Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33- ZIHAR (Bkz 33/4 ve 58/2)

3470- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek, karısına zıhar yapan ve keffaret ödemeden karısıyla cinsel ilişki kuran bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Ben hanımıma zıhar yaptım ve keffaret ödemeden de cinsel ilişki de bulundum) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah iyiliğini versin bunu neden yaptın?) buyurdu. Adam:

(Ay ışığında hanımımın ayak bileğine taktığı bileziği gördüm onun için yaptım) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah’ın emrini yerine getirmeden ona yaklaşma) buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 26; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

3471- İkrime (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam karısına zıhar yapmıştı. Keffaretini ödemeden de hanımıyla cinsel ilişki de bulunmuştu. Bu durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e aktarınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bunu yapmana sebep ne idi) buyurdu. Adam:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Allah sana rahmet etsin. Ay ışığında onun ayak bileğine taktığı bileziği veya bacağını gördüm de o yüzden yaptım) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Allah’ın sana emrettiği şeyi yapıncaya kadar ondan ayrı kal) buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 26; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

3472- İkrime (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

(Ey Allah’ın Peygamberi, o kimse hanımına zıhar yaptı sonra da üzerine düşeni yapmadan (keffaret ödemeden) onunla münasebette bulundu durumu ne olacak?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bu işi yapmaya ne sebep oldu?) diye sorunca, o da şöyle dedi:

(Ey Allah'ın Peygamberi! Ay ışığında onun bacağının beyazlığını gördüm.) O zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Üzerine düşeni yapmadıkça hanımından uzak kal) buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 26; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

3473- Âişe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bütün sesleri işiten Allah’a hamdolsun. Havle Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek kocasından şikayet etti. Söylediklerini duymadım fakat Allah: Mücadele sûresi 1-4 ayetlerini indirdi. (Tirmizî, Talak: 20; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

٣٣ - باب الظِّهَارِ

٣٤٧٠ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ، قَالَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الْحَكَمِ بْنِ أَبَانَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَجُلاً، أَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَدْ ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ فَوَقَعَ عَلَيْهَا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي ظَاهَرْتُ مِنِ امْرَأَتِي فَوَقَعْتُ قَبْلَ أَنْ أُكَفِّرَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ وَمَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ يَرْحَمُكَ اللَّهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ رَأَيْتُ خَلْخَالَهَا فِي ضَوْءِ الْقَمَرِ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ لاَ تَقْرَبْهَا حَتَّى تَفْعَلَ مَا أَمَرَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏)‏ ‏.‏

٣٤٧١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الْحَكَمِ بْنِ أَبَانَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، قَالَ تَظَاهَرَ رَجُلٌ مِنِ امْرَأَتِهِ فَأَصَابَهَا قَبْلَ أَنْ يُكَفِّرَ فَذَكَرَ ذَلِكَ لِلنَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ رَحِمَكَ اللَّهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْتُ خَلْخَالَهَا أَوْ سَاقَيْهَا فِي ضَوْءِ الْقَمَرِ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَاعْتَزِلْهَا حَتَّى تَفْعَلَ مَا أَمَرَكَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏)‏ ‏.‏

٣٤٧٢ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا الْمُعْتَمِرُ، ح وَأَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ، قَالَ سَمِعْتُ الْحَكَمَ بْنَ أَبَانَ، قَالَ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ، قَالَ أَتَى رَجُلٌ نَبِيَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ إِنَّهُ ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ ثُمَّ غَشِيَهَا قَبْلَ أَنْ يَفْعَلَ مَا عَلَيْهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ مَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ رَأَيْتُ بَيَاضَ سَاقَيْهَا فِي الْقَمَرِ ‏.‏ قَالَ نَبِيُّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَاعْتَزِلْ حَتَّى تَقْضِيَ مَا عَلَيْكَ ‏)‏ ‏.‏ وَقَالَ إِسْحَاقُ فِي حَدِيثِهِ ‏(‏ فَاعْتَزِلْهَا حَتَّى تَقْضِيَ مَا عَلَيْكَ ‏)‏ ‏.‏ وَاللَّفْظُ لِمُحَمَّدٍ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمُرْسَلُ أَوْلَى بِالصَّوَابِ مِنَ الْمُسْنَدِ وَاللَّهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى أَعْلَمُ ‏.‏

٣٤٧٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ تَمِيمِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهَا قَالَتِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي وَسِعَ سَمْعُهُ الأَصْوَاتَ لَقَدْ جَاءَتْ خَوْلَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم تَشْكُو زَوْجَهَا فَكَانَ يَخْفَى عَلَىَّ كَلاَمُهَا فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏{‏ قَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا وَتَشْتَكِي إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا ‏}‏ الآيَةَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 32- Hanımlarına Yaklaşmama Yemini ve Bir Ay Hesabı

3468- Ebu’d Duha (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir ayın kaç gün olduğunu tartışıyorduk bir kısmımız otuz gün bir kısmımız da yirmi dokuz gün diyorduk. Ebu’d Duha şöyle dedi: İbn Abbâs bize şu olayı anlatmıştı. Peygamber hanımları yanlarında aileleri de olduğu halde ağlayarak bir gün sabahı etmiştik. Ben hemen mescide girdim. Bir de ne göreyim mescid doluydu. O sırada Ömer b. Hattab geldi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına vardı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o gün kendisine ait yüksekçe bir odada idi. Ömer selâm verdi hiçbir kimse cevap vermedi, tekrar selâm verdi yine cevap veren olmadı, tekrar selâm verdi yine cevap veren olmadı sonra geri döndü Bilal’i çağırdı ve Peygamberin huzuruna girdi. Hanımlarını boşadın mı? diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Hayır, bir ay onlara yaklaşmamaya yemin ettim) buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yirmi dokuz gün bekledi sonra bulunduğu yerden inerek hanımlarının yanına girdi. (Buhârî, Talak: 7; Müslim, Talak: 5)

3469- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine mahsus bir odada bekleyerek hanımlarına yaklaşmamak üzere yemin etmişti. Yirmi dokuz gece bekledi sonra bulunduğu yerden inip hanımlarının yanına girdi. Kendisine:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bir ay diye yemin etmemiş miydin?) diye soruldu:

(Bir ay yirmi dokuz gündür) buyurdu. (Buhârî, Talak: 7; Müslim, Talak: 5)

٣٢ - باب الإِيلاَءِ

٣٤٦٨ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَكَمِ الْبَصْرِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُعَاوِيَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو يَعْفُورٍ، عَنْ أَبِي الضُّحَى، قَالَ تَذَاكَرْنَا الشَّهْرَ عِنْدَهُ فَقَالَ بَعْضُنَا ثَلاَثِينَ ‏.‏ وَقَالَ بَعْضُنَا تِسْعًا وَعِشْرِينَ ‏.‏ فَقَالَ أَبُو الضُّحَى حَدَّثَنَا ابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ أَصْبَحْنَا يَوْمًا وَنِسَاءُ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَبْكِينَ عِنْدَ كُلِّ امْرَأَةٍ مِنْهُنَّ أَهْلُهَا فَدَخَلْتُ الْمَسْجِدَ فَإِذَا هُوَ مَلآنُ مِنَ النَّاسِ - قَالَ - فَجَاءَ عُمَرُ رضى اللّه عنه فَصَعِدَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ فِي عُلِّيَّةٍ لَهُ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَلَمْ يُجِبْهُ أَحَدٌ ثُمَّ سَلَّمَ فَلَمْ يُجِبْهُ أَحَدٌ ثُمَّ سَلَّمَ فَلَمْ يُجِبْهُ أَحَدٌ فَرَجَعَ فَنَادَى بِلاَلاً فَدَخَلَ عَلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ أَطَلَّقْتَ نِسَاءَكَ فَقَالَ ‏(‏ لاَ وَلَكِنِّي آلَيْتُ مِنْهُنَّ شَهْرًا ‏)‏ ‏.‏ فَمَكَثَ تِسْعًا وَعِشْرِينَ ثُمَّ نَزَلَ فَدَخَلَ عَلَى نِسَائِهِ ‏.‏

٣٤٦٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ آلَى النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ نِسَائِهِ شَهْرًا فِي مَشْرَبَةٍ لَهُ فَمَكَثَ تِسْعًا وَعِشْرِينَ لَيْلَةً ثُمَّ نَزَلَ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلَيْسَ آلَيْتَ عَلَى شَهْرٍ قَالَ ‏(‏ الشَّهْرُ تِسْعٌ وَعِشْرُونَ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 31- Berire Olayı ve Değişik Rivâyetler

3464- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Berire hürriyetine kavuşması için her yıl bir okıyye vermek şartıyla dokuz okıyye vermek üzere anlaşma yapmıştı. Âişe’ye gelerek kendisine yardım etmesini istedi. Âişe ise:

(Yardım edemem fakat vela hakkı benim olmak şartı ile dokuz taksidini de bir sefer de ödeyebilirim) dedi. Berire gitti ve efendileriyle bu konuyu konuştu. Onlar vela hakkı kendilerine ait olursa bu teklifi kabul edebileceklerini ifade ettiler. Bunun üzerine Berire tekrar Âişe’ye geldi, o sıra da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de oraya gelmişti. Berire kendisine söylenenleri aynen nakletti. Âişe ise:

(Hayır olamaz, vela hakkı bana ait olursa o zaman olur dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Nedir meseleniz) buyurdu. Âişe:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Berire bana geldi yaptığı anlaşmadaki borcunu ödeyebilmek için benden yardım istedi. Bende vela hakkı ben de olmak şartıyla tüm borcunu ödeyebileceğimi değilse yardım etmeyeceğimi söyledim. Berire’de durumu efendilerine anlattı, onlarda vela hakkı kendilerinde kalmak şartıyla razı olabileceklerini söylemişler) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Onu satın al vela şartının da senin olduğunu onlara şart koş çünkü vela hakkı azâd edene aittir) buyurdu. Sonra kalktı ve bir konuşma yaparak Allah’a hamd-ü sena ettikten sonra şöyle buyurdu:

(Bir kısım insanlara ne oluyor da Allah’ın Kitabında olmayan şartları ileri sürüyorlar ve diyorlar ki: falan kimseyi satın al, azâd et, vela hakkı benimdir diyorlar. Allah’ın Kitabı en doğru olandır. Allah’ın şartları da en itimat edileni ve sağlamıdır. Allah’ın Kitabında olmayan bütün şartlar yüz şartta olsa batıldır) buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Berire’yi kocasından ayrılıp ayrılmamakta serbest bıraktı, kocası köle idi. Berire kendi başına kalmayı tercih etti. Urve diyor ki:

(Eğer Berire’nin kocası hür olsaydı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Berire’yi bu konuda serbest bırakmazdı.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3465- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Berire’nin kocası köle idi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3466- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, bizzat kendisi Ensar’dan bir adamdan Berireyi satın aldı, satanlar vela hakkının kendilerine ait olmasını şart koşmuşlardı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(vela hakkı nimete sahib olanındır. (Yani parayı vererek hürriyete kavuşturan kimsenindir.) Kocası köle olduğu için Berire’yi serbest bıraktı. Âişe’ye biraz et hediye edilmişti de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(O etten biraz da bize verseniz) buyurmuştu. Âişe: Bu et Berire’ye sadaka olarak verlmişti deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (O Berire’ye sadakadır bize hediyedir) buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3467- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Berire’nin durumunu sordum, onu satın almak istiyorum vela hakkı kendilerine kalmasını şart koşmuşlardı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Onu satın al, vela hakkı satın alıp azâd edene aittir) buyurdu. Ravi diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kocası köle olduğu için Berire’yi kocasına gidip gitmemekte serbest bıraktı sonrasını hatırlamıyorum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e et getirilmişti. Oradakiler:

(Bu et Berire’ye getirilen sadakalardandır) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(O Berire için sadakadır bizim için Berire’nin hediyesidir) buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٣١ - باب خِيَارِ الأَمَةِ تُعْتَقُ وَزَوْجُهَا مَمْلُوكٌ

٣٤٦٤ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَاتَبَتْ بَرِيرَةُ عَلَى نَفْسِهَا بِتِسْعِ أَوَاقٍ فِي كُلِّ سَنَةٍ بِأُوقِيَّةٍ فَأَتَتْ عَائِشَةَ تَسْتَعِينُهَا فَقَالَتْ لاَ إِلاَّ أَنْ يَشَاءُوا أَنْ أَعُدَّهَا لَهُمْ عَدَّةً وَاحِدَةً وَيَكُونُ الْوَلاَءُ لِي ‏.‏ فَذَهَبَتْ بَرِيرَةُ فَكَلَّمَتْ فِي ذَلِكَ أَهْلَهَا فَأَبَوْا عَلَيْهَا إِلاَّ أَنْ يَكُونَ الْوَلاَءُ لَهُمْ فَجَاءَتْ إِلَى عَائِشَةَ وَجَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عِنْدَ ذَلِكَ فَقَالَتْ لَهَا مَا قَالَ أَهْلُهَا فَقَالَتْ لاَهَا اللَّهِ إِذًا إِلاَّ أَنْ يَكُونَ الْوَلاَءُ لِي ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا هَذَا ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ بَرِيرَةَ أَتَتْنِي تَسْتَعِينُ بِي عَلَى كِتَابَتِهَا فَقُلْتُ لاَ إِلاَّ أَنْ يَشَاءُوا أَنْ أَعُدَّهَا لَهُمْ عَدَّةً وَاحِدَةً وَيَكُونُ الْوَلاَءُ لِي فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لأَهْلِهَا فَأَبَوْا عَلَيْهَا إِلاَّ أَنْ يَكُونَ الْوَلاَءُ لَهُمْ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ ابْتَاعِيهَا وَاشْتَرِطِي لَهُمُ الْوَلاَءَ فَإِنَّ الْوَلاَءَ لِمَنْ أَعْتَقَ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ قَامَ فَخَطَبَ النَّاسَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ ‏(‏ مَا بَالُ أَقْوَامٍ يَشْتَرِطُونَ شُرُوطًا لَيْسَتْ فِي كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَقُولُونَ أَعْتِقْ فُلاَنًا وَالْوَلاَءُ لِي كِتَابُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَحَقُّ وَشَرْطُ اللَّهِ أَوْثَقُ وَكُلُّ شَرْطٍ لَيْسَ فِي كِتَابِ اللَّهِ فَهُوَ بَاطِلٌ وَإِنْ كَانَ مِائَةَ شَرْطٍ ‏)‏ ‏.‏ فَخَيَّرَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ زَوْجِهَا وَكَانَ عَبْدًا فَاخْتَارَتْ نَفْسَهَا ‏.‏ قَالَ عُرْوَةُ فَلَوْ كَانَ حُرًّا مَا خَيَّرَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏

٣٤٦٥ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا الْمُغِيرَةُ بْنُ سَلَمَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ رُومَانَ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، رضى اللّه عنها قَالَتْ كَانَ زَوْجُ بَرِيرَةَ عَبْدًا ‏.‏

٣٤٦٦ - أَخْبَرَنَا الْقَاسِمُ بْنُ زَكَرِيَّا بْنِ دِينَارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ، عَنْ زَائِدَةَ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهَا اشْتَرَتْ بَرِيرَةَ مِنْ أُنَاسٍ مِنَ الأَنْصَارِ فَاشْتَرَطُوا الْوَلاَءَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الْوَلاَءُ لِمَنْ وَلِيَ النِّعْمَةَ ‏)‏ ‏.‏ وَخَيَّرَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَكَانَ زَوْجُهَا عَبْدًا وَأَهْدَتْ لِعَائِشَةَ لَحْمًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لَوْ وَضَعْتُمْ لَنَا مِنْ هَذَا اللَّحْمِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ عَائِشَةُ تُصُدِّقَ بِهِ عَلَى بَرِيرَةَ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ هُوَ عَلَيْهَا صَدَقَةٌ وَهُوَ لَنَا هَدِيَّةٌ ‏)‏ ‏.‏

٣٤٦٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ الْكَرْمَانِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، - قَالَ وَكَانَ وَصِيَّ أَبِيهِ قَالَ وَفَرِقْتُ أَنْ أَقُولَ، سَمِعْتُهُ مِنْ، أَبِيكَ - قَالَتْ عَائِشَةُ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ بَرِيرَةَ وَأَرَدْتُ أَنْ أَشْتَرِيَهَا وَاشْتُرِطَ الْوَلاَءُ لأَهْلِهَا فَقَالَ ‏(‏ اشْتَرِيهَا فَإِنَّ الْوَلاَءَ لِمَنْ أَعْتَقَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ وَخُيِّرَتْ وَكَانَ زَوْجُهَا عَبْدًا ثُمَّ قَالَ بَعْدَ ذَلِكَ مَا أَدْرِي وَأُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِلَحْمٍ ‏.‏ فَقَالُوا هَذَا مِمَّا تُصُدِّقَ بِهِ عَلَى بَرِيرَةَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ هُوَ لَهَا صَدَقَةٌ وَلَنَا هَدِيَّةٌ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget