Kurbanda Ortaklık— Sığır Ve Deve Kurbanında Ortakların Sayısı
5. Kurbanda Ortaklık— Sığır Ve Deve Kurbanında Ortakların Sayısı
1398. Cabir b. Abdullah'tan: Hudeybiye anlaşmasının olduğu sene Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yedi kişi adına bir kişi deve, yedi kişi adına da bir sığır kestik. Müslim, Hacc, 15/350. Ayrıca bkz. Şeybanî, 639.
1399. Ebû Eyyüb el-Ensari'den: Biz kurban olarak tek bir koyun keserdik. Kişi bunu hem kendisi hem de ailesi adına kesebilirdi. Fakat sonradan kesilen kurban, insanların birbirlerine karşı övünme vesilesi haline geldi ve öylece devam etti.
1400. İmâm-ı Mâlik'ten; Deve, sığır ve koyun hakkında duyup beğendiğim en güzel söz şudur: Kişi kendisi ve ailesi adına deveyi kurban edebilir. Sahibi olduğu sığır ve koyunu da kendisi ve ailesi adına kesebilir ve onları ortak edebilir. Hanefilere göre koyun ve keçi ancak bir kişi için kurban olur. Sığır ve deve ise ev halkı veya yabancı, bir kişiden, yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Bir grup insan bir araya gelip deve, sığır veya koyun alır da bunlardan birini nüsük (hac için kesilen kurban) veya kurban olarak kesmek isterse, aldıkları bu kurbanların hisselerine düşen para tesbit edilir ve bu para kadar da etten alacağı tesbit edilirse bu mekruhtur. Çünkü işittiğimiz hadise göre: Nasik (nüsük) kurbanda ortaklık olmaz, sadece bir aileye mensup olanlar ortak olabilir. Şeybanî, 638.
1401. İbnü Şihab'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne kendi adına, ne de ailesi adına deveden (veya bir sığırdan) başka birşey kesmemiştir.
İmâm-ı Mâlik der ki: Ravi İbni Şihab'ın «deve mi, yoksa sığır mı?» dediğini bilmiyorum.
٥ - باب الشَّرِكَةِ فِي الضَّحَايَا وَعَنْ كَمْ تُذْبَحُ الْبَقَرَةُ وَالْبَدَنَةُ
١٣٩٨ - حَدَّثَنِي يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزُّبَيْرِ الْمَكِّيِّ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ قَالَ : نَحَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ الْبَدَنَةَ عَنْ سَبْعَةٍ، وَالْبَقَرَةَ عَنْ سَبْعَةٍ(٨٢٦).
١٣٩٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عُمَارَةَ بْنِ صَيَّادٍ(٨٢٦/١)، أَنَّ عَطَاءَ بْنَ يَسَارٍ أَخْبَرَهُ، أَنَّ أَبَا أَيُّوبَ الأَنْصَارِيَّ أَخْبَرَهُ قَالَ : كُنَّا نُضَحِّي بِالشَّاةِ الْوَاحِدَةِ، يَذْبَحُهَا الرَّجُلُ عَنْهُ وَعَنْ أَهْلِ بَيْتِهِ، ثُمَّ تَبَاهَى النَّاسُ بَعْدُ، فَصَارَتْ مُبَاهَاةً(٨٢٧).
١٤٠٠ - قَالَ مَالِكٌ : وَأَحْسَنُ مَا سَمِعْتُ فِي الْبَدَنَةِ وَالْبَقَرَةِ وَالشَّاةِ الْوَاحِدَةِ، أَنَّ الرَّجُلَ يَنْحَرُ عَنْهُ وَعَنْ أَهْلِ بَيْتِهِ الْبَدَنَةَ، وَيَذْبَحُ الْبَقَرَةَ وَالشَّاةَ الْوَاحِدَةَ، هُوَ يَمْلِكُهَا، وَيَذْبَحُهَا عَنْهُمْ وَيَشْرَكُهُمْ فِيهَا، فَأَمَّا أَنْ يَشْتَرِيَ النَّفَرُ الْبَدَنَةَ، أَوِ الْبَقَرَةَ أَوِ الشَّاةَ، يَشْتَرِكُونَ فِيهَا فِي النُّسُكِ وَالضَّحَايَا، فَيُخْرِجُ كُلُّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ حِصَّةً مِنْ ثَمَنِهَا، وَيَكُونُ لَهُ حِصَّةٌ مِنْ لَحْمِهَا، فَإِنَّ ذَلِكَ يُكْرَهُ، وَإِنَّمَا سَمِعْنَا الْحَدِيثَ أَنَّهُ لاَ يُشْتَرَكُ فِي النُّسُكِ، وَإِنَّمَا يَكُونُ عَنْ أَهْلِ الْبَيْتِ الْوَاحِدِ(٨٢٨).
١٤٠١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّهُ قَالَ : مَا نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَنْهُ وَعَنْ أَهْلِ بَيْتِهِ إِلاَّ بَدَنَةً وَاحِدَةً، أَوْ بَقَرَةً وَاحِدَةً.
قَالَ مَالِكٌ : لاَ أَدْرِى أَيَّتَهُمَا قَالَ ابْنُ شِهَابٍ(٨٢٩).