Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19. Secdede Elleri Alnın İki Yanına Koymak

451. Nafi'den: Abdullah b. Ömer secdeye vardığı zaman ellerinin ayasını alnını koyduğu yere koyardı. Bir defasında onu soğuk bir günde gördüm, yamçısının (elbisesinin) altında ellerini çıkarmış (secde ederken) çakıl taşları üzerine koymuştu.

452. Abdullah b. Ömer'den: Kim alnını yere koyarsa, ellerini de alnının yanıbaşına koysun. Alnını kaldırınca ellerini de kaldırsın Zira yüz gibi, eller de secde eder.

١٩ - باب وَضْعِ الْيَدَيْنِ عَلَى مَا يُوضَعُ عَلَيْهِ الْوَجْهُ فِي السُّجُودِ

٤٥١ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ إِذَا سَجَدَ، وَضَعَ كَفَّيْهِ عَلَى الَّذِي يَضَعُ عَلَيْهِ جَبْهَتَهُ. قَالَ نَافِعٌ : وَلَقَدْ رَأَيْتُهُ فِي يَوْمٍ شَدِيدِ الْبَرْدِ، وَإِنَّهُ لَيُخْرِجُ كَفَّيْهِ مِنْ تَحْتِ بُرْنُسٍ لَهُ، حَتَّى يَضَعَهُمَا عَلَى الْحَصْبَاءِ.

٤٥٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يَقُولُ : مَنْ وَضَعَ جَبْهَتَهُ بِالأَرْضِ، فَلْيَضَعْ كَفَّيْهِ عَلَى الَّذِي يَضَعُ عَلَيْهِ جَبْهَتَهُ، ثُمَّ إِذَا رَفَعَ فَلْيَرْفَعْهُمَا، فَإِنَّ الْيَدَيْنِ تَسْجُدَانِ كَمَا يَسْجُدُ الْوَجْهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18. Namazı Beklemenin Ve Namaza Gitmenin Fazileti

443. Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

«Herhangi biriniz abdestli olarak namaz kıldığı yerde beklediği sürece melekler ona şöyle dua ederler: «Allahım, onu affet! Allahım, ona merhamet et!» Buhârî, Ezan, 10/36; Müslim, Mesacid, 5/49.

İmâm-ı Mâlik bu Rivâyete geçen «Malem yuhdis» lafzı için şöyle der: «Abdestini bozmadığı sürece» anlamındadır.

444. Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Herhangi biriniz namazı eda ettikten sonra evine dönmesine diğer vakti beklemekten başka bir engel olmadığı halde evine gitmeyip camide namazı beklerse, beklediği sürece o namazda sayılır.» Buhârî, Ezan, 10/36; Müslim, Mesacid, 5/275.

Bu, işi olmayanlar içindir. Çalışan kimselerin namazı kıldıktan sonra işine gitmesi mescitte oturmasından efdaldir. Hatta Hazret-i Ömer namaz aralarında bazen mescide uğrar, orada oturanları kırbaçla işine gönderirdi.

445. Ebû Bekir b. Abdurrahman'dan: Başka bir şey için değil, bir hayır öğrenmek ya da öğretmek için erkenden veya geç vakitte mescide giden, sonra da evine dönen kimse Allah yolunda cihada çıkıp ganimetlerle dönen kimse gibidir.41

446. Ebû Hüreyre'den: Herhangi biriniz namazını kıldıktan sonra orada beklerse melekler onun için şöyle dua ederler: «Allahım onu affet! Allahım ona merhamet et!» Namazı kıldığı yerde kalkar da gelecek namazı beklemek için mescidde oturursa beklediği sürece namazda sayılır.

447. Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Size Allahu Teâlâ'nın kendisiyle hataları mahvedip dereceleri yükselteceği şeyi haber vereyim mi? Soğuk günlerde abdest almak, uzak yerlerden cemaata gitmek, namazı kıldıktan sonra diğer vakti beklemektir. İşte gerçek bağlılık budur! İşte gerçek bağlılık budur!» Müslim, Taharet, 5/41.

Hadisi şerifin sonunda; «İşte gerçek bağlılık» şeklinde tercüme edilen kelimenin arapçası «er-ribat» tır. er-ribat kelimesi namazı beklemek için mescidde durmak, sınır boylarında düşmanın gelebileceği stratejik yerlerde nöbet tutmak ve namaza devam etmek gibi manalara gelir.

C41)İbn Abdilber derki:

"Bunun akıl ve ictihadla bilinemiyeceği bellidir. Zira bu, Allah'ın hükmünün ve karşılığında vereceği sevabın belli olmadığı bir konuda kesin konuşmak olur. Öyle ise bu söz Hazret-i Peygambere ait olup hükmen merfu'dur. Nitekim Süheyl b. Sa'd, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den merfû olarak da Rivâyet etmiştir."

448. Said b. Müseyyeb'den: Denildiğine göre münafıklar hariç ezan okunduktan sonra camiden ancak tekrar mescide dönmek isteyen çıkabilir. İbn Abdilber der ki: "Böyle bir söz, kendi görüşüyle değil, bir delille söylenebilir." Sahih senedle, Ebu Hureyre'den merfu olarak da Rivâyet edilmiştir, Buharî, Salât, 8/60; Müslim, Salâtu'l-Musafırîn, 6/70

449. Ebû Katâde el-Ensariden: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Herhangi biriniz mescide girdiği zaman oturmadan önce iki rekât namaz (tahiyyetül mescid) kılsın.»

450. Ebû Seleme b. Abdurrahman'dan Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebû Nadr'a:

« Efendinin, mescide gelince tahiyyetül mescid namazını kılmadan oturduğunu görüyorum.» dedi. Ebû Seleme böyle demekle Ömer b. Ubeydullah'ın mescide girince iki rekat namaz kılmadan oturmasını hoş görmediğini ifade etmektedir.

İmâm-ı Mâlik der ki: Tehiyyetül mescid kılmak güzeldir ve fakat, vacip değildir.

١٨ - باب انْتِظَارِ الصَّلاَةِ وَالْمَشْي إِلَيْهَا

٤٤٣ - وَحَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( الْمَلاَئِكَةُ تُصَلِّي عَلَى أَحَدِكُمْ مَا دَامَ فِي مُصَلاَّهُ الَّذِي صَلَّى فِيهِ، مَا لَمْ يُحْدِثْ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ، اللَّهُمَّ ارْحَمْهُ )(٢٧٢).

قَالَ مَالِكٌ : لاَ أَرَى قَوْلَهُ : ( مَا لَمْ يُحْدِثْ ). إِلاَّ الإِحْدَاثَ الَّذِي يَنْقُضُ الْوُضُوءَ.

٤٤٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ, أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( لاَ يَزَالُ أَحَدُكُمْ فِي صَلاَةٍ، مَا كَانَتِ الصَّلاَةُ تَحْبِسُهُ، لاَ يَمْنَعُهُ أَنْ يَنْقَلِبَ إِلَى أَهْلِهِ إِلاَّ الصَّلاَةُ )(٢٧٣).

٤٤٥ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ سُمَيٍّ مَوْلَى أبِي بَكْرٍ، أَنَّ أَبَا بَكْرِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ كَانَ يَقُولُ : مَنْ غَدَا أَوْ رَاحَ إِلَى الْمَسْجِدِ، لاَ يُرِيدُ غَيْرَهُ، لِيَتَعَلَّمَ خَيْراً، أَوْ لِيُعَلِّمَهُ، ثُمَّ رَجَعَ إِلَى بَيْتِهِ، كَانَ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ، رَجَعَ غَانِماً(٢٧٤).

٤٤٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نُعَيْمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْمُجْمِرِ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ : إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ، ثُمَّ جَلَسَ فِي مُصَلاَّهُ، لَمْ تَزَلِ الْمَلاَئِكَةُ تُصَلِّي عَلَيْهِ, اللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ، اللَّهُمَّ ارْحَمْهُ، فَإِنْ قَامَ مِنْ مُصَلاَّهُ فَجَلَسَ فِي الْمَسْجِدِ يَنْتَظِرُ الصَّلاَةَ، لَمْ يَزَلْ فِي صَلاَةٍ حَتَّى يُصَلِّيَ.

٤٤٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْقُوبَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِمَا يَمْحُو اللَّهُ بِهِ الْخَطَايَا، وَيَرْفَعُ بِهِ الدَّرَجَاتِ ؟ إِسْبَاغُ الْوُضُوءِ عِنْدَ الْمَكَارِهِ، وَكَثْرَةُ الْخُطَا إِلَى الْمَسَاجِدِ، وَانْتِظَارُ الصَّلاَةِ بَعْدَ الصَّلاَةِ، فَذَلِكُمُ الرِّبَاطُ، فَذَلِكُمُ الرِّبَاطُ، فَذَلِكُمُ الرِّبَاطُ )(٢٧٥).

٤٤٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِك، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ قَالَ : يُقَالُ لاَ يَخْرُجُ أَحَدٌ مِنَ الْمَسْجِدِ بَعْدَ النِّدَاءِ، إِلاَّ أَحَدٌ يُرِيدُ الرُّجُوعَ إِلَيْهِ، إِلاَّ مُنَافِقٌ(٢٧٦).

٤٤٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَامِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ سُلَيْمٍ الزُّرَقِيِّ، عَنْ أبِي قَتَادَةَ الأَنْصَاري، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( إِذَا دَخَلَ أَحَدُكُمُ الْمَسْجِدَ، فَلْيَرْكَعْ رَكْعَتَيْنِ قَبْلَ أَنْ يَجْلِسَ )(٢٧٧).

٤٥٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ أبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، أَنَّهُ قَالَ لَهُ : أَلَمْ أَرَ صَاحِبَكَ إِذَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ يَجْلِسُ قَبْلَ أَنْ يَرْكَعَ ؟ قَالَ أَبُو النَّضْرِ : يَعْنِى بِذَلِكَ عُمَرَ بْنَ عُبَيْدِ اللَّهِ، وَيَعِيبُ ذَلِكَ عَلَيْهِ، أَنْ يَجْلِسَ إِذَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ قَبْلَ أَنْ يَرْكَعَ.

قَالَ يَحْيَى : قَالَ مَالِكٌ : وَذَلِكَ حَسَنٌ وَلَيْسَ بِوَاجِبٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17. Tuvalete Gitme İhtiyacı Varken Namaz Kılmanın Mekruh Oluşu

441. Hişam b. Urve babasından naklediyor: Abdullah b. Erkanı arkadaşlarına namaz kıldırırdı. Günlerden bir gün yine bir namaz vakti idi. Abdullah tuvalete gitti, dönünce Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakletti: «Sizden biri tuvalete gitmek ihtiyacında ise, namazdan önce ihtiyacını gidersin.» Ebu Davud, Taharet, 1/43; Tirmizî, Taharet, 1/108; Nesaî, İmamet, 10/51; İbn Mace, Taharet, 1/114

442. Zeyd b. Eslem'den: Ömer b. Hattab şöyle buyurdu: «Her hangi biriniz büyük veya küçük su dökmek zorunda kaldığı zaman namaza durmasın.»

١٧ - باب النَّهْي عَنِ الصَّلاَةِ وَالإِنْسَانُ يُرِيدُ حَاجَتَهُ

٤٤١ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الأَرْقَمِ كَانَ يَؤُمُّ أَصْحَابَهُ، فَحَضَرَتِ الصَّلاَةُ يَوْماً، فَذَهَبَ لِحَاجَتِهِ، ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ : إنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَقُولُ : ( إِذَا أَرَادَ أَحَدُكُمُ الْغَائِطَ، فَلْيَبْدَأْ بِهِ قَبْلَ الصَّلاَةِ )(٢٧١).

٤٤٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ : لاَ يُصَلِّيَنَّ أَحَدُكُمْ وَهُوَ ضَامٌّ بَيْنَ وَرِكَيْهِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget