Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 42- Şarap İçmenin Haramlığına Dair Diğer Rivâyetler

5677- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Zina eden kimse zina ettiği anda Mü’min değildir. İçki içen kimse de Mü’min olarak içki içmez. Hırsızlık yapan da Mü’min olarak hırsızlık yapmaz. İnsanların gözü önünde başkalarının mallarına göz dikenler Mü’min oldukları halde başkalarının malını alamazlar.) (Tirmizî, İman: 11; Buhârî, İman: 18)

5678- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Zina eden kimse Mü’min olarak zina etmez. Hırsızlık yapan Mü’min olarak hırsızlık yapamaz. İçki içen Mü’min olduğu halde içki içemez. İnsanların gözü önünde başkalarının değerli mallarına göz dikenler Mü’min olarak o malları alıp gasb edemezler.) (Tirmizî, İman: 11; Buhârî, İman: 18)

5679- İbn Ömer ve Ashab’tan bir gurup (radıyallahü anhüm) rivâyet ederler: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bir kimse içki içerse onu ceza olarak değnekleyin sonra yine içerse yine değnekleyin daha sonra yine içerse yine değnekleyin sonra içerse onu öldürün.) (Tirmizi, Hudud: 15; Ebû Dâvûd, Hudud: 37)

5680- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bir kimse içki içer ve sarhoş olursa onu ceza olarak değnekleyin, sonra yine içerse tekrar değnekleyin yine içerse tekrar değnekleyin dördüncü sefer içerse boynunu vurun.) (Tirmizi, Hudud: 15; Ebû Dâvûd, Hudud: 37)

5681- Ebu Bürde b. Ebu Mûsâ (radıyallahü anh)’nın babasından rivâyete göre, şöyle derdi:

(Allah’ı bırakıp ta şu direğe tapmam ile içki içmem arasında hiçbir fark yoktur.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٤٢ - باب ذِكْرِ الرِّوَايَاتِ الْمُغَلِّظَاتِ فِي شُرْبِ الْخَمْرِ

٥٦٧٧ - أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ، عَنْ عُقَيْلٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لاَ يَزْنِي الزَّانِي حِينَ يَزْنِي وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلاَ يَشْرَبُ الْخَمْرَ شَارِبُهَا حِينَ يَشْرَبُهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلاَ يَسْرِقُ السَّارِقُ حِينَ يَسْرِقُ وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلاَ يَنْتَهِبُ نُهْبَةً يَرْفَعُ النَّاسُ إِلَيْهِ فِيهَا أَبْصَارَهُمْ حِينَ يَنْتَهِبُهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧٨ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، عَنِ الأَوْزَاعِيِّ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ، وَأَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ كُلُّهُمْ حَدَّثُونِي عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لاَ يَزْنِي الزَّانِي حِينَ يَزْنِي وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلاَ يَسْرِقُ السَّارِقُ حِينَ يَسْرِقُ وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلاَ يَشْرَبُ الْخَمْرَ حِينَ يَشْرَبُهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلاَ يَنْتَهِبُ نُهْبَةً ذَاتَ شَرَفٍ يَرْفَعُ الْمُسْلِمُونَ إِلَيْهِ أَبْصَارَهُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧٩ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مُغِيرَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي نُعْمٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، وَنَفَرٍ، مِنْ أَصْحَابِ مُحَمَّدٍ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالُوا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ شَرِبَ الْخَمْرَ فَاجْلِدُوهُ ثُمَّ إِنْ شَرِبَ فَاجْلِدُوهُ ثُمَّ إِنْ شَرِبَ فَاجْلِدُوهُ ثُمَّ إِنْ شَرِبَ فَاقْتُلُوهُ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٨٠ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي ذِئْبٍ، عَنْ خَالِهِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ إِذَا سَكِرَ فَاجْلِدُوهُ ثُمَّ إِنْ سَكِرَ فَاجْلِدُوهُ ثُمَّ إِنْ سَكِرَ فَاجْلِدُوهُ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ قَالَ فِي الرَّابِعَةِ ‏(‏ فَاضْرِبُوا عُنُقَهُ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٨١ - أَخْبَرَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، عَنِ ابْنِ فُضَيْلٍ، عَنْ وَائِلٍ أَبِي بَكْرٍ، عَنْ أَبِي بُرْدَةَ بْنِ أَبِي مُوسَى، عَنْ أَبِيهِ، رضى اللّه عنه أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ مَا أُبَالِي شَرِبْتُ الْخَمْرَ أَوْ عَبَدْتُ هَذِهِ السَّارِيَةَ مِنْ دُونِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 41- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Miraç Gecesi Şarap ve Süt Sunulması

5675- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: Miraç gecesi iki bardak meşrubat getirildi birinde şarap diğerinde süt vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların ikisine de baktı ve sütü aldı. Bunun üzerine Cibril:

(Seni insan tabiatına uygun olanı almana hidayet eden Allah’a hamdolsun eğer şarap alsaydın ümmetin azgınlaşır ve helak olup giderdi.) (Buhârî, Edahî: 3)

5676- Muhayriz (radıyallahü anh) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından birinden nakleder: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Ümmetimden bir kısmı şarap içerler ve onlara değişik isimler verirler.) (Buhârî, Edahî: 3)

٤١ - باب مَنْزِلَةِ الْخَمْرِ

٥٦٧٥ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدٌ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ يُونُسَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ أُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِهِ بِقَدَحَيْنِ مِنْ خَمْرٍ وَلَبَنٍ فَنَظَرَ إِلَيْهِمَا فَأَخَذَ اللَّبَنَ فَقَالَ لَهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي هَدَاكَ لِلْفِطْرَةِ لَوْ أَخَذْتَ الْخَمْرَ غَوَتْ أُمَّتُكَ ‏.‏

٥٦٧٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، عَنْ خَالِدٍ، - وَهُوَ ابْنُ الْحَارِثِ - عَنْ شُعْبَةَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا بَكْرِ بْنَ حَفْصٍ، يَقُولُ سَمِعْتُ ابْنَ مُحَيْرِيزٍ، يُحَدِّثُ عَنْ رَجُلٍ، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ يَشْرَبُ نَاسٌ مِنْ أُمَّتِي الْخَمْرَ يُسَمُّونَهَا بِغَيْرِ اسْمِهَا ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 40- Bazı Şeylere Yasaklanmadan Sonra İzin Verilmesi

5669- Büreyde (radıyallahü anh) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kurban etlerini saklamanızı yasaklamıştım şimdi onlardan yiyin ve ayırıp saklayın, (Kabirleri ziyaret etmeyi de yasaklamıştım) kim kabirleri ziyaret etmek isterse ziyaret etsin çünkü o ahireti hatırlatır. Her şeyi içiniz fakat sarhoşluk veren şeylerden kaçınınız.) (Müslim, Edahî: 5; Tirmizî, Edahî: 17)

5670- Abdullah b. Büreyde (radıyallahü anh) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Önceleri size kabirleri ziyaret etmekten alıkoymuştum şimdi ziyaret edebilirsiniz. Üç günden fazla kurban etini saklamanızı yasaklamıştım kendinize dilediğiniz kadar ayırabilirsiniz. Su kaplarından başka kaplarda meşrubat yapmanızı yasaklamıştım. Her türlü kaptan ve içkiden için sarhoşluk verenlere yaklaşmayın!) (Müslim, Edahî: 5; Tirmizî, Edahî: 17)

5671- İbn Büreyde (radıyallahü anh) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Sizi üç şeyden yasaklamıştım. Kabir ziyareti ki şimdi ziyaret edebilirsiniz. Kabirleri ziyaret etmek hayrınızı artırır. Kurban etlerini üç günden fazla saklamanızı yasaklamıştım dilediğiniz kadar yiyip saklayabilirsiniz. Bazı kaplarda meşrubat yapıp saklamanızı yasaklamıştım şimdi istediğiniz kaplarda meşrubat yapıp içebilirsiniz sadece sarhoşluk veren şeyleri içmeyiniz.) (Müslim, Edahî: 5; Tirmizî, Edahî: 17)

5672- Abdullah b. Büreyde babasından rivâyetle şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bazı kaplardan meşrubat yapıp içmenizi yasaklamıştım bundan sonra istediğiniz kaplarda meşrubat yapıp içebilirsiniz fakat sarhoşluk veren meşrubattan sakınınız.) (Müslim, Edahî: 5; Tirmizî, Edahî: 17)

5673- Abdullah b. Büreyde babasından naklederek şöyle diyor: Bir ara Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda dolaşıyordu. Bir topluluğa yaklaşıp gürültülerini duyunca (Nedir bu gürültü?) dedi. Onlar da:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Onların içecek meşrubatları var onu içiyorlar) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adam gönderip onları çağırttı ve:

(İçtiğiniz şeyleri hangi kaplarda yapıyorsunuz?) buyurdu. Onlar da:

(Oyulmuş ağaç fıçılarda ve kabaklarda yapıyoruz başka kaplarımız yoktur) dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ağzını bağladığınız kapların dışında meşrubat yapmayın) buyurdu: Bir süre geçtikten sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların yanına uğradığında onları veba hastalığına yakalanmış ve yüzleri sapsarı kesildiğini gördü ve onlara:

(Neden böyle hasta oldunuz) dedi. Onlarda:

(Ey Allah'ın Peygamberi! Ülkemizde veba salgını var ağzını bağladığımız kaplar dışında tüm kapları da yasak ettin) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Her kaptan ve her içkiden için sadece sarhoşluk veren içkilerden sakının. Çünkü sarhoşluk veren her içki haramdır) buyurdu. (Buhârî, Edahî: 15; Müslim, Edahî: 5)

5674- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şarap konulan kapların kullanılmasını yasaklayınca Ensar şikayet ederek Ey Allah'ın Rasûlü! başka kullanacak kaplarımız yoktur dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Öyle ise onları da kullanabilirsiniz) buyurdu. (Buhârî, Edahî: 7; Tirmizî, Eşribe: 6)

٤٠ - باب الإِذْنِ فِي شَىْءٍ مِنْهَا

٥٦٦٩ - أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ، عَنِ الأَحْوَصِ بْنِ جَوَّابٍ، عَنْ عَمَّارِ بْنِ رُزَيْقٍ، أَنَّهُ حَدَّثَهُمْ عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنِ الزُّبَيْرِ بْنِ عَدِيٍّ، عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنِّي كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنْ لُحُومِ الأَضَاحِي فَتَزَوَّدُوا وَادَّخِرُوا وَمَنْ أَرَادَ زِيَارَةَ الْقُبُورِ فَإِنَّهَا تُذَكِّرُ الآخِرَةَ وَاشْرَبُوا وَاتَّقُوا كُلَّ مُسْكِرٍ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧٠ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ آدَمَ بْنِ سُلَيْمَانَ، عَنِ ابْنِ فُضَيْلٍ، عَنْ أَبِي سِنَانٍ، عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنِّي كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنْ زِيَارَةِ الْقُبُورِ فَزُورُوهَا وَنَهَيْتُكُمْ عَنْ لُحُومِ الأَضَاحِي فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فَأَمْسِكُوا مَا بَدَا لَكُمْ وَنَهَيْتُكُمْ عَنِ النَّبِيذِ إِلاَّ فِي سِقَاءٍ فَاشْرَبُوا فِي الأَسْقِيَةِ كُلِّهَا وَلاَ تَشْرَبُوا مُسْكِرًا ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْدَانَ بْنِ عِيسَى بْنِ مَعْدَانَ الْحَرَّانِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَعْيَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ، قَالَ حَدَّثَنَا زُبَيْدٌ، عَنْ مُحَارِبٍ، عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنِّي كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنْ ثَلاَثٍ زِيَارَةِ الْقُبُورِ فَزُورُوهَا وَلْتَزِدْكُمْ زِيَارَتُهَا خَيْرًا وَنَهَيْتُكُمْ عَنْ لُحُومِ الأَضَاحِي بَعْدَ ثَلاَثٍ فَكُلُوا مِنْهَا مَا شِئْتُمْ وَنَهَيْتُكُمْ عَنِ الأَشْرِبَةِ فِي الأَوْعِيَةِ فَاشْرَبُوا فِي أَىِّ وِعَاءٍ شِئْتُمْ وَلاَ تَشْرَبُوا مُسْكِرًا ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَجَّاجِ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ حَمَّادِ بْنِ أَبِي سُلَيْمَانَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنِ الأَوْعِيَةِ فَانْتَبِذُوا فِيمَا بَدَا لَكُمْ وَإِيَّاكُمْ وَكُلَّ مُسْكِرٍ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧٣ - أَخْبَرَنَا أَبُو عَلِيٍّ، مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ أَيُّوبَ - مَرْوَزِيٌّ - قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُثْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ عُبَيْدٍ الْكِنْدِيُّ، - خُرَاسَانِيٌّ - قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَيْنَا هُوَ يَسِيرُ إِذْ حَلَّ بِقَوْمٍ فَسَمِعَ لَهُمْ لَغَطًا فَقَالَ ‏(‏ مَا هَذَا الصَّوْتُ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا يَا نَبِيَّ اللَّهِ لَهُمْ شَرَابٌ يَشْرَبُونَهُ ‏.‏ فَبَعَثَ إِلَى الْقَوْمِ فَدَعَاهُمْ فَقَالَ ‏(‏ فِي أَىِّ شَىْءٍ تَنْتَبِذُونَ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا نَنْتَبِذُ فِي النَّقِيرِ وَالدُّبَّاءِ وَلَيْسَ لَنَا ظُرُوفٌ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ لاَ تَشْرَبُوا إِلاَّ فِيمَا أَوْكَيْتُمْ عَلَيْهِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ فَلَبِثَ بِذَلِكَ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَلْبَثَ ثُمَّ رَجَعَ عَلَيْهِمْ فَإِذَا هُمْ قَدْ أَصَابَهُمْ وَبَاءٌ وَاصْفَرُّوا ‏.‏ قَالَ ‏(‏ مَا لِي أَرَاكُمْ قَدْ هَلَكْتُمْ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا يَا نَبِيَّ اللَّهِ أَرْضُنَا وَبِيئَةٌ وَحَرَّمْتَ عَلَيْنَا إِلاَّ مَا أَوْكَيْنَا عَلَيْهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ اشْرَبُوا وَكُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ ‏)‏ ‏.‏

٥٦٧٤ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ، وَأَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِيُّ عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ سَالِمٍ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَمَّا نَهَى عَنِ الظُّرُوفِ شَكَتِ الأَنْصَارُ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَيْسَ لَنَا وِعَاءٌ ‏.‏ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَلاَ إِذًا ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget