Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 67- İddet Bekleyen Kadın Sürme Çekemez

3553- Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Kureyş’ten bir kadın Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Kızımın gözü ağrıyor ona sürme çekebilir miyim?) diye sormuştu. Kızının kocası ölmüştü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Dikkat edin dört ay on gün bekleyecek. Sürünemez) buyurdu. Annesi:

(Onun gözlerinin bozulmasından korkuyorum bu sebeple sürme kullanayım mı?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Hayır dört ay on gün bekleyecek ve hiçbir şey sürünmeyecek süre dolunca sürünebilir) buyurdu ve ekledi:

(Sizden biriniz cahiliyye döneminde ölen kocası için bir yıl matem tutup bekliyordu, senenin sonunda bir deve tezeği atarak matemden kurtuluyordu.) (Ebû Dâvûd, Talak: 46; Buhârî, Talak: 48)

3554- Zeyneb binti ebî Seleme (radıyallahü anha) annesinden naklediyor. Bir kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip kocası ölen kızının gözlerinden şikayeti olduğunu ve sürme çekip çekemeyeceğini sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:

(Sizler cahiliyye döneminde bir yıl matem tutar sene bitiminde de deve tezeği atarak matemden çıkardınız. Bu İslâm’da dört ay on gündür) (Sabrediniz bakalım)(Buhârî, Talak: 46; Ebû Dâvûd, Tahara: 46)

3555- Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Kureyşten bir kadın Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek; şöyle dedi:

(Kızımın kocası öldü, kızımın gözlerinin bozulmasından korkuyorum, kızım da sürme çekmek istiyor.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:

(Sizden biriniz cahiliyye döneminde bir yıl bekleyip sene sonunda deve tezeği atarak yas tutmayı bitirirdi. Bu, İslâm da dört ay on gündür.) Humeyd b. Nafi diyor ki:

(Bir sene beklemek nedir?) diye sordum, şöyle cevap verdi:

(Cahiliyye döneminde bir kadın kocası öldüğünde evinin en kötü bir köşesine gider, bir sene doluncaya kadar orada beklerdi. Sene bitince bir deve tezeği atar ve matemden çıkmış olurdu.) (Buhârî, Talak: 46; Ebû Dâvûd, Tahara: 46)

3556- Zeyneb (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, kocası ölen bir kadın Ümmü Seleme ve Ümmü Habibe’ye iddet süresi içersinde sürme çekip çekemeyeceğini sordu. Ümmü Seleme dedi ki: Bir kadın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip aynı şekilde sormuştu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şöyle buyurmuştu:

(Sizden biriniz cahilliyye döneminde kocası ölünce bir yıl evinde bekler sonra arkasına bir deve tezeği atarak matemden çıkardı. Fakat bu İslâm’da sadece dört ay on gündür, bu süre bitinceye kadar sürme çekme!) (Buhârî, Talak: 46; Ebû Dâvûd, Tahara: 46)

٦٧ - باب النَّهْىِ عَنِ الْكُحْلِ، لِلْحَادَّةِ

٣٥٥٣ - أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ اللَّيْثِ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، - وَهُوَ ابْنُ مُوسَى - قَالَ حُمَيْدٌ وَحَدَّثَتْنِي زَيْنَبُ بِنْتُ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أُمِّهَا أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ جَاءَتِ امْرَأَةٌ مِنْ قُرَيْشٍ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِي رَمِدَتْ أَفَأَكْحُلُهَا ‏.‏ وَكَانَتْ مُتَوَفًّى عَنْهَا ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ أَلاَ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ قَالَتْ إِنِّي أَخَافُ عَلَى بَصَرِهَا فَقَالَ ‏(‏ لاَ إِلاَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِي الْجَاهِلِيَّةِ تَحِدُّ عَلَى زَوْجِهَا سَنَةً ثُمَّ تَرْمِي عَلَى رَأْسِ السَّنَةِ بِالْبَعْرَةِ ‏)‏ ‏.‏

٣٥٥٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ، عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أُمِّهَا، أَنَّ امْرَأَةً، أَتَتِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَأَلَتْهُ عَنِ ابْنَتِهَا مَاتَ زَوْجُهَا وَهِيَ تَشْتَكِي قَالَ ‏(‏ قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَحِدُّ السَّنَةَ ثُمَّ تَرْمِي الْبَعْرَةَ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ وَإِنَّمَا هِيَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا ‏)‏ ‏.‏

٣٥٥٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْدَانَ بْنِ عِيسَى بْنِ مَعْدَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَعْيَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ، مَوْلَى الأَنْصَارِ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، أَنَّ امْرَأَةً، مِنْ قُرَيْشٍ جَاءَتْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ إِنَّ ابْنَتِي تُوُفِّيَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدْ خِفْتُ عَلَى عَيْنِهَا وَهِيَ تُرِيدُ الْكُحْلَ فَقَالَ ‏(‏ قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَرْمِي بِالْبَعْرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ وَإِنَّمَا هِيَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا ‏)‏ ‏.‏ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ مَا رَأْسُ الْحَوْلِ قَالَتْ كَانَتِ الْمَرْأَةُ فِي الْجَاهِلِيَّةِ إِذَا هَلَكَ زَوْجُهَا عَمَدَتْ إِلَى شَرِّ بَيْتٍ لَهَا فَجَلَسَتْ فِيهِ حَتَّى إِذَا مَرَّتْ بِهَا سَنَةٌ خَرَجَتْ فَرَمَتْ وَرَاءَهَا بِبَعْرَةٍ ‏.‏

٣٥٥٦ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ، عَنْ زَيْنَبَ، أَنَّ امْرَأَةً، سَأَلَتْ أُمَّ سَلَمَةَ وَأُمَّ حَبِيبَةَ أَتَكْتَحِلُ فِي عِدَّتِهَا مِنْ وَفَاةِ زَوْجِهَا فَقَالَتْ أَتَتِ امْرَأَةٌ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَأَلَتْهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ ‏(‏ قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِي الْجَاهِلِيَّةِ إِذَا تُوُفِّيَ عَنْهَا زَوْجُهَا أَقَامَتْ سَنَةً ثُمَّ قَذَفَتْ خَلْفَهَا بِبَعْرَةٍ ثُمَّ خَرَجَتْ وَإِنَّمَا هِيَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا حَتَّى يَنْقَضِيَ الأَجَلُ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 66- İddet Bekleyen, Sabun (Sidr) Kullanabilir

3552- Ümmü Hâkim binti Esîd (radıyallahü anha) annesinden naklediyor. Onun kocası ölmüştü, göz ağrısından şikayeti vardı ve sürme çekmek istiyordu. Bu sebeple cariyesini Ümmü Seleme’ye göndererek sürme çekmenin hükmünü sordu. Ümmü Seleme’de: Mecbur kalmadıkça sürme çekemez şöyle ki: Ebu Seleme vefat ettiğinde ben gözüme sabır otu sürmüştüm o arada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma gelerek:

(Ey Ümmü Seleme! Bu nedir?) diye sordu. Ben de:

(Bu sabır otudur, onun kokusu yoktur) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(O gözü ve yüzü renklendirip güzelleştiriyor, onu ancak gece kullan saçını tarayıp güzel kokular ve kına sürme çünkü onlar güzelleştirici, kadının çekiciliğini artıran boya cinsindendir) buyurdu. (Peki ne ile saçlarımı taramalıyım Ey Allah’ın Rasûlü!) dedim. (Sidr (bir nevi sabun) bolca kullanabilirsin) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Talak: 45)

٦٦ - باب الرُّخْصَةِ لِلْحَادَّةِ أَنْ تَمْتَشِطَ بِالسِّدْرِ

٣٥٥٢ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي مَخْرَمَةُ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ الضَّحَّاكِ، يَقُولُ حَدَّثَتْنِي أُمُّ حَكِيمٍ بِنْتُ أَسِيدٍ، عَنْ أُمِّهَا، أَنَّ زَوْجَهَا، تُوُفِّيَ وَكَانَتْ تَشْتَكِي عَيْنَهَا فَتَكْتَحِلُ الْجِلاَءَ فَأَرْسَلَتْ مَوْلاَةً لَهَا إِلَى أُمِّ سَلَمَةَ فَسَأَلَتْهَا عَنْ كُحْلِ الْجِلاَءِ فَقَالَتْ لاَ تَكْتَحِلُ إِلاَّ مِنْ أَمْرٍ لاَ بُدَّ مِنْهُ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حِينَ تُوُفِّيَ أَبُو سَلَمَةَ وَقَدْ جَعَلْتُ عَلَى عَيْنِي صَبِرًا فَقَالَ ‏(‏ مَا هَذَا يَا أُمَّ سَلَمَةَ ‏)‏ ‏.‏ قُلْتُ إِنَّمَا هُوَ صَبِرٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَيْسَ فِيهِ طِيبٌ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ إِنَّهُ يَشُبُّ الْوَجْهَ فَلاَ تَجْعَلِيهِ إِلاَّ بِاللَّيْلِ وَلاَ تَمْتَشِطِي بِالطِّيبِ وَلاَ بِالْحِنَّاءِ فَإِنَّهُ خِضَابٌ ‏)‏ ‏.‏ قُلْتُ بِأَىِّ شَىْءٍ أَمْتَشِطُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ ‏(‏ بِالسِّدْرِ تُغَلِّفِينَ بِهِ رَأْسَكِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 65- İddet Bekleyen Kadın Kına Kullanabilir Mi?

3551- Ümmü Atiyye (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Allah’a ve ahirete inanan bir kadının kocası hariç bir ölünün arkasından üç günden fazla yas tutması helâl değildir. Cazibeli elbise giyemez, kına ve sürme kullanamaz.) (Buhârî, Talak: 48; Ebû Dâvûd, Talak: 45)

٦٥ - باب الْخِضَابِ لِلْحَادَّةِ

٣٥٥١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، قَالَ حَدَّثَنَا عَاصِمٌ، عَنْ حَفْصَةَ، عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تَحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ وَلاَ تَكْتَحِلُ وَلاَ تَخْتَضِبُ وَلاَ تَلْبَسُ ثَوْبًا مَصْبُوغًا ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget