Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 28- Savaşta Düşman Tarafından Bıçaklanan Kimse Ne Söylemeli?

3162- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Uhud savaşında Müslümanlar bozguna uğradıklarını sanıp dağılıp kaçtıklarında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ensardan on iki kişiyle beraber bir köşede kalmıştı. Talha b. Ubeydullah ta onlar arasındaydı. Müşrikler kendilerine yetişince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanındakilere dönerek; (müşriklere kim karşı koyacak?) buyurdu. Talha hemen:

(Ben) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Sen yerinde kal) buyurdu. Ensardan diğer biri çıkarak, (Ey Allah’ın Rasûlü! Ben) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Peki sen çık) buyurdu. Adam, şehid oluncaya kadar müşriklerle savaştı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) döndü müşriklerin tekrar saldırıya geçtiklerini görünce yine:

(Onlara kim karşı koyacak?) buyurdu. Talha yine ben dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Sen dur) buyurdu: Ensardan biri çıkarak:

(Ben varım) dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Peki sen çık) buyurdu. O adam da şehid oluncaya kadar savaştı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in böyle söylemesi ve Ensardan da bir kişinin çıkıp şehid olması devam edip gitti. Sonunda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Talha kaldı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Kim karşı koyacak?) buyurunca; Talha:

(Ben) dedi. Talha da kendisinden önceki on bir kişi gibi çarpıştı, elinden yara alıp parmakları kesilince, Talha bir çığlık attı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Eğer bismillah deseydin insanların gözü önünde melekler seni göğe çıkarırlardı ve Allah’ta böylece müşrikleri yok ederdi.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٨ - باب مَا يَقُولُ مَنْ يَطْعَنُهُ الْعَدُوُّ

٣١٦٢ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ سَوَّادٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ، وَذَكَرَ، آخَرَ قَبْلَهُ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ أُحُدٍ وَوَلَّى النَّاسُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي نَاحِيَةٍ فِي اثْنَىْ عَشَرَ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ وَفِيهِمْ طَلْحَةُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ فَأَدْرَكَهُمُ الْمُشْرِكُونَ فَالْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَالَ ‏(‏ مَنْ لِلْقَوْمِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ طَلْحَةُ أَنَا ‏.‏ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ كَمَا أَنْتَ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ أَنْتَ ‏)‏ ‏.‏ فَقَاتَلَ حَتَّى قُتِلَ ثُمَّ الْتَفَتَ فَإِذَا الْمُشْرِكُونَ فَقَالَ ‏(‏ مَنْ لِلْقَوْمِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ طَلْحَةُ أَنَا ‏.‏ قَالَ ‏(‏ كَمَا أَنْتَ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ أَنَا ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ أَنْتَ ‏)‏ ‏.‏ فَقَاتَلَ حَتَّى قُتِلَ ثُمَّ لَمْ يَزَلْ يَقُولُ ذَلِكَ وَيَخْرُجُ إِلَيْهِمْ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَيُقَاتِلُ قِتَالَ مَنْ قَبْلَهُ حَتَّى يُقْتَلَ حَتَّى بَقِيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَطَلْحَةُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ لِلْقَوْمِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ طَلْحَةُ أَنَا ‏.‏ فَقَاتَلَ طَلْحَةُ قِتَالَ الأَحَدَ عَشَرَ حَتَّى ضُرِبَتْ يَدُهُ فَقُطِعَتْ أَصَابِعُهُ فَقَالَ حَسِّ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لَوْ قُلْتَ بِسْمِ اللَّهِ لَرَفَعَتْكَ الْمَلاَئِكَةُ وَالنَّاسُ يَنْظُرُونَ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ رَدَّ اللَّهُ الْمُشْرِكِينَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27- Allah Yolunda Yara Alan Kimsenin Durumu

3160- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Allah yolunda yara alan bir kimse -Allah kimin kendi yolunda yara aldığını en iyi bilir- Kıyamet günü yarasından kan akarak gelir, rengi kan renginde olup kokusu da misk kokusudur.) (Tirmizî, Fedailül Cihad: 11; İbn Mâce, Cihad: 15)

3161- Abdullah b. Sa’lebe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şehidler için şöyle buyurdu:

(Onları kanlarıyla ve kanlı elbiseleriyle sarıp defnedin. Çünkü Allah yolunda yara alan her kimse kıyamet günü yarası kanayarak Allah’ın huzuruna gelir, rengi kan renginde kokusu ise misk kokusu gibidir.) (Tirmizî, Fedailül Cihad: 11; İbn Mâce, Cihad: 15)

٢٧ - باب مَنْ كُلِمَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ

٣١٦٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لاَ يُكْلَمُ أَحَدٌ فِي سَبِيلِ اللَّهِ - وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَنْ يُكْلَمُ فِي سَبِيلِهِ - إِلاَّ جَاءَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَجُرْحُهُ يَثْعَبُ دَمًا اللَّوْنُ لَوْنُ دَمٍ وَالرِّيحُ رِيحُ الْمِسْكِ ‏)‏ ‏.‏

٣١٦١ - أَخْبَرَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، عَنِ ابْنِ الْمُبَارَكِ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ ثَعْلَبَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ زَمِّلُوهُمْ بِدِمَائِهِمْ فَإِنَّهُ لَيْسَ كَلْمٌ يُكْلَمُ فِي اللَّهِ إِلاَّ أَتَى يَوْمَ الْقِيَامَةِ جُرْحُهُ يَدْمَى لَوْنُهُ لَوْنُ دَمٍ وَرِيحُهُ رِيحُ الْمِسْكِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26- Allah Yolunda Ok Atmanın Sevabı

3155- Süleyman b. Âmir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Şurahbil b. Sımt, Amr b. Abese’ye:

(Ey Amr! Bize Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den duyduğun bir hadisi anlat) dedi. O da şöyle dedi:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Allah yolunda kim saçlarını ağartırsa, o kimseye kıyamet gününde bir nur verilir. Allah yolunda bir ok atan kimseye de attığı ok düşmana isabet etse de etmese de bir köle azâd etme sevabı verilir. Bir köle azâd eden kimsenin de o kölenin her organına karşılık bir organı ateşten korunmuş olur.) (Tirmizî, Cihad: 10)

3156- Ebu Nüceyh es Selemî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Kim Allah yolunda düşmana bir ok isabet ettirirse Cennette bir derece verilir.) Ravi diyor ki: O gün düşmana on altı ok isabet ettirdim ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle dediğini de duydum:

(Kim Allah yolunda düşmana bir ok atarsa, bir köleyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır.) (Tirmizî, Cihad: 10)

3157- Sâlim b. Ebi’l Ca’d’ten (radıyallahü anh) rivâyete göre, Şurahbil b. Sımt, Ka’b b. Mürre’ye; Ey Ka’b! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den duyduğun bir hadisi bize aktar ilave ve noksanlaştırmaktan da sakın!) Ka’b b. Mürre şöyle anlattı: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Kim, Allah yolunda İslâm dini yeryüzünde hâkim olsun diye çabalar da bu uğurda saçını ağartırsa, kıyamet günü o saçları onun için nur olur.) Yine, Ka’b b. Mürreye, (Tekrar bir hadis anlat fakat eksiltme ve fazlalaştırma yapma) dedim. O da şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle buyurdu:

(Düşmana ok atın, düşmana bir ok isabet ettirenin Allah derecesini yükseltir.) İbn-ün Nehham diyor ki:

(Ey Allah’ın Rasûlü! bu derecenin yüksekliği ne kadardır?) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(O ananın evindeki eşik kadar değildir fakat iki derece arası yüz yıllık mesafedir) buyurdu. (Tirmizî, Cihad: 10)

3158- Şurahbil b. Sımt (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, bizzat kendisi Amr b. Abese’ye: Söyle Ey Amr! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den duyduğun bir hadisi söyle, fakat onda bir eksiklik ve unuttuğun bir şey olmasın) dedim. O da şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu duydum:

(Kim, Allah yolunda savaşırken bir ok atar ve düşman bölgesine ulaştırırsa, o ok bir düşmana isabet etsin etmesin bir köle azâd etmiş sevabını kazanır. Kim de Müslüman bir köleyi hürriyetine kavuşturursa, o kölenin her organına karşılık kendi organı Cehennemden kurtulmuş olur. Allah yolunda gayret edip saçlarını ağartan kimseye kıyamet günü bir nur verilir.) (Tirmizî, Cihad: 10)

3159- Ukbe b. Âmir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Allah bir ok vasıtasıyla üç kişiyi Cennete koyar. Birincisi sadece hayır gözeterek ok yapanı, ikincisi o oku düşmana atanı, üçüncüsü okun ucuna sivri demir yapan kimseyi.) (Tirmizî, Fedailül Cihad: 11; İbn Mâce, Cihad: 15)

٢٦ - باب ثَوَابِ مَنْ رَمَى بِسَهْمٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ

٣١٥٥ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ كَثِيرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ، عَنْ صَفْوَانَ، قَالَ حَدَّثَنِي سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ، عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ، أَنَّهُ قَالَ لِعَمْرِو بْنِ عَبَسَةَ يَا عَمْرُو حَدِّثْنَا حَدِيثًا، سَمِعْتَهُ مِنْ، رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَنْ شَابَ شَيْبَةً فِي سَبِيلِ اللَّهِ تَعَالَى كَانَتْ لَهُ نُورًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَنْ رَمَى بِسَهْمٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ تَعَالَى بَلَغَ الْعَدُوَّ أَوَلَمْ يَبْلُغْ كَانَ لَهُ كَعِتْقِ رَقَبَةٍ وَمَنْ أَعْتَقَ رَقَبَةً مُؤْمِنَةً كَانَتْ لَهُ فِدَاءَهُ مِنَ النَّارِ عُضْوًا بِعُضْوٍ ‏)‏ ‏.‏

٣١٥٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ، قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِي طَلْحَةَ، عَنْ أَبِي نَجِيحٍ السُّلَمِيِّ، قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَنْ بَلَغَ بِسَهْمٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَهُوَ لَهُ دَرَجَةٌ فِي الْجَنَّةِ ‏)‏ ‏.‏ فَبَلَّغْتُ يَوْمَئِذٍ سِتَّةَ عَشَرَ سَهْمًا ‏.‏ قَالَ وَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَنْ رَمَى بِسَهْمٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَهُوَ عِدْلُ مُحَرَّرٍ ‏)‏ ‏.‏

٣١٥٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ، قَالَ لِكَعْبِ بْنِ مُرَّةَ يَا كَعْبُ حَدِّثْنَا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَاحْذَرْ ‏.‏ قَالَ سَمِعْتُهُ يَقُولُ ‏(‏ مَنْ شَابَ شَيْبَةً فِي الإِسْلاَمِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ كَانَتْ لَهُ نُورًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لَهُ حَدِّثْنَا عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَاحْذَرْ ‏.‏ قَالَ سَمِعْتُهُ يَقُولُ ‏(‏ ارْمُوا مَنْ بَلَغَ الْعَدُوَّ بِسَهْمٍ رَفَعَهُ اللَّهُ بِهِ دَرَجَةً ‏)‏ ‏.‏ قَالَ ابْنُ النَّحَّامِ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الدَّرَجَةُ قَالَ ‏(‏ أَمَا إِنَّهَا لَيْسَتْ بِعَتَبَةِ أُمِّكَ وَلَكِنْ مَا بَيْنَ الدَّرَجَتَيْنِ مِائَةُ عَامٍ ‏)‏ ‏.‏

٣١٥٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ، قَالَ سَمِعْتُ خَالِدًا، - يَعْنِي ابْنَ زَيْدٍ أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ الشَّامِيَّ - يُحَدِّثُ عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ عَبَسَةَ، قَالَ قُلْتُ يَا عَمْرُو بْنَ عَبَسَةَ حَدِّثْنَا حَدِيثًا، سَمِعْتَهُ مِنْ، رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَيْسَ فِيهِ نِسْيَانٌ وَلاَ تَنَقُّصٌ ‏.‏ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَنْ رَمَى بِسَهْمٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَبَلَغَ الْعَدُوَّ أَخْطَأَ أَوْ أَصَابَ كَانَ لَهُ كَعِدْلِ رَقَبَةٍ وَمَنْ أَعْتَقَ رَقَبَةً مُسْلِمَةً كَانَ فِدَاءُ كُلِّ عُضْوٍ مِنْهُ عُضْوًا مِنْهُ مِنْ نَارِ جَهَنَّمَ وَمَنْ شَابَ شَيْبَةً فِي سَبِيلِ اللَّهِ كَانَتْ لَهُ نُورًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏ ‏.‏

٣١٥٩ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ بْنِ سَعِيدٍ، عَنِ الْوَلِيدِ، عَنِ ابْنِ جَابِرٍ، عَنْ أَبِي سَلاَّمٍ الأَسْوَدِ، عَنْ خَالِدِ بْنِ يَزِيدَ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُدْخِلُ ثَلاَثَةَ نَفَرٍ الْجَنَّةَ بِالسَّهْمِ الْوَاحِدِ صَانِعَهُ يَحْتَسِبُ فِي صُنْعِهِ الْخَيْرَ وَالرَّامِيَ بِهِ وَمُنَبِّلَهُ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget