بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
7. Azat Edilmesi Gereken Kölelerin Yerine Azat Edilmeyenler
2271. İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet olundu: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'e «Bir köle azat etmesi gereken bir adam, azat edeceğini şart koşarak köle satın alabilir mi?» diye soruldu. O da:
« Hayır» dedi.
2272. İmâm-ı Mâlik der ki: Azat edilmesi gereken köleler konusunda duyduklarımın en güzeli şudur: Bir köle azat etmesi gereken bir kimse azat edeceğini şart koşarak satın alamaz. Çünkü bunu yapması halinde azat ettiği tam bir köle sayılmaz. Zira satıcı, azat edeceğini şart koşan kişiye düşük fiattan verir.
2273. İmâm-ı Mâlik der ki: Nafile olarak bir köle azat edecek olan bir kişinin azat edeceğini şart koşarak bir köle satın almasında bir mahzur yoktur.
2274. İmâm-ı Mâlik der ki: Mutlaka azat edilmesi gereken köleler hakkında duyulanların en güzeli şudur: Böyle bir köleye bedel hıristiyan bir köle veya yahudi bir köle azat etmek caiz değildir. Aynı şekilde mukatep (bedelli azat sözleşmesi yapmış köle), mudebber (efendinin ölümünde azad olacak köle) , Ümmü Veled (efendisinden çocuk doğuran köle), bir müddete kadar azat edilmiş köle ve kör köleyi de azat edilmesi gereken kölenin yerine azat etmek caiz değildir. Nafile olarak bir köle azat etmek istenirse Hıristiyan, Yahudi ve Mecusi köle azat edilebilir. Çünkü yüce Allah kitabı Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur. (Ya fidye almadan serbest bırakın, ya da fidye alarak) Muhammed sûresi, 4. âyet.
2275. Burada fidye almadan serbest bırakılması, azat edilmesi demektir. Fakat Allah (celle celâlüh) Kur'an-ı Kerim'de beyan etmiş olduğu azat edilmesi gereken köleler mü'min kölelerdir.
2276. İmâm-ı Mâlik der ki: Keffaretler de, fakirleri doyurmak da böyledir. Bu kefaretlerde yalnız müslüman fakirler doyurulur. Müslüman olmayan hiçbir kimse doyurulmaz.
٧ - باب مَا لاَ يَجُوزُ مِنَ الْعِتْقِ فِي الرِّقَابِ الْوَاجِبَةِ
٢٢٧١ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ سُئِلَ عَنِ الرَّقَبَةِ الْوَاجِبَةِ، هَلْ تُشْتَرَى بِشَرْطٍ ؟ فَقَالَ : لاَ.
٢٢٧٢ - قَالَ مَالِكٌ : وَذَلِكَ أَحْسَنُ مَا سَمِعْتُ فِي الرِّقَابِ الْوَاجِبَةِ : أَنَّهُ لاَ يَشْتَرِيهَا الَّذِي يُعْتِقُهَا فِيمَا وَجَبَ عَلَيْهِ بِشَرْطٍ عَلَى أَنْ يُعْتِقَهَا، لأَنَّهُ إِذَا فَعَلَ ذَلِكَ فَلَيْسَتْ بِرَقَبَةٍ تَامَّةٍ، لأَنَّهُ يَضَعُ مِنْ ثَمَنِهَا لِلَّذِي يَشْتَرِطُ مِنْ عِتْقِهَا(٢٧١).
٢٢٧٣ - قَالَ مَالِكٌ : وَلاَ بَأْسَ أَنْ يَشْتَرِيَ الرَّقَبَةَ فِي التَّطَوُّعِ، وَيَشْتَرِطَ أَنْ يُعْتِقَهَا.
٢٢٧٤ - قَالَ مَالِكٌ : إِنَّ أَحْسَنَ مَا سُمِعَ فِي الرِّقَابِ الْوَاجِبَةِ : أَنَّهُ لاَ يَجُوزُ أَنْ يُعْتَقَ فِيهَا نَصْرَانِيٌّ وَلاَ يَهُودِيٌّ، وَلاَ يُعْتَقُ فِيهَا مُكَاتَبٌ وَلاَ مُدَبَّرٌ، وَلاَ أُمُّ وَلَدٍ، وَلاَ مُعْتَقٌ إِلَى سِنِينَ، وَلاَ أَعْمَى، وَلاَ بَأْسَ أَنْ يُعْتَقَ النَّصْرَانِيُّ وَالْيَهُودِيُّ وَالْمَجُوسِيُّ تَطَوُّعاً، لأَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ فِي كِتَابِهِ : ( فَإِمَّا مَنًّا بَعْدُ وَإِمَّا فِدَاءً ) [محمد : ٤] فَالْمَنُّ الْعَتَاقَةُ(٢٧٢).
٢٢٧٥ - قَالَ مَالِكٌ : فَأَمَّا الرِّقَابُ الْوَاجِبَةُ الَّتِي ذَكَرَ اللَّهُ فِي الْكِتَابِ، فَإِنَّهُ لاَ يُعْتَقُ فِيهَا إِلاَّ رَقَبَةٌ مُؤْمِنَةٌ.
٢٢٧٦ - قَالَ مَالِكٌ : وَكَذَلِكَ فِي إِطْعَامِ الْمَسَاكِينِ فِي الْكَفَّارَاتِ، لاَ يَنْبَغِي أَنْ يُطْعَمَ فِيهَا إِلاَّ الْمُسْلِمُونَ، وَلاَ يُطْعَمُ فِيهَا أَحَدٌ عَلَى غَيْرِ دِينِ الإِسْلاَمِ.