Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21- Bıçaklamada Misilleme

4790- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımızda iken bir şey dağıtılıyordu. Bir adam daha önce almak için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına yaklaştı ve oraya yüzüstü kapandı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de onu bir hurma sapı ile dürttü. Adam kalkıp çıkınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), adama:

(Gel benden öcünü al) buyurunca, Adam:

(Affettim ey Allah'ın Rasûlü) dedi. (Ebû Dâvûd, Diyat: 15)

4791- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda bir şey dağıtıyordu. Bir adam dağıtılanlardan almak için oraya atıldı ve yüz üstü kapaklandı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de yanında bulunan bir hurma dalı ile onu dürttü. Adam bağırınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Gel benden öcünü al kısas yap) buyurdu. Adam da:

(Affettim ey Allah'ın Rasûlü) dedi. (Ebû Dâvûd, Diyat: 15)

٢١ - باب الْقَوَدِ فِي الطَّعْنَةِ

٤٧٩٠ - أَخْبَرَنَا وَهْبُ بْنُ بَيَانٍ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ، عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عَبِيدَةَ بْنِ مُسَافِعٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ بَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقْسِمُ شَيْئًا أَقْبَلَ رَجُلٌ فَأَكَبَّ عَلَيْهِ فَطَعَنَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِعُرْجُونٍ كَانَ مَعَهُ فَخَرَجَ الرَّجُلُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ تَعَالَ فَاسْتَقِدْ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ بَلْ قَدْ عَفَوْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏

٤٧٩١ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الرِّبَاطِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ، أَنْبَأَنَا أَبِي قَالَ، سَمِعْتُ يَحْيَى، يُحَدِّثُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عَبِيدَةَ بْنِ مُسَافِعٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ بَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقْسِمُ شَيْئًا إِذْ أَكَبَّ عَلَيْهِ رَجُلٌ فَطَعَنَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِعُرْجُونٍ كَانَ مَعَهُ فَصَاحَ الرَّجُلُ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ تَعَالَ فَاسْتَقِدْ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ بَلْ عَفَوْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 20- Isırma Konusunda Diğer Rivâyetler

4782- Ya’la ve Ümeyye (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Tebük savaşına çıkmıştık. Beraberimizdeki bir arkadaşımız Müslümanlardan birisiyle kavga etti. O adam bunun kolunu ısırdı o da kolunu onun ağzından kurtarmak için çekince dişi döküldü. Bunun üzerine o kimse gidip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den dişinin diyetini isteyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hem gidip deve gibi kardeşinin kolunu ısırıyor hem de gelip diyet istiyor, onun için diyet yoktur) böylece davayı iptal etti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4783- Safvan b. Ya’la (radıyallahü anh)’nın babasından rivâyet ettiğine göre; Bir adam bir adamın elini ısırmıştı o da onun ağzından elini çekince dişi döküldü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldiler, O da davayı iptal etti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4784- Ya’la (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, bir adam ücretle bir işçi tutmuştu. O adamla kavga edip elini ısırmıştı elini çekince dişi dökülmüştü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna geldiler ve şikayette bulundular. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de (Elini ağzında bıraksaydı da deve gibi koparsaydın öyle mi? buyurdular. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4785- Safvan b. Ya’la (radıyallahü anh), babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Tebük savaşında savaşa katılmıştım bu arada da bir işçi tutmuştum. Benim işçi, bir adamla kavga edip onun parmağını ısırmıştı. O da elini çekince dişleri dökülmüştü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip durumu anlattıklarında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de o davayı iptal etti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4786- Ya’la b. Ümeyye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Ceyşül Usre = Tebük seferinde bulunmuştum. Bu hayatımda en güvendiğim amelimdir. Yanımdaki hizmetçim bir adamla kavga etti, onlardan biri diğerinin parmağını ısırdı o da parmağını kurtarmak için parmağını çekince onun ön dişini söktü ve dişi düştü. Dişi düşen Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Şikayette bulundu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de ona şöyle dedi:

(Elini ağzında bıraksaydı da koparsaydın öyle mi?) (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4787-

4788- Safvan b. Ya’la b. Münye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ya’la b. Münye’nin hizmetçisi başka bir kimsenin kolunu ısırmıştı, o da kolunu onun ağzından kurtarmak için çekince dişi düşmüştü. Durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürdüler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) davayı iptal etti ve şöyle buyurdu:

(Elini ağzında bıraksaydı da deve gibi elini koparsaydın öyle mi?) (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4789- Safvan b. Ya’la (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, babası Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Tebük savaşına katılmıştı. Bir hizmetçi tutmuştu, o da bir adamla kavgaya tutuştu ve o adamın kolunu ısırdı o ısırmadan dolayı acı çekince elini çekti ve diğerinin dişi döküldü. Durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürdüler, O da şöyle buyurdu:

(Biriniz birinizi bile bile deve gibi ısıracak öyle mi?) Davayı iptal etti dökülen dişte boşa gitti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

٢٠ - باب ذِكْرِ الاِخْتِلاَفِ عَلَى عَطَاءٍ فِي هَذَا الْحَدِيثِ

٤٧٨٢ - أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ بَكَّارٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا أَحْمَدُ بْنُ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِي رَبَاحٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عَمَّيْهِ، سَلَمَةَ وَيَعْلَى ابْنَىْ أُمَيَّةَ قَالاَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ وَمَعَنَا صَاحِبٌ لَنَا فَقَاتَلَ رَجُلاً مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَعَضَّ الرَّجُلُ ذِرَاعَهُ فَجَذَبَهَا مِنْ فِيهِ فَطَرَحَ ثَنِيَّتَهُ فَأَتَى الرَّجُلُ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَلْتَمِسُ الْعَقْلَ فَقَالَ ‏(‏ يَنْطَلِقُ أَحَدُكُمْ إِلَى أَخِيهِ فَيَعَضُّهُ كَعَضِيضِ الْفَحْلِ ثُمَّ يَأْتِي يَطْلُبُ الْعَقْلَ لاَ عَقْلَ لَهَا ‏)‏ ‏.‏ فَأَبْطَلَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏

٤٧٨٣ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الْجَبَّارِ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ عَمْرٍو، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَجُلاً، عَضَّ يَدَ رَجُلٍ فَانْتُزِعَتْ ثَنِيَّتُهُ فَأَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَهْدَرَهَا ‏.‏

٤٧٨٤ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ، مَرَّةً أُخْرَى عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ عَمْرٍو، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى، عَنْ يَعْلَى، وَابْنِ، جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى، عَنْ يَعْلَى، أَنَّهُ اسْتَأْجَرَ أَجِيرًا فَقَاتَلَ رَجُلاً فَعَضَّ يَدَهُ فَانْتُزِعَتْ ثَنِيَّتُهُ فَخَاصَمَهُ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ أَيَدَعُهَا يَقْضِمُهَا كَقَضْمِ الْفَحْلِ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٨٥ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا سُفْيَانُ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ فَاسْتَأْجَرْتُ أَجِيرًا فَقَاتَلَ أَجِيرِي رَجُلاً فَعَضَّ الآخَرُ فَسَقَطَتْ ثَنِيَّتُهُ فَأَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَذَكَرَ لَهُ فَأَهْدَرَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏

٤٧٨٦ - أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي عَطَاءٌ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى، عَنْ يَعْلَى بْنِ أُمَيَّةَ، قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم جَيْشَ الْعُسْرَةِ - وَكَانَ أَوْثَقَ عَمَلٍ لِي فِي نَفْسِي - وَكَانَ لِي أَجِيرٌ فَقَاتَلَ إِنْسَانًا فَعَضَّ أَحَدُهُمَا أُصْبَعَ صَاحِبِهِ فَانْتَزَعَ إِصْبَعَهُ فَأَنْدَرَ ثَنِيَّتَهُ فَسَقَطَتْ فَانْطَلَقَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَهْدَرَ ثَنِيَّتَهُ وَقَالَ ‏(‏ أَفَيَدَعُ يَدَهُ فِي فِيكَ تَقْضَمُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٧٨٧ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، فِي حَدِيثِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنِ ابْنِ يَعْلَى، عَنْ أَبِيهِ، بِمِثْلِ الَّذِي عَضَّ فَنَدَرَتْ ثَنِيَّتُهُ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لاَ دِيَةَ لَكَ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٨٨ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ بُدَيْلِ بْنِ مَيْسَرَةَ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ، أَنَّ أَجِيرًا، لِيَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ عَضَّ آخَرُ ذِرَاعَهُ فَانْتَزَعَهَا مِنْ فِيهِ فَرَفَعَ ذَلِكَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَدْ سَقَطَتْ ثَنِيَّتُهُ فَأَبْطَلَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَالَ ‏(‏ أَيَدَعُهَا فِي فِيكَ تَقْضَمُهَا كَقَضْمِ الْفَحْلِ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٨٩ - أَخْبَرَنِي أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الْجَوَّابِ، قَالَ حَدَّثَنَا عَمَّارٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مُسْلِمٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى، أَنَّ أَبَاهُ، غَزَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ فَاسْتَأْجَرَ أَجِيرًا فَقَاتَلَ رَجُلاً فَعَضَّ الرَّجُلُ ذِرَاعَهُ فَلَمَّا أَوْجَعَهُ نَتَرَهَا فَأَنْدَرَ ثَنِيَّتَهُ فَرُفِعَ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَعْمِدُ أَحَدُكُمْ فَيَعَضُّ أَخَاهُ كَمَا يَعَضُّ الْفَحْلُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَبْطَلَ ثَنِيَّتَهُ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19- Nefsi Müdafaa Etmek Gerekir

4780- Ya’la b. Münye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ya’la bir adamla dövüşüyor ve kolunu ısırıyor o da onun ağzından elini çekince dişi düşüyor, durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna götürüyorlar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyuruyor:

(Deve gibi birbirinizi mi ısırıyorsunuz?) Davayı reddedip iptal etti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4781- Ya’la b. Münye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Temim oğullarından bir adam birisiyle kavga ediyor ve elini ısırıyor o da elini kurtarmak için çekince diğerinin dişi düşüyor. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şikayete geldiklerinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

(Biriniz bir diğer kardeşinizi deve gibi ısırıyor öyle mi?) davayı iptal etti ve reddetti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

١٩ - باب الرَّجُلِ يَدْفَعُ عَنْ نَفْسِهِ

٤٧٨٠ - أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ الْخَلِيلِ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ يَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ، أَنَّهُ قَاتَلَ رَجُلاً فَعَضَّ أَحَدُهُمَا صَاحِبَهُ فَانْتَزَعَ يَدَهُ مِنْ فِيهِ فَقَلَعَ ثَنِيَّتَهُ فَرُفِعَ ذَلِكَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَعَضُّ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ كَمَا يَعَضُّ الْبَكْرُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَبْطَلَهَا ‏.‏

٤٧٨١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ بْنِ عَقِيلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا جَدِّي، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ يَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ، أَنَّ رَجُلاً، مِنْ بَنِي تَمِيمٍ قَاتَلَ رَجُلاً فَعَضَّ يَدَهُ فَانْتَزَعَهَا فَأَلْقَى ثَنِيَّتَهُ فَاخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَعَضُّ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ كَمَا يَعَضُّ الْبَكْرُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَطَلَّهَا أَىْ أَبْطَلَهَا ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget