Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 43- EŞHÜR-İ HURUM ORUCU BÂBI

1813 - “... Ebû Mücîbe el-Bâhilî'nin babasından veya amcası (radıyallahü anhüm)'den; Şöyle demiştir :

Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vararak : Ey Allah'ın Nebisi! Ben geçen yıl senin yanına gelen adamım, dedim. O :

(Ne oldu? Ben senin vücûdunu zayıf görüyorum. ) buyurdu. (Ravi demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in muhatabı

— Yâ Resûlallah(Geçen yıl seninle görüştüğüm günden bugüne kadar) gündüz hiç yemek yemedim. Yalnız gece yemek yedim, diye cevap verdi. Efendimiz ;

— (Kim sana kendi nefsini (aç bırakmakla) ta'zib etmeni emretti?) buyurdu. (Adam demiştir ki:) Ben;

— Yâ Resûlallah! Ben güçlüyüm, dedim. O:

— (Sabır (Ramazan) ayı ve ondan sonra bir gün oruç tut) buyurdu. Ben :

— Şüphesiz benim gücüm (bundan da fazlasına) yeter, dedim. O:

— (Sabır ayı ve ondan sonra iki gün oruç tut. ) buyurdu. Ben:

— Şübhesiz benim gücüm (bundan da fazlasına) yeter dedim. O :

— (Sabır ayı, ondan sonra üç gün oruç tut ve haram ayların orucunu tut. ) buyurdu. "

1814 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir:

Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Ramazan ayından sonra hangi oruç efdaldir? diye sordu. O :

(Muharrem dediğimiz Şehrullah (orucu) buyurdu.) "

1815 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Recep (ayı) orucundan nehiy buyurmuştur. "

1816 - “... Muhammed bin İbrahim'den rivâyet edildiğine göre: Üsâme bin Zeyd (radıyallahü anhümâ) haram aylar orucunu tutarmış. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona;

(Şevval ayı oruç tut. ) buyurmuş. Bunun üzerine Üsâme (radıyallahü anh) haram aylar orucunu bırakarak vefat edinceye kadar, dâima Şevval ayı oruç tutmuştur. "

٤٣ - باب صِيَامِ أَشْهُرِ الْحُرُمِ

١٨١٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنِ الْجُرَيْرِيِّ، عَنْ أَبِي السَّلِيلِ، عَنْ أَبِي مُجِيبَةَ الْبَاهِلِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، أَوْ عَنْ عَمِّهِ، قَالَ أَتَيْتُ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقُلْتُ يَا نَبِيَّ اللَّهِ أَنَا الرَّجُلُ الَّذِي أَتَيْتُكَ عَامَ الأَوَّلِ ‏.‏ قَالَ ‏( فَمَا لِي أَرَى جِسْمَكَ نَاحِلاً ‏)‏.‏ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا أَكَلْتُ طَعَامًا بِالنَّهَارِ مَا أَكَلْتُهُ إِلاَّ بِاللَّيْلِ ‏.‏ قَالَ ‏( مَنْ أَمَرَكَ أَنْ تُعَذِّبَ نَفْسَكَ ‏)‏.‏ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي أَقْوَى ‏.‏ قَالَ ‏( صُمْ شَهْرَ الصَّبْرِ وَيَوْمًا بَعْدَهُ ‏.‏ قُلْتُ إِنِّي أَقْوَى ‏.‏ قَالَ ‏( صُمْ شَهْرَ الصَّبْرِ وَيَوْمَيْنِ بَعْدَهُ ‏)‏.‏ قُلْتُ إِنِّي أَقْوَى ‏.‏ قَالَ ‏( صُمْ شَهْرَ الصَّبْرِ وَثَلاَثَةَ أَيَّامٍ بَعْدَهُ وَصُمْ أَشْهُرَ الْحُرُمِ ‏)‏.‏

١٨١٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِيٍّ، عَنْ زَائِدَةَ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْتَشِرِ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِمْيَرِيِّ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ أَىُّ الصِّيَامِ أَفْضَلُ بَعْدَ شَهْرِ رَمَضَانَ قَالَ ‏( شَهْرُ اللَّهِ الَّذِي تَدْعُونَهُ الْمُحَرَّمَ ‏)‏.‏

١٨١٥ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ الْحِزَامِيُّ، حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ عَطَاءٍ، حَدَّثَنِي زَيْدُ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ، عَنْ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَهَى عَنْ صِيَامِ رَجَبٍ ‏.‏

١٨١٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ الدَّرَاوَرْدِيُّ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُسَامَةَ بْنِ الْهَادِ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، أَنَّ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ، كَانَ يَصُومُ أَشْهُرَ الْحُرُمِ ‏.‏ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صُمْ شَوَّالاً ‏)‏.‏ فَتَرَكَ أَشْهُرَ الْحُرُمِ ثُمَّ لَمْ يَزَلْ يَصُومُ شَوَّالاً حَتَّى مَاتَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 42- PAZARTESİ VE PERŞEMBE GÜNLERİ ORUCU BÂBI

1811) , . Rebîa bin el-Gaz'dan rivâyet edildiğine göre:

Kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in (nafile) oruç durumunu Âişe (radıyallahü anhâ)'ya sormuş, Âişe (radıyallahü anhâ) da :

O, Pazartesi ve Perşembe (günleri) orucunu öncelikle arzulardı. demiştir. "

1812 - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Pazartesi ve Perşembe (günleri) oruç tutardı. Kendisine:

Yâ Resûlallah! Sen Pazartesi ve Perşembe oruç tutarsın, diye hikmeti soruldu. O buyurdu ki:

(Pazartesi ve Perşembe günleri Allah teâlâ her müslümana mağfiret eyler. Küs olanlar müstesna. Allah : 'Küs olan bu iki kişi barışıncaya kadar onları bırak' buyurur.)  

٤٢ - باب صِيَامِ يَوْمِ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ

١٨١١ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ، حَدَّثَنِي ثَوْرُ بْنُ يَزِيدَ، عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ الْغَازِ، أَنَّهُ سَأَلَ عَائِشَةَ عَنْ صِيَامِ، رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَتْ كَانَ يَتَحَرَّى صِيَامَ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ ‏.‏

١٨١٢ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِيُّ، حَدَّثَنَا الضَّحَّاكُ بْنُ مَخْلَدٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ رِفَاعَةَ، عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يَصُومُ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسَ ‏.‏ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّكَ تَصُومُ يَوْمَ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ فَقَالَ ‏( إِنَّ يَوْمَ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ يَغْفِرُ اللَّهُ فِيهِمَا لِكُلِّ مُسْلِمٍ إِلاَّ مُهْتَجِرَيْنِ يَقُولُ دَعْهُمَا حَتَّى يَصْطَلِحَا ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 41- AŞURE GÜNÜ ORUCU

1805 - “... Âişe (radıyallahü anha)’dan: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Aşure günü oruç tutar ve o gün oruç tutmayı emrederdi. "

1806). İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan: Şöyle demiştir:

Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret buyurduktan sonra oradaki yahûdîleri (aşure günü) oruçlu olarak buldu. Ve :

(Bu ne oruçtur?) diye sordu. Yahudiler: Bu gün Allah'ın Mûsâ'yı (düşmanlarından) kurtardığı ve Firavun'u boğdurduğu gündür. Mûsâ (Aleyhisselâm) (Allah'ın bu lütfuna) şükür olarak bu gün oruç tutmuştur, dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Biz Mûsâ'(nın sünnetini ihya) ya sizden ziyâde yakın ve hak sahibiyiz) buyurdu. Ve o gün oruç tuttu. O gün oruç tutmayı da emretti. "

1807 - “... Muhammed bin Sayfî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Aşure günü bize:

— (Sizden bugün bir şey yiyen var mı?) diye sordu. Biz :

— Bizden yiyen de var, yemiyen de var, diye cevap verdik. O:

— (Artık (bir şey) yemiş olan ve (bir şey) yememiş olan hepiniz, bu gününüzün kalan kısmını (oruçla) tamamlayınız ve Arûd halkına haber gönderin. Onlar da günün kalan kısmını (oruçla) tamamlasınlar. ) buyurdu. Râvi demiştir ki: Medine dolaylarındaki Arûd ehlini kasdetmiştir. "

1808 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(And olsun) Eğer ben gelecek yıla kadar sağ kalacak olursam. Muharrem ayının dokuzuncu günü oruç tutacağım. ) buyurdu.

Ebû Alî demiştir ki: Ahmed bin Yunus bu hadîsi İbn-i Ebi Zi'b' den rivâyet ederek şu İlâveyi yapmıştır: Aşure gününü kaçırmak korkusuyla (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle buyurmuştur. )

1809) ..... Abdullah bin Ömer (bin el-Hattab) (radıyallahü anhümâ)'dan : Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında Aşure gününden bahsedildi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

(Aşure günü, câhiliyyet ehlinin oruç tuttuğu bir gündür. Artık sizden o gün oruç tutmak isteyen tutsun ve o gün oruç tutmak istemiyen de o günün orucunu terketsin. )

1810 - “... Ebû Katâde (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Allah'ın, Aşure günü orucuyla ondan önceki yıl(ın günahların)ı bağışlamasını şüphesiz umarım. )

٤١ - باب صِيَامِ يَوْمِ عَاشُورَاءَ

١٨٠٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَصُومُ عَاشُورَاءَ وَيَأْمُرُ بِصِيَامِهِ ‏.‏

١٨٠٦ - حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ أَبِي سَهْلٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَدِمَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ الْمَدِينَةَ فَوَجَدَ الْيَهُودَ صُيَّامًا فَقَالَ ‏( مَا هَذَا ‏)‏.‏ قَالُوا هَذَا يَوْمٌ أَنْجَى اللَّهُ فِيهِ مُوسَى وَأَغْرَقَ فِيهِ فِرْعَوْنَ فَصَامَهُ مُوسَى شُكْرًا ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( نَحْنُ أَحَقُّ بِمُوسَى مِنْكُمْ ‏)‏.‏ فَصَامَهُ وَأَمَرَ بِصِيَامِهِ ‏.‏

١٨٠٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ حُصَيْنٍ، عَنِ الشَّعْبِيِّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ صَيْفِيٍّ، قَالَ قَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَوْمَ عَاشُورَاءَ ‏( مِنْكُمْ أَحَدٌ طَعِمَ الْيَوْمَ ‏)‏.‏ قُلْنَا مِنَّا طَعِمَ وَمِنَّا مَنْ لَمْ يَطْعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏( فَأَتِمُّوا بَقِيَّةَ يَوْمِكُمْ مَنْ كَانَ طَعِمَ وَمَنْ لَمْ يَطْعَمْ فَأَرْسِلُوا إِلَى أَهْلِ الْعَرُوضِ فَلْيُتِمُّوا بَقِيَّةَ يَوْمِهِمْ ‏)‏.‏ قَالَ يَعْنِي أَهْلَ الْعَرُوضِ حَوْلَ الْمَدِينَةِ ‏.‏

١٨٠٨ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبَّاسِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَيْرٍ، مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( لَئِنْ بَقِيتُ إِلَى قَابِلٍ لأَصُومَنَّ الْيَوْمَ التَّاسِعَ ‏)‏.‏

١٨٠٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّهُ ذُكِرَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَوْمُ عَاشُورَاءَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( كَانَ يَوْمًا يَصُومُهُ أَهْلُ الْجَاهِلِيَّةِ فَمَنْ أَحَبَّ مِنْكُمْ أَنْ يَصُومَهُ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَرِهَهُ فَلْيَدَعْهُ ‏)‏.‏

١٨١٠ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ، أَنْبَأَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، حَدَّثَنَا غَيْلاَنُ بْنُ جَرِيرٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْبَدٍ الزِّمَّانِيِّ، عَنْ أَبِي قَتَادَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صِيَامُ يَوْمِ عَاشُورَاءَ إِنِّي أَحْتَسِبُ عَلَى اللَّهِ أَنْ يُكَفِّرَ السَّنَةَ الَّتِي قَبْلَهُ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget