Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 35- Lian (Lanet Okuma-Lanetleşme)(Bir Çeşit Boşama Şekli) (Bkz 24/6-9)

3479- Asım b. Adıy (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aclan oğullarından Uvaymir bana gelerek şöyle dedi:

(Ey Asım ne dersin? Bir kimse kendi hanımıyla başka birini zina ederken görse ve zina eden adamı öldürse siz de onu kısas yaparak öldürür müsünüz? Yoksa bu kimse ne yapmalı? Lütfen bunu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sorabilir misiniz?) Asım bu konuyu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordu fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan hoşlanmadı ve ayıpladı. Sonra Uveymir, Asım b. Adiy’e gelerek:

(Ey Asım ne yaptın?) dedi. Asım:

(Dediğini yaptım ama sen hayırlı bir şey yapmış olmadın. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hoşlanmadı ve bu tür soruları ayıpladı) dedi. O zaman, Uveymir:

(Vallahi bu konuyu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e mutlaka soracağım) dedi ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gidip sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah senin ve hanımın hakkında ayet indirdi. Hanımını alıp buraya getir) buyurdu. Sehl diyor ki: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında toplumun arasındaydım, Uveymir karısını getirdi ve karşılıklı lanetleştiler. Daha sonra Uveymir:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Onu nikahım altında tutarsam ona karşı yalan söylemiş olurum) dedi ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) boşamak için emir vermeden önce karısını boşadı. Bu olaydan sonra karşılıklı lanetleşen kimselerin ayrılmaları kocanın talakıyla adet olmuş oldu. (Ebû Dâvûd, Talak: 27; İbn Mâce, Talak: 27)

٣٥ - باب بَدْءِ اللِّعَانِ

٣٤٧٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِي سَلَمَةَ، وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عَدِيٍّ، قَالَ جَاءَنِي عُوَيْمِرٌ - رَجُلٌ مِنْ بَنِي الْعَجْلاَنِ - فَقَالَ أَىْ عَاصِمُ أَرَأَيْتُمْ رَجُلاً رَأَى مَعَ امْرَأَتِهِ رَجُلاً أَيَقْتُلُهُ فَتَقْتُلُونَهُ أَمْ كَيْفَ يَفْعَلُ يَا عَاصِمُ سَلْ لِي رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ فَسَأَلَ عَاصِمٌ عَنْ ذَلِكَ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَعَابَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الْمَسَائِلَ وَكَرِهَهَا ‏.‏ فَجَاءَهُ عُوَيْمِرٌ فَقَالَ مَا صَنَعْتَ يَا عَاصِمُ فَقَالَ صَنَعْتُ أَنَّكَ لَمْ تَأْتِنِي بِخَيْرٍ كَرِهَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الْمَسَائِلَ وَعَابَهَا ‏.‏ قَالَ عُوَيْمِرٌ وَاللَّهِ لأَسْأَلَنَّ عَنْ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ فَانْطَلَقَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ قَدْ أَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِيكَ وَفِي صَاحِبَتِكَ فَائْتِ بِهَا ‏)‏ ‏.‏ قَالَ سَهْلٌ وَأَنَا مَعَ النَّاسِ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَجَاءَ بِهَا فَتَلاَعَنَا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَاللَّهِ لَئِنْ أَمْسَكْتُهَا لَقَدْ كَذَبْتُ عَلَيْهَا ‏.‏ فَفَارَقَهَا قَبْلَ أَنْ يَأْمُرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِفِرَاقِهَا فَصَارَتْ سُنَّةَ الْمُتَلاَعِنَيْنِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 34- Hulu’ (Bir Çeşit Boşama Şekli) Bkz 2/229

3474- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kocalarından ayrılmak, ve muhalea yapmak isteyen kadınlar münafıklardır. (Müsned: 8990)

3475- Amre binti Abdurrahman (radıyallahü anh) Habibe binti Sehl’den aktarıyor. Habibe; Sabit b. Kays b. Şemmas’ın nikahı altındaydı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazı için çıkacaktı, kapısının önünde sabahın karanlığında Habibe binti Sehl’i gördü; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Sen kimsin?) diye sordu. O da:

(Ben Habibe binti Sehlim Ey Allah’ın Rasûlü!) dedi. (Nedir derdin?) deyince. (Ben ve Sabit bir arada yaşayamayız) dedi. Sabit b. Kays gelince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona; (Bak bu Habibe binti Sehl olup söylenmesi gerekenleri hep söyledi) buyurdu. Habibe:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Onun bana verdiği her şey yanımdadır) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Sabit’e:

(Ondan verdiklerini al) buyurdu. Sabit de aldı, Habibe de Sabit’ten ayrılmış olarak ailesinin yanında oturdu. (Ebû Dâvûd, Talak: 18; İbn Mâce, Talak: 23)

3476- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Sabit b. Kays’ın karısı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip; ey Allah’ın Rasûlü! Ben Sabit’e karşı ne dini ne de ahlakî yönde bir ayıp işlemiyorum. Fakat Müslüman olarak küfre götürecek hareketleri de yapmak istemiyorum diyerek ayrılmak istediğini bildirdi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Sana mihir olarak verdiği bahçesini ona verdin mi?) buyurdu. O da:

(Evet verdim) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Sabit’e:

(Bahçeni al hanımını da bir talakla boşa) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Talak: 18; İbn Mâce, Talak: 23)

3477- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

(Karım hiçbir erkeği geri çevirmiyor ne yapmalıyım?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Dilersen onu boşa) buyurdu. Adam:

(Gönlüm ona takılı kalacağından korkuyorum) dedi. (O zaman ondan istifade et hanımın olarak kalsın) buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3478- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, bir adam:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Nikahımda bir hanımım var hiçbir erkeği geri çevirmiyor ne yapmalıyım?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Onu boşa) buyurdu. Adam:

(Ondan ayrı kalmaya dayanamam) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Öyleyse onu bırakma nikahında tut) buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٣٤ - باب مَا جَاءَ فِي الْخُلْعِ

٣٤٧٤ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا الْمَخْزُومِيُّ، - وَهُوَ الْمُغِيرَةُ بْنُ سَلَمَةَ - قَالَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ قَالَ ‏(‏ الْمُنْتَزِعَاتُ وَالْمُخْتَلِعَاتُ هُنَّ الْمُنَافِقَاتُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ الْحَسَنُ لَمْ أَسْمَعْهُ مِنْ غَيْرِ أَبِي هُرَيْرَةَ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحَسَنُ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أَبِي هُرَيْرَةَ شَيْئًا ‏.‏

٣٤٧٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ عَنْ حَبِيبَةَ بِنْتِ سَهْلٍ، أَنَّهَا كَانَتْ تَحْتَ ثَابِتِ بْنِ قَيْسِ بْنِ شَمَّاسٍ وَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَرَجَ إِلَى الصُّبْحِ فَوَجَدَ حَبِيبَةَ بِنْتَ سَهْلٍ عِنْدَ بَابِهِ فِي الْغَلَسِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ هَذِهِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ أَنَا حَبِيبَةُ بِنْتُ سَهْلٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ مَا شَأْنُكِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ لاَ أَنَا وَلاَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسٍ ‏.‏ لِزَوْجِهَا فَلَمَّا جَاءَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسٍ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ هَذِهِ حَبِيبَةُ بِنْتُ سَهْلٍ قَدْ ذَكَرَتْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَذْكُرَ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَتْ حَبِيبَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ كُلُّ مَا أَعْطَانِي عِنْدِي ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لِثَابِتٍ ‏(‏ خُذْ مِنْهَا ‏)‏ ‏.‏ فَأَخَذَ مِنْهَا وَجَلَسَتْ فِي أَهْلِهَا ‏.‏

٣٤٧٦ - أَخْبَرَنَا أَزْهَرُ بْنُ جَمِيلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ امْرَأَةَ، ثَابِتِ بْنِ قَيْسٍ أَتَتِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ثَابِتُ بْنُ قَيْسٍ أَمَا إِنِّي مَا أَعِيبُ عَلَيْهِ فِي خُلُقٍ وَلاَ دِينٍ وَلَكِنِّي أَكْرَهُ الْكُفْرَ فِي الإِسْلاَمِ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَتَرُدِّينَ عَلَيْهِ حَدِيقَتَهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ اقْبَلِ الْحَدِيقَةَ وَطَلِّقْهَا تَطْلِيقَةً ‏)‏ ‏.‏

٣٤٧٧ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ، قَالَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى، قَالَ حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ وَاقِدٍ، عَنْ عُمَارَةَ بْنِ أَبِي حَفْصَةَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ إِنَّ امْرَأَتِي لاَ تَمْنَعُ يَدَ لاَمِسٍ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ غَرِّبْهَا إِنْ شِئْتَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ إِنِّي أَخَافُ أَنْ تَتَّبِعَهَا نَفْسِي ‏.‏ قَالَ ‏(‏ اسْتَمْتِعْ بِهَا ‏)‏ ‏.‏

٣٤٧٨ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا هَارُونُ بْنُ رِئَابٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَجُلاً، قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ تَحْتِي امْرَأَةً لاَ تَرُدُّ يَدَ لاَمِسٍ قَالَ ‏(‏ طَلِّقْهَا ‏)‏ ‏.‏ قَالَ إِنِّي لاَ أَصْبِرُ عَنْهَا ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَأَمْسِكْهَا ‏)‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا خَطَأٌ وَالصَّوَابُ مُرْسَلٌ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33- ZIHAR (Bkz 33/4 ve 58/2)

3470- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek, karısına zıhar yapan ve keffaret ödemeden karısıyla cinsel ilişki kuran bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Ben hanımıma zıhar yaptım ve keffaret ödemeden de cinsel ilişki de bulundum) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah iyiliğini versin bunu neden yaptın?) buyurdu. Adam:

(Ay ışığında hanımımın ayak bileğine taktığı bileziği gördüm onun için yaptım) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah’ın emrini yerine getirmeden ona yaklaşma) buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 26; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

3471- İkrime (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam karısına zıhar yapmıştı. Keffaretini ödemeden de hanımıyla cinsel ilişki de bulunmuştu. Bu durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e aktarınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bunu yapmana sebep ne idi) buyurdu. Adam:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Allah sana rahmet etsin. Ay ışığında onun ayak bileğine taktığı bileziği veya bacağını gördüm de o yüzden yaptım) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Allah’ın sana emrettiği şeyi yapıncaya kadar ondan ayrı kal) buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 26; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

3472- İkrime (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

(Ey Allah’ın Peygamberi, o kimse hanımına zıhar yaptı sonra da üzerine düşeni yapmadan (keffaret ödemeden) onunla münasebette bulundu durumu ne olacak?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bu işi yapmaya ne sebep oldu?) diye sorunca, o da şöyle dedi:

(Ey Allah'ın Peygamberi! Ay ışığında onun bacağının beyazlığını gördüm.) O zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Üzerine düşeni yapmadıkça hanımından uzak kal) buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 26; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

3473- Âişe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bütün sesleri işiten Allah’a hamdolsun. Havle Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek kocasından şikayet etti. Söylediklerini duymadım fakat Allah: Mücadele sûresi 1-4 ayetlerini indirdi. (Tirmizî, Talak: 20; Ebû Dâvûd, Talak: 17)

٣٣ - باب الظِّهَارِ

٣٤٧٠ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ، قَالَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الْحَكَمِ بْنِ أَبَانَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَجُلاً، أَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَدْ ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ فَوَقَعَ عَلَيْهَا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي ظَاهَرْتُ مِنِ امْرَأَتِي فَوَقَعْتُ قَبْلَ أَنْ أُكَفِّرَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ وَمَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ يَرْحَمُكَ اللَّهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ رَأَيْتُ خَلْخَالَهَا فِي ضَوْءِ الْقَمَرِ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ لاَ تَقْرَبْهَا حَتَّى تَفْعَلَ مَا أَمَرَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏)‏ ‏.‏

٣٤٧١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الْحَكَمِ بْنِ أَبَانَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، قَالَ تَظَاهَرَ رَجُلٌ مِنِ امْرَأَتِهِ فَأَصَابَهَا قَبْلَ أَنْ يُكَفِّرَ فَذَكَرَ ذَلِكَ لِلنَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ رَحِمَكَ اللَّهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْتُ خَلْخَالَهَا أَوْ سَاقَيْهَا فِي ضَوْءِ الْقَمَرِ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَاعْتَزِلْهَا حَتَّى تَفْعَلَ مَا أَمَرَكَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏)‏ ‏.‏

٣٤٧٢ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا الْمُعْتَمِرُ، ح وَأَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ، قَالَ سَمِعْتُ الْحَكَمَ بْنَ أَبَانَ، قَالَ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ، قَالَ أَتَى رَجُلٌ نَبِيَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ إِنَّهُ ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ ثُمَّ غَشِيَهَا قَبْلَ أَنْ يَفْعَلَ مَا عَلَيْهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ مَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ رَأَيْتُ بَيَاضَ سَاقَيْهَا فِي الْقَمَرِ ‏.‏ قَالَ نَبِيُّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَاعْتَزِلْ حَتَّى تَقْضِيَ مَا عَلَيْكَ ‏)‏ ‏.‏ وَقَالَ إِسْحَاقُ فِي حَدِيثِهِ ‏(‏ فَاعْتَزِلْهَا حَتَّى تَقْضِيَ مَا عَلَيْكَ ‏)‏ ‏.‏ وَاللَّفْظُ لِمُحَمَّدٍ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمُرْسَلُ أَوْلَى بِالصَّوَابِ مِنَ الْمُسْنَدِ وَاللَّهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى أَعْلَمُ ‏.‏

٣٤٧٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ تَمِيمِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهَا قَالَتِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي وَسِعَ سَمْعُهُ الأَصْوَاتَ لَقَدْ جَاءَتْ خَوْلَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم تَشْكُو زَوْجَهَا فَكَانَ يَخْفَى عَلَىَّ كَلاَمُهَا فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏{‏ قَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّتِي تُجَادِلُكَ فِي زَوْجِهَا وَتَشْتَكِي إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا ‏}‏ الآيَةَ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget