Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 23- Sabretmek ve Karşılığını Allah’tan Beklemek

1882- Amr b. Sa’d b. Ebu Huseyn (radıyallahü anh)’in haber verdiğine göre Amr b. Şuayb, çocuğu ölen, Abdulah b. Abdurrahman b. Ebu Huseyn’e bir taziye mektubu yazmıştı. Mektubunda babasının, dedesi Abdullah b. Amr b. As’tan şöyle naklettiğini yazdı:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Allah, yeryüzündeki kullarından çocuğunu kaybeden ve sabredip mükafatını Allah’tan bekleyen kimseye mükafat olarak Cennetten başkasını vermeye razı olmaz.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٣ - باب ثَوَابِ مَنْ صَبَرَ وَاحْتَسَبَ

١٨٨٢ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، قَالَ أَنْبَأَنَا عُمَرُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ أَبِي حُسَيْنٍ، أَنَّ عَمْرَو بْنَ شُعَيْبٍ، كَتَبَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي حُسَيْنٍ يُعَزِّيهِ بِابْنٍ لَهُ هَلَكَ وَذَكَرَ فِي كِتَابِهِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَاهُ يُحَدِّثُ عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّ اللَّهَ لاَ يَرْضَى لِعَبْدِهِ الْمُؤْمِنِ إِذَا ذَهَبَ بِصَفِيِّهِ مِنْ أَهْلِ الأَرْضِ فَصَبَرَ وَاحْتَسَبَ وَقَالَ مَا أُمِرَ بِهِ بِثَوَابٍ دُونَ الْجَنَّةِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 22- Musibet Geldiğinde Sabredip Boyun Eğmek

1879- Üsâme b. Zeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kızı:

(Oğlum ölmek üzere bize geliniz) diye haber göndermişti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de kızına selâm gönderip; (Almakta, vermekte Allah’a aittir. Allah yanında her şeyin bir ömrü vardır. Sabret ve sevabını bekle) buyurdu. Kızı, yemin ederek mutlaka gelmeleri için tekrar haber gönderdi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalktı, beraberinde Sa’d b. Ubâde, Muaz b. Cebel, Übey b. Ka’b, Zeyd b. Sabit ve başkaları olduğu halde gittiler. Çocuk, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kucağına verildi. Çocuk can çekişiyordu. Bu arada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Sa’d:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bu ağlamak ta nedir?) deyince; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bu Allah’ın kullarının kalbine yerleştirdiği merhametten dolayıdır. Allah’ta kullarından merhametli olanlara merhamet eder) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 29; Buhârî, Cenaiz: 38)

1880- Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Sahibine sevap kazandıran sabır, belâ ve musibetin ilk geldiği anında yapılanıdır.) (Müslim, Cenaiz: 8; Tirmizî, Cenaiz: 13)

1881- Muaviye b. Kurre (radıyallahü anh)’nin babasından aktardığına göre, bir adam; çocuğuyla beraber Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(O çocuğunu seviyor musun?) diye sormuştu. Adam da:

(Benim onu sevdiğim gibi Allah ta seni sevsin) buyurdu. Sonra o çocuk öldü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), çocuğun babasını bir süre göremedi, araştırıp bulunca şöyle dedi:

(Sen, Cennetin kapılarından birine geldiğinde, çocuğunun sana kapıyı açmak için koşarak geldiğini görmen seni sevindirmez mi?) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٢ - باب الأَمْرِ بِالاِحْتِسَابِ وَالصَّبْرِ عِنْدَ نُزُولِ الْمُصِيبَةِ

١٨٧٩ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنِي أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ، قَالَ أَرْسَلَتْ بِنْتُ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم إِلَيْهِ أَنَّ ابْنًا لِي قُبِضَ فَأْتِنَا ‏.‏ فَأَرْسَلَ يَقْرَأُ السَّلاَمَ وَيَقُولُ ‏(‏ إِنَّ لِلَّهِ مَا أَخَذَ وَلَهُ مَا أَعْطَى وَكُلُّ شَىْءٍ عِنْدَ اللَّهِ بِأَجَلٍ مُسَمًّى فَلْتَصْبِرْ وَلْتَحْتَسِبْ ‏)‏ ‏.‏ فَأَرْسَلَتْ إِلَيْهِ تُقْسِمُ عَلَيْهِ لَيَأْتِيَنَّهَا فَقَامَ وَمَعَهُ سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ وَمُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ وَأُبَىُّ بْنُ كَعْبٍ وَزَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ وَرِجَالٌ فَرُفِعَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الصَّبِيُّ وَنَفْسُهُ تَقَعْقَعُ فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ فَقَالَ سَعْدٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا هَذَا قَالَ ‏(‏ هَذَا رَحْمَةٌ يَجْعَلُهَا اللَّهُ فِي قُلُوبِ عِبَادِهِ وَإِنَّمَا يَرْحَمُ اللَّهُ مِنْ عِبَادِهِ الرُّحَمَاءَ ‏)‏ ‏.‏

١٨٨٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ ثَابِتٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَنَسًا، يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الصَّبْرُ عِنْدَ الصَّدْمَةِ الأُولَى ‏)‏ ‏.‏

١٨٨١ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو إِيَاسٍ، - وَهُوَ مُعَاوِيَةُ بْنُ قُرَّةَ - عَنْ أَبِيهِ، رضى اللّه عنه أَنَّ رَجُلاً، أَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَمَعَهُ ابْنٌ لَهُ فَقَالَ لَهُ ‏(‏ أَتُحِبُّهُ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ أَحَبَّكَ اللَّهُ كَمَا أُحِبُّهُ ‏.‏ فَمَاتَ فَفَقَدَهُ فَسَأَلَ عَنْهُ فَقَالَ ‏(‏ مَا يَسُرُّكَ أَنْ لاَ تَأْتِيَ بَابًا مِنْ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ إِلاَّ وَجَدْتَهُ عِنْدَهُ يَسْعَى يَفْتَحُ لَكَ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21- Elbise ve Yaka Paça Yırtmak

1875- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Elleriyle yanaklarına vuran, elbiselerini parçalayan, cahiliyye dönemindeki gibi bağırıp çağıranlar bizden değildir.) (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 29; Buhârî, Cenaiz: 38)

1876- Yezid b. Evs Ebu Mûsâ (radıyallahü anh) dan naklediyor ve şöyle diyor: Ebu Mûsâ bayıldı, Ümmü veled durumundaki karısı ağlamaya başladı. Ayılınca karısına dedi ki:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in söylediğini duymadın mı?) Biz de:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) ne söylemişti) diye sorduk. Şöyle dedi:

(Saçını başını yolan, yaka paçasını yırtan ve yüksek sesle bağırıp çağıranlar bizden değildir.) (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 29; Buhârî, Cenaiz: 38)

1877- Ebu Mûsâ (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Saçını başını yolan, elbisesini, yaka paçasını yırtan ve yüksek sesle bağırıp çağıran bizden değildir.) (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 29; Buhârî, Cenaiz: 38)

1878- Karsa (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Mûsâ’nın hastalığı ağırlaşınca, hanımı bağırıp çağırmaya başladı. Bunun üzerine Ebu Mûsâ, hanımına:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in ne buyurduğunu bilmiyor musun?) dedi. Hanımı:

(Evet biliyorum) dedi ve sustu. Sonra, Ebu Mûsâ’nın hanımına, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne buyurmuştu diye soruldu da o da şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Saçını başını yolan, yüksek sesle bağırıp çağıran ve elbisesini yaka paçasını yırtan kimselere lanet etmiştir.) dedi. (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 29; Buhârî, Cenaiz: 38)

٢١ - باب شَقِّ الْجُيُوبِ

١٨٧٥ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ زُبَيْدٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لَيْسَ مِنَّا مَنْ ضَرَبَ الْخُدُودَ وَشَقَّ الْجُيُوبَ وَدَعَا بِدَعْوَى الْجَاهِلِيَّةِ ‏)‏ ‏.‏

١٨٧٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَوْسٍ، عَنْ أَبِي مُوسَى، أَنَّهُ أُغْمِيَ عَلَيْهِ فَبَكَتْ أُمُّ وَلَدٍ لَهُ فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ لَهَا أَمَا بَلَغَكِ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَأَلْنَاهَا فَقَالَتْ قَالَ ‏(‏ لَيْسَ مِنَّا مَنْ سَلَقَ وَحَلَقَ وَخَرَقَ ‏)‏ ‏.‏

١٨٧٧ - أَخْبَرَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَوْسٍ، عَنْ أُمِّ عَبْدِ اللَّهِ، امْرَأَةِ أَبِي مُوسَى عَنْ أَبِي مُوسَى، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لَيْسَ مِنَّا مَنْ حَلَقَ وَسَلَقَ وَخَرَقَ ‏)‏ ‏.‏

١٨٧٨ - أَخْبَرَنَا هَنَّادٌ، عَنْ أَبِي مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ سَهْمِ بْنِ مِنْجَابٍ، عَنِ الْقَرْثَعِ، قَالَ لَمَّا ثَقُلَ أَبُو مُوسَى صَاحَتِ امْرَأَتُهُ فَقَالَ أَمَا عَلِمْتِ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَتْ بَلَى ‏.‏ ثُمَّ سَكَتَتْ فَقِيلَ لَهَا بَعْدَ ذَلِكَ أَىُّ شَىْءٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَتْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَعَنَ مَنْ حَلَقَ أَوْ سَلَقَ أَوْ خَرَقَ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget