرُكِ الصَّلاَةَ قَدْرَ ذَلِكَ مِنَ الشَّهْرِ فَإِذَا خَلَّفَتْ ذَلِكَ فَلْتَغْتَسِلْ ثُمَّ لْتَسْتَثْفِرْ ثُمَّ لْتُصَلِّي ) .