Kabir Azabı
114- Kabir Azabı
2068- Bera (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbrahim sûresi 27. ayeti olan:
(Allah iman edenlerin durumunu dünya hayatında da ahirette de sapasağlam doğru ve sarsılmaz biçimde doğru söz olan kelime-i tevhid sözüyle sağlamlaştırılmış….) Ayeti kabir azabı hakkında nazil olmuştur. (İbn Mâce, Zühd: 32; Ebû Dâvûd, Sünnet: 27)
2069- Bera b. Âzib (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: İbrahim sûresi 27. ayeti:
(Allah iman edenlerin durumunu dünya hayatında da ahirette de sapasağlam doğru ve sarsılmaz biçimde doğru söz olan kelime-i tevhid sözüyle sağlamlaştırılmış….) Kabir azabı hakkında nazil olmuştur. Kabirde:
(Rabbin kimdir?) Diye sorulur. Mü’min olan kimse:
(Rabbim Allah, dinim de Muhammed’in dinidir) diye cevap verir; böylece (Allah iman edenlerin durumunu dünya hayatında da ahirette de sapasağlam doğru ve sarsılmaz biçimde doğru söz olan kelime-i tevhid sözüyle sağlamlaştırılmış….) Ayeti kabir azabı hakkında nazil olmuştur. (İbn Mâce, Zühd: 32; Ebû Dâvûd, Sünnet: 27)
2070- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kabirden bir ses duydu ve:
(Bu kimse ne zaman öldü?) buyurdu. Cahiliyye devrinde ölmüştü dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle olduğuna sevindi ve:
(Birbirinizi toprağa defnetmeyeceğiniz endişesi bende olmasaydı, Allah’tan kabir azabındaki şu sesi size duyurması için dua ederdim.) (Müsned: 11569)
2071- Ebu Eyyüb (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sefer güneş battıktan sonra dışarı çıkmıştı. Bir takım sesler işitmişti ve:
(Bu sesler kabirde azâb gören Yahudilerin sesleridir) buyurdu. (Buhârî, Cenaiz: 87; Müslim, Cennet: 17)
١١٤ - باب عَذَابِ الْقَبْرِ
٢٠٦٨ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ خَيْثَمَةَ، عَنِ الْبَرَاءِ، قَالَ { يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ } قَالَ نَزَلَتْ فِي عَذَابِ الْقَبْرِ .
٢٠٦٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ، عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ { يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ } قَالَ نَزَلَتْ فِي عَذَابِ الْقَبْرِ يُقَالُ لَهُ مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ رَبِّيَ اللَّهُ وَدِينِي دِينُ مُحَمَّدٍ صلّى اللّه عليه وسلّم فَذَلِكَ قَوْلُهُ { يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ } .
٢٠٧٠ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ حُمَيْدٍ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم سَمِعَ صَوْتًا مِنْ قَبْرٍ فَقَالَ ( مَتَى مَاتَ هَذَا ) . قَالُوا مَاتَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ . فَسُرَّ بِذَلِكَ وَقَالَ ( لَوْلاَ أَنْ لاَ تَدَافَنُوا لَدَعَوْتُ اللَّهَ أَنْ يُسْمِعَكُمْ عَذَابَ الْقَبْرِ ) .
٢٠٧١ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ شُعْبَةَ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَوْنُ بْنُ أَبِي جُحَيْفَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ، عَنْ أَبِي أَيُّوبَ، قَالَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَعْدَ مَا غَرَبَتِ الشَّمْسُ فَسَمِعَ صَوْتًا فَقَالَ ( يَهُودُ تُعَذَّبُ فِي قُبُورِهَا ) .