بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
9. Yeminle İlgili Muhtelif Rivâyetler
1385. Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ömer b. Hattab'a bir binek üzerinde babası adına yemin ederken yetişti. «Babalarınız adına yemin etmenizi Allah yasakladı. Kim yemin ederse Allah adına yemin etsin, ya da sussun» buyurdu. Buhârî, el-Eymân ve'n-Nuzûr, 83/4; Müslim, Eyman, 27/3
1386. İmâm-ı Mâlik'ten: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle yemin etti: «Hayır! Kalbleri değiştiren Allah'a yemin ederim.» Zürkanî der ki: "Bilindiği üzere belağa ifadeli Rivâyeti sahihtir, belki bu ona, hocası Musa b. Ukbe'den gelmiştir."
Buhârî, el-Eymân ve'n-Nuzûr, 83/3.
Burada kalpleri değiştirmek, fiziki olarak onları bir tarafa çevirmek değil, kalplerin durum ve arzularının yönünü değiştirmektir.
1387. İbn Şihab'dan: Bana gelen Rivâyetlere göre Ebû Lübabe b. Abdulmünzir'in tevbesini Cenabı Allah kabul ettiği zaman Hazret-i Peygamber'e gelerek:
« Ya Resûlallah! Günaha duçar olduğum kabilemin ülkesinden hicret ediyorum, sana komşu olacağım. Allah ve Resulü uğruna mallarımın hepsini tasadduk ederek onlardan vazgeçiyorum» dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:
« Hepsini değil de üçte birini tasadduk etmen yeterlidir» buyurdu.
1388. Mü'minlerin annesi Hazret-i Aişe'den (radıyallahü anh); Hazret-i Aişe'ye: «Malım, Kabe'nin kapısı için feda olsun!» diye yemin eden bir adamın durumu soruldu. Şu cevabı verdi: «Malından yemin kefareti verir.»
1389. İmâm-ı Mâlik'e: «Malım Allah yolunda feda olsun!» diye yemin eden, sonra da yeminini bozan bir adamın durumu soruldu. Şu cevabı verdi:
Malının üçte birini Allah yolunda verir. Bu hüküm, Ebâ Lübabe meselesiyle ilgili olarak Hazret-i Peygamber'den nakledilmiştir.
٩ - باب جَامِعِ الأَيْمَانِ
١٣٨٥ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أَدْرَكَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رضى اللّه عنه، وَهُوَ يَسِيرُ فِي رَكْبٍ، وَهُوَ يَحْلِفُ بِأَبِيهِ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( إِنَّ اللَّهَ يَنْهَاكُمْ أَنْ تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ، فَمَنْ كَانَ حَالِفاً فَلْيَحْلِفْ بِاللَّهِ أَوْ لِيَصْمُتْ )(٨١٤).
١٣٨٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم كَانَ يَقُولُ : ( لاَ وَمُقَلِّبِ الْقُلُوبِ )(٨١٥).
١٣٨٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ حَفْصِ بْنِ عُمَرَ بْنِ خَلْدَةَ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ أَبَا لُبَابَةَ بْنَ عَبْدِ الْمُنْذِرِ حِينَ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَهْجُرُ دَارَ قَوْمِي الَّتِي أَصَبْتُ فِيهَا الذَّنْبَ، وَأُجَاوِرُكَ وَأَنْخَلِعُ مِنْ مَالِي صَدَقَةً إِلَى اللَّهِ وَإِلَى رَسُولِهِ, فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( يُجْزِيكَ مِنْ ذَلِكَ الثُّلُثُ )(٨١٦).
١٣٨٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ مُوسَى، عَنْ مَنْصُورِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحَجَبِىِّ، عَنْ أُمِّهِ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ رضي اللّه عنها، أَنَّهَا سُئِلَتْ عَنْ رَجُلٍ قَالَ : مَالِي فِي رِتَاجِ الْكَعْبَةِ ؟ فَقَالَتْ عَائِشَةُ : يُكَفِّرُهُ مَا يُكَفِّرُ الْيَمِينَ(٨١٧).
١٣٨٩ - قَالَ مَالِكٌ فِي الَّذِي يَقُولُ : مَالِي فِي سَبِيلِ اللَّهِ، ثُمَّ يَحْنَثُ، قَالَ : يَجْعَلُ ثُلُثَ مَالِهِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ, وَذَلِكَ لِلَّذِي جَاءَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فِي أَمْرِ أبِي لُبَابَةَ.