Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Mazlumun Duasından Sakınma

2883. Zeyd'in babası Eslem'den:

Ömer b. Hattab, Hüney ismindeki azatlı kölesini merayı korumak üzere bekçi tayin etti ve:

« Ey Hüney! insanlara yumuşak davran. Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü mazlumun duası kabul olunur. Az devenin sahibiyle, az koyunun sahibinin meraya girmesine müsaade et. (Abdurrahman) İbn Avfın hayvanlarıyla (Osman) İbn Affan’ın hayvanlarını meraya sokma. Onları misal olsun diye söylemiştir. Çünkü onların davarları çoktu. Yoksa özellikle ikisini menetmek istememiştir. Çünkü onların davarları helak olsa, ziraat ve hurmalıklara dönerler. Şayet az devenin sahibi ve az koyunun sahibinin hayvanları helak olursa, oğullarını bana gönderip «Ey mü'minlerin emiri! Ey mü'minlerin emiri» derler. Ben onları terk mi edeyim, hey babasını kaybedesi! Su ve ot bağışlamak, bana göre altın ve gümüşten daha kolaydır. Allah'a yemin ederim ki, onlar benim kendilerine zulmettiğimi zannederler. Çünkü bu onların beldeleri ve sulandır. Cahiliyye döneminde onun için savaştılar, islamiyet döneminde de onun üzerinde müslüman oldular. Kuvvet ve iradesiyle yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, savaşlarda biniti olmayanları sırtlarında taşıdığım hayvanlar olmasaydı, onların beldelerinden bir karış yeri bile korumazdım.» Buhârî, Cihad, 56/180.

٥ - باب مَا يُتَّقَى مِنْ دَعْوَةِ الْمَظْلُومِ

٢٨٨٣ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ اسْتَعْمَلَ مَوْلًى لَهُ يُدْعَى هُنَيًّا عَلَى الْحِمَى، فَقَالَ : يَا هُنَيُّ، اضْمُمْ جَنَاحَكَ عَنِ النَّاسِ، وَاتَّقِ دَعْوَةَ الْمَظْلُومِ، فَإِنَّ دَعْوَةَ الْمَظْلُومِ مُجَابَةٌ، وَأَدْخِلْ رَبَّ الصُّرَيْمَةِ وَرَبَّ الْغُنَيْمَةِ، وَإِيَّايَ وَنَعَمَ ابْنِ عَوْفٍ وَنَعَمَ ابْنِ عَفَّانَ، فَإِنَّهُمَا إِنْ تَهْلِكْ مَاشِيَتُهُمَا يَرْجِعَا إِلَى نَخْلٍ وَزَرْعٍ، وَإِنَّ رَبَّ الصُّرَيْمَةِ وَرَبَّ الْغُنَيْمَةِ إِنْ تَهْلِكْ مَاشِيَتُهُمَا يَأْتِنِي بِبَنِيهِ فَيَقُولُ : يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ ! يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ ! أَفَتَارِكُهُمْ أَنَا لاَ أَبَا لَكَ ؟ فَالْمَاءُ وَالْكَلأُ أَيْسَرُ عَلَيَّ مِنَ الذَّهَبِ وَالْوَرِقِ، وَايْمُ اللَّهِ إِنَّهُمْ لَيَرَوْنَ إنِّي قَدْ ظَلَمْتُهُمْ إِنَّهَا لَبِلاَدُهُمْ وَمِيَاهُهُمْ، قَاتَلُوا عَلَيْهَا فِي الْجَاهِلِيَّةِ، وَأَسْلَمُوا عَلَيْهَا فِي الإِسْلاَمِ، وَالَّذِي نَفْسِى بِيَدِهِ لَوْلاَ الْمَالُ الَّذِي أَحْمِلُ عَلَيْهِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ، مَا حَمَيْتُ عَلَيْهِمْ مِنْ بِلاَدِهِمْ شِبْراً(٦٦٢).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. İlim Talebi

2882. İmâm-ı Mâlik'den Rivâyet edildiğine göre Lokman Hekim oğluna vasiyet edip şöyle demiştir:

«Yavrum! Alimlerle otur, onların dizlerinin dibinden ayrılma. Çünkü Allah yeri, göğün yağmuru ile dirilttiği gibi, kalpleri de hikmet nuru ile diriltir.»

٤ - باب مَا جَاءَ فِي طَلَبِ الْعِلْمِ

٢٨٨٢ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ لُقْمَانَ الْحَكِيمَ أَوْصَى ابْنَهُ فَقَالَ : يَا بُنَيَّ جَالِسِ الْعُلَمَاءَ وَزَاحِمْهُمْ بِرُكْبَتَيْكَ، فَإِنَّ اللَّهَ يُحْيِي الْقُلُوبَ بِنُورِ الْحِكْمَةِ، كَمَا يُحْيِي اللَّهُ الأَرْضَ الْمَيْتَةَ بِوَابِلِ السَّمَاءِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Mekruh Olan Sadaka

2879. İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Muhammed ailesine sadaka helal değildir. Çünkü sadaka insanların kirleridir.» buyurmuştur. Müslim, zekât, 12//51, no: 167.

2880. Abdullah, babası Ebû Bekir'den şunları nakletti:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdu'l-Eşhel oğullarından bir adamı zekât toplamaya memur tayin etti. Adam zekâtı toplayıp gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan zekat mallarından bir deve istedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızdı. Hatta kızgınlığı yüzünde belirdi. Yüzündeki kızgınlık gözlerinin kızarmasıyla bilinirdi. Sonra şöyle buyurdu:

« Adam ne kendisi ve ne de benim için uygun olmayan şeyi istiyor. Ona vermesem vermemeyi kötü görüyorum, versem ne kendisi ve ne de benim için uygun olmayan şeyi vermiş olurum.» Adam:

« Ya Resûlallah! O zekat mallarından artık ebedî olarak senden hiç bir şey istemiyeceğim.» dedi. Mürseîdir. Ahmed b. Mansur el-Belhî, Malik -Abdullah- babası- Enes senediyle nakleder. Aycıca bkz. Şeybanî, 899.

2881. Zeyd, babası Eslem'den şunları nakletti: Abdullah b. el-Erkam bana:

« Bana binit develerinden birini göster, mü'minlerin emirinden beni bu deveye bindirmesini istiyeyim.» dedi. Ben de:

« Peki, zekât mallarından bir deveyi göstereyim.» dedim. Abdullah b. el-Erkam:

« Sıcak bir günde şişman bir adam senin için bacak ve baldırlarını yıkayıp suyunu sana verse de içsen, bundan hoşlanır mısın? dedi. Ben de kızdım ve:

« Allah seni bağışlasın. Bu sözü bana mı söylüyorsun?» dedim. Abdullah b. el-Erkam:

« Sadaka, insanların bedenlerinden yıkadıkları kirleridir.» dedi.

٣ - باب مَا يُكْرَهُ مِنَ الصَّدَقَةِ

٢٨٧٩ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( لاَ تَحِلُّ الصَّدَقَةُ لآلِ مُحَمَّدٍ، إِنَّمَا هِيَ أَوْسَاخُ النَّاسِ )(٦٥٩).

٢٨٨٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي بَكْرٍ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم اسْتَعْمَلَ رَجُلاً مِنْ بَنِي عَبْدِ الأَشْهَلِ عَلَى الصَّدَقَةِ، فَلَمَّا قَدِمَ سَأَلَهُ إِبِلاً مِنَ الصَّدَقَةِ، فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حَتَّى عُرِفَ الْغَضَبُ فِي وَجْهِهِ، وَكَانَ مِمَّا يُعْرَفُ بِهِ الْغَضَبُ فِي وَجْهِهِ أَنْ تَحْمَرَّ عَيْنَاهُ، ثُمَّ قَالَ : ( إِنَّ الرَّجُلَ لَيَسْأَلُنِي مَا لاَ يَصْلُحُ لِي وَلاَ لَهُ، فَإِنْ مَنَعْتُهُ كَرِهْتُ الْمَنْعَ، وَإِنْ أَعْطَيْتُهُ أَعْطَيْتُهُ مَا لاَ يَصْلُحُ لِي وَلاَ لَهُ ). فَقَالَ الرَّجُلُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ لاَ أَسْأَلُكَ مِنْهَا شَيْئاً أَبَداً(٦٦٠).

٢٨٨١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ قَالَ : قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ : ادْلُلْنِي عَلَى بَعِيرٍ مِنَ الْمَطَايَا أَسْتَحْمِلُ عَلَيْهِ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ. فَقُلْتُ : نَعَمْ جَمَلاً مِنَ الصَّدَقَةِ. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ : أَتُحِبُّ أَنَّ رَجُلاً بَادِناً فِي يَوْمٍ حَارٍّ، غَسَلَ لَكَ مَا تَحْتَ إِزَارِهِ وَرُفْغَيْهِ، ثُمَّ أَعْطَاكَهُ فَشَرِبْتَهُ ؟ قَالَ : فَغَضِبْتُ وَقُلْتُ : يَغْفِرُ اللَّهُ لَكَ، أَتَقُولُ لِي مِثْلَ هَذَا ؟ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ : إِنَّمَا الصَّدَقَةُ أَوْسَاخُ النَّاسِ يَغْسِلُونَهَا عَنْهُمْ(٦٦١).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget