بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
56- KIBLE BÂBI
1061) ..... Tâbir (bin Abdillah) (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir :
(Veda haccında) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kâ'be tavafını tamamlayınca (Hazret-i) İbrahim (Aleyhisselâm)'in makamına geldi. Ömer (bin Hattâb) (radıyallahü anh) :
Yâ Resûlallah! Allah'ın:(İbrahim'in makamından bir namazgah ittihaz ediniz) âyetinde Bakara, 125 buyurduğu babamız İbrahim'in makamı burasıdır, dedi.
Râvi el-Velîd demiştir ki ben Mâlik (bin Enes)'e:
Ömer (radıyallahü anh) : . . . . . . naam-ı celîlini şöyle mi (yani ittihaz ediniz, anlamını ifâde eden emir fiili olarak mı) okumuştur? diye sordum. Mâlik : Evet, dedi. "
1062 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Ömer (bin el Hattâb) (radıyallahü anh) şöyle demiştir :
Ben: 'Yâ Resûlallah! İbrahim'in makamından bir namazgah ittihaz etsen?' dedim. Arkasından : (İbrahim'in makamından bir namazgah ittihaz ediniz) emri nazil oldu."
1063 - “... Berâ" (bin Azib) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber onsekiz ay (Kudüs'teki) Beytü'l-Makdis'e doğru namaz kıldık. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Medine'ye girişinden iki ay sonra Kıble (Beytü'l-Makdisten) Kâ'be'ye çevirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beytü'l-Makdis'e doğru namaz kıldığı sürede yüzünü göğe doğru çok çevirirdi. Allah da Nebisi (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Kâ'be'yi sevdiğini kalbinden bilirdi. Cebrail (bir gün göğe doğru) çıktı ve yerle gök arasında yükselirken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), gözü ile onu takip etmeye başlıyarak Cebrail'in ne emir getireceğine bakıyordu. Allah:
= (Biz senin yüzünün göğe doğru çevirilip durduğunu muhakkak görüyoruz..... ) âyetini indirdi. Biz (farzın) iki rek'atını Beytü'l-Makdis’e doğru kılarak ruku'da iken bize bir adam gelerek Kıblenin Kâ'be'ye çevirildiğini söyledi. Biz de hemen Kâ'be'ye doğru döndük ve evvelce kıldığımız rek'atler üzerine (kalan rek'atleri ekliyerek) namazımızı tamamladık. Kıble'nin Kâ'be'ye çevirilmesinden sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : Cebrail (Aleyhisselâm)’a:
(Yâ Cibril! Beytü'l-Makdis'e doğru (şimdiye kadar kıldığımız) namaz hususundaki durumumuz nasıldır?) diye sordu. Bunun akabinde Allah (Azze ve Celle) = (ve Allah sizin (vaktiyle Beytü'l-Makdis'e doğru kılmış olduğunuz) namazı zayi (sevabtan mahrum) kılacak değildir. ) Bakara, 144 âyetini indirdi. "
1064 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Doğu ile batının arası kıbledir. )
٥٦ - باب الْقِبْلَةِ
١٠٦١ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عُثْمَانَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّهُ قَالَ لَمَّا فَرَغَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مِنْ طَوَافِ الْبَيْتِ أَتَى مَقَامَ إِبْرَاهِيمَ فَقَالَ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا مَقَامُ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ الَّذِي قَالَ اللَّهُ {وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى } . قَالَ الْوَلِيدُ فَقُلْتُ لِمَالِكٍ أَهَكَذَا قَرَأَ {وَاتَّخِذُوا} قَالَ نَعَمْ .
١٠٦٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ قَالَ عُمَرُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوِ اتَّخَذْتَ مِنْ مَقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى فَنَزَلَتْ {وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى} .
١٠٦٣ - حَدَّثَنَا عَلْقَمَةُ بْنُ عَمْرٍو الدَّارِمِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنِ الْبَرَاءِ، قَالَ صَلَّيْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَحْوَ بَيْتِ الْمَقْدِسِ ثَمَانِيَةَ عَشَرَ شَهْرًا وَصُرِفَتِ الْقِبْلَةُ إِلَى الْكَعْبَةِ بَعْدَ دُخُولِهِ إِلَى الْمَدِينَةِ بِشَهْرَيْنِ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذَا صَلَّى إِلَى بَيْتِ الْمَقْدِسِ أَكْثَرَ تَقَلُّبَ وَجْهِهِ فِي السَّمَاءِ وَعَلِمَ اللَّهُ مِنْ قَلْبِ نَبِيِّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنَّهُ يَهْوَى الْكَعْبَةَ فَصَعِدَ جِبْرِيلُ فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُتْبِعُهُ بَصَرَهُ وَهُوَ يَصْعَدُ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ يَنْظُرُ مَا يَأْتِيهِ بِهِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ {قَدْ نَرَى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَاءِ} الآيَةَ فَأَتَانَا آتٍ فَقَالَ إِنَّ الْقِبْلَةَ قَدْ صُرِفَتْ إِلَى الْكَعْبَةِ وَقَدْ صَلَّيْنَا رَكْعَتَيْنِ إِلَى بَيْتِ الْمَقْدِسِ وَنَحْنُ رُكُوعٌ فَتَحَوَّلْنَا فَبَنَيْنَا عَلَى مَا مَضَى مِنْ صَلاَتِنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( يَا جِبْرِيلُ كَيْفَ حَالُنَا فِي صَلاَتِنَا إِلَى بَيْتِ الْمَقْدِسِ ). فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ {وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَانَكُمْ} .
١٠٦٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى الأَزْدِيُّ، حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ، ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ عَلِيٍّ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( مَا بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ قِبْلَةٌ ).