MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK HAKKINDA GELEN (HADÎSLER) BÂBI
84- MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK HAKKINDA GELEN (HADÎSLER) BÂBI
586 - “... Hemmâm bin el-Hâris (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir :
Cerir bin Abdillah (El-Becelî (radıyallahü anh), küçük abdestini bozduktan sonra abdest aldı ve mestleri üzerine mesnetti. Bunun üzerine kendisine: Sen böyle mi yaparsın? diye soruldu. Kendisi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yaptığını gördüğüm halde beni bunu yapmaktan alıkoyan nedir? dedi.
Râvi İbrahim En-Nehâi (dedi ki) : Onlar (= Abdullah İbn-i Mes'ud'un arkadaşları) Cerir'in hadîsinden çok hoşlanırlardı. Çünkü Cerir'in İslâm'a girişi Mâide sûresinin (abdeste âit 6. âyetinin) inişinden önce idi. "
587 - “... Huzeyfe (bin el-Yeman (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle söylemiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldı ve mestlerinin üzerine meshetti. "
588 - “... Muğire bin Şu'be (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdestini bozmaya çıktı. Muğîre de içinde su bulunan bir matara ile Onu izledi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ihtiyacını giderdikten sonra (gelip) abdest aldı ve mestler üzerine meshetti. "
589 - “... İbni Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:
Kendisi Sa'd bin Mâlik (radıyallahü anh)'in mestleri üzerine meshettiğini görmüş ve: Hakikaten siz bunu (nasıl) yapıyorsunuz? (diyerek bu hareketi yadırgamış) sonra ikisi beraber Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'in yanında toplanmışlar ve Sa'd (radıyallahü anh) Ömer (radıyallahü anh)’e mestler üzerine meshetme hakkında kardeşimin oğluna (İbn-i Ömer'e) fetva ver, demiş, bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh) :
(Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulunurken mestlerimiz üzerine meshederdik. Böyle yapmakta bir beis görmeyiz. ) demiş ve bunun üzerine İbn-i Ömer (radıyallahü anh) : Kişi, büyük abdesti bozmaktan gelse bile (meshedebilir mi?) diye sormuş, Ömer (radıyallahü anh) de: Evet, diye cevap vermiştir. )
590 - “... Sehl es-Sâidî. (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre demiştir ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mestler üzerine meshetti ve mestler üzerine meshetmeyi bize emretti. "
591 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre demiştir ki :
Ben. bir yolculukta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde idim.
O: (Su var mı?) diyerek (su istedi, bunun üzerine su hazırlanınca) abdest aldı ve mestleri üzerine mesh etti. Sonra orduya yetişerek onlara namaz kıldırdı. "
592 - “... Büreyde (bin el-Husayb) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Necâşi, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir çift siyah ve sâde mesti hediye olarak gönderdi. O da bunları giydi. Sonra abdest aldı ve bunların üzerine mesnetti. "
٨٤ - باب مَا جَاءَ فِي الْمَسْحِ عَلَى الْخُفَّيْنِ
٥٨٦ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ هَمَّامِ بْنِ الْحَارِثِ، قَالَ بَالَ جَرِيرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ثُمَّ تَوَضَّأَ وَمَسَحَ عَلَى خُفَّيْهِ فَقِيلَ لَهُ أَتَفْعَلُ هَذَا قَالَ وَمَا يَمْنَعُنِي وَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَفْعَلُهُ . قَالَ إِبْرَاهِيمُ كَانَ يُعْجِبُهُمْ حَدِيثُ جَرِيرٍ لأَنَّ إِسْلاَمَهُ كَانَ بَعْدَ نُزُولِ الْمَائِدَةِ .
٥٨٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو هَمَّامٍ الْوَلِيدُ بْنُ شُجَاعِ بْنِ الْوَلِيدِ، حَدَّثَنَا أَبِي وَابْنُ، عُيَيْنَةَ وَابْنُ أَبِي زَائِدَةَ جَمِيعًا عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ تَوَضَّأَ وَمَسَحَ عَلَى خُفَّيْهِ .
٥٨٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ نَافِعِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ، عَنْ أَبِيهِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنَّهُ خَرَجَ لِحَاجَتِهِ فَاتَّبَعَهُ الْمُغِيرَةُ بِإِدَاوَةٍ فِيهَا مَاءٌ حَتَّى فَرَغَ مِنْ حَاجَتِهِ فَتَوَضَّأَ وَمَسَحَ عَلَى الْخُفَّيْنِ .
٥٨٩ - حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى اللَّيْثِيُّ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَوَاءٍ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّهُ رَأَى سَعْدَ بْنَ مَالِكٍ وَهُوَ يَمْسَحُ عَلَى الْخُفَّيْنِ فَقَالَ إِنَّكُمْ لَتَفْعَلُونَ ذَلِكَ فَاجْتَمَعْنَا عِنْدَ عُمَرَ فَقَالَ سَعْدٌ لِعُمَرَ أَفْتِ ابْنَ أَخِي فِي الْمَسْحِ عَلَى الْخُفَّيْنِ . فَقَالَ عُمَرُ كُنَّا وَنَحْنُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَمْسَحُ عَلَى خِفَافِنَا لَمْ نَرَ بِذَلِكَ بَأْسًا . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ وَإِنْ جَاءَ مِنَ الْغَائِطِ قَالَ نَعَمْ .
٥٩٠ - حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ الْمَدَنِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمُهَيْمِنِ بْنُ الْعَبَّاسِ بْنِ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِيُّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مَسَحَ عَلَى الْخُفَّيْنِ وَأَمَرَنَا بِالْمَسْحِ عَلَى الْخُفَّيْنِ .
٥٩١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عُبَيْدٍ الطَّنَافِسِيُّ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ الْمُثَنَّى، عَنْ عَطَاءٍ الْخُرَاسَانِيِّ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كُنْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي سَفَرٍ فَقَالَ ( هَلْ مِنْ مَاءٍ ). فَتَوَضَّأَ وَمَسَحَ عَلَى خُفَّيْهِ ثُمَّ لَحِقَ بِالْجَيْشِ فَأَمَّهُمْ .
٥٩٢ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا دَلْهَمُ بْنُ صَالِحٍ الْكِنْدِيُّ، عَنْ حُجَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْكِنْدِيِّ، عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ النَّجَاشِيَّ، أَهْدَى لِلنَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ خُفَّيْنِ أَسْوَدَيْنِ سَاذَجَيْنِ فَلَبِسَهُمَا ثُمَّ تَوَضَّأَ وَمَسَحَ عَلَيْهِمَا .