Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Yoksullar

2694. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu; «İnsanları dolaşıp kendisine bir-iki lokma veya bir-iki hurma verilen bu gezgin, yoksul sayılmaz.»

Dediler ki:

« Gerçek yoksul kim Ya Resûlallah

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle cevap verdi:

« Gerçek yoksul, ihtiyacını karşılayacak kadar geliri olmayan ve insanlar onu tanımadığı için kendisine sadaka verilmeyen ve kalkıp insanlardan dilenmeyen kimsedir.» Buhârî, Zekât, 24/53; Müslim, Zekât, 12/34, no:101.

2695. İbn Büceyd el-Ensarî el-Harisî, nenesinden Rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Kızartılmış koyun ve sığır tırnağı bile olsa yoksula veriniz.» Nesaî, Zekât, 23/70.

Burada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), azlıktan kinaye yapmış, az da olsa yoksula bir-şey vermenin iyi olacağını ve onu boş çevirmenin hoş bir hareket olmadığım ifade buyurmuştur.

٥ - باب مَا جَاءَ فِي الْمَسَاكِينِ

٢٦٩٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( لَيْسَ الْمِسْكِينُ بِهَذَا الطَّوَّافِ الَّذِي يَطُوفُ عَلَى النَّاسِ، فَتَرُدُّهُ اللُّقْمَةُ وَاللُّقْمَتَانِ، وَالتَّمْرَةُ وَالتَّمْرَتَانِ ). قَالُوا : فَمَا الْمِسْكِينُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ : ( الَّذِي لاَ يَجِدُ غِنًى يُغْنِيهِ، وَلاَ يَفْطُنُ النَّاسُ لَهُ فَيُتَصَدَّقَ عَلَيْهِ، وَلاَ يَقُومُ فَيَسْأَلَ النَّاسَ )(٤٩٩).

٢٦٩٥ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنِ ابْنِ بُجَيْدٍ الأَنْصَاري، ثُمَّ الْحَارِثِيِّ عَنْ جَدَّتِهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( رُدُّوا الْمِسْكِينَ وَلَوْ بِظِلْفٍ مُحْرَقٍ )(٥٠٠).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Sol Elle Yemenin Caiz Olmayışı

2692. Cabir b. Abdullah es-Selemi (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir kişinin sol elle yemek yemesini veya (bir ayağı yalın, diğer ayağına) bir tek ayakkabı giyerek yürümesini, bir omuzu kapatan, diğer omuzu açık bırakan ve kolunu çıkartacak yeri olmayan bir elbise giymesini ve uylukları üzerine ayaklarını dikerek oturup üzerine bir parça elbise örtmesini yasak etti. Müslim, Libas, 37/20, no:70.

Yemek yemek, su içmek, ayakkabı giymek, mest giymek, pantalon giymek, ceket giymek, başı tıraş etmek ve taramak, bıyık kesmek, koltuk altı kıllarını yolmak, misvak kullanmak, sürme çekmek, tırnak kesmek, abdest almak ve gusletmek, teyemmüm etmek, camiye girmek, heladan çıkmak, sadaka vermek gibi süslenmeyi ve temizliği ifade eden şeylere sağ taraftan başlamak müstehabdır. Bunların karşıtlarını yaparken de soldan başlamak müstehabdır.

Bir tek ayakkabı ile yürümenin yasak edilmesi, ağırbaşlılığa muhalif oluşundan ve ayağın birisi kısa, ayakkabı giyilen bacak uzun olacağından yürümede güçlük meydana gelmesindendir. Böyle yapmamak müstehabtır. Omuza atılan ve elleri çıkaracak bir yeri bulunmayan elbise giymek, ihtiyacı gidermeye engel olacağından mekruh, şayet avret yeri görülecek olursa haram olur. Çömelerek bacaklar üzerine atılan elbiseyi giymek, avret yerlerinin görülmesine sebeb olacağından haramdır

2693. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sizden biri yemek yediğinde sağ eliyle yesin, bir şey içerken sağ eliyle içsin. Çünki şeytan sol eliyle yer ve sol eliyle içer. Müslim, Eşribe, 36/13, no: 105; Şeybanî, 883.

٤ - باب النَّهْىِ عَنِ الأَكْلِ بِالشِّمَالِ

٢٦٩٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ السَّلَمِيِّ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى أَنْ يَأْكُلَ الرَّجُلُ بِشِمَالِهِ، أَوْ يَمْشِيَ فِي نَعْلٍ وَاحِدَةٍ, وَأَنْ يَشْتَمِلَ الصَّمَّاءَ، وَأَنْ يَحْتَبِىَ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ كَاشِفاً عَنْ فَرْجِهِ(٤٩٧).

٢٦٩٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أبِي بَكْرِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ,  أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( إِذَا أَكَلَ أَحَدُكُمْ فَلْيَأْكُلْ بِيَمِينِهِ، وَلْيَشْرَبْ بِيَمِينِهِ، فَإِنَّ الشَّيْطَانَ يَأْكُلُ بِشِمَالِهِ، وَيَشْرَبُ بِشِمَالِهِ )(٤٩٨).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. İnsanî Güzel Adetler

2689. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: (Resûlüllah şöyle) buyurdu: «İnsanî (fıtraten) beş özellik vardır: Tırnaklan kesmek, bıyığı kısaltmak, koltuk altındaki kılları yolmak, edep yerini tıraş etmek ve sünnet olmak.» Bunlar yaratılışın icabı olup önceki peygamberler tarafından yapılagelmiştir. Bütün Muvatta ravilerince mevkuftur. İbn Abdilber der ki: Malik'ten sahihtir.

2690. Said b. Müseyyeb (radıyallahü anh) der ki: ilk misafir kabul eden, ilk sünnet olan, ilk bıyık kesen ve ilk saçında ak gören insan İbrahim (aleyhisselâm)'dır. Saçının ağardığını görünce şöyle dedi:

« Allah'ım! Bu, neye alamettir?» Yüce Allah: « Kemal işareti, ya İbrahim.» buyurdu. O da: « Kemalimi artır, ya Rabbi.» diye dua etti. Sahîhayn'da Zührî - Saîd b. el-Museyyeb - Ebu Hureyre yoluyla yer alır: Buharî, Libas, 77/63; Müslim, Taharet, 2/16, no:49.

2691. İmâm-ı Mâlik der ki: Bıyık, dudağı çevreleyen et görününceye kadar kısaltılır. Bir müslüman, bıyığın diğer yerlerini kesmeyerek kendi haline bırakır. Şeybanî, 980.

٣ - باب مَا جَاءَ فِي السُّنَّةِ فِي الْفِطْرَةِ

٢٦٨٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أبِي سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ قَالَ : خَمْسٌ مِنَ الْفِطْرَةِ : تَقْلِيمُ الأَظَافِرِ، وَقَصُّ الشَّارِبِ، وَنَتْفُ الإِبْطِ، وَحَلْقُ الْعَانَةِ، وَالاِخْتِتَانُ(٤٩٤).

٢٦٩٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الَمُسَيَّبِ، أَنَّهُ قَالَ : كَانَ إِبْرَاهِيمُ صلّى اللّه عليه وسلّم أَوَّلَ النَّاسِ ضَيَّفَ الضَّيْفَ، وَأَوَّلَ النَّاسِ اخْتَتَنَ، وَأَوَّلَ النَّاسِ قَصَّ الشَّارِبَ، وَأَوَّلَ النَّاسِ رَأَى الشَّيْبَ، فَقَالَ : يَا رَبِّ مَا هَذَا ؟ فَقَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى : وَقَارٌ يَا إِبْرَاهِيمُ. فَقَالَ : رَبِّ زِدْنِي وَقَاراً(٤٩٥).

٢٦٩١ - قَالَ يَحْيَى : وَسَمِعْتُ مَالِكاً يَقُولُ : يُؤْخَذُ مِنَ الشَّارِبِ حَتَّى يَبْدُوَ طَرَفُ الشَّفَةِ، وَهُوَ الإِطَارُ، وَلاَ يَجُزُّهُ فَيُمَثِّلُ بِنَفْسِهِ(٤٩٦).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget