بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
9. İhrama Girince Yapılacak İşler
935. Abdullah b. Ömer naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle telbiyede bulunurdu: «Emrine amadeyim Allahım, emret! Emret, senin benzerin yoktur, emret! Hamd sanadır, nimetler sendendir, Kâinat da senindir. Senin hiçbir bakımdan benzerin yoktur.»
Abdullah b. Ömer buna şunu da kendisi ilave ederdi: «... Emrine amadeyim, emret! Emret, seni hoşnut etmeye hazırız. Bütün hayırlar sendendir, emret! Sana bağlanılmak için ve senin için imci edilir.» Buhârî, Hacc, 25/26; Müslim, Hacc, 15/19. Ayrıca bkz. Şeybanî, 386
936. Hişam, babası Urve'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Zülhuleyfe mescidinde iki rekât namaz kılar, sonra devesine binip deve ayağa kalkınca ihrama girerdi. Müslim, Ilacc, 15/29. Ayrıca bkz. Şeybani, 384.
937. Salim b. Abdullah babasının şöyle dediğini naklediyor: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu çölde ihrama girdiğim söyleyerek ona iftira ediyorsunuz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescitten yani Zülhuleyfe mescidinden başka yerde ihrama girmedi. Buhârî, Hacc, 25/20; Müslim, Hacc, 15/23. Ayrıca bkz. Şeybanî, 385.
938. Ubeyd b. Güreye anlatıyor: Abdullah b. Ömer'e:
« Ebû Abdurrahman! Arkadaşlarından hiç kimsede görmediğim dört şeyi yapıyorsun.» dedim.
« Nedir, onlar? Ya Cüreyc!» dedi.
« Hacerülesved'in sadece Yemen köşelerini istilam ediyorsun (selamlıyorsun). Bakıyorum üzeri açık terlik ve sarı renkli elbise giyiyorsun. Mekke'de olduğu zaman herkes hilâli görür görmez ihrama giriyor sen ise Zilhicce'nin sekizinde giriyorsun.» diye sıraladım. Abdullah b. Ömer şöyle cevap verdi:
« Yemen köşelerini istilam etmemin sebebi, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hep buraları istilam ettiğini gördüğüm içindir. Üzeri açık terlik giymeme gelince, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) gönden yapılmış terlik giydiğini onunla abdest aldığını gördüm, onun için ben de o tip terlik giymeyi tercih ediyorum. Sarı renge gelince, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu renkte giyindiğini gördüm, ben de o renkte elbiseler giyiyorum. Hilâli görünce ihrama girmeyip beklememin sebebi ise, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bineği yola koyulmadıkça ihrama girdiğini hiç görmediğimdendir.» Buhârî, Vudû, 4/30; Müslim, Hacc, 15/25.
939. Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Züluleyfe mescidinde namaz kılar, sonra bineğine binerek yola çıkardı. Bineği tam yola koyulunca da ihrama girerdi.
940. İmâm-ı Mâlik'ten; Bana ulaşan Rivâyetlere göre Abdülmelik b. Mervan, Zülhuleyfe mescidinde namaz kılar, bineği yola çıkınca da ihrama girerdi. Ona böyle yapmasını Eban b. Osman söylemişti.
٩ - باب الْعَمَلِ فِي الإِهْلاَلِ
٩٣٥ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ تَلْبِيَةَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ، لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ، إِنَّ الْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ، لاَ شَرِيكَ لَكَ ). قَالَ : وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ يَزِيدُ فِيهَا : لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ، وَالْخَيْرُ بِيَدَيْكَ لَبَّيْكَ، وَالرَّغْبَاءُ إِلَيْكَ وَالْعَمَلُ(٥٨٥).
٩٣٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم كَانَ يُصَلِّي فِي مَسْجِدِ ذِي الْحُلَيْفَةِ رَكْعَتَيْنِ، فَإِذَا اسْتَوَتْ بِهِ رَاحِلَتُهُ أَهَلَّ(٥٨٦).
٩٣٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ، َنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَاهُ يَقُولُ : بَيْدَاؤُكُمْ هَذِهِ الَّتِي تَكْذِبُونَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فِيهَا، مَا أَهَلَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم إِلاَّ مِنْ عِنْدِ الْمَسْجِدِ. يَعْنِي مَسْجِدَ ذِي الْحُلَيْفَةِ(٥٨٧).
٩٣٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أبِي سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ بْنِ جُرَيْجٍ، أَنَّهُ قَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ، رَأَيْتُكَ تَصْنَعُ أَرْبَعاً، لَمْ أَرَ أَحَداً مِنْ أَصْحَابِكَ يَصْنَعُهَا. قَالَ : وَمَا هُنَّ يَا ابْنَ جُرَيْجٍ ؟ قَالَ : رَأَيْتُكَ لاَ تَمَسُّ مِنَ الأَرْكَانِ إِلاَّ الْيَمَانِيَّيْنِ، وَرَأَيْتُكَ تَلْبَسُ النِّعَالَ السِّبْتِيَّةَ، وَرَأَيْتُكَ تَصْبُغُ بِالصُّفْرَةِ، وَرَأَيْتُكَ إِذَا كُنْتَ بِمَكَّةَ، أَهَلَّ النَّاسُ إِذَا رَأَوُا الْهِلاَلَ، وَلَمْ تُهْلِلْ أَنْتَ حَتَّى يَكُونَ يَوْمُ التَّرْوِيَةِ. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : أَمَّا الأَرْكَانُ فَإِنِّي لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَمَسُّ إِلاَّ الْيَمَانِيَّيْنِ، وَأَمَّا النِّعَالُ السِّبْتِيَّةُ فَإِنِّي رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَلْبَسُ النِّعَالَ الَّتِي لَيْسَ فِيهَا شَعَرٌ وَيَتَوَضَّأُ فِيهَا، فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَلْبَسَهَا، وَأَمَّا الصُّفْرَةُ فَإِنِّي رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَصْبُغُ بِهَا، فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَصْبُغَ بِهَا، وَأَمَّا الإِهْلاَلُ فَإِنِّي لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يُهِلُّ حَتَّى تَنْبَعِثَ بِهِ رَاحِلَتُهُ(٥٨٨).
٩٣٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يُصَلِّي فِي مَسْجِدِ ذِي الْحُلَيْفَةِ، ثُمَّ يَخْرُجُ فَيَرْكَبُ، فَإِذَا اسْتَوَتْ بِهِ رَاحِلَتُهُ أَحْرَمَ.
٩٤٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ عَبْدَ الْمَلِكِ بْنَ مَرْوَانَ أَهَلَّ مِنْ عِنْدِ مَسْجِدِ ذِي الْحُلَيْفَةِ، حِينَ اسْتَوَتْ بِهِ رَاحِلَتُهُ، وَأَنَّ أَبَانَ بْنَ عُثْمَانَ أَشَارَ عَلَيْهِ بِذَلِكَ.