بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
48- BİR KAVME İMAMLIK EDEN KİŞİ (NAMAZI) HAFİF KILDIRSIN BÂBI
1037) ..... Ebû Mes'ud (el-Bedri el-Ensârî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek :
— Yâ Resûlallah! Ben falanca (imam) yüzünden sabah namazında bile bile (cemaattan) geri kalıyorum. Çünkü çok uzatıyor, dedi. (Ebû Mes'ûd) (radıyallahü anh) (demiştir ki )
Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hiç bir vaazında o günkü kadar hiddetli görmemiştim. O (sallallahü aleyhi ve sellem) :
— (Ey insanlar! İçinizden bâzı kimseler (cemaatı) nefret ettiricidir. Hanginiz cemaata namaz kıldırırsa hafif kıldırsın. Çünkü onların içinde zayıf olanı, yaşlı olanı ve iş - güç sahibi olanı vardır. ) buyurdu. "
1038 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), namazı kısa ve tam olarak kıldırırdı. "
1039 - “... Câbir (bin Abdillâh el-Ensârî) (radıyallahü anhüma)'den; Şöyle demiştir :
Muaz bin Cebel el-Ensârî (radıyallahü anh) arkadaşlarına yatsı namazını kıldırdı. Namazı bir hayli uzattı. Bu sebeple cemaatımızdan bir adam ayrıldı ve namazı yalnız kıldı. Muaz (radıyallahü anh)’a durum bildirilince, Muaz: O, münafıktır, dedi. Adama bu söz ulaşınca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna girerek, aleyhinde Muaz (radıyallahü anh)’ın söylediği sözü nakletti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Muaz (radıyallahü anh)'a:
(Yâ Muâz! Sen Fettan mı olmak istiyorsun? Halka namaz kıldırdığın zaman Eş-Şems, El-A'la, El-Leyl ve el-Alak sûreleri ile kıldır. ) buyurdu. "
1040) ..... Osman bin ebi'l-As (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir :
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Taife vali olarak görevlendirdiği zaman bana yaptığı son tavsiye ve emir şu idi: Buyurdu ki:
(Yâ Osman! Namazı hafif kıldır ve halkın hepsini, içlerindeki en zayıf adama göre hesapla. Çünkü şüphesiz onların içinde büyük, küçük, hasta, (evi) uzak ve iş-güç sahibi olanlar vardır. )
1041 - “... Osman bin Ebi'l-As (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bana buyurduğu son sözü budur:
(Sen bir kavme namaz kıldırdığın zaman hafif kıldır. )
٤٨ - باب مَنْ أَمَّ قَوْمًا فَلْيُخَفِّفْ
١٠٣٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ، عَنْ قَيْسٍ، عَنْ أَبِي مَسْعُودٍ، قَالَ أَتَى النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي لأَتَأَخَّرُ فِي صَلاَةِ الْغَدَاةِ مِنْ أَجْلِ فُلاَنٍ لِمَا يُطِيلُ بِنَا فِيهَا . قَالَ فَمَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَطُّ فِي مَوْعِظَةٍ أَشَدَّ غَضَبًا مِنْهُ يَوْمَئِذٍ ( يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ مِنْكُمْ مُنَفِّرِينَ فَأَيُّكُمْ مَا صَلَّى بِالنَّاسِ فَلْيُجَوِّزْ فَإِنَّ فِيهِمُ الضَّعِيفَ وَالْكَبِيرَ وَذَا الْحَاجَةِ ).
١٠٣٨ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ، وَحُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، أَنْبَأَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ صُهَيْبٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُوجِزُ وَيُتِمُّ الصَّلاَةَ .
١٠٣٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ صَلَّى مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ الأَنْصَارِيُّ بِأَصْحَابِهِ صَلاَةَ الْعِشَاءِ فَطَوَّلَ عَلَيْهِمْ فَانْصَرَفَ رَجُلٌ مِنَّا فَصَلَّى فَأُخْبِرَ مُعَاذٌ عَنْهُ فَقَالَ إِنَّهُ مُنَافِقٌ . فَلَمَّا بَلَغَ ذَلِكَ الرَّجُلَ دَخَلَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَأَخْبَرَهُ مَا قَالَ لَهُ مُعَاذٌ فَقَالَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( أَتُرِيدُ أَنْ تَكُونَ فَتَّانًا يَا مُعَاذُ إِذَا صَلَّيْتَ بِالنَّاسِ فَاقْرَأْ بِالشَّمْسِ وَضُحَاهَا وَسَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى وَاقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ ).
١٠٤٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي هِنْدٍ، عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ، قَالَ سَمِعْتُ عُثْمَانَ بْنَ أَبِي الْعَاصِ، يَقُولُ كَانَ آخِرَ مَا عَهِدَ إِلَىَّ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ حِينَ أَمَّرَنِي عَلَى الطَّائِفِ قَالَ لِي ( يَا عُثْمَانُ تَجَاوَزْ فِي الصَّلاَةِ وَاقْدِرِ النَّاسَ بِأَضْعَفِهِمْ فَإِنَّ فِيهِمُ الْكَبِيرَ وَالصَّغِيرَ وَالسَّقِيمَ وَالْبَعِيدَ وَذَا الْحَاجَةِ ).
١٠٤١ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مُرَّةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، قَالَ حَدَّثَ عُثْمَانُ بْنُ أَبِي الْعَاصِ، أَنَّ آخِرَ، مَا قَالَ لِي رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِذَا أَمَمْتَ قَوْمًا فَأَخِفَّ بِهِمْ ).