بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
7. Yalan Ve Doğru Sözler
2851. Safvan b. Süleym şöyle Rivâyet etti: Bir zat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:
« Hanımıma yalan söyleyebilir miyim Ya Resûlallah?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Yalanda hayır yoktur.» buyurdu. O zat:
« Ona bir takım vaadlerde bulunup Yerine getireceğine inandığı vaadler demektir. kendisine söyleyebilir miyim?» diye sorunca, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Bunda bir günah yoktur.» buyurdu. Mürseldir. Ebu Ömer der ki: Hiçbir yoldan müsned olduğunu bilmiyorum.
2852. İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre Abdullah b. Mesud şöyle derdi: Doğru sözden ayrılmayın. Çünkü doğruyu söylemek iyi amel yapmaya, iyi amel yapmak da cennete götürür. Yalandan sakının. Çünkü yalan günaha götürür. Günah ise cehenneme götürür. Nitekim: «Doğru konuştu, iyi amel işledi; yalan konuştu, günaha girdi» sözü meşhurdur. Buhârî, Edeb, 78/69; Müslim, Bir, 45/29, no: 103-105,
2853. İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Lokman'a ondaki fazileti kast ederek:
« Gördüğümüz bu fazilete seni ulaştıran nedir? diye sorulduğunda, Lokman:
«Doğru konuşmak, emaneti yerine getirmek ve gereksiz işleri terk etmek» diye cevap verdi.
2854. İmâm-ı Mâlik'in Rivâyet ettiğine göre Abdullah b. Mesud (radıyallahü anh) şöyle derdi: Kul yalan konuşmaya devam ettikçe, Allah katında yalancılardan yazılıncaya ve kalbinin tamamı kararıncaya kadar kalbinde siyah bir leke belirir. Mevkuftur, hükmü merfudur. Çünkü bu konuda içtihada yer yoktur.
2855. öaivan b. Süleym der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: « Mü'min korkak olur mu?» diye sorulduğunda: « Evet» diye cevap verdi.
« Mü'min yalancı olur mu?» diye sorulunca da: « Hayır» buyurdu. Mürsel veya mu'daldir, ebu Ömer derki: Sağlam biryoldan müsned olarak bilmiyorum. Hasen-mürsel bir hadistir.
٧ - باب مَا جَاءَ فِي الصِّدْقِ وَالْكَذِبِ
٢٨٥١ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ، أَنَّ رَجُلاً قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم: أَكْذِبُ امْرَأَتِي يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ؟ ( لاَ خَيْرَ فِي الْكَذِبِ ). فَقَالَ الرَّجُلُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَعِدُهَا وَأَقُولُ لَهَا ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ؟ ( لاَ جُنَاحَ عَلَيْكَ )(٦٣٤).
٢٨٥٢ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ كَانَ يَقُولُ : عَلَيْكُمْ بِالصِّدْقِ، فَإِنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إِلَى الْبِرِّ، وَالْبِرَّ يَهْدِي إِلَى الْجَنَّةِ، وَإِيَّاكُمْ وَالْكَذِبَ، فَإِنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إِلَى الْفُجُورِ، وَالْفُجُورَ يَهْدِي إِلَى النَّارِ، أَلاَ تَرَى أَنَّهُ يُقَالُ : صَدَقَ وَبَرَّ، وَكَذَبَ وَفَجَرَ(٦٣٥).
٢٨٥٣ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّهُ قِيلَ لِلُقْمَانَ : مَا بَلَغَ بِكَ مَا نَرَى ؟ يُرِيدُونَ الْفَضْلَ. فَقَالَ لُقْمَانُ : صِدْقُ الْحَدِيثِ، وَأَدَاءُ الأَمَانَةِ، وَتَرْكُ مَا لاَ يَعْنِينِي.
٢٨٥٤ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ كَانَ يَقُولُ : لاَ يَزَالُ الْعَبْدُ يَكْذِبُ، وَتُنْكَتُ فِي قَلْبِهِ نُكْتَةٌ سَوْدَاءُ حَتَّى يَسْوَدَّ قَلْبُهُ كُلُّهُ، فَيُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ مِنَ الْكَاذِبِينَ(٦٣٦).
٢٨٥٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ، أَنَّهُ قَالَ : قِيلَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : أَيَكُونُ الْمُؤْمِنُ جَبَاناً ؟ فَقَالَ :( نَعَمْ ؟). فَقِيلَ لَهُ : أَيَكُونُ الْمُؤْمِنُ بَخِيلاً ؟ فَقَالَ: ( نَعَمْ ). فَقِيلَ لَهُ : أَيَكُونُ الْمُؤْمِنُ كَذَّاباً ؟ فَقَالَ : ( لاَ )(٦٣٧).