Büyük Kimseler De Emzirilir Mi?
53- Büyük Kimseler De Emzirilir Mi?
3332- Zeyneb binti ebu Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
(Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımlarından Âişe’den işittim şöyle diyordu. Süheylin kızı Sehle Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Evlatlık edindiğimiz Sâlim benim yanıma girince, kocam Ebu Huzeyfe’nin yüzünde öfke izleri görüyorum ne yapmalıyım?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Onu emzir) buyurdu. Sehre diyor ki:
(O Sâlim sakalı çıkmış genç bir delikanlıdır.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onu emzir Ebu Huzeyfe’nin öfkesi kaybolur) buyurdu. Sehle diyor ki:
(Vallahi onu emzirdikten sonra Ebu Huzeyfe’nin yüzünde öfke izi görmedim.) (Müslim, Rada: 7; İbn Mâce, Nikah: 36)
3333- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Sehle binti Süheyl, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek, Sâlim yanıma geldiğinde Ebu Huzeyfe’nin kızdığını görüyorum dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onu emzir) buyurdu. Sehle binti Süheyl, (O kocaman bir adamdır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onun kocaman bir adam olduğunu bilmiyor muyum?) buyurdu. Sehle daha sonra geldiğinde, seni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin olsun ki, Ebu Huzeyfe ondan sonra artık hiçbir şeyi kötü görmüyor dedi. (Müslim, Rada: 7; İbn Mâce, Nikah: 36)
3334- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebu Huzeyfe’nin karısına kocasının öfke ve kıskançlığının gitmesi için kölesi Sâlim’i emzirmesini emretti, o da onu emzirdi. o koskoca bir adamdı. Rabia diyor ki:
(Bu olay sadece Sâlim için verilen bir ruhsat idi.) (Müslim, Rada: 7; İbn Mâce, Nikah: 36)
3335- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Sehle, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Sâlim bizim yanımıza girip çıkıyor, yetişkin duruma geldi, erkeğin bilmesi gereken şeyleri biliyor artık ne yapmalıyız) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onu emzir böylece ona haram olursun) buyurdu. Sehle diyor ki:
(Bir yıl bekledim bu olaydan kimseye bir şeyler söylemedim sonunda Kasım ile karşılaştım, onu söyle ve korkma dedi. (Müslim, Rada: 7; İbn Mâce, Nikah: 36)
3336- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Ebu Huzeyfe’nin kölesi Sâlim onların evinde kalıyordu. Sühey’lin kızı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek, şöyle dedi:
(Sâlim artık erginlik çağına erişti, erkeklerin bildiği şeyleri o da bilmeye başladı ve yanımıza da girip çıkıyor. Ebu Huzeyfe’nin de buna kızdığını sanıyorum) dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Onu emzir böylece sen ona haram olursun) buyurdu. Ben onu emzirince Ebu Huzeyfe’nin kıskançlığı kayboldu sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve Sâlim’i emzirdim ve Ebu Huzeyfe’nin öfkesi de kayboldu dedim. (Müslim, Rada: 7; İbn Mâce, Nikah: 36)
3337- Urve (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımları bir sefer emzirme ile bir erkeğin hanımların yanına girmesi durumunu pek hoş karşılamayıp uzak durdular ve büyük kimsenin emzirmesi durumunu Âişe’ye sordular. O da şöyle dedi:
(Vallahi bu durumu sadece Sehte binti Süheyl’de görüyoruz, o da sadece Sâlim için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in verdiği bir ruhsattır. Vallahi böyle bir emzirme olayı ile kimse bizim yanımıza giremez ve biz Peygamber hanımları böyle bir şeyi de hoş görmeyiz.) (Ebû Dâvûd, Nikah: 11)
3338- Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Peygamber hanımları yaşlı kimseyi emzirmek sûretiyle o kimseyi kişinin kendisine haram kılmasını hoş karşılamayıp bundan uzak kalıyoruz ve bu konuyu Âişe’ye sormuştuk, o da şöyle demişti:
(Vallahi bu durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sadece Sâlim için verdiği bir ruhsat olarak görüyorum, hiçbir kimse böyle bir emzirme modeliyle bizim yanımıza giremez. Biz Peygamber hanımları olarak böyle bir şeyi de hoş karşılamıyoruz.) (Ebû Dâvûd, Nikah: 11)
٥٣ - باب رَضَاعِ الْكَبِيرِ
٣٣٣٢ - أَخْبَرَنَا يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي مَخْرَمَةُ بْنُ بُكَيْرٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ سَمِعْتُ حُمَيْدَ بْنَ نَافِعٍ، يَقُولُ سَمِعْتُ زَيْنَبَ بِنْتَ أَبِي سَلَمَةَ، تَقُولُ سَمِعْتُ عَائِشَةَ، زَوْجَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم تَقُولُ جَاءَتْ سَهْلَةُ بِنْتُ سُهَيْلٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي لأَرَى فِي وَجْهِ أَبِي حُذَيْفَةَ مِنْ دُخُولِ سَالِمٍ عَلَىَّ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَرْضِعِيهِ ) . قُلْتُ إِنَّهُ لَذُو لِحْيَةٍ . فَقَالَ ( أَرْضِعِيهِ يَذْهَبْ مَا فِي وَجْهِ أَبِي حُذَيْفَةَ ) . قَالَتْ وَاللَّهِ مَا عَرَفْتُهُ فِي وَجْهِ أَبِي حُذَيْفَةَ بَعْدُ .
٣٣٣٣ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، قَالَ سَمِعْنَاهُ مِنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، - وَهُوَ ابْنُ الْقَاسِمِ - عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ جَاءَتْ سَهْلَةُ بِنْتُ سُهَيْلٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ إِنِّي أَرَى فِي وَجْهِ أَبِي حُذَيْفَةَ مِنْ دُخُولِ سَالِمٍ عَلَىَّ . قَالَ ( فَأَرْضِعِيهِ ) . قَالَتْ وَكَيْفَ أُرْضِعُهُ وَهُوَ رَجُلٌ كَبِيرٌ فَقَالَ ( أَلَسْتُ أَعْلَمُ أَنَّهُ رَجُلٌ كَبِيرٌ ) . ثُمَّ جَاءَتْ بَعْدُ فَقَالَتْ وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ نَبِيًّا مَا رَأَيْتُ فِي وَجْهِ أَبِي حُذَيْفَةَ بَعْدُ شَيْئًا أَكْرَهُ .
٣٣٣٤ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ الْوَزِيرِ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي سُلَيْمَانُ، عَنْ يَحْيَى، وَرَبِيعَةَ، عَنِ الْقَاسِمِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ أَمَرَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم امْرَأَةَ أَبِي حُذَيْفَةَ أَنْ تُرْضِعَ سَالِمًا مَوْلَى أَبِي حُذَيْفَةَ حَتَّى تَذْهَبَ غَيْرَةُ أَبِي حُذَيْفَةَ فَأَرْضَعَتْهُ وَهُوَ رَجُلٌ . قَالَ رَبِيعَةُ فَكَانَتْ رُخْصَةً لِسَالِمٍ .
٣٣٣٥ - أَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، عَنْ سُفْيَانَ، - وَهُوَ ابْنُ حَبِيبٍ - عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي مُلَيْكَةَ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ جَاءَتْ سَهْلَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ سَالِمًا يَدْخُلُ عَلَيْنَا وَقَدْ عَقَلَ مَا يَعْقِلُ الرِّجَالُ وَعَلِمَ مَا يَعْلَمُ الرِّجَالُ . قَالَ ( أَرْضِعِيهِ تَحْرُمِي عَلَيْهِ بِذَلِكَ ) . فَمَكَثْتُ حَوْلاً لاَ أُحَدِّثُ بِهِ وَلَقِيتُ الْقَاسِمَ فَقَالَ حَدِّثْ بِهِ وَلاَ تَهَابُهُ .
٣٣٣٦ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، عَنْ عَبْدِ الْوَهَّابِ، قَالَ أَنْبَأَنَا أَيُّوبُ، عَنِ ابْنِ أَبِي مُلَيْكَةَ، عَنِ الْقَاسِمِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ سَالِمًا، مَوْلَى أَبِي حُذَيْفَةَ كَانَ مَعَ أَبِي حُذَيْفَةَ وَأَهْلِهِ فِي بَيْتِهِمْ فَأَتَتْ بِنْتُ سُهَيْلٍ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ إِنَّ سَالِمًا قَدْ بَلَغَ مَا يَبْلُغُ الرِّجَالُ وَعَقَلَ مَا عَقَلُوهُ وَإِنَّهُ يَدْخُلُ عَلَيْنَا وَإِنِّي أَظُنُّ فِي نَفْسِ أَبِي حُذَيْفَةَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَرْضِعِيهِ تَحْرُمِي عَلَيْهِ ) . فَأَرْضَعْتُهُ فَذَهَبَ الَّذِي فِي نَفْسِ أَبِي حُذَيْفَةَ فَرَجَعْتُ إِلَيْهِ فَقُلْتُ إِنِّي قَدْ أَرْضَعْتُهُ فَذَهَبَ الَّذِي فِي نَفْسِ أَبِي حُذَيْفَةَ .
٣٣٣٧ - أَخْبَرَنَا يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي يُونُسُ، وَمَالِكٌ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، قَالَ أَبَى سَائِرُ أَزْوَاجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَدْخُلَ عَلَيْهِنَّ بِتِلْكَ الرَّضْعَةِ أَحَدٌ مِنَ النَّاسِ - يُرِيدُ رَضَاعَةَ الْكَبِيرِ - وَقُلْنَ لِعَائِشَةَ وَاللَّهِ مَا نُرَى الَّذِي أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم سَهْلَةَ بِنْتَ سُهَيْلٍ إِلاَّ رُخْصَةً فِي رَضَاعَةِ سَالِمٍ وَحْدَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَاللَّهِ لاَ يَدْخُلُ عَلَيْنَا أَحَدٌ بِهَذِهِ الرَّضْعَةِ وَلاَ يَرَانَا .
٣٣٣٨ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبِي، عَنْ جَدِّي، قَالَ حَدَّثَنِي عُقَيْلٌ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَخْبَرَنِي أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ زَمْعَةَ، أَنَّ أُمَّهُ، زَيْنَبَ بِنْتَ أَبِي سَلَمَةَ أَخْبَرَتْهُ أَنَّ أُمَّهَا أُمَّ سَلَمَةَ زَوْجَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَتْ تَقُولُ أَبَى سَائِرُ أَزْوَاجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يُدْخَلَ عَلَيْهِنَّ بِتِلْكَ الرَّضَاعَةِ وَقُلْنَ لِعَائِشَةَ وَاللَّهِ مَا نُرَى هَذِهِ إِلاَّ رُخْصَةً رَخَّصَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَاصَّةً لِسَالِمٍ فَلاَ يَدْخُلْ عَلَيْنَا أَحَدٌ بِهَذِهِ الرَّضَاعَةِ وَلاَ يَرَانَا .