Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Nasıl Namaz Kıldığı Tesbit Edildi Mi?
11- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Nasıl Namaz Kıldığı Tesbit Edildi Mi?
897- Vail b. Hucr (radıyallahü anh)’dan aktarıldığına göre, şöyle demiştir:
(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in nasıl namaz kıldığına bakayım dedim ve namaz kılışını seyrettim: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kalktı tekbir aldı, ellerini kulak hizasına kadar kaldırdı sonra sağ elinin avucunu sol elinin bileğine aşacak şekilde bileğinin üzerine koydu. Rükû’a giderken ellerini yine kulak hizasına doğru kaldırdı. Sonra ellerini dizleri üzerine koydu daha sonra başını rükû’dan kaldırınca ellerini yine aynı şekilde kulak hizasına kadar kaldırdı sonra secdeye vardı, secdede ellerini kulak hizasına koydu sonra sol ayağını yatırarak üzerine oturdu. Sol elini sol uyluğu ile sol dizi üzerine koydu, aynı şekilde sağ elini de sağ uyluğuna koydu sonra iki parmağını yumdu baş parmağı ile orta parmağını halka yaptı ve şahadet parmağını hareket ettirerek dua ettiğini gördüm.) (Dârimi, Salat: 92; Tirmizî, Salat: 227)
١١ - باب مَوْضِعِ الْيَمِينِ مِنَ الشِّمَالِ فِي الصَّلاَةِ
٨٩٧ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ زَائِدَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ كُلَيْبٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي أَنَّ وَائِلَ بْنَ حُجْرٍ، أَخْبَرَهُ قَالَ قُلْتُ لأَنْظُرَنَّ إِلَى صَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَيْفَ يُصَلِّي فَنَظَرْتُ إِلَيْهِ فَقَامَ فَكَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى حَاذَتَا بِأُذُنَيْهِ ثُمَّ وَضَعَ يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى كَفِّهِ الْيُسْرَى وَالرُّسْغِ وَالسَّاعِدِ فَلَمَّا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ رَفَعَ يَدَيْهِ مِثْلَهَا - قَالَ - وَوَضَعَ يَدَيْهِ عَلَى رُكْبَتَيْهِ ثُمَّ لَمَّا رَفَعَ رَأْسَهُ رَفَعَ يَدَيْهِ مِثْلَهَا ثُمَّ سَجَدَ فَجَعَلَ كَفَّيْهِ بِحِذَاءِ أُذُنَيْهِ ثُمَّ قَعَدَ وَافْتَرَشَ رِجْلَهُ الْيُسْرَى وَوَضَعَ كَفَّهُ الْيُسْرَى عَلَى فَخِذِهِ وَرُكْبَتِهِ الْيُسْرَى وَجَعَلَ حَدَّ مِرْفَقِهِ الأَيْمَنِ عَلَى فَخِذِهِ الْيُمْنَى ثُمَّ قَبَضَ اثْنَتَيْنِ مِنْ أَصَابِعِهِ وَحَلَّقَ حَلْقَةً ثُمَّ رَفَعَ إِصْبَعَهُ فَرَأَيْتُهُ يُحَرِّكُهَا يَدْعُو بِهَا .