Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27- Müslümanlar Birbiriyle Savaşabilir Mi?

4121- Sa’d b. Ebi Vakkas (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Müslüman ile savaşmak küfürdür. Müslüman’a sövmek ise günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır.) (Müsned: 1455)

4122- Ebu İshak (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu’l Ahvas’tan işittim. O da Abdullah’tan aktararak şöyle demişti. (Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4123- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4124- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4125- Abdurrahman b. Abdullah babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4126- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4127- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) Ebu Vaile dedim ki: Bu hadisi bizzat Abdullah’tan işittin mi diye sordum. O da:

(Evet) dedi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4128- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4129- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4130- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Müslüman’a sövmek günah ve Allah’ın yolundan ayrılmaktır. Müslüman’la savaşmak ise küfürdür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٧ - باب قِتَالِ الْمُسْلِمِ

٤١٢١ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ عُمَرَ بْنِ سَعْدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعْدُ بْنُ أَبِي وَقَّاصٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ قِتَالُ الْمُسْلِمِ كُفْرٌ وَسِبَابُهُ فُسُوقٌ ‏)‏ ‏.‏

٤١٢٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏.‏

٤١٢٣ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فِسْقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏.‏ فَقَالَ لَهُ أَبَانُ يَا أَبَا إِسْحَاقَ أَمَا سَمِعْتَهُ إِلاَّ مِنْ أَبِي الأَحْوَصِ قَالَ بَلْ سَمِعْتُهُ مِنَ الأَسْوَدِ وَهُبَيْرَةَ ‏.‏

٤١٢٤ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَرْبٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ أَبِي الزَّعْرَاءِ، عَنْ عَمِّهِ أَبِي الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏.‏

٤١٢٥ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي قَالَ، سَمِعْتُ عَبْدَ الْمَلِكِ بْنَ عُمَيْرٍ، يُحَدِّثُهُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏)‏ ‏.‏

٤١٢٦ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ قُلْتُ لِحَمَّادٍ سَمِعْتُ مَنْصُورًا، وَسُلَيْمَانَ، وَزُبَيْدًا، يُحَدِّثُونَ عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏)‏ ‏.‏ مَنْ تَتَّهِمُ أَتَتَّهِمُ مَنْصُورًا أَتَتَّهِمُ زُبَيْدًا أَتَتَّهِمُ سُلَيْمَانَ قَالَ لاَ وَلَكِنِّي أَتَّهِمُ أَبَا وَائِلٍ ‏.‏

٤١٢٧ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ زُبَيْدٍ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏)‏ ‏.‏ قُلْتُ لأَبِي وَائِلٍ سَمِعْتَهُ مِنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ نَعَمْ ‏.‏

٤١٢٨ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏)‏ ‏.‏

٤١٢٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ ‏.‏

٤١٣٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ، عَنْ أَبِي مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قِتَالُ الْمُؤْمِنِ كُفْرٌ وَسِبَابُهُ فُسُوقٌ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26- Müslümana Kılıç Çeken Öldürülür Mü?

4114- İbn Zübeyr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim kılıcını Müslüman’a çeker ve saldırırsa öldürülür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4115-

4116- İbn Zübeyr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Kim Müslüman’a silahını çekerse o kimse öldürülür.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4117- Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bize silah çeken bizim gibi Müslüman değildir.) (İbn Mâce, Hudud: 19; Müslim: İman: 42)

4118- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Yemen’de bulunan Ali, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir miktar külçe altın göndermişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o altınları Akra b. Habis el Hanzalî, Mücaşî oğullarından bir kimse, Uyeyne b. Bedr el Fezarî ve Alkame b. Ulâse el Âmirî, ve Kilaboğullarından bir kimse, ve zeyd el Hayl et Taî ve Nebhan oğullarından bir kimse arasında paylaştırmıştı. Ebu Said el Hudrî diyor ki: Bu paylaştırma işine Kureyş ve Ensar kızdılar ve şöyle dediler:

(Gelen altını bizi bırakıp Necid büyüklerine dağıttı.) Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Ben onların kalplerini İslâm’a ısındırmak için böyle yaptım.) Bu arada gözleri çukur, yanakları çıkık, sık sakallı başını usturaya vurdurmuş bir adam gelerek:

(Ey Muhammed! Allah’a karşı sorumluluk bilinci duy) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ben Allah’a isyan edersem ona başka kim itaat eder? Yeryüzündeki insanlar Bana güveniyor da siz niçin güvenmiyorsunuz?) Cemaatten bir adam o kimseyi öldürmek istedi de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona engel oldu. Adam dönüp gidince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bu adamın neslinden öyle kimseler çıkacak ki Kur’an okuyacaklar lakin Kur’an boğazlarından aşağıya geçmeyecek okun yaydan fırlayıp çıktığı gibi dinden çıkacaklar. Puta tapanları bırakırlar Müslümanlarla savaşırlar, onların zamanına ulaşırsam Ad kavminin yok oluşu gibi onları öldürürüm.) (Ebû Dâvûd, Sünnet: 31; Müslim, Zekat: 47)

4119- Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Kıyamete yakın günlerde bir millet çıkar ki ömürleri kısa, akılları zayıf çok güzel sözler söyleyerek hayırlı şeyler konuşurlar. İmanları boğazlarından aşağıya inmez (yani söyledikleri yaşantılarında görülmez). Okun yaydan fırlayıp çıktığı gibi dinden çıkarlar, onlarla karşılaştığınızda onları öldürün! Kıyamet günü onları öldürene sevap vardır.) (Ebû Dâvûd, Sünnet: 31; Müslim, Zekat: 47)

4120- Şerîk b. Şihab (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından biriyle karşılaşmayı ve ona hariciler konusunda bir şeyler sormayı çok arzu ederdim. O günlerde bir bayram günü arkadaşlarıyla birlikte Ebu Berze’ye rastladım ve ona:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in, Haricilerden bahsettiğini işittin mi?) diye sordum. O da:

(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in söylediklerini kulaklarımla işittim ve gözlerimle gördüm. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir miktar mal gelmişti. Onu taksim edip sağındaki ve solundakilere vermişti fakat arkasındakilere vermemişti. Arkasındakilerden bir adam kalkıp şöyle demişti. Ey Muhammed, bu dağıtma işinde adaletli olmadın dedi. Bu kimse saçını usturaya vurdurmuş, iki beyaz elbise giyinmiş siyahî bir kimse idi. Bunu duyan Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çok kızdı ve şöyle dedi:

(Vallahi benden sonra benden daha adil birini bulamayacaksınız sonra konuşmasını şöyle sürdürdü. Kıyamete yakın zamanlarda bir kavim çıkacak -sanki bu adam onlardan gibidir- Kur’an okuyacaklar okudukları Kur’an gırtlaklarından öteye geçmeyecek, okun yaydan çıktığı gibi İslâm’dan çıkacaklar. Onların görüntüleri başlarını kabak gibi traş etmeleridir. Mesih Deccal gelinceye kadar böyle kimseler çıkmaya devam edip gider ve sonuncuları Deccalle beraber olurlar. Onlarla karşılaştığınızda onları öldürün, onlar yaratıkların en şerlileridir.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٦ - باب مَنْ شَهَرَ سَيْفَهُ ثُمَّ وَضَعَهُ فِي النَّاسِ

٤١١٤ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ شَهَرَ سَيْفَهُ ثُمَّ وَضَعَهُ فَدَمُهُ هَدَرٌ ‏)‏ ‏.‏

٤١١٥ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ وَلَمْ يَرْفَعْهُ ‏.‏

٤١١٦ - أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ الزُّبَيْرِ، قَالَ مَنْ رَفَعَ السِّلاَحَ ثُمَّ وَضَعَهُ فَدَمُهُ هَدَرٌ ‏.‏

٤١١٧ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي مَالِكٌ، وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، وَأُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ، وَيُونُسُ بْنُ يَزِيدَ، أَنَّ نَافِعًا، أَخْبَرَهُمْ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ حَمَلَ عَلَيْنَا السِّلاَحَ فَلَيْسَ مِنَّا ‏)‏ ‏.‏

٤١١٨ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ أَنْبَأَنَا الثَّوْرِيُّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ أَبِي نُعْمٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ بَعَثَ عَلِيٌّ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ بِالْيَمَنِ بِذُهَيْبَةٍ فِي تُرْبَتِهَا فَقَسَمَهَا بَيْنَ الأَقْرَعِ بْنِ حَابِسٍ الْحَنْظَلِيِّ ثُمَّ أَحَدِ بَنِي مُجَاشِعٍ وَبَيْنَ عُيَيْنَةَ بْنِ بَدْرٍ الْفَزَارِيِّ وَبَيْنَ عَلْقَمَةَ بْنِ عُلاَثَةَ الْعَامِرِيِّ ثُمَّ أَحَدِ بَنِي كِلاَبٍ وَبَيْنَ زَيْدِ الْخَيْلِ الطَّائِيِّ ثُمَّ أَحَدَ بَنِي نَبْهَانَ - قَالَ - فَغَضِبَتْ قُرَيْشٌ وَالأَنْصَارُ وَقَالُوا يُعْطِي صَنَادِيدَ أَهْلِ نَجْدٍ وَيَدَعُنَا فَقَالَ ‏(‏ إِنَّمَا أَتَأَلَّفُهُمْ ‏)‏ ‏.‏ فَأَقْبَلَ رَجُلٌ غَائِرَ الْعَيْنَيْنِ نَاتِئَ الْوَجْنَتَيْنِ كَثَّ اللِّحْيَةِ مَحْلُوقَ الرَّأْسِ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ اتَّقِ اللَّهَ قَالَ ‏(‏ مَنْ يُطِعِ اللَّهَ إِذَا عَصَيْتُهُ أَيَأْمَنُنِي عَلَى أَهْلِ الأَرْضِ وَلاَ تَأْمَنُونِي ‏)‏ ‏.‏ فَسَأَلَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ قَتْلَهُ فَمَنَعَهُ فَلَمَّا وَلَّى قَالَ ‏(‏ إِنَّ مِنْ ضِئْضِئِ هَذَا قَوْمًا يَخْرُجُونَ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ حَنَاجِرَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ مُرُوقَ السَّهْمِ مِنَ الرَّمِيَّةِ يَقْتُلُونَ أَهْلَ الإِسْلاَمِ وَيَدَعُونَ أَهْلَ الأَوْثَانِ لَئِنْ أَنَا أَدْرَكْتُهُمْ لأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ عَادٍ ‏)‏ ‏.‏

٤١١٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ خَيْثَمَةَ، عَنْ سُوَيْدِ بْنِ غَفَلَةَ، عَنْ عَلِيٍّ، قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ يَخْرُجُ قَوْمٌ فِي آخِرِ الزَّمَانِ أَحْدَاثُ الأَسْنَانِ سُفَهَاءُ الأَحْلاَمِ يَقُولُونَ مِنْ خَيْرِ قَوْلِ الْبَرِيَّةِ لاَ يُجَاوِزُ إِيمَانُهُمْ حَنَاجِرَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ فَإِذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَاقْتُلُوهُمْ فَإِنَّ قَتْلَهُمْ أَجْرٌ لِمَنْ قَتَلَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏ ‏.‏

٤١٢٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ الْبَصْرِيُّ الْحَرَّانِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنِ الأَزْرَقِ بْنِ قَيْسٍ، عَنْ شَرِيكِ بْنِ شِهَابٍ، قَالَ كُنْتُ أَتَمَنَّى أَنْ أَلْقَى، رَجُلاً مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَسْأَلُهُ عَنِ الْخَوَارِجِ فَلَقِيتُ أَبَا بَرْزَةَ فِي يَوْمِ عِيدٍ فِي نَفَرٍ مِنْ أَصْحَابِهِ فَقُلْتُ لَهُ هَلْ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَذْكُرُ الْخَوَارِجَ فَقَالَ نَعَمْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِأُذُنِي وَرَأَيْتُهُ بِعَيْنِي أُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمَالٍ فَقَسَمَهُ فَأَعْطَى مَنْ عَنْ يَمِينِهِ وَمَنْ عَنْ شِمَالِهِ وَلَمْ يُعْطِ مَنْ وَرَاءَهُ شَيْئًا فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ وَرَائِهِ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ مَا عَدَلْتَ فِي الْقِسْمَةِ ‏.‏ رَجُلٌ أَسْوَدُ مَطْمُومُ الشَّعْرِ عَلَيْهِ ثَوْبَانِ أَبْيَضَانِ فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم غَضَبًا شَدِيدًا وَقَالَ ‏(‏ وَاللَّهِ لاَ تَجِدُونَ بَعْدِي رَجُلاً هُوَ أَعْدَلُ مِنِّي ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ قَالَ ‏(‏ يَخْرُجُ فِي آخِرِ الزَّمَانِ قَوْمٌ كَأَنَّ هَذَا مِنْهُمْ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ سِيمَاهُمُ التَّحْلِيقُ لاَ يَزَالُونَ يَخْرُجُونَ حَتَّى يَخْرُجَ آخِرُهُمْ مَعَ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ فَإِذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَاقْتُلُوهُمْ هُمْ شَرُّ الْخَلْقِ وَالْخَلِيقَةِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ رَحِمَهُ اللَّهُ شَرِيكُ بْنُ شِهَابٍ لَيْسَ بِذَلِكَ الْمَشْهُورِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25- Zulme Uğrayarak Öldürülen De Şehidtir

4113- Ebu Cafer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Süveyd b. Mukarrin’in yanında oturuyordum şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Saldırıya uğrayıp haksız yere öldürülen gerçek Müslüman şehidtir.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٥ - باب مَنْ قَاتَلَ دُونَ مَظْلَمَتِهِ

٤١١٣ - أَخْبَرَنَا الْقَاسِمُ بْنُ زَكَرِيَّا بْنِ دِينَارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَمْرٍو الأَشْعَثِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْثَرٌ، عَنْ مُطَرِّفٍ، عَنْ سَوَادَةَ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ، قَالَ كُنْتُ جَالِسًا عِنْدَ سُوَيْدِ بْنِ مُقَرِّنٍ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ قُتِلَ دُونَ مَظْلَمَتِهِ فَهُوَ شَهِيدٌ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget