Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10. İhramda Telbiye Getirirken Sesin Yükseltilmesi

941. Hallad, babası Saib el-Ensarî'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Bana Cebrail gelerek ashabıma ve yanımdakilere telbiye veya tehlîl getirirken seslerini yükseltmelerini emretmemi söyledi.» Telbiye veya tehlîlden sadece birini kastediyor. Ebu Davut Hacc, 11/26; Tirmizi, Hacc, 7/15; Nesai, Menasiku’l-Hacc, 7/15; Nesai, Menasiku’l-Hacc, 24/55; İbn Mace, Menasik, 25/16. Ayrıca bkz. Şeybani, 392

942. İmâm-ı Mâlik'ten: Alimlerin şöyle dediklerini duydum: Kadınlar telbiyede, seslerini sadece kendileri duyacak kadar yükseltirler.

943. İmâm-ı Mâlik'ten:

İhramlı kimse cemaatle bulunduğu zaman sesini yükseltmez, kendisi ve yanındaki duysun yeter. Ancak Mescid-i Haram ve Mescid-i Mina 'da seslerini yükseltirler.

944. İmâm-ı Mâlik'ten:

Bazı alimlerin her namazdan sonra ve her yokuşu çıkarken telbiyede bulunmayı iyi karşıladıklarını duydum.

١٠ - باب رَفْعِ الصَّوْتِ بِالإِهْلاَلِ

٩٤١ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أبِي بَكْرِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ، عَنْ خَلاَّدِ بْنِ السَّائِبِ الأَنْصَاري، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( أَتَانِي جِبْرِيلُ فَأَمَرَنِي أَنْ آمُرَ أَصْحَأبِي، أَوْ مَنْ مَعِي، أَنْ يَرْفَعُوا أَصْوَاتَهُمْ بِالتَّلْبِيَةِ، أَوْ بِالإِهْلاَلِ ). يُرِيدُ أَحَدَهُمَا(٥٨٩).

٩٤٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ سَمِعَ أَهْلَ الْعِلْمِ يَقُولُونَ:  لَيْسَ عَلَى النِّسَاءِ رَفْعُ الصَّوْتِ بِالتَّلْبِيَةِ، لِتُسْمِعِ الْمَرْأَةُ نَفْسَهَا.

٩٤٣ - قَالَ مَالِكٌ : لاَ يَرْفَعُ الْمُحْرِمُ صَوْتَهُ بِالإِهْلاَلِ فِي مَسَاجِدِ الْجَمَاعَاتِ، لِيُسْمِعْ نَفْسَهُ وَمَنْ يَلِيهِ، إِلاَّ فِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ، وَمَسْجِدِ مِنًى، فَإِنَّهُ يَرْفَعُ صَوْتَهُ فِيهِمَا.

٩٤٤ - قَالَ مَالِكٌ : سَمِعْتُ بَعْضَ أَهْلِ الْعِلْمِ يَسْتَحِبُّ التَّلْبِيَةَ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ، وَعَلَى كُلِّ شَرَفٍ مِنَ الأَرْضِ(٥٩٠).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. İhrama Girince Yapılacak İşler

935. Abdullah b. Ömer naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle telbiyede bulunurdu: «Emrine amadeyim Allahım, emret! Emret, senin benzerin yoktur, emret! Hamd sanadır, nimetler sendendir, Kâinat da senindir. Senin hiçbir bakımdan benzerin yoktur.»

Abdullah b. Ömer buna şunu da kendisi ilave ederdi: «... Emrine amadeyim, emret! Emret, seni hoşnut etmeye hazırız. Bütün hayırlar sendendir, emret! Sana bağlanılmak için ve senin için imci edilir.» Buhârî, Hacc, 25/26; Müslim, Hacc, 15/19. Ayrıca bkz. Şeybanî, 386

936. Hişam, babası Urve'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Zülhuleyfe mescidinde iki rekât namaz kılar, sonra devesine binip deve ayağa kalkınca ihrama girerdi. Müslim, Ilacc, 15/29. Ayrıca bkz. Şeybani, 384.

937. Salim b. Abdullah babasının şöyle dediğini naklediyor: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu çölde ihrama girdiğim söyleyerek ona iftira ediyorsunuz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescitten yani Zülhuleyfe mescidinden başka yerde ihrama girmedi. Buhârî, Hacc, 25/20; Müslim, Hacc, 15/23. Ayrıca bkz. Şeybanî, 385.

938. Ubeyd b. Güreye anlatıyor: Abdullah b. Ömer'e:

« Ebû Abdurrahman! Arkadaşlarından hiç kimsede görmediğim dört şeyi yapıyorsun.» dedim.

« Nedir, onlar? Ya Cüreyc!» dedi.

« Hacerülesved'in sadece Yemen köşelerini istilam ediyorsun (selamlıyorsun). Bakıyorum üzeri açık terlik ve sarı renkli elbise giyiyorsun. Mekke'de olduğu zaman herkes hilâli görür görmez ihrama giriyor sen ise Zilhicce'nin sekizinde giriyorsun.» diye sıraladım. Abdullah b. Ömer şöyle cevap verdi:

« Yemen köşelerini istilam etmemin sebebi, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hep buraları istilam ettiğini gördüğüm içindir. Üzeri açık terlik giymeme gelince, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) gönden yapılmış terlik giydiğini onunla abdest aldığını gördüm, onun için ben de o tip terlik giymeyi tercih ediyorum. Sarı renge gelince, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu renkte giyindiğini gördüm, ben de o renkte elbiseler giyiyorum. Hilâli görünce ihrama girmeyip beklememin sebebi ise, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bineği yola koyulmadıkça ihrama girdiğini hiç görmediğimdendir.» Buhârî, Vudû, 4/30; Müslim, Hacc, 15/25.

939. Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Züluleyfe mescidinde namaz kılar, sonra bineğine binerek yola çıkardı. Bineği tam yola koyulunca da ihrama girerdi.

940. İmâm-ı Mâlik'ten; Bana ulaşan Rivâyetlere göre Abdülmelik b. Mervan, Zülhuleyfe mescidinde namaz kılar, bineği yola çıkınca da ihrama girerdi. Ona böyle yapmasını Eban b. Osman söylemişti.

٩ - باب الْعَمَلِ فِي الإِهْلاَلِ

٩٣٥ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ تَلْبِيَةَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ، لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ، إِنَّ الْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ، لاَ شَرِيكَ لَكَ ). قَالَ : وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ يَزِيدُ فِيهَا : لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ، وَالْخَيْرُ بِيَدَيْكَ لَبَّيْكَ، وَالرَّغْبَاءُ إِلَيْكَ وَالْعَمَلُ(٥٨٥).

٩٣٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم كَانَ يُصَلِّي فِي مَسْجِدِ ذِي الْحُلَيْفَةِ رَكْعَتَيْنِ، فَإِذَا اسْتَوَتْ بِهِ رَاحِلَتُهُ أَهَلَّ(٥٨٦).

٩٣٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ، َنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَاهُ يَقُولُ : بَيْدَاؤُكُمْ هَذِهِ الَّتِي تَكْذِبُونَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فِيهَا، مَا أَهَلَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم إِلاَّ مِنْ عِنْدِ الْمَسْجِدِ. يَعْنِي مَسْجِدَ ذِي الْحُلَيْفَةِ(٥٨٧).

٩٣٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أبِي سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ بْنِ جُرَيْجٍ، أَنَّهُ قَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ، رَأَيْتُكَ تَصْنَعُ أَرْبَعاً، لَمْ أَرَ أَحَداً مِنْ أَصْحَابِكَ يَصْنَعُهَا. قَالَ : وَمَا هُنَّ يَا ابْنَ جُرَيْجٍ ؟ قَالَ : رَأَيْتُكَ لاَ تَمَسُّ مِنَ الأَرْكَانِ إِلاَّ الْيَمَانِيَّيْنِ، وَرَأَيْتُكَ تَلْبَسُ النِّعَالَ السِّبْتِيَّةَ، وَرَأَيْتُكَ تَصْبُغُ بِالصُّفْرَةِ، وَرَأَيْتُكَ إِذَا كُنْتَ بِمَكَّةَ، أَهَلَّ النَّاسُ إِذَا رَأَوُا الْهِلاَلَ، وَلَمْ تُهْلِلْ أَنْتَ حَتَّى يَكُونَ يَوْمُ التَّرْوِيَةِ. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : أَمَّا الأَرْكَانُ فَإِنِّي لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَمَسُّ إِلاَّ الْيَمَانِيَّيْنِ، وَأَمَّا النِّعَالُ السِّبْتِيَّةُ فَإِنِّي رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَلْبَسُ النِّعَالَ الَّتِي لَيْسَ فِيهَا شَعَرٌ وَيَتَوَضَّأُ فِيهَا، فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَلْبَسَهَا، وَأَمَّا الصُّفْرَةُ فَإِنِّي رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَصْبُغُ بِهَا، فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَصْبُغَ بِهَا، وَأَمَّا الإِهْلاَلُ فَإِنِّي لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يُهِلُّ حَتَّى تَنْبَعِثَ بِهِ رَاحِلَتُهُ(٥٨٨).

٩٣٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يُصَلِّي فِي مَسْجِدِ ذِي الْحُلَيْفَةِ، ثُمَّ يَخْرُجُ فَيَرْكَبُ، فَإِذَا اسْتَوَتْ بِهِ رَاحِلَتُهُ أَحْرَمَ.

٩٤٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ عَبْدَ الْمَلِكِ بْنَ مَرْوَانَ أَهَلَّ مِنْ عِنْدِ مَسْجِدِ ذِي الْحُلَيْفَةِ، حِينَ اسْتَوَتْ بِهِ رَاحِلَتُهُ، وَأَنَّ أَبَانَ بْنَ عُثْمَانَ أَشَارَ عَلَيْهِ بِذَلِكَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Mikatlar (İhrama Girilen Yerler)

930. Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Medineliler Zülhuleyfe'den, Şamlılar Cuhfe'den, Necidliler de Karn'dan ihrama girerler.»

Duyduğuma göre, ayrıca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«... Yemenliler, Yelemlem'den ihrama girerler.» buyurmuştur. Buhârî, Hacc, 25/4; Müslim, Hacc, 15/13. Ayrıca bkz. Şeybanî, 381

931. Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medinelilerin Zülhuleyfe'den, Şamlıların Cuhfe'den ve Necidlilerin de Karn'dan ihrama girmelerini emretmiştir. Abdullah b. Ömer naklediyor: Yukarıda zikredilen üç ülke halkının mikat yerlerini Rasûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ağzından bizzat ben işittim, ayrıca şöyle de buyurduğu bana nakledildi: «...Yemenliler de Yelemlem'den ihrama girerler.» Buhârî, İ'tisam, 96/16; Müslim, Hacc, 15/15. Ayrıca bkz. Şeybafıî, 381.

932. Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Fur'den ihrama girdi. Şeybanî, 382.

933. İmâm-ı Mâlik, güvenilir kabul ettiği ravilerden nakleder: Abdullah b. Ömer Iliya'dan (Beytul Makdis'den, Kudüs'ten) ihrama girdi. Şeybanî, 383

934. İmâm-ı Mâlik'ten: Bana ulaşan Rivâyetlere göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Umre yaparken Cı'irane'de ihrama girdi. Ebu Davud, Hacc, 11/80; Tirmizî, Hac, 7/92; Nesaî, Menâsikul-Hacc, 24/104.

٨ - باب مَوَاقِيتِ الإِهْلاَلِ

٩٣٠ - وَحَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( يُهِلُّ أَهْلُ الْمَدِينَةِ مِنْ ذِي الْحُلَيْفَةِ، وَيُهِلُّ أَهْلُ الشَّامِ مِنَ الْجُحْفَةِ، وَيُهِلُّ أَهْلُ نَجْدٍ مِنْ قَرْنٍ ). قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : وَبَلَغَنِي أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( وَيُهِلُّ أَهْلُ الْيَمَنِ مِنْ يَلَمْلَمَ )(٥٨٠).

٩٣١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ قَالَ : أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أَهْلَ الْمَدِينَةِ أَنْ يُهِلُّوا مِنْ ذِي الْحُلَيْفَةِ، وَأَهْلَ الشَّامِ مِنَ الْجُحْفَةِ، وَأَهْلَ نَجْدٍ مِنْ قَرْنٍ. قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : أَمَّا هَؤُلاَءِ الثَّلاَثُ فَسَمِعْتُهُنَّ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم، وَأُخْبِرْتُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( وَيُهِلُّ أَهْلُ الْيَمَنِ مِنْ يَلَمْلَمَ )(٥٨١).

٩٣٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ أَهَلَّ مِنَ الْفُرْعِ(٥٨٢).

٩٣٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ الثِّقَةِ عِنْدَهُ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ أَهَلَّ مِنْ إِيلْيَاءَ(٥٨٣).

٩٣٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أَهَلَّ مِنَ الْجِعِرَّانَةِ بِعُمْرَةٍ(٥٨٤).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget