Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 176- KUR’AN-I GÜZEL SESLE OKUMAK

1398 - “... Abdurrahman bin es-Sâib (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir :

Sa'd bin Ebî Vakkas (radıyallahü anh) gözü kapanmış iken bize (misafir olarak) geldi. Ben (yanına varıp) selâm verdim. 'Sen kimsin? diye sordu. Ben (kim olduğumu) ona söyledim. Bunun üzerine : Merhaba kardeşimin oğlu! Kur'an-ı güzel sesle okur olduğunu haber aldım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim, dedi.

(Şüphesiz bu (yüce) Kur'an, tesirli olarak inmiştir. Artık onu okuduğunuz zaman ağlayınız. Ağlamanız gelmezse ağlamaya çalışınız. Onu okurken sesinizi güzelleştirmeye gayret ediniz. Kim Kur'an'ı güzel sesle okumaya gayret etmezse bizden değildir. )

1399 - “... Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Âişe (radıyallahü anha) 'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken bir gece yatsıdan sonra (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına gitmekte) geciktim. Sonra gittim. Bana :

— (Nerede idin?) diye sordu. Ben :

— Senin Ashâbından bir adamın Kur'an okuyuşunu dinliyordum. Onun okuyuşunun ve sesinin mislini hiç kimseden işitmedim, dedim. Âişe (radıyallahü anhâ) demiştir ki, bunun üzerine efendimiz o sahâbîyi dinlemek için kalktı. Ben de Onunla beraber kalktım. (Gidip onu dinledikten) sonra Efendimiz bana dönerek şöyle buyurdu:

(Bu, Sâlim mevlâ Ebî Huzeyfe'dir. Allah'a hamd olsun ki bunun mislini benim ümmetimde kılmıştır. )

1400) ..... Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu, demiştir :

(Kur'an okurken sesini işittiğiniz zaman Allah'tan korktuğu kanısına vardığınız adam şüphesiz Kur'an'ı en güzel sesle okuyanlardandır. )

1401 - “... Fadâla bin Ubeyd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Sesi güzel cariyenin sesini efendisi nasıl iyice dinliyorsa güzel sesle Kuranı açıktan okuyan adamın sesini Allahü teâlâ daha iyi dinler. )

1402 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescide girdi ve bir adamın Kuran okuduğunu işitti. Bunun üzerine:

(Bu (okuyucu) kimdir?) diye sordu. Abdullah bin Kays (radıyallahü anh)'dir denildi. Efendimiz:

(Gerçekten bu adama Dâvûd (Aleyhisselâm)'ın nağmelerinden bir nağme verilmiştir. ) buyurdu. "

1403 - “... Berâ bin Azib (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Sesini güzelleştirmek suretiyle Kur'an (okuyuşunu) süsleyiniz. ) "

١٧٦ - باب فِي حُسْنِ الصَّوْتِ بِالْقُرْآنِ

١٣٩٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ بَشِيرِ بْنِ ذَكْوَانَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا أَبُو رَافِعٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي مُلَيْكَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ السَّائِبِ، قَالَ قَدِمَ عَلَيْنَا سَعْدُ بْنُ أَبِي وَقَّاصٍ وَقَدْ كُفَّ بَصَرُهُ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَقَالَ مَنْ أَنْتَ فَأَخْبَرْتُهُ ‏.‏ فَقَالَ مَرْحَبًا بِابْنِ أَخِي بَلَغَنِي أَنَّكَ حَسَنُ الصَّوْتِ بِالْقُرْآنِ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ نَزَلَ بِحُزْنٍ فَإِذَا قَرَأْتُمُوهُ فَابْكُوا فَإِنْ لَمْ تَبْكُوا فَتَبَاكَوْا وَتَغَنَّوْا بِهِ فَمَنْ لَمْ يَتَغَنَّ بِهِ فَلَيْسَ مِنَّا ‏)‏.‏

١٣٩٩ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عُثْمَانَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا حَنْظَلَةُ بْنُ أَبِي سُفْيَانَ، أَنَّهُ سَمِعَ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ سَابِطٍ الْجُمَحِيَّ، يُحَدِّثُ عَنْ عَائِشَةَ، زَوْجِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَتْ أَبْطَأْتُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لَيْلَةً بَعْدَ الْعِشَاءِ ثُمَّ جِئْتُ فَقَالَ ‏( أَيْنَ كُنْتِ ‏)‏.‏ قُلْتُ كُنْتُ أَسْتَمِعُ قِرَاءَةَ رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِكَ لَمْ أَسْمَعْ مِثْلَ قِرَاءَتِهِ وَصَوْتِهِ مِنْ أَحَدٍ ‏.‏ قَالَتْ فَقَامَ وَقُمْتُ مَعَهُ حَتَّى اسْتَمَعَ لَهُ ثُمَّ الْتَفَتَ إِلَىَّ فَقَالَ ‏( هَذَا سَالِمٌ مَوْلَى أَبِي حُذَيْفَةَ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي جَعَلَ فِي أُمَّتِي مِثْلَ هَذَا ‏)‏.‏

١٤٠٠ - حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُعَاذٍ الضَّرِيرُ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ الْمَدَنِيُّ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُجَمِّعٍ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنَّ مِنْ أَحْسَنِ النَّاسِ صَوْتًا بِالْقُرْآنِ الَّذِي إِذَا سَمِعْتُمُوهُ يَقْرَأُ حَسِبْتُمُوهُ يَخْشَى اللَّهَ ‏)‏.‏

١٤٠١ - حَدَّثَنَا رَاشِدُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ رَاشِدٍ الرَّمْلِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ مَيْسَرَةَ، مَوْلَى فَضَالَةَ عَنْ فَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( لَلَّهُ أَشَدُّ أَذَنًا إِلَى الرَّجُلِ الْحَسَنِ الصَّوْتِ بِالْقُرْآنِ يَجْهَرُ بِهِ مِنْ صَاحِبِ الْقَيْنَةِ إِلَى قَيْنَتِهِ ‏)‏.‏

١٤٠٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ الْمَسْجِدَ فَسَمِعَ قِرَاءَةَ رَجُلٍ فَقَالَ ‏( مَنْ هَذَا ‏)‏.‏ فَقِيلَ هَذَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ قَيْسٍ ‏.‏ فَقَالَ ‏( لَقَدْ أُوتِيَ هَذَا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ‏)‏.‏

١٤٠٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ سَمِعْتُ طَلْحَةَ الْيَامِيَّ، قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ عَوْسَجَةَ، قَالَ سَمِعْتُ الْبَرَاءَ بْنَ عَازِبٍ، يُحَدِّثُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( زَيِّنُوا الْقُرْآنَ بِأَصْوَاتِكُمْ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 175- EŞİNİ GECELEYİN (NAMAZ İÇİN) UYANDIRAN HAKKINDA

1396 - “... Ebû Saîd(-i Hudrî) ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur :

Geceleyin adam uyandığı, eşini uyandırdığı ve ikisi iki rek'at namaz kıldıkları zaman

'Ve Allah'ı çok anan erkeklerden ve kadınlardan' (sayılırlar. Onlar arasında) yazılırlar. ) "

1397 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Geceleyin (uykudan) kalkıp namaz kılan, eşini de uyandırıp namaz kılmasına vesile olan adama Allah rahmet eder (veya rahmet eylesin. ) Eğer eşi kalkmamazlık ederse yüzüne su serpsin. Geceleyin (uykudan) kalkıp namaz kılan ve eşini uyandırıp namaz kılmasına vesile olan kadına da Allah rahmet eylesin (veya rahmet eder. ) Eğer eşi kalkmamazlık ederse yüzüne su serpsin. )

١٧٥ - باب مَا جَاءَ فِيمَنْ أَيْقَظَ أَهْلَهُ مِنَ اللَّيْلِ

١٣٩٦ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عُثْمَانَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا شَيْبَانُ أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ الأَقْمَرِ، عَنِ الأَغَرِّ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، وَأَبِي، هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( إِذَا اسْتَيْقَظَ الرَّجُلُ مِنَ اللَّيْلِ وَأَيْقَظَ امْرَأَتَهُ فَصَلَّيَا رَكْعَتَيْنِ كُتِبَا مِنَ الذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ ‏)‏.‏

١٣٩٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ ثَابِتٍ الْجَحْدَرِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( رَحِمَ اللَّهُ رَجُلاً قَامَ مِنَ اللَّيْلِ فَصَلَّى وَأَيْقَظَ امْرَأَتَهُ فَصَلَّتْ فَإِنْ أَبَتْ رَشَّ فِي وَجْهِهَا الْمَاءَ رَحِمَ اللَّهُ امْرَأَةً قَامَتْ مِنَ اللَّيْلِ فَصَلَّتْ وَأَيْقَظَتْ زَوْجَهَا فَصَلَّى فَإِنْ أَبَى رَشَّتْ فِي وَجْهِهِ الْمَاءَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 174- GECE İBÂDETİNE KALKMAK

1390 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

((Sizden birisi uyuyunca) şeytan geceleyin onun ensesine üç düğümlü bir ip bağlar. O kimse uyanıp Allah'ı anarsa bir düğüm çözümlenir. Kalkıp abdest aldığı zaman bir düğüm (daha) çözülür. Namaza durduğu zaman bütün düğümler çözümlenir. Artık (gece namazına kalkan) o kimse, düğümü çözük, hafif, gönlü hoş ve hayra ulaşmış olarak sabahlar. Eğer (Allah'ı anmayı, abdest almayı ve namaz kılmayı) yapmazsa, uyuşuk, gönlü habis ve hiç bir hayra ulaşmadığı bir halde sabahlar. )

1391 - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Sabaha kadar uyuyan ve (namaza kalkmayan bir adamın bu hâli) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlatıldı. Efendimiz: (Bu adamın kulaklarına şeytan bevletmiştir. ) buyurdu. "

1392 - “... Abdullah bin Amr (bin el-As) (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu. demiştir :

((Yâ Abdullah!) Sen falan adam gibi olma. O gece namazına kalkardı. Sonra gece namazına kalkmayı bıraktı. )

1393 - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Dâvûd (Aleyhisselâm)ın oğlu Süleyman (Aleyhisselâm)ın anası Süleyman (Aleyhisselâm)'a : Ey oğulcuğum! Gece çok uyuma. Çünkü geceleyin çok uyumak adamı kıyamet günü fakir bırakır. ) "

1394 - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu demiştir :

(Kim gece çok namaz kılarsa gündüz onun yüzü güzel (nurlu) olur. )

1395 - “... Abdullah bin Selâm (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(hicrette) Medine'ye geldiği zaman halk hızla O'na gittiler ve : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi, denildi. Ben de O'na bakmak için halk arasında geldim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yüzüne dikkatle baktığım zaman O'nun yüzünün yalancı yüzü olmadığını bildim ( = böyle tanıdım. ) İlk sözü şu oldu :

(Ey insanlar! Selamlaşmayı yaygınlaştırınız, yemek yediriniz, geceleyin halk uyumuşken siz namaz kılınız. (Böyle yaparsanız) selâmla cennete girersiniz. )

١٧٤ - باب مَا جَاءَ فِي قِيَامِ اللَّيْلِ

١٣٩٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( يَعْقِدُ الشَّيْطَانُ عَلَى قَافِيَةِ رَأْسِ أَحَدِكُمْ بِاللَّيْلِ بِحَبْلٍ فِيهِ ثَلاَثُ عُقَدٍ فَإِنِ اسْتَيْقَظَ فَذَكَرَ اللَّهَ انْحَلَّتْ عُقْدَةٌ فَإِذَا قَامَ فَتَوَضَّأَ انْحَلَّتْ عُقْدَةٌ فَإِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ انْحَلَّتْ عُقَدُهُ كُلُّهَا فَيُصْبِحُ نَشِيطًا طَيِّبَ النَّفْسِ قَدْ أَصَابَ خَيْرًا وَإِنْ لَمْ يَفْعَلْ أَصْبَحَ كَسِلاً خَبِيثَ النَّفْسِ لَمْ يُصِبْ خَيْرًا ‏)‏.‏

١٣٩١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ ذُكِرَ لِرَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ رَجُلٌ نَامَ لَيْلَةً حَتَّى أَصْبَحَ قَالَ ‏( ذَلِكَ الشَّيْطَانُ بَالَ فِي أُذُنَيْهِ ‏)‏.‏

١٣٩٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، أَنْبَأَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، عَنِ الأَوْزَاعِيِّ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( لاَ تَكُنْ مِثْلَ فُلاَنٍ كَانَ يَقُومُ اللَّيْلَ فَتَرَكَ قِيَامَ اللَّيْلِ ‏)‏.‏

١٣٩٣ - حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَالْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الصَّبَّاحِ، وَالْعَبَّاسُ بْنُ جَعْفَرٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو الْحَدَثَانِيُّ، قَالُوا حَدَّثَنَا سُنَيْدُ بْنُ دَاوُدَ، حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( قَالَتْ أُمُّ سُلَيْمَانَ بْنِ دَاوُدَ لِسُلَيْمَانَ يَا بُنَىَّ لاَ تُكْثِرِ النَّوْمَ بِاللَّيْلِ فَإِنَّ كَثْرَةَ النَّوْمِ بِاللَّيْلِ تَتْرُكُ الرَّجُلَ فَقِيرًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏.‏

١٣٩٤ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُحَمَّدٍ الطَّلْحِيُّ، حَدَّثَنَا ثَابِتُ بْنُ مُوسَى أَبُو يَزِيدَ، عَنْ شَرِيكٍ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي سُفْيَانَ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَنْ كَثُرَتْ صَلاَتُهُ بِاللَّيْلِ حَسُنَ وَجْهُهُ بِالنَّهَارِ ‏)‏.‏

١٣٩٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، وَابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، وَعَبْدُ الْوَهَّابِ، وَمُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنْ عَوْفِ بْنِ أَبِي جَمِيلَةَ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلاَمٍ، قَالَ لَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ الْمَدِينَةَ انْجَفَلَ النَّاسُ إِلَيْهِ ‏.‏ وَقِيلَ قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏ فَجِئْتُ فِي النَّاسِ لأَنْظُرَ إِلَيْهِ فَلَمَّا اسْتَبَنْتُ وَجْهَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَرَفْتُ أَنَّ وَجْهَهُ لَيْسَ بِوَجْهِ كَذَّابٍ فَكَانَ أَوَّلَ شَىْءٍ تَكَلَّمَ بِهِ أَنْ قَالَ ‏( يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَفْشُوا السَّلاَمَ وَأَطْعِمُوا الطَّعَامَ وَصَلُّوا بِاللَّيْلِ وَالنَّاسُ نِيَامٌ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ بِسَلاَمٍ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget