بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
107- ÖĞLE FARZINDAN SONRAKİ İKİ REKATI KAÇIRAN HAKKINDA BİR BÂB
1214 - “... Abdullah bin el-Hâris (radıyallahü anh)'dan; Şöyle demiştir: Muâviye (radıyallahü anh), (bir gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in muhterem eşi) Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'ya (bir elçi) gönderdi. Ben elçi ile beraber gittim. Elçi Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)’ya sordu. Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ) şöyle cevap verdi:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (zekât toplamak üzere) bir memur göndermiş idi. (Bir gün) öğle namazı için benim odamda abdest alıyordu. Onun yanında çok muhacir vardı. Onların hâline çok ihtimam gösteriyordu. Bu esnada kapı çalındı. O da kapıya çıktı. Sonra öğle farzını kıldırdı ve tahsildarın getirdiği zekâtı taksim etmeye oturdu. Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ) demiştir ki: O, ikindi namazına kadar bu işle meşgul oldu. İkindi farzını kıldırdıktan sonra odama girdi ve iki rek'at (namaz) kıldı. Sonra buyurdu ki:
-Tahsildarın işi ile meşguliyetim dolayısı ile bu iki rek'atı Öğle namazından sonra kılmadım, ikindiden sonra kıldım. )
١٠٧ - باب مَا جَاءَ فِيمَنْ فَاتَتْهُ الرَّكْعَتَانِ بَعْدَ الظُّهْرِ
١٢١٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي زِيَادٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ، قَالَ أَرْسَلَ مُعَاوِيَةُ إِلَى أُمِّ سَلَمَةَ فَانْطَلَقْتُ مَعَ الرَّسُولِ فَسَأَلَ أُمَّ سَلَمَةَ فَقَالَتْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بَيْنَمَا هُوَ يَتَوَضَّأُ فِي بَيْتِي لِلظُّهْرِ وَكَانَ قَدْ بَعَثَ سَاعِيًا وَكَثُرَ عِنْدَهُ الْمُهَاجِرُونَ وَكَانَ قَدْ أَهَمَّهُ شَأْنُهُمْ إِذْ ضُرِبَ الْبَابُ فَخَرَجَ إِلَيْهِ فَصَلَّى الظُّهْرَ ثُمَّ جَلَسَ يَقْسِمُ مَا جَاءَ بِهِ . قَالَتْ فَلَمْ يَزَلْ كَذَلِكَ حَتَّى الْعَصْرِ . ثُمَّ دَخَلَ مَنْزِلِي فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ قَالَ ( أَشْغَلَنِي أَمْرُ السَّاعِي أَنْ أُصَلِّيَهُمَا بَعْدَ الظُّهْرِ فَصَلَّيْتُهُمَا بَعْدَ الْعَصْرِ ).