Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Selamlaşma Şekli

2779. Zeyd b. Eslem'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Binekli olan yaya yürüyene selam verir. Bir topluluktan birisi selam verince diğerlerine de kâfi gelir.» Ravilerin ittifakıyla mürseldir.

Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam vermenin sünnet oluşu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in çeşitli hadisi şerifleriyle sabittir. Almanın farz oluşu da «Size biri selam verdiğinde siz onun selamını daha güzel bir şekilde alın veya onu aynen karşılayın» (Nisa: 4/86) âyeti kerimesiyle sabittir. Ebû Hüreyre'den Rivâyet edilen bir hadisi şerifle de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Selamı küçük büyüğe, binekli olan yüreyene, yürüyen oturana ve az olan kalabalık olana verir.» (Bâcî, el-Münteka, c.7, s.279).

2780. Amr b. Atâ'nın oğlu Muhammed şunları anlattı: Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh)’ın yanında oturuyordum. Onun huzuruna Yemen halkından bir adam girdi ve: «Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berakâtuh» diye selam verdi. Sonra bir şeyler daha ilâve etti. O zamanlar gözleri âmâ olan İbn Abbas:

« Bu kim?» diye sordu. Oradakiler de:

« Bu sana gelen bir Yemenlidir.» diye onu kendisine tanıttılar. Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki:

« Selam bereketle tamamlanır.» Yani «ve berakâtüh» sözü ile tamamlanır. Bundan başka bir şeyler ilâve etmeye lüzum yoktur.

2781. Yahya diyor ki: İmâm-ı Mâlik'e:

« Kadına selam verilir mi?» diye sorulduğunda şu cevabı verdi:

Yaşlı kadınlara verilmesinde bir mahzur görmüyorum, ama genç kadınlara verilmesini hoş karşılamıyorum. Şeybanî, 914

١ - باب الْعَمَلِ فِي السَّلاَمِ

٢٧٧٩ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( يُسَلِّمُ الرَّاكِبُ عَلَى الْمَاشِي، وَإِذَا سَلَّمَ مِنَ الْقَوْمِ وَاحِدٌ أَجْزَأَ عَنْهُمْ )(٥٦٨).

٢٧٨٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ وَهْبِ بْنِ كَيْسَانَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ، أَنَّهُ قَالَ : كُنْتُ جَالِساً عِنْدَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ، فَدَخَلَ عَلَيْهِ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ فَقَالَ : السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ، ثُمَّ زَادَ شَيْئاً مَعَ ذَلِكَ أَيْضاً. قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ وَهُوَ يَوْمَئِذٍ قَدْ ذَهَبَ بَصَرُهُ : مَنْ هَذَا ؟ قَالُوا : هَذَا الْيَمَانِيُّ الَّذِي يَغْشَاكَ. فَعَرَّفُوهُ إِيَّاهُ. قَالَ : فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ : إِنَّ السَّلاَمَ انْتَهَى إِلَى الْبَرَكَةِ.

٢٧٨١ - قَالَ يَحْيَى : سُئِلَ مَالِكٌ : هَلْ يُسَلَّمُ عَلَى الْمَرْأَةِ ؟ فَقَالَ : أَمَّا الْمُتَجَالَّةُ فَلاَ أَكْرَهُ ذَلِكَ، وَأَمَّا الشَّابَّةُ فَلاَ أُحِبُّ ذَلِكَ(٥٦٩).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2. Tavla Oynamak

2775. Ebû Musa el-Eşari (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Tavla oynayan kimse Allah'a ve Resulüne âsî olmuş olur.» Ebu Davud, Edeb, 40/56. Hakim der ki: Buhârî ve Müslim'in şartları üzere sahihtir. Zehrebî de bunu kabul etmiştir.

2776. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Aişe (radıyallahü anh)'nın evinde oturmakta olan Ehl-i beytin yanında tavla olduğu haberi kendisine ulaşınca onlara: «Eğer onu (tavlayı) çıkarmazsanız, ben sizi evimden çıkaracağım» diye haber gönderdi ve onların bu hareketini hoş karşılamadı.

2777. Nafi'den: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) ailesinden birini tavla oynarken bulduğu zaman onu döver, tavlayı da kırardı. Dövmesi terbiye için, tavlayı kırması da onda hiçbir fayda olmadığından mani olmak içindi.

2778. Yahya diyor ki: İmâm-ı Mâlik: «Satrançta hayır yoktur.» dedi ve onu hoş karşılamadı. O, satranç ve diğer batıl şeyleri oynamayı hoş karşılamaz ve şu ayeti okurdu: «Artık Haktan ayrıldıktan sonra sapıklıktan başka ne kalır?» Yunus 10/32

٢ - باب مَا جَاءَ فِي النَّرْدِ

٢٧٧٥ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ مُوسَى بْنِ مَيْسَرَةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أبِي هِنْدٍ, عَنْ أبِي مُوسَى الأَشْعَرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( مَنْ لَعِبَ بِالنَّرْدِ فَقَدْ عَصَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ )(٥٦٧).

٢٧٧٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ أبِي عَلْقَمَةَ، عَنْ أُمِّهِ، عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم، أَنَّهُ بَلَغَهَا : أَنَّ أَهْلَ بَيْتٍ فِي دَارِهَا كَانُوا سُكَّاناً فِيهَا وَعِنْدَهُمْ نَرْدٌ، فَأَرْسَلَتْ إِلَيْهِمْ لَئِنْ لَمْ تُخْرِجُوهَا لأُخْرِجَنَّكُمْ مِنْ دَارِي، وَأَنْكَرَتْ ذَلِكَ عَلَيْهِمْ.

٢٧٧٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّهُ كَانَ إِذَا وَجَدَ أَحَداً مِنْ أَهْلِهِ يَلْعَبُ بِالنَّرْدِ ضَرَبَهُ وَكَسَرَهَا.

٢٧٧٨ - قَالَ يَحْيَى : وَسَمِعْتُ مَالِكاً يَقُولُ : لاَ خَيْرَ فِي الشَّطْرَنْجِ، وَكَرِهَهَا, وَسَمِعْتُهُ يَكْرَهُ اللَّعِبَ بِهَا وَبِغَيْرِهَا مِنَ الْبَاطِلِ، وَيَتْلُو هَذِهِ الآيَةَ : ( فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلاَّ الضَّلاَلُ ) [يونس :٣٢].


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Rüya Hakkındaki Rivâyetler

2769. Enes b. Malik (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Salih bir kimsenin gördüğü sadık (doğru) ve sevindirici rüya Nübüvvetin kırk altıda biridir.» Buhârî, Ta'bii, 91/2.

Bu ve benzeri hadislerde zikredilen Nebilîğîn cüzlerinden ve mahiyetinden asıl maksadın ne olduğunu ancak peygamberler bilebilir. Peygamber Efendimizin Nübüvveti yirmi üç yıl olup bunun ilk allı ayı sadık rüyalar halinde olmuştur ki hu da yirmi üç yılın kırk altıda biri eder. Nitekim Aişe (radıyallahü anh)'dan Rivâyet edilen bir hadisi şerifte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelen ilk vahiyler sadık rüyalar halindeydi, buyurulmuştur. (Bâcî, el-Mühteka, c.7, s.276).

2770. Bu hadis, Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den de aynı şekilde Rivâyet edilmiştir.

2771. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazını kılıp cemaate dönünce:

« İçinizde bu gece rüya gören var mı?» diye sorar ve: « Benden sonra Nübüvvet kalmayacak, ancak sadık (doğru) rüyalar kalacak.» buyururdu.

2772. Atâ b. Yesar'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Benden sonra Nübüvvetten, müjdeleyicilerden başka bir şey kalmayacak.» buyurduğunda, oradakiler;

« Müjdeleyiciler nedir Ya Resûlallah?» diye sordular, o da:

« Salih kimsenin gördüğü, yahut da başkasının onun için gördüğü sadık (doğru) rüylardır. O rüyalar, nübüvvetin kırkaltıda biridir.» buyurdu. Mürseldir. Buhârî, Zühri -Saîd b. el-Museyyeb- Ebu Hureyre yoluyla mevsul yapmıştır. Buhârî, Ru'ya, 91/5.

2773. Ebû Seleme'den: Ebû Katade b. Rib'î diyor ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu duydum: «Güzel rüya Allah'tan, kötü rüya da şeytandandır. Herhangi biriniz hoşlanmadığı bir şey görürse, uyandığı zaman sol tarafına üç kere üflesin ve o kötü rüyanın şerrinden Allah'a sığınsın. Böylece o rüya, kendisine zarar veremez inşaallah»

Ebû Seleme diyor ki:

«Bana dağlardan daha ağır gelecek bir rüya görseydim, bu hadisi duyunca artık ona aldırış etmezdim.» Buhârî, Tıb, 76/39; Müslim, Ru'ya, 4262. Şeybanî, 921

2774. Hişam’ın babası Urve: «Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır. » Yunus, 10/64. ayeti kerimesindeki müjde hakkında:

«O, salih kimsenin gördüğü veya başkasının onun için gördüğü sadık (doğru) rüyalardır.» diyor. Bu âyeti kerimenin tefsirinde Kâdî Beydâvî de şöyle diyor: Dünya hayatındaki müjde, Kur'an ve Resûlüllah lisaniyle müttekilere verilen sevindirici haberler, onlara gösterilen salih rüyalar, onlara açılan keşifler ve son nefeste meleklerin kendilerine verdiği müjdelerdir. Ahiretteki müjde ise meleklerin kendilerini karşıhyarak vereceği kurtuluş ve saadet müjdeleridir, (el-Beydâvî, Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'vîl, c.1, s.443).

١ - باب مَا جَاءَ فِي الرُّؤْيَا

٢٧٦٩ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي طَلْحَةَ الأَنْصَاري، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( الرُّؤْيَا الْحَسَنَةُ مِنَ الرَّجُلِ الصَّالِحِ، جُزْءٌ مِنْ سِتَّةٍ وَأَرْبَعِينَ جُزْءاً مِنَ النُّبُوَّةِ )(٥٦٢).

٢٧٧٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمِثْلِ ذَلِكَ(٥٦٣).

٢٧٧١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي طَلْحَةَ، عَنْ زُفَرَ بْنِ صَعْصَعَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ إِذَا انْصَرَفَ مِنْ صَلاَةِ الْغَدَاةِ يَقُولُ : ( هَلْ رَأَى أَحَدٌ مِنْكُمُ اللَّيْلَةَ رُؤْيَا ؟). وَيَقُولُ : ( لَيْسَ يَبْقَى بَعْدِي مِنَ النُّبُوَّةِ، إِلاَّ الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ )(٥٦٤).

٢٧٧٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( لَنْ يَبْقَى بَعْدِي مِنَ النُّبُوَّةِ إِلاَّ الْمُبَشِّرَاتُ ). فَقَالُوا : وَمَا الْمُبَشِّرَاتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ : ( الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ يَرَاهَا الرَّجُلُ الصَّالِحُ، أَوْ تُرَى لَهُ، جُزْءٌ مِنْ سِتَّةٍ وَأَرْبَعِينَ جُزْءاً مِنَ النُّبُوَّةِ )(٥٦٥).

٢٧٧٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ أبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، أَنَّهُ قَالَ : سَمِعْتُ أَبَا قَتَادَةَ بْنَ رِبْعِيٍّ يَقُولُ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ : ( الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ مِنَ اللَّهِ، وَالْحُلْمُ مِنَ الشَّيْطَانِ، فَإِذَا رَأَى أَحَدُكُمُ الشَّيْءَ يَكْرَهُهُ، فَلْيَنْفُثْ عَنْ يَسَارِهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ إِذَا اسْتَيْقَظَ، وَلْيَتَعَوَّذْ بِاللَّهِ مِنْ شَرِّهَا، فَإِنَّهَا لَنْ تَضُرَّهُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ ). قَالَ أَبُو سَلَمَةَ : إِنْ كُنْتُ لأَرَى الرُّؤْيَا هِيَ أَثْقَلُ عَلَىَّ مِنَ الْجَبَلِ، فَلَمَّا سَمِعْتُ هَذَا الْحَدِيثَ، فَمَا كُنْتُ أُبَالِيهَا(٥٦٦).

٢٧٧٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ فِي هَذِهِ الآيَةِ : ( لَهُمُ الْبُشْرَى فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ ) [يونس : ٦٤]. قَالَ : هِيَ الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ يَرَاهَا الرَّجُلُ الصَّالِحُ، أَوْ تُرَى لَهُ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget