Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 41- Farklı Hurmaları Farklı Ölçülerle Satmak Olmaz

4570- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hayber bölgesinin zekat ve haracını toplamak üzere bir adam görevlendirmişti. O da oradan hep iyi cins hurma getirince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Hayber’in tüm hurmaları böyle midir?) diye sordu. Adam:

(Hayır Ey Allah'ın Rasûlü! Allah’a yemin olsun ki topladığımız kötü hurmadan iki ölçek verip bundan bir ölçek alıyoruz veya üç ölçek vererek bundan iki ölçek hurma alıyoruz) deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Böyle yapma! Topladığın kötü hurmaları para ile sat sonra iyi hurmaları para ile al) buyurdular. (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)

4571- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e iyi cins sulak yer hurması getirdiler. Halbuki Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hurmalığı kurak (Kıraç) bölgede olup sulanmıyordu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Bu hurma nereden geldi?) dedi. Getirenler de bu hurmanın bir ölçeğini iki ölçek sizin hurmanızla değiştirdik. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Böyle yapma! Bu caiz değildir. Hurmanı para ile sat diğer iyi hurmayı da yine para ile al) buyurdular. (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)

4572- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında hurmamızın cinsi iyi değildi. Ondan iki ölçek verip iyisinden bir ölçek alıyorduk. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu duyunca şöyle buyurdu:

(İki ölçek hurmayla bir ölçek hurmayı, iki ölçek buğdayı bir ölçek buğdayla ve bir dirhemi iki dirhemle değişmek caiz olmaz.) (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)

4573- Ebu Said (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: kötü hurmadan iki ölçek vererek bir ölçek iyi hurma alıyorduk. Bunu duyan Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(İki ölçek hurmayı bir ölçek hurmayla ve iki ölçek kötü buğdayı bir ölçek iyi buğdayla ve iki dirhemi bir dirhemle değişmek caiz olmaz.) (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)

4574- Ebu Said (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Bilal, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e iyi cins bir hurma getirince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bu nedir?) buyurdu. Bilal:

(İki ölçek kötü hurma karşılığında bundan bir ölçek aldım) deyince, (Olmaz böyle şey faizin tam kendisidir. Bu tür alışverişe yaklaşma!) buyurdular. (Müslim, Büyü’: 14; Dârimi, Büyü’: 41)

4575- Ömer b. Hattab (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Gümüşle altını veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine göre ve peşin olursa o başka. Hurmayı hurmayla veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine ve peşin olursa o başka. Buğdayı buğdayla veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine ve peşin olursa o başka. Arpayı arpayla veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine ve peşin olursa o başka.) (Müslim, Müsakat: 18; Dârimi, Büyü’: 42)

٤١ - باب بَيْعِ التَّمْرِ بِالتَّمْرِ مُتَفَاضِلاً

٤٥٧٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ، قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، - وَاللَّفْظُ لَهُ - عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ، قَالَ حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ الْمَجِيدِ بْنِ سُهَيْلٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم اسْتَعْمَلَ رَجُلاً عَلَى خَيْبَرَ فَجَاءَ بِتَمْرٍ جَنِيبٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَكُلُّ تَمْرِ خَيْبَرَ هَكَذَا ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا لَنَأْخُذُ الصَّاعَ مِنْ هَذَا بِصَاعَيْنِ وَالصَّاعَيْنِ بِالثَّلاَثِ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لاَ تَفْعَلْ بِعِ الْجَمْعَ بِالدَّرَاهِمِ ثُمَّ ابْتَعْ بِالدَّرَاهِمِ جَنِيبًا ‏)‏ ‏.‏

٤٥٧١ - أَخْبَرَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ، وَإِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، - وَاللَّفْظُ لَهُ - عَنْ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أُتِيَ بِتَمْرٍ رَيَّانٍ - وَكَانَ تَمْرُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَعْلاً فِيهِ يُبْسٌ - فَقَالَ ‏(‏ أَنَّى لَكُمْ هَذَا ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا ابْتَعْنَاهُ صَاعًا بِصَاعَيْنِ مِنْ تَمْرِنَا فَقَالَ ‏(‏ لاَ تَفْعَلْ فَإِنَّ هَذَا لاَ يَصِحُّ وَلَكِنْ بِعْ تَمْرَكَ وَاشْتَرِ مِنْ هَذَا حَاجَتَكَ ‏)‏ ‏.‏

٤٥٧٢ - حَدَّثَنِي إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الْخُدْرِيُّ، قَالَ كُنَّا نُرْزَقُ تَمْرَ الْجَمْعِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنَبِيعُ الصَّاعَيْنِ بِالصَّاعِ فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ لاَ صَاعَىْ تَمْرٍ بِصَاعٍ وَلاَ صَاعَىْ حِنْطَةٍ بِصَاعٍ وَلاَ دِرْهَمًا بِدِرْهَمَيْنِ ‏)‏ ‏.‏

٤٥٧٣ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، عَنْ يَحْيَى، - وَهُوَ ابْنُ حَمْزَةَ - قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، عَنْ يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو سَلَمَةَ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو سَعِيدٍ، قَالَ كُنَّا نَبِيعُ تَمْرَ الْجَمْعِ صَاعَيْنِ بِصَاعٍ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لاَ صَاعَىْ تَمْرٍ بِصَاعٍ وَلاَ صَاعَىْ حِنْطَةٍ بِصَاعٍ وَلاَ دِرْهَمَيْنِ بِدِرْهَمٍ ‏)‏ ‏.‏

٤٥٧٤ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، عَنْ يَحْيَى، - وَهُوَ ابْنُ حَمْزَةَ - قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، قَالَ حَدَّثَنِي يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنِي عُقْبَةُ بْنُ عَبْدِ الْغَافِرِ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو سَعِيدٍ، قَالَ أَتَى بِلاَلٌ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِتَمْرٍ بَرْنِيٍّ فَقَالَ ‏(‏ مَا هَذَا ‏)‏ ‏.‏ قَالَ اشْتَرَيْتُهُ صَاعًا بِصَاعَيْنِ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَوِّهْ عَيْنُ الرِّبَا لاَ تَقْرَبْهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٥٧٥ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ، أَنَّهُ سَمِعَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ، يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الذَّهَبُ بِالْوَرِقِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالتَّمْرُ بِالتَّمْرِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالْبُرُّ بِالْبُرِّ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَهَاءَ وَالشَّعِيرُ بِالشَّعِيرِ رِبًا إِلاَّ هَاءَ وَ هَاءَ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 40- Ekinler Sararmadan Satılamaz

4568- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) hurma yenilecek hale gelmeden, ekinler sararıp biçilecek hale gelmeden ve afete uğrama tehlikesini atlatmadan alınıp satılmasını yasakladı.) (İbn Mâce, Ticarat: 32; Dârimi, Büyü’: 41)

4569- Ebu Salih (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir adam şöyle anlatıyor:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Kötü hurmamızı iyisiyle değiştirirken verdiğimiz kadar bile alamıyoruz, fazlalaştırarak alıp verelim mi?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Kötü hurmayı para ile sat iyisini de yine para ile al) buyurdular. (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)

٤٠ - باب بَيْعِ السُّنْبُلِ حَتَّى يَبْيَضَّ

٤٥٦٨ - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ بَيْعِ النَّخْلَةِ حَتَّى تَزْهُوَ وَعَنِ السُّنْبُلِ حَتَّى يَبْيَضَّ وَيَأْمَنَ الْعَاهَةَ نَهَى الْبَائِعَ وَالْمُشْتَرِيَ ‏.‏

٤٥٦٩ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، أَنَّ رَجُلاً، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَخْبَرَهُ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا لاَ نَجِدُ الصَّيْحَانِيَّ وَلاَ الْعِذْقَ بِجَمْعِ التَّمْرِ حَتَّى نَزِيدَهُمْ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ بِعْهُ بِالْوَرِقِ ثُمَّ اشْتَرِ بِهِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 39- Bazı Yiyecekleri Hububat Karşılığında Satmak

4566- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ağaçlardaki yaş meyveyi kuru hurma karşılığında belli bir ölçü ile de olsa satılmasını yasak etti. Bağdaki yaş üzümü de yine kuru üzüm karşılığında belli bir ölçü ile de olsa satmayı yasak etmiştir. Yine tarladaki ekini de belli bir ölçek karşılığı gıda maddesiyle ve bu tür alışverişlerin hepsini yasak etti. (Dârimi, Büyü’: 23; İbn Mâce, Ticarat: 54)

4567- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) Muhabere, Muzâbene, Muhakale ve yenecek hale gelmemiş ham meyveyi satmayı yasak etti, bu ürünleri para karşılığı alınıp satılmasını emretti.) (4447 nolu hadisin açıklamasına bakınız.) (Dârimi, Büyü’: 23; İbn Mâce, Ticarat: 54)

٣٩ - باب بَيْعِ الزَّرْعِ بِالطَّعَامِ

٤٥٦٦ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْمُزَابَنَةِ أَنْ يَبِيعَ ثَمَرَ حَائِطِهِ وَإِنْ كَانَ نَخْلاً بِتَمْرٍ كَيْلاً وَإِنْ كَانَ كَرْمًا أَنْ يَبِيعَهُ بِزَبِيبٍ كَيْلاً وَإِنْ كَانَ زَرْعًا أَنْ يَبِيعَهُ بِكَيْلِ طَعَامٍ نَهَى عَنْ ذَلِكَ كُلِّهِ ‏.‏

٤٥٦٧ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ يَزِيدَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُخَابَرَةِ وَالْمُزَابَنَةِ وَالْمُحَاقَلَةِ وَعَنْ بَيْعِ الثَّمَرِ قَبْلَ أَنْ يُطْعَمَ وَعَنْ بَيْعِ ذَلِكَ إِلاَّ بِالدَّنَانِيرِ وَالدَّرَاهِمِ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget