Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19- Kölenin Boşaması Nasıldır?

3440- Ömer b. Muattib (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Beni Nevfel’in azatlı kölesi Ebu Hasan şöyle anlattı:

(Ben ve hanımım ikimiz de köle idik. Ben hanımımı iki talak ile boşamıştım sonra ikimizde hürriyetimize kavuşturulup azâd olmuştuk. Bu talak durumunu İbn Abbâs’a sordum:

(Eğer tekrar hanımına dönmek istiyorsan bu senin yaptığın iki talak tek sayılır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu konuda böyle hüküm vermişti) dedi. (Ebû Dâvûd, Talak: 6; İbn Mâce, Talak: 32)

3441- Beni Nevfel’in azatlısı Hasan (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Abbâs’a; karısını iki talakla boşayan daha sonra da azâd edilip hürriyetine kavuşturulan kölenin tekrar eski karısıyla evlenip evlenemeyeceği soruldu. İbn Abbâs:

(Evet evlenir) dedi. Soruyu soran kimse bu fetvayı nereden aldın dedi. O da:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) bu şekilde fetva verdi) diye cevap verdi. (Ebû Dâvûd, Talak: 6; İbn Mâce, Talak: 32)

١٩ - باب طَلاَقِ الْعَبْدِ

٣٤٤٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ سَمِعْتُ يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ عُمَرَ بْنِ مُعَتِّبٍ، أَنَّ أَبَا حَسَنٍ، مَوْلَى بَنِي نَوْفَلٍ أَخْبَرَهُ قَالَ كُنْتُ أَنَا وَامْرَأَتِي، مَمْلُوكَيْنِ فَطَلَّقْتُهَا تَطْلِيقَتَيْنِ ثُمَّ أُعْتِقْنَا جَمِيعًا فَسَأَلْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ فَقَالَ إِنْ رَاجَعْتَهَا كَانَتْ عِنْدَكَ عَلَى وَاحِدَةٍ قَضَى بِذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ خَالَفَهُ مَعْمَرٌ ‏.‏

٣٤٤١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ عُمَرَ بْنِ مُعَتِّبٍ، عَنِ الْحَسَنِ، مَوْلَى بَنِي نَوْفَلٍ قَالَ سُئِلَ ابْنُ عَبَّاسٍ عَنْ عَبْدٍ طَلَّقَ، امْرَأَتَهُ تَطْلِيقَتَيْنِ ثُمَّ عُتِقَا أَيَتَزَوَّجُهَا قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ عَمَّنْ قَالَ أَفْتَى بِذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ قَالَ ابْنُ الْمُبَارَكِ لِمَعْمَرٍ الْحَسَنُ هَذَا مَنْ هُوَ لَقَدْ حَمَلَ صَخْرَةً عَظِيمَةً ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18- Ailenin Yanına Git Demek Boşama Sayılır Mı?

3435- Abdullah b. Ka’b b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ka’b b. Mâlik’ten duydum. Tebük savaşında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile gitmeyip geri kalmasının hikayesini anlatırken şöyle demişti:

(…Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gönderdiği adam gelip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımından ayrı kalmanı emrediyor deyince, ben onu boşayayım mı yoksa ne yapayım? diye sordum. O da:

(Hayır boşama, sadece yalnız bırak ve ondan uzak dur, ona yaklaşma) dedi. Ben de hanımıma:

(Ailenin yanına dön ve Allah bu konuda bir hüküm indirinceye kadar orada kal) dedim. (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 10)

3436- Abdurrahman b. Abdullah b. Ka’b b. Mâlik babasından naklederek şöyle diyor: Babam Ka’b b. Mâlik’ten işittim -Babam Tebük savaşına katılamayan ve tevbeleri Allah tarafından kabul edilen üç kişiden birisidir- şöyle anlattı: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana ve diğer iki arkadaşıma bir adam göndermişti. Gelen adam:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarınızdan uzak kalmanızı emrediyor) dedi. O zaman ben:

(Hanımımı boşayayım mı? Yoksa ne yapmalıyım) dedim. O kimse de:

(Hayır boşama fakat ondan ayrı kal ve ona yaklaşma) dedi. Ben de hanımıma:

(Ailenin yanına dön ve orada kal) dedim. O da ailesinin yanına döndü, orada kaldı. (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 10)

3437- Abdullah b. Ka’b (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ka’b’tan işittim Tebük savaşına Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte katılamayıp geri kalmasının hikayesini anlatırken şöyle diyordu:

(… Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gönderdiği adam bana gelip te; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(Hanımından ayrı kalmanı istiyor) deyince, ben:

(Onu boşayacak mıyım yoksa ne yapayım) dedim. O da:

(Ondan ayrı dur ve ona yaklaşma) dedi. Diğer iki arkadaşıma da aynı şekilde haber göndermişti. Ben de hanımıma ailenin yanına dön Allah bu konuda hükmünü bildirinceye kadar onların yanında kal dedim. (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 10)

3438- Ubeydullah b. Ka’b (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam Ka’b’ın şöyle anlattığını duydum:

(… Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana ve diğer iki arkadaşıma haber göndererek şöyle demişti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarınızdan ayrı kalmamızı emrediyor. Ben o gelen kimseye:

(Karımı boşamam mı gerekiyor yoksa ne yapmalıyım?) Diye sordum. O da:

(Hayır ondan uzak dur ve ona yaklaşma) dedi. Bende hanımıma ailenin yanına dön, Allah bu konuda bir hüküm indirinceye kadar orada kal dedim. O da ailesine dönüp gitmişti. (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 10)

3439- Abdurrahman b. Ka’b b. Mâlik (radıyallahü anh) babasından naklediyor. Ka’b b. Mâlik Tebük savaşına katılmayışının hikayesini anlatırken şöyle dedi:

(… Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gönderdiği zat bana geldi ve, hanımından ayrı kalacaksın) dedi. Ben onu boşamalı mıyım diye sordum. O da hayır fakat ondan uzak dur ve ona yaklaşma dedi. (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 10)

١٨ - باب الْحَقِي بِأَهْلِكِ

٣٤٣٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ نُعَيْمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَكِّيِّ بْنِ عِيسَى، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا يُونُسُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ سَمِعْتُ كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ، يُحَدِّثُ حَدِيثَهُ حِينَ تَخَلَّفَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ وَقَالَ فِيهِ إِذَا رَسُولُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْتِينِي فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ح وَأَخْبَرَنِي سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ سَمِعْتُ كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ يُحَدِّثُ حَدِيثَهُ حِينَ تَخَلَّفَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ وَسَاقَ قِصَّتَهُ وَقَالَ إِذَا رَسُولُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْتِي فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْمُرُكَ أَنْ تَعْتَزِلَ امْرَأَتَكَ ‏.‏ فَقُلْتُ أُطَلِّقُهَا أَمْ مَاذَا قَالَ لاَ بَلِ اعْتَزِلْهَا فَلاَ تَقْرَبْهَا ‏.‏ فَقُلْتُ لاِمْرَأَتِي الْحَقِي بِأَهْلِكِ فَكُونِي عِنْدَهُمْ حَتَّى يَقْضِيَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِي هَذَا الأَمْرِ ‏.‏

٣٤٣٦ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ جَبَلَةَ، وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُوسَى بْنِ أَعْيَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ رَاشِدٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، أَخْبَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ سَمِعْتُ أَبِي كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ، - قَالَ وَهُوَ أَحَدُ الثَّلاَثَةِ الَّذِينَ تِيبَ عَلَيْهِمْ - يُحَدِّثُ قَالَ أَرْسَلَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَإِلَى صَاحِبَىَّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْمُرُكُمْ أَنْ تَعْتَزِلُوا نِسَاءَكُمْ ‏.‏ فَقُلْتُ لِلرَّسُولِ أُطَلِّقُ امْرَأَتِي أَمْ مَاذَا أَفْعَلُ قَالَ لاَ بَلْ تَعْتَزِلُهَا فَلاَ تَقْرَبْهَا ‏.‏ فَقُلْتُ لاِمْرَأَتِي الْحَقِي بِأَهْلِكِ فَكُونِي فِيهِمْ فَلَحِقَتْ بِهِمْ ‏.‏

٣٤٣٧ - أَخْبَرَنَا يُوسُفُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي عُقَيْلٌ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ كَعْبٍ، قَالَ سَمِعْتُ كَعْبًا، يُحَدِّثُ حَدِيثَهُ حِينَ تَخَلَّفَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ وَقَالَ فِيهِ إِذَا رَسُولُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْتِينِي وَيَقُولُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْمُرُكَ أَنْ تَعْتَزِلَ امْرَأَتَكَ ‏.‏ فَقُلْتُ أُطَلِّقُهَا أَمْ مَاذَا أَفْعَلُ قَالَ بَلِ اعْتَزِلْهَا وَلاَ تَقْرَبْهَا ‏.‏ وَأَرْسَلَ إِلَى صَاحِبَىَّ بِمِثْلِ ذَلِكَ فَقُلْتُ لاِمْرَأَتِي الْحَقِي بِأَهْلِكِ وَكُونِي عِنْدَهُمْ حَتَّى يَقْضِيَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِي هَذَا الأَمْرِ ‏.‏ خَالَفَهُمْ مَعْقِلُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ ‏.‏

٣٤٣٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْدَانَ بْنِ عِيسَى، قَالَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَعْيَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْقِلٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ، عَنْ عَمِّهِ، عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبِي كَعْبًا، يُحَدِّثُ قَالَ أَرْسَلَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَإِلَى صَاحِبَىَّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَأْمُرُكُمْ أَنْ تَعْتَزِلُوا نِسَاءَكُمْ فَقُلْتُ لِلرَّسُولِ أُطَلِّقُ امْرَأَتِي أَمْ مَاذَا أَفْعَلُ قَالَ لاَ بَلْ تَعْتَزِلُهَا وَلاَ تَقْرَبْهَا ‏.‏ فَقُلْتُ لاِمْرَأَتِي الْحَقِي بِأَهْلِكِ فَكُونِي فِيهِمْ حَتَّى يَقْضِيَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏.‏ فَلَحِقَتْ بِهِمْ ‏.‏ خَالَفَهُ مَعْمَرٌ ‏.‏

٣٤٣٩ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، - وَهُوَ ابْنُ ثَوْرٍ - عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ فِي حَدِيثِهِ إِذَا رَسُولٌ مِنَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَدْ أَتَانِي فَقَالَ اعْتَزِلِ امْرَأَتَكَ ‏.‏ فَقُلْتُ أُطَلِّقُهَا قَالَ لاَ وَلَكِنْ لاَ تَقْرَبْهَا ‏.‏ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ الْحَقِي بِأَهْلِكِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17- Tahrim Sûresi 1. Ayetinin Diğer Bir Yorumu

3434- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımlarından Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Zeyneb’in yanında kalır ve bal şerbeti içerdi. Hafsa ve ben şöyle anlaşıp sözleştik: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hangimizin yanına gelirse:

(Sende megafîr kokuyor) diyelim. Nihayet Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bizlerden birinin yanına girince o anlaştığımız şekilde söyledi. O zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Zeyneb’in yanında bal şerbeti içmiştim) dedi. Megafîr falan değil dedi ve bir daha bal şerbeti içmeyeceğim buyurdu. Bunun üzerine Tahrim sûresi 1- 3- 4 ayetleri nazil oldu. Tahrim 4. ayeti Âişe ve Hafsa için nazil olmuştu. 3. ayet ise:

(Sadece bal şerbeti içmiştim) sözünü açıklamış oluyor. Bu olayların hepsi Ata’nın rivâyetinde de vardır. (Buhârî, Talak: 7; Müslim, Talak: 3)

١٧ - باب تَأْوِيلِ هَذِهِ الآيَةِ عَلَى وَجْهٍ آخَرَ

٣٤٣٤ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ حَجَّاجٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، أَنَّهُ سَمِعَ عُبَيْدَ بْنَ عُمَيْرٍ، قَالَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ، زَوْجَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ يَمْكُثُ عِنْدَ زَيْنَبَ وَيَشْرَبُ عِنْدَهَا عَسَلاً فَتَوَاصَيْتُ وَحَفْصَةَ أَيَّتُنَا مَا دَخَلَ عَلَيْهَا النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَلْتَقُلْ إِنِّي أَجِدُ مِنْكَ رِيحَ مَغَافِيرَ فَدَخَلَ عَلَى إِحْدَاهُمَا فَقَالَتْ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ ‏(‏ بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً عِنْدَ زَيْنَبَ - وَقَالَ - لَنْ أَعُودَ لَهُ ‏)‏ ‏.‏ فَنَزَلَ ‏{‏ يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ اللَّهُ لَكَ ‏}‏ ‏{‏ إِنْ تَتُوبَا إِلَى اللَّهِ ‏}‏ لِعَائِشَةَ وَحَفْصَةَ ‏{‏ وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِيُّ إِلَى بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا ‏}‏ لِقَوْلِهِ ‏(‏ بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاَ ‏)‏ ‏.‏ كُلُّهُ فِي حَدِيثِ عَطَاءٍ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget