Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 16- CEMAATLA NAMAZ KILMANIN FAZİLETİ BÂBI

835 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Adamın (mescidde) cemaatla kıldığı namaz (in sevabı, tek başına) evinde kıldığı ve çarşısında kıldığı namaz (ın sevabın) dan yirmi küsur derece fazladır. )

836 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu, demiştir:

(Cemaatla kılman namazın birinizin tek başına kıldığı namaza üstünlüğü yirmi beş cüzdür. )

837 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resulullalî (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Adamın (mescidde cemaatla kıldığı namazın sevabı) evinde (tek başına) kıldığı namaz'ın sevabından yirmibeş derece fazladır, )

Buhâri' nin Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)'den merfu' olarak rivâyet ettiği hadisin lafzı şöyledir:

= (Cemâat namazı, münferiden namazından yirmibeş derece ile efdal olur. )

Ebû Dâvûd'un rivâyetindeki hadisin metni ise şöyledir:

= -Cemaatla kılınan namaz, (münferiden) kılınan yirmibeş namaza denk gelir..... .

Ebû Dâvûd'un rivâyetindeki önemli özellik, derece ve cüz’ yerine namaz kelimesinin kullanılmasıdır.

838 - “... Abdullah İbn-i Ömer (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Adamın cemaatla kıldığı namaz, adamın kendi başına kıldığı namazdan yirmiyedi derece üstündür. ) "

839 - “... Ubeyy bin Ka'b (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Adamın cemaatla kıldığı namaz, adamın tek başına kıldığı namazdan yirmi dört veya yirmibeş derece üstündür. )

Bu hadîsi Ahmed, Ebû Dâvûd, Nesâi, İbn-i Huzeyme ve İbn-i Hibbân da rivâyet etmişlerdir. Yahya bin Muin ve Zührî hadisin sahih olduğunu belirtmişlerdir.

١٦ - باب فَضْلِ الصَّلاَةِ فِي جَمَاعَةٍ

٨٣٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صَلاَةُ الرَّجُلِ فِي جَمَاعَةٍ تَزِيدُ عَلَى صَلاَتِهِ فِي بَيْتِهِ وَصَلاَتِهِ فِي سُوقِهِ بِضْعًا وَعِشْرِينَ دَرَجَةً ‏)‏.‏

٨٣٦ - حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ، مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الْعُثْمَانِيُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( فَضْلُ الْجَمَاعَةِ عَلَى صَلاَةِ أَحَدِكُمْ وَحْدَهُ خَمْسٌ وَعِشْرُونَ جُزْءًا ‏)‏.‏

٨٣٧ - حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنْ هِلاَلِ بْنِ مَيْمُونٍ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صَلاَةُ الرَّجُلِ فِي جَمَاعَةٍ تَزِيدُ عَلَى صَلاَتِهِ فِي بَيْتِهِ خَمْسًا وَعِشْرِينَ دَرَجَةً ‏)‏.‏

٨٣٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عُمَرَ، رُسْتَهْ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صَلاَةُ الرَّجُلِ فِي جَمَاعَةٍ تَفْضُلُ عَلَى صَلاَةِ الرَّجُلِ وَحْدَهُ بِسَبْعٍ وَعِشْرِينَ دَرَجَةً ‏)‏.‏

٨٣٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْحَنَفِيُّ، حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي بَصِيرٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صَلاَةُ الرَّجُلِ فِي جَمَاعَةٍ تَزِيدُ عَلَى صَلاَةِ الرَّجُلِ وَحْدَهُ أَرْبَعًا وَعِشْرِينَ أَوْ خَمْسًا وَعِشْرِينَ دَرَجَةً ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 15- MESCİDDEN EN UZAK OLANLARIN (UZAKLIK DERECELERİNE GÖRE) SEVABI DAHA BÜYÜK

831 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den:

Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki : (Mescidden en uzak olanların (uzaklık derecesine göre) sevabı daha büyüktür. ) "

832 - “... Übey bin Ka'b (radıyallahü anh)’den:

Şöyle demiştir: Ensardan bir adam vardı. Onun evi, Medine'nin (mescidden) en uzak olan eviydi. Bununla beraber, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namaz kılmayı hiç kaçırmazdı. Ubeyy (radıyallahü anh) demiştir ki: Ben, ona acıdım ve:

— Yâ Filan! Eğer sen bir merkep satın alsaydın, seni şiddetli sıcaktan korurdu. Ayağına taş değip incinmesinden yüksek tutardı ve yerin zehirli hayvanlarından korurdu, dedim. Adam

— Vallahi evimin Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in evinin bitişiğinde olmasından hoşlanmam, dedi. Übey demiştir ki: Ben adamın sözünü istiskal ederek alındım. Hatta Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in evine vararak, dediklerini Ona anlattım. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) adamı çağırtıp ona sordu. Adam da, bana dediğinin mislini Ona zikretti ve (attığı adımların) izinden sevab umduğunu anlattı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de Ona:

(Gerçekten sana, saklayıp umduğun (sevab) vardır. ) buyurdu. "

833) ". . . Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle tlemişlir:

(Ensardan) Banî Selime kabilesi, (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in mescidden uzak kalan) evlerinden çıkarak mescidin yakınına gelmek istediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)(Medine'yi muhafaza eden bu evleri tahliye etmekle) Medine çevresini boş bırakmalarını arzu buyurmadı. Ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara :

(Ey Benî Selime! Sizler, (mescide gelip giderken) attığınız adımlarınızın izlerini hesaba katmayacak mısınız?) buyurdu. Bunun üzerine onlar, yerlerine ikamet ettiler. "

834) ..... (Abdullah) İbn-i Abbâs (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir: Ensârın evleri mescidden uzaktaydı. Yakına gel-mek istediler. Bunun üzerine; (Ve biz, onların önden gönderdiklerini ve eserlerini yazarız. ) Yasin; 12 âyeti nazil oldu. İbn-i Abbâs demiştir ki: Onlar da (evlerinde) kaldılar. "

١٥ - باب الأَبْعَدُ فَالأَبْعَدُ مِنَ الْمَسْجِدِ أَعْظَمُ أَجْرًا‏

٨٣١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مِهْرَانَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( الأَبْعَدُ فَالأَبْعَدُ مِنَ الْمَسْجِدِ أَعْظَمُ أَجْرًا ‏)‏.‏

٨٣٢ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ، حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ عَبَّادٍ الْمُهَلَّبِيُّ، حَدَّثَنَا عَاصِمٌ الأَحْوَلُ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ، عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ، قَالَ كَانَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ بَيْتُهُ أَقْصَى بَيْتٍ بِالْمَدِينَةِ وَكَانَ لاَ تُخْطِئُهُ الصَّلاَةُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏ قَالَ فَتَوَجَّعْتُ لَهُ فَقُلْتُ يَا فُلاَنُ لَوْ أَنَّكَ اشْتَرَيْتَ حِمَارًا يَقِيكَ الرَّمَضَ وَيَرْفَعُكَ مِنَ الْوَقَعِ وَيَقِيكَ هَوَامَّ الأَرْضِ ‏.‏ فَقَالَ وَاللَّهِ مَا أُحِبُّ أَنَّ بَيْتِي بِطُنُبِ بَيْتِ مُحَمَّدٍ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏ قَالَ فَحَمَلْتُ بِهِ حِمْلاً حَتَّى أَتَيْتُ بَيْتَ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَدَعَاهُ فَسَأَلَهُ فَذَكَرَ لَهُ مِثْلَ ذَلِكَ وَذَكَرَ أَنَّهُ يَرْجُو فِي أَثَرِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنَّ لَكَ مَا احْتَسَبْتَ ‏)‏.‏

٨٣٣ - حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى، مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ أَرَادَتْ بَنُو سَلِمَةَ أَنْ يَتَحَوَّلُوا، مِنْ دِيَارِهِمْ إِلَى قُرْبِ الْمَسْجِدِ فَكَرِهَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنْ يُعْرُوا الْمَدِينَةَ فَقَالَ ‏( يَا بَنِي سَلِمَةَ أَلاَ تَحْتَسِبُونَ آثَارَكُمْ ‏)‏.‏ فَأَقَامُوا ‏.‏

٨٣٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَتِ الأَنْصَارُ بَعِيدَةً مَنَازِلُهُمْ مِنَ الْمَسْجِدِ فَأَرَادُوا أَنْ يَقْتَرِبُوا فَنَزَلَتْ ‏{وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَآثَارَهُمْ}‏ قَالَ فَثَبَتُوا ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 14- NAMAZA YÜRÜ(YEREK GİTMEK) BÂBI

823 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Sizden birisi güzelce abdest aldıktan sonra namazdan başka hiç bir maksadla evden çıkmayarak ve sırf namaz kılmak niyetini güderek mescide doğru yürüdüğü zaman, mescide girinceye kadar attığı her adımla Allah onu bir derece yükseltir ve kendisinden bir hata düşürür. Mescide girince de namaz onu alıkoyduğu sürece namaz içinde olmuş olur. )'

824 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Namaza ikamet getirildiği vakit sakın ona, koşarak gelmeyiniz, yürüyerek geliniz. Sükûnet ve vakardan ayrılmayınız. Yetişebildiğiniz kadarım (imamla) kılınız. Yetişemediğinizi (kendiniz) tamamlayınız. )

825 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den, şöyle buyurduğunu işitmiştir :

— (Allah'ın, günahlara keffâret ve hasenatı artırmaya vesile kıldığı şeyleri size göstereyim mi?) Sahâbiler:

— Göster, Yâ Resûlallah! dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Güçlüklere rağmen abdesti tam olarak almak, mescidlere doğru çok adım atmak ve bir namazdan sonra diğer namazı beklemektir. ) buyurdu. "

826 - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir :

Kim yarın müslüman olarak Allah'a kavuşmaktan sevinirse şu beş vakit namazını ezan okunan yerde muhafaza etsin. Çünkü bu namazlar hidayet sünnetlerindendir ve şüphesiz Allah, Peygamberiniz (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hüda (= hidayet. ) sünnetlerini meşru kılmıştır. Andolsun ki, eğer her biriniz kendi evinde namaz kılmış olsaydı siz Peygamberiniz (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetini terketmiş olurdunuz. Ve Peygamberiniz (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetini terketmiş olsaydınız, şüphesiz dalâlete düşmüş olurdunuz. Vallahi ben, bizleri (sahâbîleri) bilirim ki münafıklığı malûm olan münafıklardan başka hiç kimse cemaattan geri kalmazdı. Vallahi safa girinceye kadar iki kişi arasında tutularak mescide getirileni bilirim. Hiç kimse yoktur ki tertemiz ve güzelce abdestini alıp mescide gider, içinde namaz kılar da attığı her adımla Allah onu bir derece yükseltmesin ve her adımla onun bir günahını affetmesin. "

827 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Kim namaza gitmek üzere evinden çıktıktan sonra şu duayı okursa, Allah, rahmetiyle ona yönelir ve yetmiş bin melek, onun günahlarının bağışlanmasını (Allah'tan) diler:

Allahım! Senden istiyenlerin Senin katındaki hakkı için gerçekten Senden istiyorum. Ve şu yürüyüşüm hakkı için Senden istiyorum. Çünkü ben ne kibirlenmek ne de böbürlenmek için ve ne görsünler diye ne de duysunlar diye (evden) çıkmadım. Ve ben Senin kızmandan sakınmak ve Senin rızânı taleb etmek için çıktım. Bu sebeple Cehennem ateşinden beni korumanı ve günahlarımı örtmeni Senden istiyorum. Şüphesiz Senden başka hiç kimse günahları örtemez. ) "

828 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Karanlıklarda mescidlere çok (defa) yürüyenler, işte onlar Allah'ın rahmetine çokça dalanlardır. ) "

829 - “... Sehl bin Sa'd es-Saîdi (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Gece karanlıklarında (mescidlere) çok (defa) yürüyenler, kıyamet günündeki tam nurla sevinsinler. ) "

Bu hadîsi Hâkim de rivâyet ederek sahih olduğunu söylemiştir. İbn-i Huzeyme ve Beyhaki'de rivâyet etmişlerdir.

830 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Karanlıklarda mescidlere çok (defa) yürüyenleri kıyamet günündeki tam nurla müjdele. )

١٤ - باب الْمَشْىِ إِلَى الصَّلاَةِ ‏.‏

٨٢٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِذَا تَوَضَّأَ أَحَدُكُمْ فَأَحْسَنَ الْوُضُوءَ ثُمَّ أَتَى الْمَسْجِدَ لاَ يَنْهَزُهُ إِلاَّ الصَّلاَةُ لاَ يُرِيدُ إِلاَّ الصَّلاَةَ لَمْ يَخْطُ خَطْوَةً إِلاَّ رَفَعَهُ اللَّهُ بِهَا دَرَجَةً وَحَطَّ عَنْهُ بِهَا خَطِيئَةً حَتَّى يَدْخُلَ الْمَسْجِدَ فَإِذَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ كَانَ فِي صَلاَةٍ مَا كَانَتِ الصَّلاَةُ تَحْبِسُهُ ‏)‏.‏

٨٢٤ - حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ الْعُثْمَانِيُّ، مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، وَأَبِي، سَلَمَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( إِذَا أُقِيمَتِ الصَّلاَةُ فَلاَ تَأْتُوهَا وَأَنْتُمْ تَسْعَوْنَ وَأْتُوهَا تَمْشُونَ وَعَلَيْكُمُ السَّكِينَةُ فَمَا أَدْرَكْتُمْ فَصَلُّوا وَمَا فَاتَكُمْ فَأَتِمُّوا ‏)‏.‏

٨٢٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( أَلاَ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَا يُكَفِّرُ اللَّهُ بِهِ الْخَطَايَا وَيَزِيدُ بِهِ فِي الْحَسَنَاتِ ‏)‏.‏ قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏ قَالَ ‏( إِسْبَاغُ الْوُضُوءِ عِنْدَ الْمَكَارِهِ وَكَثْرَةُ الْخُطَى إِلَى الْمَسَاجِدِ وَانْتِظَارُ الصَّلاَةِ بَعْدَ الصَّلاَةِ ‏)‏.‏

٨٢٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ الْهَجَرِيِّ، عَنْ أَبِي الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَلْقَى اللَّهَ غَدًا مُسْلِمًا فَلْيُحَافِظْ عَلَى هَؤُلاَءِ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ حَيْثُ يُنَادَى بِهِنَّ فَإِنَّهُنَّ مِنْ سُنَنِ الْهُدَى وَإِنَّ اللَّهَ شَرَعَ لِنَبِيِّكُمْ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ سُنَنَ الْهُدَى وَلَعَمْرِي لَوْ أَنَّ كُلَّكُمْ صَلَّى فِي بَيْتِهِ لَتَرَكْتُمْ سُنَّةَ نَبِيِّكُمْ وَلَوْ تَرَكْتُمْ سُنَّةَ نَبِيِّكُمْ لَضَلَلْتُمْ وَلَقَدْ رَأَيْتُنَا وَمَا يَتَخَلَّفُ عَنْهَا إِلاَّ مُنَافِقٌ مَعْلُومُ النِّفَاقِ وَلَقَدْ رَأَيْتُ الرَّجُلَ يُهَادَى بَيْنَ الرَّجُلَيْنِ حَتَّى يَدْخُلَ فِي الصَّفِّ وَمَا مِنْ رَجُلٍ يَتَطَهَّرُ فَيُحْسِنُ الطُّهُورَ فَيَعْمِدُ إِلَى الْمَسْجِدِ فَيُصَلِّي فِيهِ فَمَا يَخْطُو خَطْوَةً إِلاَّ رَفَعَ اللَّهُ لَهُ بِهَا دَرَجَةً وَحَطَّ عَنْهُ بِهَا خَطِيئَةً ‏.‏

٨٢٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ يَزِيدَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ التُّسْتَرِيُّ، حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْمُوَفَّقِ أَبُو الْجَهْمِ، حَدَّثَنَا فُضَيْلُ بْنُ مَرْزُوقٍ، عَنْ عَطِيَّةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَنْ خَرَجَ مِنْ بَيْتِهِ إِلَى الصَّلاَةِ فَقَالَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِحَقِّ السَّائِلِينَ عَلَيْكَ وَأَسْأَلُكَ بِحَقِّ مَمْشَاىَ هَذَا فَإِنِّي لَمْ أَخْرُجْ أَشَرًا وَلاَ بَطَرًا وَلاَ رِيَاءً وَلاَ سُمْعَةً وَخَرَجْتُ اتِّقَاءَ سُخْطِكَ وَابْتِغَاءَ مَرْضَاتِكَ فَأَسْأَلُكَ أَنْ تُعِيذَنِي مِنَ النَّارِ وَأَنْ تَغْفِرَ لِي ذُنُوبِي إِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ - أَقْبَلَ اللَّهُ عَلَيْهِ بِوَجْهِهِ وَاسْتَغْفَرَ لَهُ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ ‏)‏.‏

٨٢٨ - حَدَّثَنَا رَاشِدُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ رَاشِدٍ الرَّمْلِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، عَنْ أَبِي رَافِعٍ، إِسْمَاعِيلَ بْنِ رَافِعٍ عَنْ سُمَىٍّ، مَوْلَى أَبِي بَكْرٍ عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( الْمَشَّاءُونَ إِلَى الْمَسَاجِدِ فِي الظُّلَمِ أُولَئِكَ الْخَوَّاضُونَ فِي رَحْمَةِ اللَّهِ ‏)‏.‏

٨٢٩ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْحَلَبِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ الْحَارِثِ الشِّيرَازِيُّ، حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ التَّمِيمِيُّ، عَنْ أَبِي حَازِمٍ، عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِيِّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( لِيَبْشَرِ الْمَشَّاءُونَ فِي الظُّلَمِ إِلَى الْمَسَاجِدِ بِنُورٍ تَامٍّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏.‏

٨٣٠ - حَدَّثَنَا مَجْزَأَةُ بْنُ سُفْيَانَ بْنِ أَسِيدٍ، مَوْلَى ثَابِتٍ الْبُنَانِيِّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الصَّائِغُ، عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِيِّ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( بَشِّرِ الْمَشَّائِينَ فِي الظُّلَمِ إِلَى الْمَسَاجِدِ بِالنُّورِ التَّامِّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget