Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 39. Beytullah'a Veda Edilmesi

1081. Abdullah b. Ömer'den, Ömer b. Hattab şöyle dedi: «Hiç kimse hacdan Beytullah'ı tavaf etmeden dönemez. Hacda yapılan ibadetlerin en sonuncusu Beytullah'ı veda tavafıdır.»

1082. Hazret-i Ömer'in bu sözüyle ilgili olarak İmâm-ı Mâlik şöyle der: Allahü teâlâ bilir ama benim zannıma göre Hazret-i Ömer, hacda yapılan ibadetlerin en sonuncununun Beytullah'ı tavaf olduğu hükmünü şu âyeti kerimeden çıkarmaktadır: «Kim hac vazifelerine ve hacda kesilen kurbanlara saygı ve itina gösterirse, bu kalplerin takvasındandır. (Yani imanı kuvvetli olan muttekîler saygı gösterir.)» Hac, 22/32. «Sonra kurban kesilme yeri Beyt-i Atik’e (Kabe) kadardır.» İşte hacla ilgili yapılan her şey, yani hac işlemleri Beyti Atik'de (Kabe civarında)dır. Hac, 22/33. (92)Şeybanî, 517

1083. Yahya b. Saîd'den: Ömer b. Hattab, Beytullah'a veda tavafı yapmadan ayrılan bir adamı Merruz Zahran'dan geri çevirip veda tavafı yaptırdı. Merruz Zahran: Mekke yakınlarında bir vadinin ismi.

1084. Hişam, babası Urve'den naklediyor: Ziyaret tavafını yapan kimsenin Allahü teâlâ haccının kabulüne hükmeder.

Şayet herhangi bir engel yoksa, son vazifesinin veda tavafı olması uygundur. Veda tavafını yapmasına bir engel çıkar veya hesapta olmayan biç durum doğarsa Allah onun haccının kabulüne hükmeder.

1085. İmâm-ı Mâlik: «Adamın biri en son yapacağı ibadetin Beytullah'ı tavaf olduğunu bilmese, onun için veda tavafı yapmadan Mekke'den ayrılsa ne olur?» sorusuna şu cevabı veriyor: Bana göre ziyaret tavafını yapmışsa bir şey lâzım gelmez. Ancak eğer Mekke'ye yakın bir yerdeyse döner veda tavafını yapar.

٣٩ - باب وَدَاعِ الْبَيْتِ

١٠٨١ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ : لاَ يَصْدُرَنَّ أَحَدٌ مِنَ الْحَاجِّ حَتَّى يَطُوفَ بِالْبَيْتِ، فَإِنَّ آخِرَ النُّسُكِ الطَّوَافُ بِالْبَيْتِ(٦٤٩).

١٠٨٢ - قَالَ مَالِكٌ فِي قَوْلِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ : فَإِنَّ آخِرَ النُّسُكِ الطَّوَافُ بِالْبَيْتِ : إِنَّ ذَلِكَ فِيمَا نُرَى، وَاللَّهُ أَعْلَمُ، لِقَوْلِ اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى : ( وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ ) (الحج : ٣٢) وَقَالَ : (، ثُمَّ مَحِلُّهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ ) (الحج : ٣٣) فَمَحِلُّ الشَّعَائِرِ كُلِّهَا وَانْقِضَاؤُهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ(٦٥٠).

١٠٨٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَدَّ رَجُلاً مِنْ مَرِّ الظَّهْرَانِ، لَمْ يَكُنْ وَدَّعَ الْبَيْتَ، حَتَّى وَدَّعَ(٦٥١).

١٠٨٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ قَالَ : مَنْ أَفَاضَ فَقَدْ قَضَى اللَّهُ حَجَّهُ، فَإِنَّهُ إِنْ لَمْ يَكُنْ حَبَسَهُ شَيْءٌ، فَهُوَ حَقِيقٌ أَنْ يَكُونَ آخِرُ عَهْدِهِ الطَّوَافَ بِالْبَيْتِ، وَإِنْ حَبَسَهُ شَيْءٌ، أَوْ عَرَضَ لَهُ، فَقَدْ قَضَى اللَّهُ حَجَّهُ.

١٠٨٥ - قَالَ مَالِكٌ : وَلَوْ أَنَّ رَجُلاً جَهِلَ أَنْ يَكُونَ آخِرُ عَهْدِهِ الطَّوَافَ بِالْبَيْتِ, حَتَّى صَدَرَ، لَمْ أَرَ عَلَيْهِ شَيْئاً، إِلاَّ أَنْ يَكُونَ قَرِيباً فَيَرْجِعَ فَيَطُوفَ بِالْبَيْتِ، ثُمَّ يَنْصَرِفَ إِذَا كَانَ قَدْ أَفَاضَ(٦٥٢).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 38. Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Tavaf Yapılması

1076. Abdurrahmân b. Abdilkari anlatıyor: Sabah namazından sonra Ömer b. Hattab'la Beytullah'ı tavaf ettik. Ömer tavafinı bitirince, güneşe baktı, henüz daha doğmamıştı. Devesine binerek Zituva'da konakladı ve iki rekât tavaf namazını orada kıldı.  Şeybanî, 440

1077. Ebû Zübeyr el-Mekkî'den: Abdullah b. Abbas'ın ikindiden sonra Beytullah'ı tavaf edip odasına girdiğini gördüm. Orada ne yaptığını bilmiyorum.

1078. Ebû Zübeyr el-Mekkî'den: Sabah ve ikindi namazlarından sonra Beytullah'ın etrafı bomboştu, hiç kimse tavaf yapmıyordu.

1079. İmâm-ı Mâlik’den: Beytullah'ı tavaf eden bir kimse birkaç tavaf (yedi şavt) dan sonra, sabah namazı veya ikindi için kaamet getirilse İmamla beraber namazını kılar. Daha sonra da tavafını tamamlar. Tavaf namazını güneş doğmadan ya da batmadan (ikindiyi cemaatle kılmışsa) kılamaz. Şayet bu tavaf namazını geciktirir djB akşamdan sonra kılarsa bir mahzur yoktur.

1080. İmâm-ı Mâlik'ten: Bir kimsenin sabah ve ikindi namazlarından sonra (yedi şavtlık) tek bir tavaf yapmasında sakınca yoktur, yalnız daha fazla yapamaz. Tavaf namazlarını da Hazret-i Ömer'in yaptığı gibi güneş doğuncaya kadar veya batıncaya kadar geciktirmesinde de bir mahzur yoktur. Güneşin batmasından sonraya bırakılan tavaf namazı istendiği zaman kılınabilir, akşamdan sonra kılınmasında da bir mahzur yoktur. Şeybanî, 439.

٣٨ - باب الصَّلاَةِ بَعْدَ الصُّبْحِ وَالْعَصْرِ فِي الطَّوَافِ

١٠٧٦ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ : أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ عَبْدٍ الْقَارِيَّ أَخْبَرَهُ، أَنَّهُ طَافَ بِالْبَيْتِ مَعَ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ بَعْدَ صَلاَةِ الصُّبْحِ، فَلَمَّا قَضَى عُمَرُ طَوَافَهُ نَظَرَ فَلَمْ يَرَ الشَّمْسَ طَلَعَتْ، فَرَكِبَ حَتَّى أَنَاخَ بِذِي طُوًي، فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ(٦٤٨).

١٠٧٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزُّبَيْرِ الْمَكِّيِّ، أَنَّهُ قَالَ : رَأَيْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ يَطُوفُ بَعْدَ صَلاَةِ الْعَصْرِ، ثُمَّ يَدْخُلُ حُجْرَتَهُ فَلاَ أَدْرِي مَا يَصْنَعُ.

١٠٧٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزُّبَيْرِ الْمَكِّيِّ، أَنَّهُ قَالَ : لَقَدْ رَأَيْتُ الْبَيْتَ يَخْلُو بَعْدَ صَلاَةِ الصُّبْحِ، وَبَعْدَ صَلاَةِ الْعَصْرِ، مَا يَطُوفُ بِهِ أَحَدٌ.

١٠٧٩ - قَالَ مَالِكٌ : وَمَنْ طَافَ بِالْبَيْتِ بَعْضَ أُسْبُوعِهِ، ثُمَّ أُقِيمَتْ صَلاَةُ الصُّبْحِ، أَوْ صَلاَةُ الْعَصْرِ، فَإِنَّهُ يُصَلِّي مَعَ الإِمَامِ، ثُمَّ يَبْنِي عَلَى مَا طَافَ حَتَّى يُكْمِلَ سُبْعاً، ثُمَّ لاَ يُصَلِّي حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ أَوْ تَغْرُبَ. قَالَ : وَإِنْ أَخَّرَهُمَا حَتَّى يُصَلِّيَ الْمَغْرِبَ فَلاَ بَأْسَ بِذَلِكَ.

١٠٨٠ - قَالَ مَالِكٌ : وَلاَ بَأْسَ أَنْ يَطُوفَ الرَّجُلُ طَوَافاً وَاحِداً بَعْدَ الصُّبْحِ وَبَعْدَ الْعَصْرِ، لاَ يَزِيدُ عَلَى سُبْعٍ وَاحِدٍ، وَيُؤَخِّرُ الرَّكْعَتَيْنِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ، كَمَا صَنَعَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ، وَيُؤَخِّرُهُمَا بَعْدَ الْعَصْرِ حَتَّى تَغْرُبَ الشَّمْسُ، فَإِذَا غَرَبَتِ الشَّمْسُ صَلاَّهُمَا إِنْ شَاءَ، وَإِنْ شَاءَ أَخَّرَهُمَا حَتَّى يُصَلِّيَ الْمَغْرِبَ لاَ بَأْسَ بِذَلِكَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 37. Tavaf Esnasında Her Yedi Şavttan Sonra İki Rekât Namaz Kılmak (Tavaf Namazı)

1070. Hişam b. Urve babasından şöyle naklediyor: Babam her yedi şavttan sonra iki rekât namaz kılardı. Yedi şavtı tamamladığı halde namaz kılmadığı yoktur. Bu namazları da bazan Makam-ı İbrahim'de, bazan da başka bir yerde kılardı.

1071. İmâm-ı Mâlik'e:

« Bir kimse her yedi şavtta bir namaz kılmayı az bularak ilk yedi şavttan sonra veya daha fazlasından sonra hepsini toptan kılabilir mi?» diye soruldu. İmâm-ı Mâlik şu cevabı verdi:

« Olmaz. Sünnet olan her yedi şavttan sonra iki rekât kılmaktır.»

1072. İmâm-ı Mâlik, tavaf yaparken dalgınlığa düşerek sekiz veya dokuz şavttan sonra farkına varan kimse ile ilgili olarak hakkında da şöyle der:

Yedi şavttan fazla yaptığını anladığı an bırakır, iki rekât namaz kılar. İkinci bir tavafa başladığı zaman artık fazlalıklar sayılmaz, yeniden bir yedi şavt daha tamamlar, ondan sonra iki rekât namaz kılar. Çünkü tavafta her yedi şavttan sonra iki rekât namaz kılmak sünnettir.

1073. İmâm-ı Mâlik'ten:

İki rekât namazı kıldıktan sonra yedi şavtı tamamlayıp tamamladığı konusunda şüpheye düşerse tavafı yeniden yapar, iki rekât namazı da yeniden kılar. Çünkü tavafı tamamlamadan (yedi şavt yapmadan) namaz kılınmaz.

1074. Beytullah'ı tavaf ederken, Safa ile Merve arasında sa'y ederken veyahut da bu ikisi arasında abdesti bozulan kimse, tavafın bir kısmını veya tamamını yapmış, iki rekât tavaf namazını da kılmamışsa, yeniden abdest alıp tavafını yapar, namazını da kılar.

1075. Sa'y yaparken abdesti bozulursa, sa'yi kesmesi gerekmez. Sa'ye ancak abdestli olarak başlanır.

٣٧ - باب رَكْعَتَا الطَّوَافِ

١٠٧٠ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّهُ كَانَ لاَ يَجْمَعُ بَيْنَ السُّبْعَيْنِ لاَ يُصَلِّي بَيْنَهُمَا، وَلَكِنَّهُ كَانَ يُصَلِّي بَعْدَ كُلِّ سُبْعٍ رَكْعَتَيْنِ: فَرُبَّمَا صَلَّى عِنْدَ الْمَقَامِ، أَوْ عِنْدَ غَيْرِهِ(٦٤٦).

١٠٧١ - وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنِ الطَّوَافِ، إِنْ كَانَ أَخَفَّ عَلَى الرَّجُلِ أَنْ يَتَطَوَّعَ بِهِ, فَيَقْرُنَ بَيْنَ الأُسْبُوعَيْنِ أَوْ أَكْثَرَ، ثُمَّ يَرْكَعُ مَا عَلَيْهِ مِنْ رُكُوعِ تِلْكَ السُّبُوعِ ؟ قَالَ:  لاَ يَنْبَغِي ذَلِكَ، وَإِنَّمَا السُّنَّةُ أَنْ يُتْبِعَ كُلَّ سُبْعٍ رَكْعَتَيْنِ(٦٤٧).

١٠٧٢ - قَالَ مَالِكٌ فِي الرَّجُلِ يَدْخُلُ فِي الطَّوَافِ فَيَسْهُو، حَتَّى يَطُوفَ ثَمَانِيَةَ أَوْ تِسْعَةَ أَطْوَافٍ. قَالَ : يَقْطَعُ إِذَا عَلِمَ أَنَّهُ قَدْ زَادَ، ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ وَلاَ يَعْتَدُّ بِالَّذِي كَانَ زَادَ، وَلاَ يَنْبَغِي لَهُ أَنْ يَبْنِيَ عَلَى التِّسْعَةِ، حَتَّى يُصَلِّيَ سُبْعَيْنِ جَمِيعاً، لأَنَّ السُّنَّةَ فِي الطَّوَافِ : أَنْ يُتْبِعَ كُلَّ سُبْعٍ رَكْعَتَيْنِ.

١٠٧٣ - قَالَ مَالِكٌ : وَمَنْ شَكَّ فِي طَوَافِهِ بَعْدَ مَا يَرْكَعُ رَكْعَتَي الطَّوَافِ، فَلْيَعُدْ فَلْيُتَمِّمْ طَوَافَهُ عَلَى الْيَقِينِ، ثُمَّ لِيُعِدِ الرَّكْعَتَيْنِ، لأَنَّهُ لاَ صَلاَةَ لِطَوَافٍ إِلاَّ بَعْدَ إِكْمَالِ السُّبْعِ.

١٠٧٤ - قَالَ مَالِكٌ : وَمَنْ أَصَابَهُ شَيْءٌ بِنَقْضِ وُضُوئِهِ وَهُوَ يَطُوفُ بِالْبَيْتِ، أَوْ يَسْعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، أَوْ بَيْنَ ذَلِكَ، فَإِنَّهُ مَنْ أَصَابَهُ ذَلِكَ وَقَدْ طَافَ بَعْضَ الطَّوَافِ أَوْ كُلَّهُ، وَلَمْ يَرْكَعْ رَكْعَتَي الطَّوَافِ، فَإِنَّهُ يَتَوَضَّأُ وَيَسْتَأْنِفُ الطَّوَافَ وَالرَّكْعَتَيْنِ.

١٠٧٥ - قَالَ مَالِكٌ : وَأَمَّا السَّعْيُ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، فَإِنَّهُ لاَ يَقْطَعُ ذَلِكَ عَلَيْهِ مَا أَصَابَهُ مِنِ انْتِقَاضِ وُضُوئِهِ، وَلاَ يَدْخُلُ السَّعْيَ إِلاَّ وَهُوَ طَاهِرٌ بِوُضُوءٍ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget