Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 48- MÜŞRİKLERİN KABİRLERİNİ ZİYARET ETMEK HAKKINDA GELEN HADÎSLER BÂBI

1639) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) annesinin kabrini ziyaret etti. Ve ağladı. Etrafındakileri de ağlattı. Sonra :

(Annem için istiğfar etmem hakkında Rabbimden izin istedim de bana izin vermedi. Onun kabrini ziyaret etmem için Rabbimden izin istedim. Bana izin verdi. Siz kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirlerin ziyareti, size ölümü hatırlatır.) buyurdu."

1640) " Salim’in babası (Abdullah bin Ömer) (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir :

Bir a'râbî Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Yâ Resûlallah! Babam gerçekten yakınlarıyla gerektiği gibi ilgilenirdi. Şöyle idi, böyle idi (diyerek babasını övdü ve :) Babam nerededir? diye sordu. Efendimiz:

(Ateştedir.) buyurdu. Abdullah (radıyallahü anh) demiştir ki :

Bana öyle geliyor ki: Adam bu cevabtan dolayı içerlenerek : Yâ Resûlallah! Senin baban nerededir? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Sen nerede bir müşrikin kabrine uğrarsan onu ateşle müjdele.) buyurdu. Abdullah (radıyallahü anh) demiştir ki: Bu a'râbî bilâhere müslüman oldu ve dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana cidden yorucu bir görev yükledi. Ben yanından geçip de Onu Cehennemle müjdelemediğim hiç bir kâfirin kabri yoktur."

٤٨ - باب مَا جَاءَ فِي زِيَارَةِ قُبُورِ الْمُشْرِكِينَ

١٦٣٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ كَيْسَانَ، عَنْ أَبِي حَازِمٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ زَارَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَبْرَ أُمِّهِ فَبَكَى وَأَبْكَى مَنْ حَوْلَهُ فَقَالَ ‏( اسْتَأْذَنْتُ رَبِّي فِي أَنْ أَسْتَغْفِرَ لَهَا فَلَمْ يَأْذَنْ لِي وَاسْتَأْذَنْتُ رَبِّي فِي أَنْ أَزُورَ قَبْرَهَا فَأَذِنَ لِي فَزُورُوا الْقُبُورَ فَإِنَّهَا تُذَكِّرُكُمُ الْمَوْتَ ‏)‏.‏

١٦٤٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ الْبَخْتَرِيِّ الْوَاسِطِيُّ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَالِمٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَبِي كَانَ يَصِلُ الرَّحِمَ وَكَانَ وَكَانَ فَأَيْنَ هُوَ قَالَ ‏( فِي النَّارِ ‏)‏.‏ قَالَ فَكَأَنَّهُ وَجَدَ مِنْ ذَلِكَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَأَيْنَ أَبُوكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( حَيْثُمَا مَرَرْتَ بِقَبْرِ كَافِرٍ فَبَشِّرْهُ بِالنَّارِ ‏)‏.‏ قَالَ فَأَسْلَمَ الأَعْرَابِيُّ بَعْدُ وَقَالَ لَقَدْ كَلَّفَنِي رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ تَعَبًا مَا مَرَرْتُ بِقَبْرِ كَافِرٍ إِلاَّ بَشَّرْتُهُ بِالنَّارِ ‏.‏ 


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 47- KABİRLERİN ZİYARETİ HAKKINDA GELEN HADÎSLER BÂBI

1636) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü size âhireti hatırlatır.)

1637) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan: Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kabirlerin ziyareti hakkında ruhsat vermiştir. Zevâid'de söyle denilmiştir : Bunun senedinin râvileri sıkadır. Çünkü râvi Bistam bin Müslim'i İbn-i Muin, Ebü Zur'a, Ebû Dâvûd ve başkaları sıka saymışlardır. Senedin kalan râvileri, Müslim'in şartı üzerindedirler.

1638) İbn-i Mes'ud (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Ben, sizleri kabirleri ziyaret etmekten men etmiştim. Bundan sonra kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü şüphesiz kabirlerin ziyareti, dünyayı küçümsetir ve âhireti hatırlatır.) Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun isnadı hasendir. İbn-i Muin, buradaki râvi Eyyûb bin Hâni'i zayıf görmüş; İbn-i Hatim ise işe yarar görmüştür. Ve İbn-i Hibbân onu sikalar arasında zikretmiştir.

٤٧ - باب مَا جَاءَ فِي زِيَارَةِ الْقُبُورِ

١٦٣٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ كَيْسَانَ، عَنْ أَبِي حَازِمٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( زُورُوا الْقُبُورَ فَإِنَّهَا تُذَكِّرُكُمُ الآخِرَةَ ‏)‏.‏

١٦٣٧ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعِيدٍ الْجَوْهَرِيُّ، حَدَّثَنَا رَوْحٌ، حَدَّثَنَا بِسْطَامُ بْنُ مُسْلِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا التَّيَّاحِ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ أَبِي مُلَيْكَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ رَخَّصَ فِي زِيَارَةِ الْقُبُورِ ‏.‏

١٦٣٨ - حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ هَانِئٍ، عَنْ مَسْرُوقِ بْنِ الأَجْدَعِ، عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنْ زِيَارَةِ الْقُبُورِ فَزُورُوا الْقُبُورَ فَإِنَّهَا تُزَهِّدُ فِي الدُّنْيَا وَتُذَكِّرُ الآخِرَةَ ‏)‏.‏ 


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 46- MEZARLIKTA AYAKKABILARI SOYMAK HAKKINDA GELEN HADÎSLER BÂBI

1635) Beşîr bin el-Hasâsiyye (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Ben, bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde yürüdüğüm esnada Kendisi:

— (Yâ Îbne'l-Hasâsiyye! Hangi şey sebebiyle Allah'tan razı değilsin? Sen Allah'ın Resulü ile birlikte yürümek nimetine kavuştun:) buyurdu. Ben :

— Yâ Resûlallah! Allah'tan hiç bir şikâyetim yok. O, her hayrı bana vermiştir, dedim. Biraz sonra müslümanların mezarlığından geçti ve (oradaki ölülere işaret ederek) :

— (Bunlar, çok hayra kavuştular.) buyurdu. Sonra müşriklerin mezarlığının yanından geçti ve (oradaki ölülere işaret ederek) :

— (Bunlar çok hayra sırt çevirip geçtiler.) buyurdu- Sonra döndü de mezarlar arasında ayakkabı ile yürüyen bir adam gördü ve Ona:

— (Ey Sibt (tabaklanmış, sığır köselesin) den ma'mul ayakkabılar sahibi! Ayakkabılarını at.) buyurdu.

٤٦ - باب مَا جَاءَ فِي خَلْعِ النَّعْلَيْنِ فِي الْمَقَابِرِ

١٦٣٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ شَيْبَانَ، عَنْ خَالِدِ بْنِ سُمَيْرٍ، عَنْ بَشِيرِ بْنِ نَهِيكٍ، عَنْ بَشِيرِ بْنِ الْخَصَاصِيَةِ، قَالَ بَيْنَمَا أَنَا أَمْشِي، مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ ‏( يَا ابْنَ الْخَصَاصِيَةِ مَا تَنْقِمُ عَلَى اللَّهِ أَصْبَحْتَ تُمَاشِي رَسُولَ اللَّهِ ‏)‏.‏ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا أَنْقِمُ عَلَى اللَّهِ شَيْئًا كُلُّ خَيْرٍ قَدْ أَتَانِيهِ اللَّهُ ‏.‏ فَمَرَّ عَلَى مَقَابِرِ الْمُسْلِمِينَ فَقَالَ ‏( أَدْرَكَ هَؤُلاَءِ خَيْرًا كَثِيرًا ‏)‏.‏ ثُمَّ مَرَّ عَلَى مَقَابِرِ الْمُشْرِكِينَ فَقَالَ ‏( سَبَقَ هَؤُلاَءِ خَيْرٌ كَثِيرٌ ‏)‏.‏ قَالَ فَالْتَفَتَ فَرَأَى رَجُلاً يَمْشِي بَيْنَ الْمَقَابِرِ فِي نَعْلَيْهِ فَقَالَ ‏( يَا صَاحِبَ السِّبْتِيَّتَيْنِ أَلْقِهِمَا ‏)‏.‏ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ قَالَ كَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُثْمَانَ يَقُولُ حَدِيثٌ جَيِّدٌ وَرَجُلٌ ثِقَةٌ ‏.‏ 


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget